Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

EBÜ’L-HASAN-I HARAKÂNÎ (k.s)

EBÜ’L-HASAN-I HARAKÂNÎ (k.s)

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
37
F-D Coin
19
Gönüller Sultanı

Ebü’lHasanı Harakânî hazretleri yaşadığı dönemin gavsı âzamıydı İnsanlara uzanan ilâhî rahmetlere o vesile olurdu Devrin biriciğiydi Makamı, hali, şanı ve şerefi ile eşine az rastlanır bir veliydi

O öyle bir denizdi ki, irfan deryası gibi dalgalarıyla nice velî kulların yardıma koşardı Onun dergâhına uzaktan yakından, her gün, her ay, her yıl kafilelerle insanlar gelirdi Onun nurânî bakışları ve merhametli elleri, Allah’ın kullarına uzanan bir rahmet pınarıydı âdeta


Ebü’lHasanı Harakânî hazretleri üveysî olarak yetişti Bâyezîdi Bistâmî hazretlerinin ruhaniyeti onu terbiye etmişti Onun hakkında Mevlânâ Celâleddini Rûmî hazretleri şöyle diyor:

“Kalplerin mânevî doktorları olan velîler, uzaktan senin adını işitmekle varlığının ta derinlerine kadar giderler Belki de senin doğuşundan yıllarca evvel, seni görürler ve hallerini bile haber verirler

Ârifler sultanı Bâyezîdi Bistâmî hazretleri, bir gün Rey şehrinin yakınlarına Harakân köyünün hemen yanına gelmişti Yanında müridleri de vardı Harakân köyünden latif bir mânevî koku geldiğini hissetti Bir nefes ruhuna teneffüs etti O latif mânevî kokuyu aldı Ruhu aşk şarabı içmiş gibi oldu ve kendinden geçti

Buzlu su ile dolu olan kabın dışına temas eden hava, ter gibi görünür O kaptaki ter, aslında havanın soğukluğundan kaynaklanır Çünkü kabın içindeki sıcaklık dışına vurmuştur İşte kokuyu getiren rüzgâr da ona buz gibi esti Beden testisindeki suya sıcaklığı vurdu Bedeni de kap içindeki su gibi halis aşk şarabından mânevî sarhoş oldu

Bâyezîdi Bistâmî hazretleri mâna âleminde mest olunca, müridlerinden biri yanına yaklaştı ve şöyle sordu:

“Yüzün kâh kızarıyor, kâh sararıyor, kâh bembeyaz oluyor, bu hoş haller nedir? Anlamı var mıdır?

Sen bir şey kokluyorsun, fakat görünürde gül yok Şüphesiz o koku, gayb âleminden veya hakiki güllerin açtığı gül bahçesinden geliyor, kim bilir?

Bâyezîdi Bistâmî hazretleri şöyle dedi:

“Ey kendini tanıyan ve bilen, muradı ve maksadı olan er insan! Aslında her an sana gayb âleminden bir haber ve mektup gelmekte Her an Yakub gibi senin burnuna da Yusuf’tan şifalar kokusu erişmekte Mest olduğun o testiden bir damla olsun bize de içir Kokusunu duyduğun o gülistandan bize de bir nebze olsun koklat Ey yüce ve güzel er! Bizim dudaklarımız kuru iken senin yalnız olarak içtiğini görmemişiz



Ey felekleri bir anda geçip gelen, çabuk kalk da yediğin ve içtiğinden bize de ikram et!
Bu zamanda mânevî meclislerin senden başka reisi yoktur, ey âriflerin sultanı bizleri de gözet!

Bu mânevî şarabı gizlice içmek nasıl mümkün olabilir? Zira şarap, içeni sarhoş ediyor Bu şarabı içen, diyelim ki, bazı ilâçlarla ağzının kokusunu gizlemiş olsun, peki gözünün sarhoşluğuna ve mahmurluğunun süzülmesine ne demeli?

Bu öylesine bir mânevî koku ki, dünyada yüz binlerce perde onu gizleyemez Bu mânevî kokunun keskinliğinden dolayı, bütün ova doldu; ova ne demek? O mânevî koku dokuz feleği de geçti Bu sır küpünün ağzını çamurla sıvama Çünkü bu günahkâr, gizlenmek istemez Ey sırları bilen ve sırları dile getiren! Lutfeyle de bize ruhunun avladığını açıkla!

Bâyezîdi Bistâmî hazretleri, “Hz Peygamber Efendimiz’e (sav) Yemen tarafından gelen koku gibi, bana da bir acayip mânevî kokular geldi Bu taraftan bir dost kokusu geliyor Bu köyden mâna âleminin bir padişahı yetişecek dedi

Bâyezîdi Bistâmî hazretlerinin söylediği bu tarihi bir kenara yazdılar Onun beyanıyla tarih sayfasını süslediler O tarih gelince, Ebü’lHasanı Harakânî hazretleri dünyaya gönüller sultanı olarak teşrif etti

Ama o, Bâyezîdi Bistâmî hazretlerinin vefatından yıllarca sonra doğmuştu Ebü’lHasanı Harakânî hazretleri hakkında neler söylediyse hepsi de aynen gerçek oldu Çünkü Bâyezîdi Bistâmî hazretlerinin delili, levhi mahfûz idi Onun verdiği bu haber ne yıldız ilmiyle alâkalı ne fal bilgisi ne de rüya tabiriydi Ama o Hak Teâlâ’nın kalplere bir ilhamıydı, mânevî ikramıydı

Bâyezîdi Bistâmi hazretleri şöyle dedi:

“Ebü’lHasanı Harakânî benim müridim olacak ve her sabah kabrime gelip ders alacaktır

Gün geldi

Devran döndü

Ebü’lHasanı Harakânî şöyle dedi:

“Ben her sabah Bâyezîdi Bistâmî hazretlerinin kabrini ziyaret eder, kuşluk vaktine kadar onun huzurunda dururum

Çünkü Ebü’lHasanı Harakânî, huzurunda durduğu sürece Bâyezîdi Bistâmî hazretlerini görüyor ve gerekli olan tüm talimatları kendisinden alıyordu Arada bir ses veya söz olmaksızın Ebü’lHasanı Harakânî hazretlerinin bütün problemleri o anda çözülüveriyordu

Nasıl mı?

Bir kış mevsimiydi Kabirlerin üzeri yağan karlarla örtülmüştü O yıl çok kar yağmıştı Kabrin üzeri sanki sancak gibi olmuştu Kubbeler yükselmişti Ebü’lHasanı Harakânî hazretleri çok üzüldü Kederlendi Tam o sırada kabirden bir ses işitildi:

“Koşup bana gelmen için seni çağırmaktayım

Uyanık ol, kendine gel ve benim sesime doğru koş

Bütün âlem karla örtülmüş olsa bile sen yine de benden yüz çevirme!

Ebü’lHasanı Harakânî hazretlerinin o gün gönlü bir hoş oldu Mürşidinden kalbinin içine nurlar aktı Bâyezîdi Bistâmî hazretleri sayesinde bütün meseleleri çözüldü Bundan sonra ise olanlar oldu O yüksek makamlara ulaştı ve zamanın bir tanesi oldu

Şeyhülislâm Abdullahı Ensârî hazretleri şöyle diyor:

“Şüphesiz hadis, fıkıh gibi dinî ilimlerde pek çok hocam oldu Ama tasavvuftaki üstadım, mürşidim Ebü’lHasanı Harakânî hazretleri bir taneydi Eğer onu tanımasaydım, gerçeği asla bulamazdım








ALTIN SİLSİLE
 
858,505Konular
982,836Mesajlar
33,077Kullanıcılar
Lequste44Son üye
Üst Alt