nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
EBÛ AMR EZZÜCÂCÎ YAŞAMSAL
Evliyânın büyüklerinden İsmi Muhammed bin İbrâhim bin Yûsuf bin Muhammed, künyesi Ebû Amr ezZücâcî'dir AslenNişaburlu olup, doğum târihi bilinmemektedir Mekkei mükerremede ikâmet etti Kırk sene Mescidi Harâmdan ayrılmadı 959 (H348) senesi Mekkei mükerremede vefât etti
Evliyânın büyüklerinden Cüneydi Bağdâdî, Ebû Osman enNûrî, Ruveymâ, İbrâhim Havvâs hazretlerinin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi, olgunlaştı Mekkei mükerremeye yerleşip orada yargı yolun bilgilerini öğretmekle meşgul oldu Mekkei mükerreme evliyâsının büyüğü adıyla ünlü oldu Altmış defâ hac yaptı
Kendisi anlatır: Babamın vefâtından sonra, bana elli dinâr mîras kaldı Hacca gitmek maksadıyla yola çıktım Yolda bir kişi yanıma yaklaşarak kaç paran var diye sordu Kalbimden; Dürüst söylemekten daha hoş bir şey yokturdiye geçirdim ve o şahsa; Elli dinârım var' dedim Parayı benden isteyip kesedekileri saydı Dediğim değin çıkınca; Al sende kalsın, dürüst sözlülüğün beni sevindirdidedi Daha Sonra merkebinden inerek beni bindirdi ve bana; Arkandan yetişirimdedi Ertesi sene bana Mekke'de yetişti Vefât edinceye dek her zaman benim yanımda kaldı
Ebû Amr ezZücâcî'nin sohbetini Haremi şerîfte cümbür cemaat dinler, konuşmaya başladığında herkes büyük bir huşû içerisinde kendinden geçerdi Dinleyenler aralarında elKettânî, enNehrecûrî, elMürteiş ve diğer velîler de vardı Mekkei mükerremede kaldığı kırk yıl içerisinde büyük ve ufak abdest için Harem hudûdlarının, Mekke'nin çok uzaklarına giderdi Mekke'de ihtiyâc için abdesthâneye gittiği görülmedi Fazîletleri üstünlükleri o kadar çoktu Mekkei mükerremede mücâvir yâni komşu olup geçici kalanlar için; Kim fakat Haremi şerîfte mücâvir kalırken, kalbini Allahü teâlâdan başkasına bağlarsa, ziyân içinde olduğunu kendi hâli ile açığa çıkarmış olurbuyurur, gelenleri îkâz ederdi Hırsızlık yapanlar için de; Hacılardan kim bir hırsızlık yaparsa ve bununla ihtiyâcını temin etmek isterse, Allahü teâlâ böylesini zâtından uzaklaştırır; kalbine doyumsuzluk, pintilik, başkalarının yapacağı iyiliğe engel olma hâlini koyar Dili dâimâ şikâyetçi olur Ahali arasında Allahü teâlânın gadabına uğramış birey olarak dolaşırbuyurdu
Namazlarını, gönlünü Hakk'a vererek kılardı Bu sebeple kendisine; Farz namazlarında tekbîr alırken renginiz neden değişiyor?diye sorduklarında; Çünkü farz namazlara sıdk ve doğrulukla başlamamaktan korkuyorum Kim namaza durup, Allahü ekber diye tekbir getirir, ama o sırada kalbinde Allahü teâlâdan başka bir ilâh düşüncesi bulunursa veya hayâtı baştan başa O'ndan başka birinin büyüklüğünü ve yüceliğini kabul ederse, kendi aklı ile kendini yalanlamış olurbuyurdu
Birgün bir grup insan; Bir saat tefekkür, bir yıl ibâdetten hayırlıdırhadîsi şerîfinin şerhi, açıklaması nedir?dedi Onlara; Buradaki tefekkürün mânâsı, nefsi hatırlamamak, yok bilmektirbuyurdu
Ona kaybolan eşyânın bulunmasından sordular Şöyle anlattı: Bir duâ şekli daha vardır oysa, deneyim edilmiş, kaybolan şeyin bulunduğu görülmüştür Şöyle ama, önce üç defâ Duhâ sûresi okunur, daha sonra da üç defâ; ey Allah'ım! Geleceğinden kesin olmama olmayan günde insanları toplayan Rabbim! Bana kaybettiğim şeyimi bulmamı nasîb et, denir
Bir kimse, kendinde olmadığı bir halden konuşursa, dinleyenleri fitneye sürükler Kendisi de Allahü teâlâyı tanımaktan mahrûm kalır
HAC YOLCULUĞUN NASIL GEÇTİ
Kendisi anlatır: Bir gün hocam Cüneydi Bağdâdî hazretlerinin huzûruna çıkarak hacca gitmek arzumu bildirmiştim Uygun görüp bana bir dirhem verdiler Ben de onu alıp koynumda bir yere diktim sonradan yola çıktım Yolda nereye uğrasam bir tezgâhtar ve bir arkadaşla karşılaştım İhtiyâcım görüldü Koynumdaki paraya hiç hâcet kalmadı Haccımı yapıp geri dönünce mübârek hocamın huzurlarına çıktım Ellerini bana dürüst uzatıp; Dirhemi verebilirsinbuyurdular Koynumdaki dirhemi çıkarıp verdim Sonra da; Haccın, yolculuğun nasıl geçtibuyurdular Ben de; Efendim! Bereketinizle hiç sıkıntı çekmedim, sâlimen edâ edip geldimdedim Sonradan bana tebessüm ettiler
BERÂTIMI VER
Hac zamânında yabancı birisi onun yanında gelerek; Haccımı yaptım Berâtımı ver Senin arkadaşların, berâtımı almam için sana gönderdiler Ebû Amr, o kimsenin gönlünün temiz ve saf olduğunu fark etti Ona şaka yaptıklarını anladı Kâbe'nin kapısı ile Hacerülesved arasındaki Mültezim'e işâret ederek; Git oraya ve yâ Rabbî! Bana berâtımı ver, de!dedi Bir vakit daha sonra o tanıdık olmayan, elinde bir kâğıt ile geri döndü Kâğıdın üstünde yeşil hat, yazı ile; Bismillâhirrahmânirrahîm Bu falan oğlu falanın Cehennem'den berât kâğıdıdıryazılmış idi
KAYNAKLAR:
1) TabakâtüsSûfiyye; s431
2) HilyetülEvliyâ; c10, s376
3) Risâlei Kuşeyrî; s166
4) NefehâtülÜns; s267 (Fârisî 211)
5) RavdurReyyâhîn; s180
6) MeşreulErvâh; s129
7) SefînetülEvliyâ; s151
8) HazînetülAsfiyâ; c2, s199
9) TabakâtülKübrâ; c1, s138
10) TabakâtülEvliyâ; s156
11) TezkiretülEvliyâ; c2, s308
12) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c4, s23 *
Evliyânın büyüklerinden İsmi Muhammed bin İbrâhim bin Yûsuf bin Muhammed, künyesi Ebû Amr ezZücâcî'dir AslenNişaburlu olup, doğum târihi bilinmemektedir Mekkei mükerremede ikâmet etti Kırk sene Mescidi Harâmdan ayrılmadı 959 (H348) senesi Mekkei mükerremede vefât etti
Evliyânın büyüklerinden Cüneydi Bağdâdî, Ebû Osman enNûrî, Ruveymâ, İbrâhim Havvâs hazretlerinin sohbetlerinde yetişip kemâle geldi, olgunlaştı Mekkei mükerremeye yerleşip orada yargı yolun bilgilerini öğretmekle meşgul oldu Mekkei mükerreme evliyâsının büyüğü adıyla ünlü oldu Altmış defâ hac yaptı
Kendisi anlatır: Babamın vefâtından sonra, bana elli dinâr mîras kaldı Hacca gitmek maksadıyla yola çıktım Yolda bir kişi yanıma yaklaşarak kaç paran var diye sordu Kalbimden; Dürüst söylemekten daha hoş bir şey yokturdiye geçirdim ve o şahsa; Elli dinârım var' dedim Parayı benden isteyip kesedekileri saydı Dediğim değin çıkınca; Al sende kalsın, dürüst sözlülüğün beni sevindirdidedi Daha Sonra merkebinden inerek beni bindirdi ve bana; Arkandan yetişirimdedi Ertesi sene bana Mekke'de yetişti Vefât edinceye dek her zaman benim yanımda kaldı
Ebû Amr ezZücâcî'nin sohbetini Haremi şerîfte cümbür cemaat dinler, konuşmaya başladığında herkes büyük bir huşû içerisinde kendinden geçerdi Dinleyenler aralarında elKettânî, enNehrecûrî, elMürteiş ve diğer velîler de vardı Mekkei mükerremede kaldığı kırk yıl içerisinde büyük ve ufak abdest için Harem hudûdlarının, Mekke'nin çok uzaklarına giderdi Mekke'de ihtiyâc için abdesthâneye gittiği görülmedi Fazîletleri üstünlükleri o kadar çoktu Mekkei mükerremede mücâvir yâni komşu olup geçici kalanlar için; Kim fakat Haremi şerîfte mücâvir kalırken, kalbini Allahü teâlâdan başkasına bağlarsa, ziyân içinde olduğunu kendi hâli ile açığa çıkarmış olurbuyurur, gelenleri îkâz ederdi Hırsızlık yapanlar için de; Hacılardan kim bir hırsızlık yaparsa ve bununla ihtiyâcını temin etmek isterse, Allahü teâlâ böylesini zâtından uzaklaştırır; kalbine doyumsuzluk, pintilik, başkalarının yapacağı iyiliğe engel olma hâlini koyar Dili dâimâ şikâyetçi olur Ahali arasında Allahü teâlânın gadabına uğramış birey olarak dolaşırbuyurdu
Namazlarını, gönlünü Hakk'a vererek kılardı Bu sebeple kendisine; Farz namazlarında tekbîr alırken renginiz neden değişiyor?diye sorduklarında; Çünkü farz namazlara sıdk ve doğrulukla başlamamaktan korkuyorum Kim namaza durup, Allahü ekber diye tekbir getirir, ama o sırada kalbinde Allahü teâlâdan başka bir ilâh düşüncesi bulunursa veya hayâtı baştan başa O'ndan başka birinin büyüklüğünü ve yüceliğini kabul ederse, kendi aklı ile kendini yalanlamış olurbuyurdu
Birgün bir grup insan; Bir saat tefekkür, bir yıl ibâdetten hayırlıdırhadîsi şerîfinin şerhi, açıklaması nedir?dedi Onlara; Buradaki tefekkürün mânâsı, nefsi hatırlamamak, yok bilmektirbuyurdu
Ona kaybolan eşyânın bulunmasından sordular Şöyle anlattı: Bir duâ şekli daha vardır oysa, deneyim edilmiş, kaybolan şeyin bulunduğu görülmüştür Şöyle ama, önce üç defâ Duhâ sûresi okunur, daha sonra da üç defâ; ey Allah'ım! Geleceğinden kesin olmama olmayan günde insanları toplayan Rabbim! Bana kaybettiğim şeyimi bulmamı nasîb et, denir
Bir kimse, kendinde olmadığı bir halden konuşursa, dinleyenleri fitneye sürükler Kendisi de Allahü teâlâyı tanımaktan mahrûm kalır
HAC YOLCULUĞUN NASIL GEÇTİ
Kendisi anlatır: Bir gün hocam Cüneydi Bağdâdî hazretlerinin huzûruna çıkarak hacca gitmek arzumu bildirmiştim Uygun görüp bana bir dirhem verdiler Ben de onu alıp koynumda bir yere diktim sonradan yola çıktım Yolda nereye uğrasam bir tezgâhtar ve bir arkadaşla karşılaştım İhtiyâcım görüldü Koynumdaki paraya hiç hâcet kalmadı Haccımı yapıp geri dönünce mübârek hocamın huzurlarına çıktım Ellerini bana dürüst uzatıp; Dirhemi verebilirsinbuyurdular Koynumdaki dirhemi çıkarıp verdim Sonra da; Haccın, yolculuğun nasıl geçtibuyurdular Ben de; Efendim! Bereketinizle hiç sıkıntı çekmedim, sâlimen edâ edip geldimdedim Sonradan bana tebessüm ettiler
BERÂTIMI VER
Hac zamânında yabancı birisi onun yanında gelerek; Haccımı yaptım Berâtımı ver Senin arkadaşların, berâtımı almam için sana gönderdiler Ebû Amr, o kimsenin gönlünün temiz ve saf olduğunu fark etti Ona şaka yaptıklarını anladı Kâbe'nin kapısı ile Hacerülesved arasındaki Mültezim'e işâret ederek; Git oraya ve yâ Rabbî! Bana berâtımı ver, de!dedi Bir vakit daha sonra o tanıdık olmayan, elinde bir kâğıt ile geri döndü Kâğıdın üstünde yeşil hat, yazı ile; Bismillâhirrahmânirrahîm Bu falan oğlu falanın Cehennem'den berât kâğıdıdıryazılmış idi
KAYNAKLAR:
1) TabakâtüsSûfiyye; s431
2) HilyetülEvliyâ; c10, s376
3) Risâlei Kuşeyrî; s166
4) NefehâtülÜns; s267 (Fârisî 211)
5) RavdurReyyâhîn; s180
6) MeşreulErvâh; s129
7) SefînetülEvliyâ; s151
8) HazînetülAsfiyâ; c2, s199
9) TabakâtülKübrâ; c1, s138
10) TabakâtülEvliyâ; s156
11) TezkiretülEvliyâ; c2, s308
12) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c4, s23 *