Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Duyu Organlarımızın Görevleri

Duyu Organlarımızın Görevleri
0
105

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Duyu Organlarımızın Görevleri

Çevremizde olup bitenleri duyu*larımızla algılar nesneleri duyularımızla ayırt ederiz İnsanda ve hayvanların çoğunda;

1 Gör*me
2 İşitme
3 Koku
4 Lezzet
5 Dokunma

gibi beş temel duyu vardır Bu duyularla edinilen bilgiler (duyumlar) somut biçimde algılandığı için gördüğümüzün işittiğimizin dokunduğu*muzun koku ve lezzet aldığımızın her an bilincindeyizdir Fakat dış dünyadaki ve vücudu*muzdaki değişiklikler üzerine veri edinmemizi karşılayan hareket basınç denge ısı ve sızı duyuları bu şartların değişmesi bizi rahatsız edecek dek belirgin olmadığı sürece ön plana çık*maz

Görme Duyusu
Görme duyumuzun organı göz sese dayalı işitme organına tarafından ses hızının ışık hızına oranı denli seri olduğu gibi geniş bir algıdır Görüntü yolu ile algılanan nesne sayısı çok fazladır Yakın bağlantı olmasa da fazla uzak çevre hakkında bilgi verebilir Fazla seri avcı hayvanların gözleri çok gelişmiştir Gösterme ise insana seslerden daha fazla bilgiyi iletir ama ayrımlaştırması zordur Resim ile yazı arasındaki ayrım görsel gücü bize anımsatır Ne ki görmeyi bitirmek için işitme ve dokunma duyularının fazla kaslı olması gerekir Bakıp görmeme görmedeki ayrımlaştırmanın önemini vurgular Bakmak bütünseldir bakmak ise ayrımlaştırma ile gerçekleşir Bakılan bir alanda aradığını görmek için aranılan şekli anlayışlı olmak gerekir bu bilgi deneyimle sağlanır Görmenin olmadığı durumlarda insanların dokunma duyusu ve işitme duyusu daha da gelişir Dünyaya dokunarak yaşayan yılan görme duyusunun eksikliğini dokunma duyusunu daha da geliştirerek çözer ve dokunma duyusunu geliştirerek termal olarak; ısıyla algyarak görme eksiğini diğer taraftan fazlasıyla giderir Teknolojinin gelişmesiyle gece görüşü elde etmek için dokunma duyusu gibi ısıyla algılayan termal dürbünler yapılmıştır

İşitme duyusu
Kulak kepçesiyle toplanan ses dalgaları kulak yolundan kulak zarına gelir ve kulak zarını titreştirir Zarın titreşimleri kulak kemikcikleri göre kuvvetlendirilip oval pencereye iletilir
Oval penceredeki ses titreşimleri dalız içindeki sıvı ile salyangozdaki sıvıya geçer
Ses titreşimleri salyangozdaki sıvıdan işitme duyu hücrelerine oradan da sinirlere aktarılırlar
Sinirier kadar alınan ses beyne iletilir ve işitme sağlanmış olur:

Kulak kepçesi Kulak yolu Kulak zarı Örs çekiç üzengi Oval pencere Dalız Salyangoz İşitme sinirleri Beyindeki işitme merkezi

İşitme duyusu ile gözün algılayamadığı durumlarda çevredeki değişiklikleri bildiren çevre hakkında veri almamızı sağlarız asıl organı kulaktır ve ağız ile bağlantısı vardır Ses hızına emrindeki olarak titreme algılanır İnsan 16 ile 16 bin desibel arasında işitirken kediler daha üst frekanslarda köpekler ise daha alçak frekanslarda işitebilirler Kimi canlılarda yüksek ultrasonik hızlar kullanılır İşitme Avcı hayvanlarda çok gelişmiştiryarasa gibi kulakları fazla gelişmiş canlıların gözleri az görür Seslerin ayrımlaştırılması birbirinden ayrılması fazla önemlidir ortama sağlanan armoni giderek sesleri ayrımlaştırırak bir senteze varmamızı kolaylaştırır İşitme duyusu az olan canlılar dokunma ve görme duyusu ile işitmenin eksiğini gidermeye çalışırlar ki seslerin havadaki ritm etkisi dokunma duyusu ile giderilebilmeye uygundur Ne ama işitme ayrımlaştırılamadığında bir ses bir gürültüdür Çağlayan sesini yıkılan kaya sesinden dağıtmak için bilgi gerekir Bu veri deneyimle kazanılır Çoğunlukla gördüğümüz bir duyunun kaybı ile diğerlerinin daha fazla çalıştığı ve birinin fazla gelişmesiyle diğerlerinin görevi ona terk ettiğidir Görme duyusu fazla kuvvetli olanların işitmesinin diğerlerine kadar az olması salt bir kuram değildir

Koku Duyusu
Değişik işlevlerinin yanı sıra burnun esas görevlerinden biri de kokuları ayırt etmektir Koku alıcıları denen özel sinir hücreleri burnun içinde organın tam tepesine ve gerisine rastlayan bölümde bir katman oluşturacak biçimde yerleşmiştir Burada yaklaşık bir posta pulu büyüklüğünde yer kaplayan 5 milyon değin koku hücresi bulu*nur Bazı nesnelerin sözgelimi bir gülün ya da yanan bir kömür parçasının kokulu olması havaya ufak parçacıklar yaymasından ileri kazanç Olağan olarak bitik alırken burun deliklerimizden giren havanın çoğu aracısız olarak boğazımıza gittiği için fazla eksik koku alırız ya da hiç almayız Ama burnumuzu kokulu bir cisme yaklaştırıp havayı en ince ayrıntısına kadar içimize çektiği*mizde burnun içindeki dokular açılıp genişleyerek duyu hücrelerinin bulunduğu üst bölü*me daha çok hava gitmesini sağlar Böylece koku parçacıkları çevreye dağılmadan bu hücrelere ulaşır; burnun içindeki hücrelerin salgıladığı sümüksü maddede (mukusta) çö*zünür ve kokunun türüne kadar açıklanmış hücrele*ri uyarır Bu durumda kokuyu olanca keskinliğiyle algılayabiliriz Kokunun kaynağına ne dek yaklaşılırsa havadaki koku parçacıkları da o kadar yoğunlaşır İnsanların birazcık uğraş göstermekle 3000'in üzerinde kokuyu bir bir ayırt edebilecekleri sanılıyor
Yaşamını sürdürebilmek için avlanmak veya daha zinde düşmanlarına yem olmamak için aralıksız çevresini gözlemek zorunda olan hayvanların koku duyusu insanlarınkinden çok daha güçlüdür Rüzgârın esiş yönü yerinde olduğunda bir geyik 800 metre ötedeki bir avcının kokusunu alabilir Köpekler bir tavşa*nın ardında bıraktığı hafif kokuyu veya koşarken ezip geçtiği otların kokusunu alarak iz sürebilirler Koku duyusu bu dek geliş*memiş olan insan bir de duyduğu kokulara zahmetsizce alışır Hafif bir kokuyu birkaç dakika kokladıktan sonra bundan böyle o kokuyu duymaz oluruz

Lezzet Duyusu
Tat alıcıları ağzın içinde lezzet tomurcukları denen ufak gözenekli olan kümeleri halinde toplan*mıştır Bu tomurcukların çoğu dilin üzerinde bulunur; bir bölümü de ağız boşluğunun içine ve boğazın gerisine içten dağılmıştır Erişkin bir insanda herkes yaklaşık 30 duyu hücresel*sinden oluşan 9000 değin tat tomurcuğu vardır Çocuklarda bu rakam daha fazladır
Gıda ve içecekler tatlı tuzlu ekşi acı gibi dört temel tadın ve dağıtılmış kokuların bir karışımıdır Fiilen yiyeceklerin tadı daha fazla kokularla belirginleşir Üşüttüğümüz için burnumuz tıkalı olduğunda yiyeceklerin ko*kusunu alamayız bu yüzden yiyip içtiklerimiz bize antipatik gelir Katkısız şekerli suyun tadın*dan da pek hoşlanmayız ama içine azıcık çilek kokusu katıldığında bu içeceğin tadı değişirve hoşumuza gider
Ağzımızda değişik tatları algılayabilen ayrı ayrı tat tomurcukları vardır Tatlıya ve tuzluya duyarlı olan tomurcuklar en çok dilin ucunda ekşiye duyarlı olanlar iki yanında acıya aklıselim olanlar ise arka bölümünde toplanmıştır

Dokunma Duyusu
Bir cismin nerede bulunduğunu biçimini dokusunu mesela sert mi yumuşak mı pürtüklü mü yahut kaygan ya da yapışkan mı olduğunu dokunma duyumuzla anlarız Dış dünyayı ve nesneleri tanımamızda çok manâlı rol oynayan bu bilgiler tüm vücudumuzu saran derideki duyu sinirleriyle beynimize ulaşır Ama vücudumuzun her noktası bu açıdan benzer duyarlıkta değildir Örneğin kolumuzun üst bölümünde hafifçe dolaştırılan ince bir tüyü ara sıra hiç hissetmeyebiliriz

Çünkü deriye gömülü olan dokun*ma alıcıları yani duyu sinirlerinin uçları bu bölümde epeyce seyrektir ve deriye değdirilen tüy bu alıcıların bulunmadığı yerlere rastlayabilir Ama ellerimizdeki ve yüzümüzdeki alıcılar birbirine fazla yakın gruplar halin*de kümelenmiştir; özellikle parmak uçların*daki derinin her santimetre karesinde 150'den çok dokunma alıcısı bulunur

Diğer Duyular

Sıcaklık Duyusu
Sıcaklık duyusundan sorum*lu olan alıcılar da gene derinin her yanında dağılmış olan duyu sinirlerinin uçlarıdır Bun*lardan bazıları sıcağı bazıları soğuğu algılar Sahiden insanda sıcaklık duyusunun sınırları çok dardır Isı fazla yükseldiği veya donma noktasının altına düştüğü zaman insanın so*ğuk ya da sıcak duyumları daha çok bir ağrı duyumuna dönüşür Bir De değişik duyuların çoğunda olduğu gibi sıcaklık duyusunda da daha önce edinilmiş duyumların etkisi basit kolay silinmez Mesela bir elimizi soğuk suya öbürünü sıcak suya sokup birkaç dakika beklettikten sonra ikisini de derhal ılık suya tuttuğumuzda ılık su soğuk sudan çıkan elimize sıcak sıcak sudan meydana çıkan elimize soğuk gelecektir

Ağrı Duyusu
Sancı duyusu tehlike işareti vererek bizi uyardığı için sağlığımız açısından fazla önemlidir Bu duyu olmasaydı insan hiç farkına varmadan sürekli olarak bir yerlerini kesebilir yakabilir veya incitebilirdi Hasta*landığımızı haber veren de yine sızı duyuşu*dur Ağrı verici uyarıları alabilen duyu sinirle*rinin uçları derinin büyük bölümünde nere*deyse sürekli denecek dek sık kurulmuş*tir Yalnız vücudun bir takım yerlerine örneğin bacakların mısra dek olan bölümünün (uy*lukların) dış yüzüne bir iğnenin ucuyla doku*narak hiç ağrı duyulmayan noktalar saptana*bilir Fakat iğne ayrıntılarıyla batırıldığında daha derindeki bir sinire rastlayacağından ve sinir*lerin çoğu da ağrıya duyarlı olduğundan bu duyarsız noktalar bulunamaz
Hareket Duyusu Bu duyu yoluyla edin*diğimiz duyumlar öbürleri değin fiziksel olma*dığından hiç farkına varmayız; ama beynimiz en minik bir hareketi bile bu duyumlara dayanarak yönlendirdiği için bu duyunun önemi çok büyüktür Kaslardaki ve kirişler*deki bazı duyu sinirlerinin uçları her adale veya kiriş lifinin gevşemesine kasılmasına ilişkin tüm bilgileri beyne iletir; beyin de kol ve bacakların hareketlerini kontrol etmek vücu*dun düşey durmasını karşılamak üzere bu bilgiler*den yararlanır Kısacası hareket duyusu olma*saydı insanın tüm hareketleri sarsak ve yamalı olurdu
Gözlerimiz kapalıyken bir elimizi örneğin yana doğru büküp parmaklarımızdan birini kıvırdıktan sonradan gözlerimizi açmadan öbür elimize de benzer konumu verebiliriz İşte bunu karşılayan hareket duyuşudur Adale ve eklem*lerdeki kasılma alıcıları parmakların ne değin bükülmüş olduğunu beyne bildirir; bu nedenle beyin değişik elin parmaklarının da aynı biçim*de bükülmesini sağlar Kısacası piyano çal*mak daktilo makinesi kullanmak veya dan*tel örmek gibi beceri gerektiren hareketler bu duyunun yardımı olmaksızın yapılamaz


Ayak tabanlarındaki ve vücudun diğer bölümlerindeki duyu hücreleri de düşey durma*mıza ve sözgelimi paten yaparken veya gizli bir yerde yürürken dengemizi korumamıza muavin olur Bu hücreler üçgenin taban olmayan kenarı tabanının farklı alanlara yönlendirilmiş bölümlerine ne kadar basınç bindiğini saptayarak vücudun hangi yanlamasına eğildiğini beyne bildirir Düşmek üzere olduğumuzu haber vererek vücudumuzu düzeltmemize yardımcı olan da yine bu duyudur


Denge Duyusu
Denge sağlamamızda hare*ket ve görme duyularımıza da önemli görevler düşer fakat belli başlı denge organı içkulaktadır İçkulaktaki iki ufak boşluğun içini döşeyen duyu hücreleri başın her hare*ketinde ve konumunda şiddeti değişen yerçe*kimi kuvvetine son derece duyarlıdır Keza yine içkulaktaki üç minik yarım daire kanalı*nın içini dolduran değişken başın en minik hareke*tinde çalkalanır Bu sıvının kanalların içini döşeyen duyu hücrelerine içten akmasıyla hücreler başın hangi yöne eğildiğini beyne bildirir Bu Nedenle kendi çevremizde döndüğü*müz süre dengemizi koruyabiliriz
Bütün bu duyu alıcıları ve duyu sinirlerinin uçları aldıkları uyarıları duyu sinirleri aracılı*ğıyla beyne iletir Bu mesajı yani sinir iletisinin şiddetini ve vücudun neresinden geldiğini yorumlayan beyindir *
 
858,505Konular
982,658Mesajlar
33,045Kullanıcılar
LetStingSon üye
Üst Alt