Kışa yuz tutan bir sonbahar sabahı cıkarıp atayım geliyor her şeyi goz bebeklerimden
Bir bulut suruklenir buz gibi soğukta adımlarımı taşır soluksuz yıldızlara Bakıyorum yukarıdan şu hayata ve cok anlamsız İnsanlar koşturuyor her biri bir tarafa Birileri doğuyor birileri oluyor Oysa neden kalp kırmak, gonul yıkmak, insanı kucaklamak, hataları bağışlamak ve affettim demek varken
Şimdi bir yıldızı opuyorum; gozlerinden Hayatın oyuklarını doldurmak istiyorum, gozlerinden devşirdiğim yeşilliklerle Ama duşler yamanmaz bilirsin Dokundukca yaşamın titrekliğine bir yakarış şarkıları doluyor her defasında yureğime
Bitmeyen gunlerin ardından kalan fersizliğin icinde bir yol ciziyorum, suskunluk ırmağında boğulan kelimelere Tatlı bir guluşe eklenince huzun, hayatın ince bir teline dokunurcasına yağınca yağmur, bu diyardan goc mevsimdir artık diyorum
Ne zaman indirsem ellerimi yere, kanaatkar bir yanı oluyorsun icimin Kacamak bir duşte, ardından koşup ta yetişilemeyen soluksuz bir karaltının icinden gidemiyor bir yanım Bir yanımsa susmalarda dunlere geri donmek icin mi tum bu caba Oysa dunlerimiz şimdilerde gizli ve şimdilerimiz gebe yarınlara Ama her şey kadere bağlı
Kırk ikindi zamanı yontulmuş anıları kucaklayarak koşup geliyorsun zaman suzgecinden aşındırarak duşuncelerimi Takvime bakıyorum; kırlangıcların gelme zamanı Oysa tum kırlangıclara dargın olduğumu bir tek sen biliyorsun Ustunkoru gecerken takvim yapraklarının arasından huznun yureğimdeki kıvrımlarına takılıp kalıyor bildiğim her şey
Sen yalnızlık olup cıkıyorsun karşıma birden Her yalnızlıkta bir yanımı buluşum bu yuzden Sozler yitmiş olsa bile yurekler her daim konuşur Derinlerde bir yerde batık sozleri vardır her insanın
Bir gulu koklarken binlerce diken batmıyorsa yureğine bir insanın; ne anlama gelir seviyorum demek Oysa hayat; bir annenin kor dudaklarında yanan ah’da gercek anlamı bulur Ve her ah, bir niceliğin yansımış hali menzile varılamamışlığın kederi yada sevdiğine ulaşamamanın ızdırabı
Dostum bilesin gittikce kirleniyor hayallerim Ve sen bu karaltının icinde bir yol bulup cıkıyorsun aydınlığa Ozlemlerimizle kuşattığımız o karargahta gunbegun uzaklaşan duşler icinde beliriyor yuzun Yuzun solgun, yuzunde soluksuz gecelerin karası Ve ellerin, hala dokunmak istiyor yaşamın gizlerine Her gizde bir ozlemin sıcak nefesi olduğunu nasıl anlatmalı sana kaypak bir aşk şarkısı kadar urkek ve hep susuyorsun
Dostum ozleniyor, ozlendikce daha da guzelleşiyorsun
Bir bulut suruklenir buz gibi soğukta adımlarımı taşır soluksuz yıldızlara Bakıyorum yukarıdan şu hayata ve cok anlamsız İnsanlar koşturuyor her biri bir tarafa Birileri doğuyor birileri oluyor Oysa neden kalp kırmak, gonul yıkmak, insanı kucaklamak, hataları bağışlamak ve affettim demek varken
Şimdi bir yıldızı opuyorum; gozlerinden Hayatın oyuklarını doldurmak istiyorum, gozlerinden devşirdiğim yeşilliklerle Ama duşler yamanmaz bilirsin Dokundukca yaşamın titrekliğine bir yakarış şarkıları doluyor her defasında yureğime
Bitmeyen gunlerin ardından kalan fersizliğin icinde bir yol ciziyorum, suskunluk ırmağında boğulan kelimelere Tatlı bir guluşe eklenince huzun, hayatın ince bir teline dokunurcasına yağınca yağmur, bu diyardan goc mevsimdir artık diyorum
Ne zaman indirsem ellerimi yere, kanaatkar bir yanı oluyorsun icimin Kacamak bir duşte, ardından koşup ta yetişilemeyen soluksuz bir karaltının icinden gidemiyor bir yanım Bir yanımsa susmalarda dunlere geri donmek icin mi tum bu caba Oysa dunlerimiz şimdilerde gizli ve şimdilerimiz gebe yarınlara Ama her şey kadere bağlı
Kırk ikindi zamanı yontulmuş anıları kucaklayarak koşup geliyorsun zaman suzgecinden aşındırarak duşuncelerimi Takvime bakıyorum; kırlangıcların gelme zamanı Oysa tum kırlangıclara dargın olduğumu bir tek sen biliyorsun Ustunkoru gecerken takvim yapraklarının arasından huznun yureğimdeki kıvrımlarına takılıp kalıyor bildiğim her şey
Sen yalnızlık olup cıkıyorsun karşıma birden Her yalnızlıkta bir yanımı buluşum bu yuzden Sozler yitmiş olsa bile yurekler her daim konuşur Derinlerde bir yerde batık sozleri vardır her insanın
Bir gulu koklarken binlerce diken batmıyorsa yureğine bir insanın; ne anlama gelir seviyorum demek Oysa hayat; bir annenin kor dudaklarında yanan ah’da gercek anlamı bulur Ve her ah, bir niceliğin yansımış hali menzile varılamamışlığın kederi yada sevdiğine ulaşamamanın ızdırabı
Dostum bilesin gittikce kirleniyor hayallerim Ve sen bu karaltının icinde bir yol bulup cıkıyorsun aydınlığa Ozlemlerimizle kuşattığımız o karargahta gunbegun uzaklaşan duşler icinde beliriyor yuzun Yuzun solgun, yuzunde soluksuz gecelerin karası Ve ellerin, hala dokunmak istiyor yaşamın gizlerine Her gizde bir ozlemin sıcak nefesi olduğunu nasıl anlatmalı sana kaypak bir aşk şarkısı kadar urkek ve hep susuyorsun
Dostum ozleniyor, ozlendikce daha da guzelleşiyorsun