iltasyazilim
FD Üye
Domuz Gribinden Korunmak İçin Nasıl Beslenmeli?
Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Besin ve Perhiz Bölümü ’nden Dyt Şefika Kültürlü Selçuk, “Içten beslenerek gripten korunmanın yolları hakkında bilgi verdi
DÜRÜST BESLENİN GRİBE YAKALANMAYIN!
Havanın soğuması ile birlikte hastalıkların yaradılış sıklığı artmaktadır Mevsimin değişikliğine tabi olarak halsizlik, gönülsüzlük, baş ağrısı ve yorgunluk birincil belirtilerdir Grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi o kadar fazla hastalık da kendini göstermeye başlamaktadır Bağışıklık sistemimizin kuvvetli olması bu dönemde çok siklet kazanmaktadır Bizi enfeksiyondan koruyan ve toksik ajanlarla savaşan bağışıklık sistemimizdir Zinde bir savunma mekanizması oluşturmanın temelinde ise; yeterli ve dengelenmiş beslenme ve antioksidan besinlerce varlıklı besin yer almaktadır Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde beden direncindeki azalmaya dikkat çekerek antioksidan etkiye sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, omega 3 ve omega 9 yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedir Emrindeki oysa öncelik bu öğelerin besinlerden doğal olarak alınmasıdır
Dinç edinmek sağlıklı beslenmekle senaryo kazanır
Yeterli ve dengelenmiş beslenmeyi ihmal etmeden eti, sütü, sebzeyi, meyveyi, tahılları mutlaka tüketmeliyiz Önceliğimiz hep taze sebze ve meyveyi doğal beslenmeyi seçmek olmalıdır Farklı Alanlara Yönlendirilmiş besinlerden beslenmeyi daima vurgulasak da siz bu enfeksiyona sık yakalanabileceğimiz dönemde aşağı açıklanmış vitamin ve mineralleri içeren gıdaları sofralarınızdan hiç beceriksiz etmeyin
Yumurta, süt, balık vücudu enfeksiyondan koruyor
Vücutta savunma sisteminde tayin alır, lenfosit yapımı ve antikor oluşumunu artırır; bu nedenle enfeksiyonlara karşı vücudu korur A vitamini anti enfeksiyon vitamin olarak da bilinmektedir
Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır
Yüksek C Vitamini içeriği ile yeşilbiber, kuşburnu ve karnabahar savunma sisteminizi güçlendirir
Önemli antioksidanlardan bir diğeri de C vitaminidir C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, savunma sistemini güçlendirir Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir C vitamini kaybını durdurmak için salatalar da meyve suları gibi tüketilmeden derhal önce hazırlanmalıdır
Fındık, ceviz, badem ve balık doğal koruyucudur
E vitaminin cisim çalışmasındaki en manâlı görevi antioksidan özelliğidir Yeni doğan bebeklerde solunum bozukluklarının kronikleşmesini önlediği görülmüştür En zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, akışkan yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir
Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan omega3 yağ asitleri dinç bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda yer alan omega9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler
Çinko eksikliği hastalıkları da beraberinde getiriyor
Hafif düzeyde çinko eksiklikleri bilhassa gelişmekte olan ülkelerde yaygın görülen ve birçok sıhhat sorununu beraberinde getiren bir tablodur Bu durumda yapılan çinko desteği somut, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi iyileştiren yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını azaltmaktadır
En iyi kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir Orta seviye kaynakları; fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagiller çinkodan zengin nebati kaynaklardır
Öğünlerinizde yoğurt ve kefir tüketmeye uyarı edin
Florayı güçlendirerek gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına aleyhinde dayanıklılık oluştururlar Antimikrobiyal aktiviteyi üst düzeyde tutarlar İmmün fonksiyonlara(bağışıklığa) yardım verirler Antitümör özellik gösterirler
Prebiyotikler ise probiyotiklerin artış ve gelişmesini sağlayan, aktivitelerini arttıran sindirilmeyen karbonhidrat bileşikleridir Prebiyotikler ise ilk kez anne sütü ve lifli gıdalarda (enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz ve muz gibi ) bulunurlar Yoğurt prebiyotiktir, yani probiyotiklerin üremesini artırır Kefir probiyotiktir, yani kendisi yardımsever mikroorganizmadır
Kefir bitkiler oluşumunu engellemekte veya var olanın ilerlemesini azaltmaktadır Kefir içindeki mikroorganizmalar bolca vitamin (K vit, B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik asit B12, ve biyotin) sentezi yaparlar Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin öteki B karışık vitaminlerinin emilimini de artırır
Kahvaltıda 1 tatlı kaşığı bal veya ballı limonlı ılık çaylar yatıştırıcı tesir gösterir
çoğunlukla balın yaklaşık % 82' si fruktoz ve dekstroz şekerlerinden, % 172 'si sudan meydana gelir Enerji veriminin dışarıda karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır Bu özellikler balın antimikrobiyel etkisinin yanı sıra baldaki fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini temin etmek için kullanımı önerilmiştir
Yemeklere, çorbalara, yoğurda ve etlerin marinizasyonunda sarımsak kullanın
Sarımsağın yapısında çokça su, fruktoz içeren karbonhidratlar, kükürt bileşikleri, protein, lif ve hür amino asitler bulunur Sarımsak hem yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir
Sarımsağın en manâlı biyokimyasal özelliklerinden biri antioksidan potansiyelidir Bu özelliğinin içindeki organik kükürt bileşiklerinden (allisin) kaynaklandığı düşünülmektedir Ham sarımsakta antioksidan potansiyeli vardır, fakat yüksek dozları kalp, karaciğer ve böbreğe toksik etkiler gösterebilmektedir Keza sarımsakta yer alan flavonoidler de antioksidan etkilerine katkıda bulunuyor olabilirler Bir diğer kayda değer özelliği, organizmada çoğu işlevi olduğu gösterilen nitrik oksiti (NO) artırıcı etkisidir Bu mekanizmalar sarımsağın ateroskleroz ve hipertansiyon tedavisi ile koruyucu tedbir rollerini açıklayıcı olabilir Sarımsağın farklı alanlara yönlendirilmiş mekanizmalarla karsinojenleri detoksifiye edebileceği, bağışıklık sisteminin baskılanmasını önleyerek de kansere karşı faydalı olabileceği söylenmektedir
Salatalara ham maydanoz ekleyin Yemekler piştikten sonra maydanozu ekleyin ama C vitamin kaybı olmasın
Maydanoz bir provitamin A (Beta karoten) kaynağıdır Bu özelliği ile görme gücü, kılcal damar sisteminin, adrenal bezin ve tiroid bezinin fonksiyonları üzerinde etkilidir Yapraklarında uçucu yağlar, flavonoidler, protein, klorofil ve glikozit, köklerinde ise buharlaşan yağ, şeker, müsilaj ve glikozit vardır Yapraklar vitamin ( A,C,K ), demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum yönünden zengindir bir parça maydanoz günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar
Narı suyundan fazla tanesine ile tüketmeye çalışın
Nargiller familyasının örnek bitkisidir Nar meyvesi ismini Latince ’de ‘çok tohumlu ’ anlamına gelen ‘pomegranate ’ den almıştır Nar suyunda anthsiyaninler ve güçlü antioksidant flavonoidler nar suyunun rengini sağlarlar Nar antioksidan ve antitümör etkisinden dolayı ilaç olarak da tanımlanabilir
Kayısı ara öğünlerinizde kurusunu pratik taşıyabileceğiniz vitaminli bir meyvedir
Kayısı, insan vücudunun jurnal enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok eksik katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum ve vitaminlerden ßkarotence fazla zengindir A vitaminin öncül maddesi olan ßkaroten vücudu ve organları saran epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve iç salgı bezleri bezlerinin çalışması için gereklidir Bu görevlerinden diğer A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara karşısında vücut direncinin artmasında manâlı rol oynar bundan başka A vitamini sıradan beden hücrelerinin kanserli hücreye dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif karsinojenlerden tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan daha sonra etkisiz hale getirmektedir Keza A vitamini organizmanın ve dinç hücrelerin direncini artırarak kansere aleyhinde koruyucu görevi yapmaktadır
Zenginlik sıralamasında kivi birinci
Dünyada yoğun olarak tüketilen 26 meyve içerisinde besin maddesi yönünden en varlıklı meyvedir Kivi meyvesinin 100 gramında ortalama 100400mg C vitamini bulunur Hem magnezyum içeriği bakımından da en zengin, yüksek potasyum miktarı ve düşük sodyum ile tekrar meyveler içerisinde ön sıralarda yer almaktadır E vitamini, bakır, fosfor, B2 vitamini ve A vitamini bakımından da iyi bir içeriğe sahiptir Kivi, karotenoidler (beta karoten, lutein ve ksantofil), fenolik bileşikler (flavanoidler ve antosiyaninler) ve antioksidant içerikleri yönünden de epeyce manâlı meyvelerdendir
Bitki çaylarının antioksidan etkisinden faydalanın
Bilhassa kuşburnu, ıhlamur, ahududu, böğürtlen bu dönemde antioksidanca varlıklı olanları olarak sıralanabilir Limonla zenginleştirerek kendinize doğal bikri çayları karıştırabilirsiniz *
Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Besin ve Perhiz Bölümü ’nden Dyt Şefika Kültürlü Selçuk, “Içten beslenerek gripten korunmanın yolları hakkında bilgi verdi
DÜRÜST BESLENİN GRİBE YAKALANMAYIN!
Havanın soğuması ile birlikte hastalıkların yaradılış sıklığı artmaktadır Mevsimin değişikliğine tabi olarak halsizlik, gönülsüzlük, baş ağrısı ve yorgunluk birincil belirtilerdir Grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi o kadar fazla hastalık da kendini göstermeye başlamaktadır Bağışıklık sistemimizin kuvvetli olması bu dönemde çok siklet kazanmaktadır Bizi enfeksiyondan koruyan ve toksik ajanlarla savaşan bağışıklık sistemimizdir Zinde bir savunma mekanizması oluşturmanın temelinde ise; yeterli ve dengelenmiş beslenme ve antioksidan besinlerce varlıklı besin yer almaktadır Dünya Sağlık Örgütü bu dönemde beden direncindeki azalmaya dikkat çekerek antioksidan etkiye sahip olduklarından A, C, E vitaminlerin, selenyum, çinko, magnezyum gibi minerallerin, omega 3 ve omega 9 yağ asitlerinin alımını artırmayı önermektedir Emrindeki oysa öncelik bu öğelerin besinlerden doğal olarak alınmasıdır
Dinç edinmek sağlıklı beslenmekle senaryo kazanır
Yeterli ve dengelenmiş beslenmeyi ihmal etmeden eti, sütü, sebzeyi, meyveyi, tahılları mutlaka tüketmeliyiz Önceliğimiz hep taze sebze ve meyveyi doğal beslenmeyi seçmek olmalıdır Farklı Alanlara Yönlendirilmiş besinlerden beslenmeyi daima vurgulasak da siz bu enfeksiyona sık yakalanabileceğimiz dönemde aşağı açıklanmış vitamin ve mineralleri içeren gıdaları sofralarınızdan hiç beceriksiz etmeyin
Yumurta, süt, balık vücudu enfeksiyondan koruyor
Vücutta savunma sisteminde tayin alır, lenfosit yapımı ve antikor oluşumunu artırır; bu nedenle enfeksiyonlara karşı vücudu korur A vitamini anti enfeksiyon vitamin olarak da bilinmektedir
Yumurta, süt, balık, ıspanak, portakal, havuç, yeşilbiber, kayısı gibi sarı, turuncu ve yeşil sebze ve meyvelerde bulunan A vitamini güçlü bir antioksidandır
Yüksek C Vitamini içeriği ile yeşilbiber, kuşburnu ve karnabahar savunma sisteminizi güçlendirir
Önemli antioksidanlardan bir diğeri de C vitaminidir C vitamini vücuttan zararlı maddelerin atılmasını sağlar, savunma sistemini güçlendirir Yeşilbiber, maydanoz, tere, roka, karnabahar, ıspanak, portakal, limon, mandalina, kuşburnu gibi besinler bol miktarda C vitamini içerir C vitamini kaybını durdurmak için salatalar da meyve suları gibi tüketilmeden derhal önce hazırlanmalıdır
Fındık, ceviz, badem ve balık doğal koruyucudur
E vitaminin cisim çalışmasındaki en manâlı görevi antioksidan özelliğidir Yeni doğan bebeklerde solunum bozukluklarının kronikleşmesini önlediği görülmüştür En zengin kaynakları; fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar, akışkan yağlar, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahin gibi besinlerdir
Balık, balık yağı, fındık ve cevizde bulunan omega3 yağ asitleri dinç bir antioksidandır ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde etkilidir Ayrıca zeytinyağı, fındık yağı gibi sıvı yağlarda yer alan omega9 yağ asitleri de bağışıklık sistemini olumlu etkiler
Çinko eksikliği hastalıkları da beraberinde getiriyor
Hafif düzeyde çinko eksiklikleri bilhassa gelişmekte olan ülkelerde yaygın görülen ve birçok sıhhat sorununu beraberinde getiren bir tablodur Bu durumda yapılan çinko desteği somut, nörolojik ve psikolojik gelişmeyi iyileştiren yaşamı tehdit eden enfeksiyonların sıklığını azaltmaktadır
En iyi kaynakları; kırmızı et ve kabuklu deniz ürünleri ile karaciğer gibi hayvansal kaynaklı besinlerdir Orta seviye kaynakları; fındık, ceviz, fıstık gibi kuruyemişler, süt, peynir ve kuru baklagiller çinkodan zengin nebati kaynaklardır
Öğünlerinizde yoğurt ve kefir tüketmeye uyarı edin
Florayı güçlendirerek gastrointestinal sistem enfeksiyonlarına aleyhinde dayanıklılık oluştururlar Antimikrobiyal aktiviteyi üst düzeyde tutarlar İmmün fonksiyonlara(bağışıklığa) yardım verirler Antitümör özellik gösterirler
Prebiyotikler ise probiyotiklerin artış ve gelişmesini sağlayan, aktivitelerini arttıran sindirilmeyen karbonhidrat bileşikleridir Prebiyotikler ise ilk kez anne sütü ve lifli gıdalarda (enginar, kereviz, pırasa, kuşkonmaz ve muz gibi ) bulunurlar Yoğurt prebiyotiktir, yani probiyotiklerin üremesini artırır Kefir probiyotiktir, yani kendisi yardımsever mikroorganizmadır
Kefir bitkiler oluşumunu engellemekte veya var olanın ilerlemesini azaltmaktadır Kefir içindeki mikroorganizmalar bolca vitamin (K vit, B1 vitamini, pantotenik asit, niasin, folik asit B12, ve biyotin) sentezi yaparlar Kefir mikroorganizmalarının ürettiği biyotin öteki B karışık vitaminlerinin emilimini de artırır
Kahvaltıda 1 tatlı kaşığı bal veya ballı limonlı ılık çaylar yatıştırıcı tesir gösterir
çoğunlukla balın yaklaşık % 82' si fruktoz ve dekstroz şekerlerinden, % 172 'si sudan meydana gelir Enerji veriminin dışarıda karasal iklime sahip ve gün içi ısı farkının fazla olduğu bölgelerde soğuğa ve soğuk algınlığına karşı, ağız, boğaz ve bronşlardaki rahatsızlıklarda ve enfeksiyonlarında doğal bir ilaç olarak kullanılmaktadır Bu özellikler balın antimikrobiyel etkisinin yanı sıra baldaki fruktozun doku ve kasları yumuşatıcı ve gevşetici özelliğinden kaynaklanmaktadır Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini temin etmek için kullanımı önerilmiştir
Yemeklere, çorbalara, yoğurda ve etlerin marinizasyonunda sarımsak kullanın
Sarımsağın yapısında çokça su, fruktoz içeren karbonhidratlar, kükürt bileşikleri, protein, lif ve hür amino asitler bulunur Sarımsak hem yüksek miktarda saponin, fosfor, potasyum, kükürt, çinko, orta miktarda selenyum, A ve C vitaminleri ile az miktarda da kalsiyum, magnezyum, sodyum, demir, manganez ve B kompleks vitaminlerini içerir
Sarımsağın en manâlı biyokimyasal özelliklerinden biri antioksidan potansiyelidir Bu özelliğinin içindeki organik kükürt bileşiklerinden (allisin) kaynaklandığı düşünülmektedir Ham sarımsakta antioksidan potansiyeli vardır, fakat yüksek dozları kalp, karaciğer ve böbreğe toksik etkiler gösterebilmektedir Keza sarımsakta yer alan flavonoidler de antioksidan etkilerine katkıda bulunuyor olabilirler Bir diğer kayda değer özelliği, organizmada çoğu işlevi olduğu gösterilen nitrik oksiti (NO) artırıcı etkisidir Bu mekanizmalar sarımsağın ateroskleroz ve hipertansiyon tedavisi ile koruyucu tedbir rollerini açıklayıcı olabilir Sarımsağın farklı alanlara yönlendirilmiş mekanizmalarla karsinojenleri detoksifiye edebileceği, bağışıklık sisteminin baskılanmasını önleyerek de kansere karşı faydalı olabileceği söylenmektedir
Salatalara ham maydanoz ekleyin Yemekler piştikten sonra maydanozu ekleyin ama C vitamin kaybı olmasın
Maydanoz bir provitamin A (Beta karoten) kaynağıdır Bu özelliği ile görme gücü, kılcal damar sisteminin, adrenal bezin ve tiroid bezinin fonksiyonları üzerinde etkilidir Yapraklarında uçucu yağlar, flavonoidler, protein, klorofil ve glikozit, köklerinde ise buharlaşan yağ, şeker, müsilaj ve glikozit vardır Yapraklar vitamin ( A,C,K ), demir, potasyum, kükürt, kalsiyum, magnezyum yönünden zengindir bir parça maydanoz günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar
Narı suyundan fazla tanesine ile tüketmeye çalışın
Nargiller familyasının örnek bitkisidir Nar meyvesi ismini Latince ’de ‘çok tohumlu ’ anlamına gelen ‘pomegranate ’ den almıştır Nar suyunda anthsiyaninler ve güçlü antioksidant flavonoidler nar suyunun rengini sağlarlar Nar antioksidan ve antitümör etkisinden dolayı ilaç olarak da tanımlanabilir
Kayısı ara öğünlerinizde kurusunu pratik taşıyabileceğiniz vitaminli bir meyvedir
Kayısı, insan vücudunun jurnal enerji ve protein gereksiniminin karşılanmasında çok eksik katkıda bulunmakla birlikte mineral maddelerden potasyum ve vitaminlerden ßkarotence fazla zengindir A vitaminin öncül maddesi olan ßkaroten vücudu ve organları saran epitel doku, göz sağlığı, kemik, diş gelişmesi ve iç salgı bezleri bezlerinin çalışması için gereklidir Bu görevlerinden diğer A vitamini üreme ve büyümede, enfeksiyonlara karşısında vücut direncinin artmasında manâlı rol oynar bundan başka A vitamini sıradan beden hücrelerinin kanserli hücreye dönüşmesinin başlıca sorumlusu olan aktif karsinojenlerden tekli oksijenin oluşmasını önlemekte veya oluştuktan daha sonra etkisiz hale getirmektedir Keza A vitamini organizmanın ve dinç hücrelerin direncini artırarak kansere aleyhinde koruyucu görevi yapmaktadır
Zenginlik sıralamasında kivi birinci
Dünyada yoğun olarak tüketilen 26 meyve içerisinde besin maddesi yönünden en varlıklı meyvedir Kivi meyvesinin 100 gramında ortalama 100400mg C vitamini bulunur Hem magnezyum içeriği bakımından da en zengin, yüksek potasyum miktarı ve düşük sodyum ile tekrar meyveler içerisinde ön sıralarda yer almaktadır E vitamini, bakır, fosfor, B2 vitamini ve A vitamini bakımından da iyi bir içeriğe sahiptir Kivi, karotenoidler (beta karoten, lutein ve ksantofil), fenolik bileşikler (flavanoidler ve antosiyaninler) ve antioksidant içerikleri yönünden de epeyce manâlı meyvelerdendir
Bitki çaylarının antioksidan etkisinden faydalanın
Bilhassa kuşburnu, ıhlamur, ahududu, böğürtlen bu dönemde antioksidanca varlıklı olanları olarak sıralanabilir Limonla zenginleştirerek kendinize doğal bikri çayları karıştırabilirsiniz *