iltasyazilim
FD Üye
Akapunktur
AKUPUNKTUR NEDİR?
Herzamanki Çin tıbbında insan yaşamış evrenin bir parçası olarak kabul edilir ve herşeyin içinde varolan evrensel gücün insanın da içinde bulunduğuna inanılır “Chi adı verilen bu enerji insan vücudunda “boylam denilen kanallarda dolaşır Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolaşım engelini ortadan kaldırarak dengeyi karşılamak ve bu şekilde hastalığı durdurmak amaçlanır
İnsan vücudunun kendi kendini onarım gücü fazla yüksektir Vücudumuzda bu gücü harekete geçiren belirli uyarı noktaları vardır fakat, bunlara “akupunktur noktaları denir Bu noktalar uyarılarak vücudumuzdaki enerji dolaşımı normale döndürülür ve rahatsızlık hali ortadan kaldırılır Bu Nedenle organizma hap tedavisine lüzum kalmadan, kendi olanaklarıyla hastalığın ortadan kalkmasını sağlar Hastalığın belirtilerine yok, nedenine yönelik bir tedavi metodudur
Hipokrat, canlıların kendi kendilerine iyi olma kudretlerinden ve iç hekimden bahseder Paracelcus, “Hiçbir yaşam sadece dış hekimin çabalarıyla varolamaz; dış doktor, iç hekime tezgâhtar olabilir der
Akupunktur organizmanın kendi kendini tedavi ettiği bir metottur ve en kayda değer özelliği alt etkisinin olmamasıdır Bu tedavi metodunu üç başlıca başlık aşağıda toplayabiliriz:
Farklı Alanlara Yönlendirilmiş hastalıkların tedavisi
Analjezihissizlik
Alışkanlık tedavisi
Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde kullanılan ilaçsız çare yöntemi akupunktur, Türkiye ’de de çabuk yaygınlaşmaktadır Üniversitelerde ders olarak okutulan akupunktur, alternatif tıp olarak değerlendirilmemelidir; binlerce takvim geçmişiyle akupunktur tıbbın kendisidir
AKUPUNKTURUN FELSEFESİ
Batı düşüncesi olayları sebepsonuç ilişkisi içinde değerlendirir Çin düşüncesine tarafından ise, değişik olgular bir bütünlüğün parçasıdır ve birbirleriyle ilişki içindedir
Hafıza temelindeki bu farklılıklar, tıbbi gerçekte da kendini gösterir Batı tıbbı analitiktir; derin nedensel bağlantılara girer, ayrıntılı sınıflamalar yapar Çin tıbbında ise, semptomlar ve bulgular hep birlikte değerlendirilerek toparlanır ve bir bütüne varılmaya çalışılır Çin tıbbına tarafından rahatsızlık belirtilmiş bir zamanda, belirtilen bir kişide ortaya çıkan bir olgudur Hastalık yok, hasta ön planda değerlendirilir Buna tarafından, Tradisyonel Çin Tıbbı ’nda mental (zihinsel), emosyonel (duygusal) ve fiziksel bulgular birlikte ele alınır
Vücutta Yin ve Yang adı verilen birbirine zıt, oysa armoni içinde iki eneji vardır Bunu gösteren ambleme Taiji (Büyük İkilem) denir Siyah Yin ’i, beyaz Yang ’ı simgeler Fakat, Yin ’in içinde Yang, Yang ’ın içinde de Yin vardır Yin ve Yang ’ın dengelenmesi normalliğe, dengenin bozulması anormalliğe yol açar Dengesiz Yin ve Yang, denge arayışı içerisinde sürekli kendilerini değiştirirler Bu dengenin sağlanması için hekim iğneler ile, ilgili akupunktur noktalarını uyararak hastayı tedavi eder
AKUPUNKTURUN TARİHÇESİ
Çin ’de iğne ve ısı anlamına gelen “Chenchin ile adlandırılan bu tedavi yöntemi, Batı ’da akus (iğne) ve punctura (batırmak) sözcükleri birleştirilerek, “akupunktur olarak adlandırılmıştır
Tradisyonel Çin Tıbbı (TCM), takriben 3000 takvim bir süre içerisinde gelişmiştir II Shang Hanedanı dönemine ait kazıbilimsel kazılarda tıbbi konuların anlatıldığı taşlar ve akupunktur iğneleri bulunmuştur Noktaların yerleşimini gösteren şemalar ilk olarak İS 317581 yılları arasında çizilmiştir Avrupa ’da ise akupunktur ile ilgili ilk kitapların yazılması 1600 ’lü yıllara rastlar
1972 ’de ABD Başkanı Richard Nixon beraberindeki büyük bir heyet ile Çin ’e resmi bir ziyaret yapmıştır Bu ziyaret programı içinde Çinli doktorlar Amerikalı heyete “akupunktur anestezisi aşağı yapılan cerrahi bir işlem izletmişlerdir Bu olaydan daha sonra, akupunkturun Batı ’da popülaritesi artmış; uygulanması ve incelenmesi tüm dünyada yaygınlık kazanmıştır
UYARI NOKTALARI VE KULLANIM
Uyarı noktaları
İnsan vücudunun kendi kendini yenileme gücü fazla yüksektir ve bu gücü harekete geçiren belirli uyarı noktaları vardır İnsan vücudunda bin dek dikkat noktası vardır ve bu noktalardan 650700 adam başına kullanılır Her rahatsızlık için ayrı program ve öbür noktalar bulunmaktadır Manâlı olan içten bir teşhisle, hangi noktaya nasıl bir dikkat yapılacağıdır (lazer, iğne ya da hangi iğne); bu çok iyi bilinmelidir Akupunktur tedavisinde sırt, boyun, el, kulak ve vücudun diğer bölümleri kullanılır Çoğu hastalığa ilişkin en fazla uyarı noktasının bulunduğu uzuvlar ise eller ve kulaklardır
İnsan vücudundaki açıklanmış akupunktur noktalarına iğneler tamamen yapılan uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir Bu iletişim, akupunktur noktasını yaratıcı hücrelerden lokal hücre uyarıların asap terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır Beyin de bu uyaranı gerekli organlara ulaştırır ve ilgili organ ve uzuvlardaki enerji dengesi düzelir Dolayısıyla hastalık da ortadan kalkmış olur
Lazerle akupunktur
Lazer bir ışıktır Bildiğimiz, kullandığımız ışığın konsantre edilmiş hali olduğu söylenebilir Bazı hastalıkların tedavisinde ya da kimi zaman hastanın tercihi doğrultusunda iğne yerine lazer kullanılmakta, iğne batırılarak dikkat yapılacak noktaya lazerle uyarı verilmektedir Bilhassa ameliyatlar ve kazalar sonrası kalan izlere karşı lazerle akupunktur son derece etkili sonuçlar vermektedir Keza, çocukların tedavisinde iğneye alternatif olmaktadır
Nasıl iğne?
Önceden Çinliler sivri taş parçaları kullanmaktaydı Bangkok ’ta ise bu amaçla bambu kamışının kullanıldığı biliniyor Akupunktur yöntemi ile tedavide önceleri altın kullanılmıştır Altının elektirik potansiyel farkını alışı ve düzeltişi çok önemlidir Bu yüzden altınla tedavi uygulanan hasta fazla daha basit ve tez iyileşme göstermektedir Oysa bütün bu olumlu özelliklerine karşın altının oldukça fiyatı yüksek ve yumuşak bir madde olması dolayısıyla akupunktur sırasında vücuda uygulanması, gereken noktalara batırılması baskı olmaktadır Buna bir çözüm yolu bulmak nedeniyle, altını iğne haline getirirken içine bazı metaller konmuştur Altının pozitif bir etkisi vardır Gümüş de çok iyi bir akupunktur iğnesi olmasına rağmen, biraz negatifliğe karşın bir özellik göstermektedir Günümüzde ise, dünyada altın ya da gümüş iğne kullanılmamaktadır Elektriği altın değin iyi ileten standart bir çeliğin üretilmesi ile bütün dünyada bu yeni metal kullanılmaya başlanmıştır
AKUPUNKTURDA KULAĞIN ÖNEMİ
Kulakta bedenin az kalsın her uzvuyla ilgili bir akupunktur noktası bulmaktadır Örneğin, insanın bağırsağı, kalbi, karaciğeri ile ilgili noktalar kulağında mevcuttur Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücutla beraber ya da kimsesiz kulaktaki noktalar kullanılmaktadır öte taraftan kulağın bu özelliği, hastalığın belirlenmesine, deteksiyona tezgâhtar olmaktadır
AKUPUNKTUR VE ZAYIFLAMA
Şişmanlık
Şişmanlık Nedir?
Dünyada şişmanlık
Neden şişmanlamaktahsis etmek istediğimizde zorlanırız?
GövdeKitle indeksi nedir?
Akupunktur ve Zayıflama
Akupunkturla niçin daha kolay ve kalıcı zayıflanır?
Şişmanlık (Obezite)
Şişmanlık, vücutta yağ dokusunun normalden fazla olmasıyla karakterize bir hastalıktır
Şişman bir kişi detaylı tetkiklerden geçirildiğinde, bazen hiçbir anormalliğe rastlanmayabilir Ara Sıra bedenen da bir semptom yoktur Ancak, öteki yanlamasına müşteri II diyabet tanısı konmuş hastaların % 60 ’ı şişmandır Yeniden, vücuttaki yağ dokusunun artması ile, hormonalmetabolik hastalıkların ve yürekdamar hastalıklarının ortaya çıkması veya ağırlaşması arasında ilk elden bir ilişki olduğu bilinmektedir
Pekiyi, öyleyse neden gereğinden fazla beslenme tüketiriz? Şişmanladığımızı tarafından tarafından niçin buna devam ederiz? Bu soruların yanıtları araştırılmış ve obez şahısların yemek yemek yeme konusunda daha ivedi uyarıldıkları, ağız tadı tatlarının daha gelişmiş olduğu, daha geç doydukları ve yemek yemek yeme işinin jurnal yaşamları içinde kafalarını daha fazla meşgul ettiği gözlenmiştir
Kalıtımsal, metabolik, hormonal ve sinirsel birçok karışık sistem şişmanlığın oluşmasında rol oynar Aile yapısı, gıda alışkanlıkları, yaşam tarzı, psikolojik sorunlar bu karmaşık sistemin herhangi bir basamağında etkili olarak şişmanlığa dışarı giden yolu açar
Obezite bir hastalık olduğu için, bir perhiz uygulayıverip bırakmakla ortadan kaldırılamaz Yeni besin alışkanlıkları ve yeni bir hayat şekli gerektirir Obezitenin de, şeker hastalığı veya yüksek tansiyon gibi, hayat boyu peşine düşüp takip edilmesi gerekir
Şişmanlık sıklığı dünyada gitgide artmaktadır Sıradan sıklık % 25 olarak verilmektedir; bu yüzdeye şişman olmayıp ideal kilosunun üzerinde olanlar da katılınca oran % 50 ’ye ulaşmaktadır
Obezite sıklığının artmasının nedenleri:
Sosyokültürel faktörler,
Biyolojik faktörler,
Davranışsal faktörler,
Gıda çeşit ve alımının artması ve kolaylaşması,
Alkol tüketiminin artması,
Teknolojinin ilerlemesi ile jurnal eneji tüketiminin azalması,
Özellikle çocukluk çağında bilgisayar ve televizyon karşı geçerilen zamanın artması ile yağlı ve katkılı yiyecek tüketiminin artması
Yenilen besinler, vücudumuzda metabolik olaylar sonucunda yakılır ve bu yanmadan elde edilen ısı ve eneji, hayatsal fonksiyonların işlemesi için kullanılır Metabolizma hızını, beden kendisi ayarlar; Yani vücut az ya da fazla enerji harcayabilme yeteneğine sahiptir Ancak, harcanacak eneji miktarı vücudun alışılmış olduğu kilosunu korumaya yönelik olarak ayarlanmıştır böylece kilo atamak amacıyla az kalori alındığında, metabolizma hızı düşer ve bünye kilo kaybetmemek için kendini korumaya çalışır Vücudumuz, kendi alışkın olduğu kilosunu koruma çabasındadır
Diyet yapan çoğu birey çok az yedikleri halde, fazla yavaş zayıfladıklarından yakınırlar ve çoğu süre da sabredemeyerek diyete son verirler Bundan daha sonra da eskisi gibi yemeye başlayınca, bahşedilen kilolar fazla daha çabuk bir şekilde geri alınır ve eski kiloya ulaşılınca kilo artışı durur
Bunun sanki bir koşul kilo almak isteyenlerde de görülür; günlük yiyecek miktarlarının iki veya üç katını yeseler bile fazla eksik kilo alabilirler
Vücudun kilo vermeye gösterdiği bu dayanıklılık, insanoğlunun binlerce yıllık geçmişinde yaşadığı doğal afetler, savaşlar, hastalıklar sebebiyle aç kalmaktan ortaya çıkmıştır Ne eyvah ancak, 20 yüzyılın sonunda bile dünyada açlık çeken bölgeler vardır
neticede şunları söyleyebiliriz:
Kilo saptamak için fazla aceleci olmamak gerekir Haftada 15 kg verdiren mucize diyetler son derece sakıncalıdır ve bu derece alıngan çalışan bir metabolizmayı bozmaktan başka işe haylaz Jurnal 1000 kalori altındaki diyetler yürek kasında hasarlara niçin olacak ölümlere yol açabilir Haftada 051 kg vermeyi sağlayan diyetler tehlikesiz olduğu kadar, daimi sonuçlar da sağlar Daha seri kilo vermek isteyenler, bunu azıcık alıştırma yaparak gerçekleştirebilirler
Pratik Olarak şişmanlığın ölçümü için kullanılan fazla basit iki usul vardır:
1 BMI (Gövde Kitle İndeksi) Cisim ağırlığı (kg) boy² (m²)
40
çok şişman (morbid obez)
2 Bel çevresi ölçümü: Erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm üzeri tehlikeli görülmektedir
Karoser kitle indeksi ve bel çevresi ölçümü arttıkça, ortaya çıkacak tıbbi sorunların en önemlileri şunlardır:
Yürekdamar hastalıkları
Alıcı II şeker hastalığı
Hipertansiyon
Safra taşları oluşumu
Karaciğer yağlanması
Uyku ve solunum problemleri
Eklemlerde dejeneratif değişiklikler; bilhassa bel, diz, kalça gibi beden yükünü içeren eklemlerde kireçlenme
Akupunktur ve Zayıflama
Bilindiği gibi akupunktur alışkanlık tedavilerinde kullanılır Kilo verme de beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile muhtemel olduğuna tarafından, bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük kolaylıklar sağlar
İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır
Mide asiditesi kontrol altına alınarak, mide kazınması, yanması gibi sorunlar engellenir
Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlik önlenir
Metabolizma hızını düzenler Akupunkturla çare gören hasta, kendi kendine yaptığı diyetlerden daha basit kilo vermeyi başarır
Akupunktur tedavisi sırasında, vücutta serotonin ve endorfin seviyeleri artmaktadır Bu hormonlar diyet yapan kişiye kolaylık verir, sedasyon sağlar Bu Nedenle diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı tedirginlik ve rahatsızlık yaşamaz
3040 kg fazlası olan hastaların tabii ama uzun bir vakit diyet yapmaları gerekir Fakat, çoğu insanda böyle bir dayanıklılık olmadığı için, her pazartesi başlanan diyetler, her cumartesi sona erer Bu Nedenle sık sık yapılan diyet denemeleri sonucu her geçen günkilo saptamak daha da zorlaşır İşte, bu gibi hastalarda akupunktur harika başarılar sağlar ve hasta 1 yıla değin uzanan bir süre diliminde onlarca kilo verebilir Hastanın uzun zaman diyete dayanabilmesinin nedeni, akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan etkiden dolayıdır Hem hasta kilolarının eridiğini gördükçe daha çok motive olup, bu işe dört elle sarılmaktadır
AKUPUNKTUR VE SİGARA BIRAKMA
Akupunkturla Sigara Bırakma Tedavisi
Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?
Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?
Akupunktur ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?
Sigarayı Niçin Bırakalım?
Sigara niçin zararlı?
Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?
Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?
Sigarayı bırakma yolları nelerdir?
Sigarayı ele vermek isteyenlerin yaşadığı tipik kaygı ve sorunlar nelerdir?
Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?
Yapmanız gereken tek şey sigarayı bırakmaya karar vermektir Bu, insanın yaşamında alabileceği en önemli kararlardan biridir Bu kararı verdikten sonra, akupunktur, size sigarayı bırakmanızda büyük huzur sağlayacaktır
İnsanlarda serotonin ve endorfin adı bahşedilen iki madde vardır Bunlar beyinde bulunur ve kolaylık, hoşluk, keyif ve rahat gibi duygular ile ilgilidirler Normalde insanlarda kahkaha atınca, mutlu bir haber alınca ya da çikolata veya güzel bir tatlı yiyince, bir yeriniz acıyınca serotonin ve endorfin düzeyi yükselir Oysa sigara içenlerde serotonin endorfin salgılama işini sigara üstlendiğinden beden otonomisini kaybetmiştir Hani keyiflenince de, dertlenince de sigara içilir ya, işte, açıklaması budur
Sigarayı bırakanlarda ilk hafta beyin serotonin salgılama işini gerçekleştiremediğinden karoser oldukça baskı anlar yaşar Beyin ancak 72 saat sonradan eski görevini yapmaya başlar
Bu 72 saatlik süre içinde, hastanın yoksunluk belirtileri önlenirse, sigarayı bırakması fazla kolaylaşır Akupunktur ile çare, kişinin sigara içmemekten nedeniyle oluşabilecek şikayetleri ortadan kaldırır Bu Nedenle sigara içmemeye karar vermiş olan kişi, bunu hiç zorlanmadan başarır; çünkü, akupunktur tedavisi beyni her tarafta sigaraya gerek duymadan serotonin ve endorfin salgılaması için uyarır ve bundan daha sonra da beyin eski otonomisini kazanır
Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?
Üç gün tekrar tekrar 20 dklık 3 seans çare uygulanır Toplam 1 saat süren bir tedavidir Bu Nedenle 72 saatlik en zorlama geçen dönemde ceset teftiş altındadır daha sonra hastanın bağımlılık derecesiyle benzer olarak ilave seanslar yapılabilir, fakat genelde buna lüzum kalmaz Çare boyunca tek bir sigara bile içilmemesi ve nikotin preparatları kullanılmaması gerekir Aksi halde, başladığımız noktaya geri döneriz
Akupunktur tedavisi ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?
%90 95 gibi yüksek bir galibiyet oranı vardır
Sigara neden zararlı?
Tütün kullanımı takriben 200 yıl öncesine değin gidiyor Birincil zamanlarda tütünün sağlığa iyi geldiği düşünülüyordu Sigaranın zararları 1950 ’li yıllara dek çok pozitif bilinmiyordu Ama, daha sonraki yıllarda yapılan araştırmalar, sigaranın insan sağlığına sahiden zararlı olduğunu ortaya çıkardı Sigara dumanında sıhhat açısından zararlı yüzlerce (bu sayı abartılmamıştır) madde bulunmaktadır Örnek belirlemek icabında, bunların en çok bilinenlerinden birkaç her birine ; amonyak, terebentin, kadmiyum, insektisitler, naftalin, aseton, arsenik, formal, hidrojen siyanür, radon, polenyum, deterjanlar
Bunların bir birçok kanserojendir Hem tütün ve sigaranın sarıldığı kağıdın yanmasından dolayı açığa çıkan maddeler ve zift da tekrar konserojen maddeler arasındadır
Kalıp Damar sağlığı açısından özellikle güvenli olmayan olan maddeler ise nikotin ve karbonmonoksittir Nikotin kalp artışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir, kan pıhtılaşmasını arttırır Yani kalbin yükünü ve oksijen ihtiyacını arttırır Tüm yanma olaylarında açığa meydana çıkan zehirli bir gaz olan karbonmonoksit ise, kandaki oksijen ile birleşerek kanda bulunan oksijen miktarını düşürür neticede nikotin sebebiyle oksijene gereksinimi artmış olan yürek, kanda yeterli oksijeni bulamaz ve işi fazla daha zorlaşır
Sigara kullanımı ile doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlanmış hastalıkları şöyle sıralıyalım: Ağız kanserleri, sindirim sistemi kanserleri, solunum sistemi kanserleri, akciğer hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, ülser, mesane kanseri
Dünya Sıhhat Örgütü ’ne göre dünyada 1 milyar 100 milyon insan sigara içiyor Erkekleri %47si, kadınların %12 ’si sigara tiryakisi Hem, son yıllarda sigara içen kadınların sayısında nispeten daha pozitif bir yükselme olduğu gözlemlenmektedir Bu da dünyaya yeni gelecek nesillerin sağlığını direkt olarak etkileyecektir Son rakamlara tarafından, dünyada yılda 3 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle ölmektedir
Acilen hemen yeri gelmişken önemli bir konuya değinmek gerekiyor Mesela; akciğer kanserinin sigaraya bağlı olarak meydana geldiği heryerde söyleniyor Lakin siz daha geçen ay akciğer kanserinden ölen bir tanıdığınızın hiç sigara içmediğini biliyorsunuz ve uzmanların biraz fazla abarttığını düşünüyorsunuz Bunun açıklaması şöyle: Akciğer kanserinin 4 türü vardır; hatta bunların da alt grupları vardır Bunların içinde sigara kullanımı ile ilk elden ilgili olanlar (%60) zaten en sık görülen kanser türleridir Sigara ile ilgisi olmayan ise, fazla daha eksik oranda görülen bir kanser türüdür
İngiltere ’de yapılan bir araştırmaya tarafından günde 20 sigara ’dan artı içenlerin %40 ’ı, daha emeklilik yaşına gelmeden ölmektedir Ancak sigara içmeyenlerde bu oran %15 ’dir
bir de faizsiz içici kavramı var Sigarayı içen birey, eğer filtreli sigara içiyorsa, bu filtre bir arz zararlı maddenin geçişini engelleyebilir Halbuki sigaranın ucundan havaya karışan duman hiçbir süzgeçten geçmediği için daha tehlikelidir Yani uzun süre bu dumana maruz kalan ve pasif içici denilen kişiler de tehlike altındadır Hem unutmamak gerekir ama, sigarayı içen birey de havaya yayılan bu dumanı tekrar solumaktadır Sigara içilen evlerdeki ufak çocuklarımız bronşit ve zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına daha sık yakalanırlar Faizsiz içici olduklarından akciğer kanseri açısından risk grubundadırlar ve ileride sigara içmeye daha fazla eğimli olurlar
Bilhassa gelişmiş ülkelerde kamuoyuna yansıyan bu sonuçlar ve alınan tedbirler sonucunda sigara kullanımı %50 ye varan oranlarda azaltılmıştır ABD, İngiltere, Kanada bu konuda başarılı ülkeler arasındadır
öte yandan, bununla birlikte sigara üreticisi olan bu ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde edindikleri pazarlarını büyütme çabası içindedirler
Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?
20 dk daha sonra kan basıncı ve nabız normale döner
8 saat sonradan cisim kendini yenilemeye başlar Kan oksijeni olağan düzeye çıkar
24 saat sonradan kalp krizi riski azalmaya başlar 1 sene sonra yarıya düşer
48 saat daha sonra duyu organları iyi çalışmaya başlar Tat ve koku duyusu düzelir Cilt kendini yeniler
72 saat sonradan Akciğer kapasitesi artar, solunum rahatlar
2 hafta daha sonra efor kapasitesi artar (Yürüme, meren çıkma…)
19 ay içinde akciğer hücreleri yenilenir Akciğer hastalıkları (zatürre gibi) riski azaltır Öksürük, solunum yetmezliği düzelir
5 sene sonradan ağız, boğaz, yemek borusu kanserleri riski %50 azalır
Pankreas, mesane, rahim kanseri riski azalır
Sindirim sistemi ülseri riski azalır
Sigara gebelikten önce ya da gebeliğin birincil 3 ayında bırakılırsa erken doğum riski ve düşük doğum şişman bebek doğurma riski, içmeyenlerdeki düzeye iner
Koroner kalp hastalığı riski sigaranın bırakılmasından 15 yıl sonradan sigara içmeyenlerin düzeyine iner
Benzer evde yaşayan minik cocuklar ve bebeklerin, solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski azalır
Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?
Sigaraya emrindeki bir hastalığın ortaya çıkması
Fiyatın fiyatı yüksek gelmesi
Sigaranın zararları hakkındaki yayınlar
Çevresi tarafından bırakmaya yönelik özendirme, ayıplama
Kapalı yerlerde sigara içiminin yasaklanması
Gelişmiş ülkelerde sigaranın zararları hakkındaki yazılar, sigaranın fiyatı, ayıplama ve yasaklamalar etkili olmaktadır; fakat, bizim insanımızı bir hastalığın ortaya çıkması daha çok etkilemektedir Örneğin, kalp krizi geçirmiş ya da bypass ameliyatı olmuş hastaların sigarayı bırakma oranları yüksektir ve başarılıdır
Sigarayı vazgeçme yolları nelerdir?
Akupunktur,
Grup Terapisi,
Hipnoz,
Kişisel çaba ile bırakma,
Farmokolojik tedavi
Sigarayı bırakmak isteyenlerin yaşadıkları tipik kaygı ve sorunlar nelerdir?
Sigarayı azaltmak mı, ayrıntılarıyla ele vermek mı? Mahrumiyet belirtilerinin daha uzun sürmesine neden olur Genelde başarısızlıkla sonuçlanır Sigara miktarı yine arttırılır
Ara ara sigara içmek: Vücuda baştan nikotin etkisini hatırlatır Zamanla ahenkli olarak içmeye dönüşür Halbuki sigara içilmemesine alışmak daha kolaydır
Çevre baskısı: Sigarayı bırakanların çoğu çevresi kadar az daha her tarafta içmeye zorlanır Bu, sigara içenlerin bir kişiyi daha kaybetmelerinden kaynaklanan acayip bir psikolojik durumdur Fakat kısa bir süre içinde arkadaşlarınız da sigara içmediğinizi kabullenip sizi kuytu bırakacaklardır
Zift ve nikotin düzeyi düşük (light) sigara içmek: Bu durumda genellikle jurnal sigara adedi arttırılarak eski nikotin düzeyi tutturulmaya çalışılır Zaten “tehlikesiz sigara yoktur
Sorumluluğu başkasına devirmek: Çoğu kişi sevdiği birisi onu desteklemezse sigarayy bırakmaktan kaçar Hatta deneyip de başarısız olursa başkasını suçlar Fakat sigarayı bırakmak ilk olarak bireysel bir sorundur, mutlaka kendinize güvenmeyi başarmalısınız
Şişmanlama korkusu: Doğrusu sigarayı bırakanların yalnızca 13 ’ü kilo alır ve bu ayrım gerçekte 34 kg kadardır Bundan daha artı alınan kilolar kendine güvensizlikten kaynaklanan, sigarayı elde ve ağızda tutmak alışkanlığının yerini bölge, abur cubur atıştırma alışkanlığıdır Ancak, gerçekte sigarayı bırakmaktan nedeniyle ilk günlerde açılan iştah, kısa bir vakit sonradan normale döner
Mahrumiyet belirtileri: Şiddetli nikotin arayışı, stres, öfke, rahatsızlık, asabiyet, uyku kalitesinin bozulması, iştah artışı ve sözde belirtiler olabilir Bu belirtiler geçicidir ve vücudun kendini onardığını gösterir Mesela, öksürük ve balgam artışı, solunum yollarındaki titreyen tüylerin zehirli maddeleri atmak için görevlerini yerine getirmeye başlamasından kaynaklanır Yoksunluk belirtileri sigara bırakanların 23 ’ünde görülür Belirtiler, ilk 72 saat içinde şiddetlidir 710 gün içinde azalarak ortadan kalkar
AKUPUNKTUR NEDİR?
Herzamanki Çin tıbbında insan yaşamış evrenin bir parçası olarak kabul edilir ve herşeyin içinde varolan evrensel gücün insanın da içinde bulunduğuna inanılır “Chi adı verilen bu enerji insan vücudunda “boylam denilen kanallarda dolaşır Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolaşım engelini ortadan kaldırarak dengeyi karşılamak ve bu şekilde hastalığı durdurmak amaçlanır
İnsan vücudunun kendi kendini onarım gücü fazla yüksektir Vücudumuzda bu gücü harekete geçiren belirli uyarı noktaları vardır fakat, bunlara “akupunktur noktaları denir Bu noktalar uyarılarak vücudumuzdaki enerji dolaşımı normale döndürülür ve rahatsızlık hali ortadan kaldırılır Bu Nedenle organizma hap tedavisine lüzum kalmadan, kendi olanaklarıyla hastalığın ortadan kalkmasını sağlar Hastalığın belirtilerine yok, nedenine yönelik bir tedavi metodudur
Hipokrat, canlıların kendi kendilerine iyi olma kudretlerinden ve iç hekimden bahseder Paracelcus, “Hiçbir yaşam sadece dış hekimin çabalarıyla varolamaz; dış doktor, iç hekime tezgâhtar olabilir der
Akupunktur organizmanın kendi kendini tedavi ettiği bir metottur ve en kayda değer özelliği alt etkisinin olmamasıdır Bu tedavi metodunu üç başlıca başlık aşağıda toplayabiliriz:
Farklı Alanlara Yönlendirilmiş hastalıkların tedavisi
Analjezihissizlik
Alışkanlık tedavisi
Özellikle Uzakdoğu ülkelerinde kullanılan ilaçsız çare yöntemi akupunktur, Türkiye ’de de çabuk yaygınlaşmaktadır Üniversitelerde ders olarak okutulan akupunktur, alternatif tıp olarak değerlendirilmemelidir; binlerce takvim geçmişiyle akupunktur tıbbın kendisidir
AKUPUNKTURUN FELSEFESİ
Batı düşüncesi olayları sebepsonuç ilişkisi içinde değerlendirir Çin düşüncesine tarafından ise, değişik olgular bir bütünlüğün parçasıdır ve birbirleriyle ilişki içindedir
Hafıza temelindeki bu farklılıklar, tıbbi gerçekte da kendini gösterir Batı tıbbı analitiktir; derin nedensel bağlantılara girer, ayrıntılı sınıflamalar yapar Çin tıbbında ise, semptomlar ve bulgular hep birlikte değerlendirilerek toparlanır ve bir bütüne varılmaya çalışılır Çin tıbbına tarafından rahatsızlık belirtilmiş bir zamanda, belirtilen bir kişide ortaya çıkan bir olgudur Hastalık yok, hasta ön planda değerlendirilir Buna tarafından, Tradisyonel Çin Tıbbı ’nda mental (zihinsel), emosyonel (duygusal) ve fiziksel bulgular birlikte ele alınır
Vücutta Yin ve Yang adı verilen birbirine zıt, oysa armoni içinde iki eneji vardır Bunu gösteren ambleme Taiji (Büyük İkilem) denir Siyah Yin ’i, beyaz Yang ’ı simgeler Fakat, Yin ’in içinde Yang, Yang ’ın içinde de Yin vardır Yin ve Yang ’ın dengelenmesi normalliğe, dengenin bozulması anormalliğe yol açar Dengesiz Yin ve Yang, denge arayışı içerisinde sürekli kendilerini değiştirirler Bu dengenin sağlanması için hekim iğneler ile, ilgili akupunktur noktalarını uyararak hastayı tedavi eder
AKUPUNKTURUN TARİHÇESİ
Çin ’de iğne ve ısı anlamına gelen “Chenchin ile adlandırılan bu tedavi yöntemi, Batı ’da akus (iğne) ve punctura (batırmak) sözcükleri birleştirilerek, “akupunktur olarak adlandırılmıştır
Tradisyonel Çin Tıbbı (TCM), takriben 3000 takvim bir süre içerisinde gelişmiştir II Shang Hanedanı dönemine ait kazıbilimsel kazılarda tıbbi konuların anlatıldığı taşlar ve akupunktur iğneleri bulunmuştur Noktaların yerleşimini gösteren şemalar ilk olarak İS 317581 yılları arasında çizilmiştir Avrupa ’da ise akupunktur ile ilgili ilk kitapların yazılması 1600 ’lü yıllara rastlar
1972 ’de ABD Başkanı Richard Nixon beraberindeki büyük bir heyet ile Çin ’e resmi bir ziyaret yapmıştır Bu ziyaret programı içinde Çinli doktorlar Amerikalı heyete “akupunktur anestezisi aşağı yapılan cerrahi bir işlem izletmişlerdir Bu olaydan daha sonra, akupunkturun Batı ’da popülaritesi artmış; uygulanması ve incelenmesi tüm dünyada yaygınlık kazanmıştır
UYARI NOKTALARI VE KULLANIM
Uyarı noktaları
İnsan vücudunun kendi kendini yenileme gücü fazla yüksektir ve bu gücü harekete geçiren belirli uyarı noktaları vardır İnsan vücudunda bin dek dikkat noktası vardır ve bu noktalardan 650700 adam başına kullanılır Her rahatsızlık için ayrı program ve öbür noktalar bulunmaktadır Manâlı olan içten bir teşhisle, hangi noktaya nasıl bir dikkat yapılacağıdır (lazer, iğne ya da hangi iğne); bu çok iyi bilinmelidir Akupunktur tedavisinde sırt, boyun, el, kulak ve vücudun diğer bölümleri kullanılır Çoğu hastalığa ilişkin en fazla uyarı noktasının bulunduğu uzuvlar ise eller ve kulaklardır
İnsan vücudundaki açıklanmış akupunktur noktalarına iğneler tamamen yapılan uyarılarla organizmanın hemen her yerine ulaşabilecek haberler iletilmektedir Bu iletişim, akupunktur noktasını yaratıcı hücrelerden lokal hücre uyarıların asap terminallerine ve son olarak da beyne ulaşır Beyin de bu uyaranı gerekli organlara ulaştırır ve ilgili organ ve uzuvlardaki enerji dengesi düzelir Dolayısıyla hastalık da ortadan kalkmış olur
Lazerle akupunktur
Lazer bir ışıktır Bildiğimiz, kullandığımız ışığın konsantre edilmiş hali olduğu söylenebilir Bazı hastalıkların tedavisinde ya da kimi zaman hastanın tercihi doğrultusunda iğne yerine lazer kullanılmakta, iğne batırılarak dikkat yapılacak noktaya lazerle uyarı verilmektedir Bilhassa ameliyatlar ve kazalar sonrası kalan izlere karşı lazerle akupunktur son derece etkili sonuçlar vermektedir Keza, çocukların tedavisinde iğneye alternatif olmaktadır
Nasıl iğne?
Önceden Çinliler sivri taş parçaları kullanmaktaydı Bangkok ’ta ise bu amaçla bambu kamışının kullanıldığı biliniyor Akupunktur yöntemi ile tedavide önceleri altın kullanılmıştır Altının elektirik potansiyel farkını alışı ve düzeltişi çok önemlidir Bu yüzden altınla tedavi uygulanan hasta fazla daha basit ve tez iyileşme göstermektedir Oysa bütün bu olumlu özelliklerine karşın altının oldukça fiyatı yüksek ve yumuşak bir madde olması dolayısıyla akupunktur sırasında vücuda uygulanması, gereken noktalara batırılması baskı olmaktadır Buna bir çözüm yolu bulmak nedeniyle, altını iğne haline getirirken içine bazı metaller konmuştur Altının pozitif bir etkisi vardır Gümüş de çok iyi bir akupunktur iğnesi olmasına rağmen, biraz negatifliğe karşın bir özellik göstermektedir Günümüzde ise, dünyada altın ya da gümüş iğne kullanılmamaktadır Elektriği altın değin iyi ileten standart bir çeliğin üretilmesi ile bütün dünyada bu yeni metal kullanılmaya başlanmıştır
AKUPUNKTURDA KULAĞIN ÖNEMİ
Kulakta bedenin az kalsın her uzvuyla ilgili bir akupunktur noktası bulmaktadır Örneğin, insanın bağırsağı, kalbi, karaciğeri ile ilgili noktalar kulağında mevcuttur Bu yüzden akupunktur tedavisinde vücutla beraber ya da kimsesiz kulaktaki noktalar kullanılmaktadır öte taraftan kulağın bu özelliği, hastalığın belirlenmesine, deteksiyona tezgâhtar olmaktadır
AKUPUNKTUR VE ZAYIFLAMA
Şişmanlık
Şişmanlık Nedir?
Dünyada şişmanlık
Neden şişmanlamaktahsis etmek istediğimizde zorlanırız?
GövdeKitle indeksi nedir?
Akupunktur ve Zayıflama
Akupunkturla niçin daha kolay ve kalıcı zayıflanır?
Şişmanlık (Obezite)
Şişmanlık, vücutta yağ dokusunun normalden fazla olmasıyla karakterize bir hastalıktır
Şişman bir kişi detaylı tetkiklerden geçirildiğinde, bazen hiçbir anormalliğe rastlanmayabilir Ara Sıra bedenen da bir semptom yoktur Ancak, öteki yanlamasına müşteri II diyabet tanısı konmuş hastaların % 60 ’ı şişmandır Yeniden, vücuttaki yağ dokusunun artması ile, hormonalmetabolik hastalıkların ve yürekdamar hastalıklarının ortaya çıkması veya ağırlaşması arasında ilk elden bir ilişki olduğu bilinmektedir
Pekiyi, öyleyse neden gereğinden fazla beslenme tüketiriz? Şişmanladığımızı tarafından tarafından niçin buna devam ederiz? Bu soruların yanıtları araştırılmış ve obez şahısların yemek yemek yeme konusunda daha ivedi uyarıldıkları, ağız tadı tatlarının daha gelişmiş olduğu, daha geç doydukları ve yemek yemek yeme işinin jurnal yaşamları içinde kafalarını daha fazla meşgul ettiği gözlenmiştir
Kalıtımsal, metabolik, hormonal ve sinirsel birçok karışık sistem şişmanlığın oluşmasında rol oynar Aile yapısı, gıda alışkanlıkları, yaşam tarzı, psikolojik sorunlar bu karmaşık sistemin herhangi bir basamağında etkili olarak şişmanlığa dışarı giden yolu açar
Obezite bir hastalık olduğu için, bir perhiz uygulayıverip bırakmakla ortadan kaldırılamaz Yeni besin alışkanlıkları ve yeni bir hayat şekli gerektirir Obezitenin de, şeker hastalığı veya yüksek tansiyon gibi, hayat boyu peşine düşüp takip edilmesi gerekir
Şişmanlık sıklığı dünyada gitgide artmaktadır Sıradan sıklık % 25 olarak verilmektedir; bu yüzdeye şişman olmayıp ideal kilosunun üzerinde olanlar da katılınca oran % 50 ’ye ulaşmaktadır
Obezite sıklığının artmasının nedenleri:
Sosyokültürel faktörler,
Biyolojik faktörler,
Davranışsal faktörler,
Gıda çeşit ve alımının artması ve kolaylaşması,
Alkol tüketiminin artması,
Teknolojinin ilerlemesi ile jurnal eneji tüketiminin azalması,
Özellikle çocukluk çağında bilgisayar ve televizyon karşı geçerilen zamanın artması ile yağlı ve katkılı yiyecek tüketiminin artması
Yenilen besinler, vücudumuzda metabolik olaylar sonucunda yakılır ve bu yanmadan elde edilen ısı ve eneji, hayatsal fonksiyonların işlemesi için kullanılır Metabolizma hızını, beden kendisi ayarlar; Yani vücut az ya da fazla enerji harcayabilme yeteneğine sahiptir Ancak, harcanacak eneji miktarı vücudun alışılmış olduğu kilosunu korumaya yönelik olarak ayarlanmıştır böylece kilo atamak amacıyla az kalori alındığında, metabolizma hızı düşer ve bünye kilo kaybetmemek için kendini korumaya çalışır Vücudumuz, kendi alışkın olduğu kilosunu koruma çabasındadır
Diyet yapan çoğu birey çok az yedikleri halde, fazla yavaş zayıfladıklarından yakınırlar ve çoğu süre da sabredemeyerek diyete son verirler Bundan daha sonra da eskisi gibi yemeye başlayınca, bahşedilen kilolar fazla daha çabuk bir şekilde geri alınır ve eski kiloya ulaşılınca kilo artışı durur
Bunun sanki bir koşul kilo almak isteyenlerde de görülür; günlük yiyecek miktarlarının iki veya üç katını yeseler bile fazla eksik kilo alabilirler
Vücudun kilo vermeye gösterdiği bu dayanıklılık, insanoğlunun binlerce yıllık geçmişinde yaşadığı doğal afetler, savaşlar, hastalıklar sebebiyle aç kalmaktan ortaya çıkmıştır Ne eyvah ancak, 20 yüzyılın sonunda bile dünyada açlık çeken bölgeler vardır
neticede şunları söyleyebiliriz:
Kilo saptamak için fazla aceleci olmamak gerekir Haftada 15 kg verdiren mucize diyetler son derece sakıncalıdır ve bu derece alıngan çalışan bir metabolizmayı bozmaktan başka işe haylaz Jurnal 1000 kalori altındaki diyetler yürek kasında hasarlara niçin olacak ölümlere yol açabilir Haftada 051 kg vermeyi sağlayan diyetler tehlikesiz olduğu kadar, daimi sonuçlar da sağlar Daha seri kilo vermek isteyenler, bunu azıcık alıştırma yaparak gerçekleştirebilirler
Pratik Olarak şişmanlığın ölçümü için kullanılan fazla basit iki usul vardır:
1 BMI (Gövde Kitle İndeksi) Cisim ağırlığı (kg) boy² (m²)
40
çok şişman (morbid obez)
2 Bel çevresi ölçümü: Erkeklerde 102 cm, kadınlarda 88 cm üzeri tehlikeli görülmektedir
Karoser kitle indeksi ve bel çevresi ölçümü arttıkça, ortaya çıkacak tıbbi sorunların en önemlileri şunlardır:
Yürekdamar hastalıkları
Alıcı II şeker hastalığı
Hipertansiyon
Safra taşları oluşumu
Karaciğer yağlanması
Uyku ve solunum problemleri
Eklemlerde dejeneratif değişiklikler; bilhassa bel, diz, kalça gibi beden yükünü içeren eklemlerde kireçlenme
Akupunktur ve Zayıflama
Bilindiği gibi akupunktur alışkanlık tedavilerinde kullanılır Kilo verme de beslenme alışkanlıklarının ve yaşam tarzının değiştirilmesi ile muhtemel olduğuna tarafından, bu yeni alışkanlıkların edinilmesi sırasında, akupunktur hastaya çok büyük kolaylıklar sağlar
İştahı düzenler ve yemeklere saldırma güdüsünü ortadan kaldırır
Mide asiditesi kontrol altına alınarak, mide kazınması, yanması gibi sorunlar engellenir
Düşük kalorili beslenmeden dolayı yaşanabilecek halsizlik önlenir
Metabolizma hızını düzenler Akupunkturla çare gören hasta, kendi kendine yaptığı diyetlerden daha basit kilo vermeyi başarır
Akupunktur tedavisi sırasında, vücutta serotonin ve endorfin seviyeleri artmaktadır Bu hormonlar diyet yapan kişiye kolaylık verir, sedasyon sağlar Bu Nedenle diyet yapan kişi, eski yemek yeme zevkinin kısıtlanmasından dolayı tedirginlik ve rahatsızlık yaşamaz
3040 kg fazlası olan hastaların tabii ama uzun bir vakit diyet yapmaları gerekir Fakat, çoğu insanda böyle bir dayanıklılık olmadığı için, her pazartesi başlanan diyetler, her cumartesi sona erer Bu Nedenle sık sık yapılan diyet denemeleri sonucu her geçen günkilo saptamak daha da zorlaşır İşte, bu gibi hastalarda akupunktur harika başarılar sağlar ve hasta 1 yıla değin uzanan bir süre diliminde onlarca kilo verebilir Hastanın uzun zaman diyete dayanabilmesinin nedeni, akupunkturun yarattığı sedatif ve trankilizan etkiden dolayıdır Hem hasta kilolarının eridiğini gördükçe daha çok motive olup, bu işe dört elle sarılmaktadır
AKUPUNKTUR VE SİGARA BIRAKMA
Akupunkturla Sigara Bırakma Tedavisi
Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?
Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?
Akupunktur ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?
Sigarayı Niçin Bırakalım?
Sigara niçin zararlı?
Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?
Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?
Sigarayı bırakma yolları nelerdir?
Sigarayı ele vermek isteyenlerin yaşadığı tipik kaygı ve sorunlar nelerdir?
Akupunktur ile sigara nasıl bırakılabilir?
Yapmanız gereken tek şey sigarayı bırakmaya karar vermektir Bu, insanın yaşamında alabileceği en önemli kararlardan biridir Bu kararı verdikten sonra, akupunktur, size sigarayı bırakmanızda büyük huzur sağlayacaktır
İnsanlarda serotonin ve endorfin adı bahşedilen iki madde vardır Bunlar beyinde bulunur ve kolaylık, hoşluk, keyif ve rahat gibi duygular ile ilgilidirler Normalde insanlarda kahkaha atınca, mutlu bir haber alınca ya da çikolata veya güzel bir tatlı yiyince, bir yeriniz acıyınca serotonin ve endorfin düzeyi yükselir Oysa sigara içenlerde serotonin endorfin salgılama işini sigara üstlendiğinden beden otonomisini kaybetmiştir Hani keyiflenince de, dertlenince de sigara içilir ya, işte, açıklaması budur
Sigarayı bırakanlarda ilk hafta beyin serotonin salgılama işini gerçekleştiremediğinden karoser oldukça baskı anlar yaşar Beyin ancak 72 saat sonradan eski görevini yapmaya başlar
Bu 72 saatlik süre içinde, hastanın yoksunluk belirtileri önlenirse, sigarayı bırakması fazla kolaylaşır Akupunktur ile çare, kişinin sigara içmemekten nedeniyle oluşabilecek şikayetleri ortadan kaldırır Bu Nedenle sigara içmemeye karar vermiş olan kişi, bunu hiç zorlanmadan başarır; çünkü, akupunktur tedavisi beyni her tarafta sigaraya gerek duymadan serotonin ve endorfin salgılaması için uyarır ve bundan daha sonra da beyin eski otonomisini kazanır
Akupunktur ile kaç seansta sigara bırakılabilir?
Üç gün tekrar tekrar 20 dklık 3 seans çare uygulanır Toplam 1 saat süren bir tedavidir Bu Nedenle 72 saatlik en zorlama geçen dönemde ceset teftiş altındadır daha sonra hastanın bağımlılık derecesiyle benzer olarak ilave seanslar yapılabilir, fakat genelde buna lüzum kalmaz Çare boyunca tek bir sigara bile içilmemesi ve nikotin preparatları kullanılmaması gerekir Aksi halde, başladığımız noktaya geri döneriz
Akupunktur tedavisi ile sigarayı bırakmada başarı oranı nedir?
%90 95 gibi yüksek bir galibiyet oranı vardır
Sigara neden zararlı?
Tütün kullanımı takriben 200 yıl öncesine değin gidiyor Birincil zamanlarda tütünün sağlığa iyi geldiği düşünülüyordu Sigaranın zararları 1950 ’li yıllara dek çok pozitif bilinmiyordu Ama, daha sonraki yıllarda yapılan araştırmalar, sigaranın insan sağlığına sahiden zararlı olduğunu ortaya çıkardı Sigara dumanında sıhhat açısından zararlı yüzlerce (bu sayı abartılmamıştır) madde bulunmaktadır Örnek belirlemek icabında, bunların en çok bilinenlerinden birkaç her birine ; amonyak, terebentin, kadmiyum, insektisitler, naftalin, aseton, arsenik, formal, hidrojen siyanür, radon, polenyum, deterjanlar
Bunların bir birçok kanserojendir Hem tütün ve sigaranın sarıldığı kağıdın yanmasından dolayı açığa çıkan maddeler ve zift da tekrar konserojen maddeler arasındadır
Kalıp Damar sağlığı açısından özellikle güvenli olmayan olan maddeler ise nikotin ve karbonmonoksittir Nikotin kalp artışlarını hızlandırır, tansiyonu yükseltir, kan pıhtılaşmasını arttırır Yani kalbin yükünü ve oksijen ihtiyacını arttırır Tüm yanma olaylarında açığa meydana çıkan zehirli bir gaz olan karbonmonoksit ise, kandaki oksijen ile birleşerek kanda bulunan oksijen miktarını düşürür neticede nikotin sebebiyle oksijene gereksinimi artmış olan yürek, kanda yeterli oksijeni bulamaz ve işi fazla daha zorlaşır
Sigara kullanımı ile doğrudan ilişkisi olduğu kanıtlanmış hastalıkları şöyle sıralıyalım: Ağız kanserleri, sindirim sistemi kanserleri, solunum sistemi kanserleri, akciğer hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, ülser, mesane kanseri
Dünya Sıhhat Örgütü ’ne göre dünyada 1 milyar 100 milyon insan sigara içiyor Erkekleri %47si, kadınların %12 ’si sigara tiryakisi Hem, son yıllarda sigara içen kadınların sayısında nispeten daha pozitif bir yükselme olduğu gözlemlenmektedir Bu da dünyaya yeni gelecek nesillerin sağlığını direkt olarak etkileyecektir Son rakamlara tarafından, dünyada yılda 3 milyon kişi sigaraya bağlı hastalıklar sebebiyle ölmektedir
Acilen hemen yeri gelmişken önemli bir konuya değinmek gerekiyor Mesela; akciğer kanserinin sigaraya bağlı olarak meydana geldiği heryerde söyleniyor Lakin siz daha geçen ay akciğer kanserinden ölen bir tanıdığınızın hiç sigara içmediğini biliyorsunuz ve uzmanların biraz fazla abarttığını düşünüyorsunuz Bunun açıklaması şöyle: Akciğer kanserinin 4 türü vardır; hatta bunların da alt grupları vardır Bunların içinde sigara kullanımı ile ilk elden ilgili olanlar (%60) zaten en sık görülen kanser türleridir Sigara ile ilgisi olmayan ise, fazla daha eksik oranda görülen bir kanser türüdür
İngiltere ’de yapılan bir araştırmaya tarafından günde 20 sigara ’dan artı içenlerin %40 ’ı, daha emeklilik yaşına gelmeden ölmektedir Ancak sigara içmeyenlerde bu oran %15 ’dir
bir de faizsiz içici kavramı var Sigarayı içen birey, eğer filtreli sigara içiyorsa, bu filtre bir arz zararlı maddenin geçişini engelleyebilir Halbuki sigaranın ucundan havaya karışan duman hiçbir süzgeçten geçmediği için daha tehlikelidir Yani uzun süre bu dumana maruz kalan ve pasif içici denilen kişiler de tehlike altındadır Hem unutmamak gerekir ama, sigarayı içen birey de havaya yayılan bu dumanı tekrar solumaktadır Sigara içilen evlerdeki ufak çocuklarımız bronşit ve zatürre gibi solunum yolu hastalıklarına daha sık yakalanırlar Faizsiz içici olduklarından akciğer kanseri açısından risk grubundadırlar ve ileride sigara içmeye daha fazla eğimli olurlar
Bilhassa gelişmiş ülkelerde kamuoyuna yansıyan bu sonuçlar ve alınan tedbirler sonucunda sigara kullanımı %50 ye varan oranlarda azaltılmıştır ABD, İngiltere, Kanada bu konuda başarılı ülkeler arasındadır
öte yandan, bununla birlikte sigara üreticisi olan bu ülkeler, gelişmekte olan ülkelerde edindikleri pazarlarını büyütme çabası içindedirler
Sigarayı bırakan bir insanın vücudunda ne gibi olumlu gelişmeler olur?
20 dk daha sonra kan basıncı ve nabız normale döner
8 saat sonradan cisim kendini yenilemeye başlar Kan oksijeni olağan düzeye çıkar
24 saat sonradan kalp krizi riski azalmaya başlar 1 sene sonra yarıya düşer
48 saat daha sonra duyu organları iyi çalışmaya başlar Tat ve koku duyusu düzelir Cilt kendini yeniler
72 saat sonradan Akciğer kapasitesi artar, solunum rahatlar
2 hafta daha sonra efor kapasitesi artar (Yürüme, meren çıkma…)
19 ay içinde akciğer hücreleri yenilenir Akciğer hastalıkları (zatürre gibi) riski azaltır Öksürük, solunum yetmezliği düzelir
5 sene sonradan ağız, boğaz, yemek borusu kanserleri riski %50 azalır
Pankreas, mesane, rahim kanseri riski azalır
Sindirim sistemi ülseri riski azalır
Sigara gebelikten önce ya da gebeliğin birincil 3 ayında bırakılırsa erken doğum riski ve düşük doğum şişman bebek doğurma riski, içmeyenlerdeki düzeye iner
Koroner kalp hastalığı riski sigaranın bırakılmasından 15 yıl sonradan sigara içmeyenlerin düzeyine iner
Benzer evde yaşayan minik cocuklar ve bebeklerin, solunum yolu hastalıklarına yakalanma riski azalır
Sigara içen bir kişiyi bırakmaya iten nedenler nelerdir?
Sigaraya emrindeki bir hastalığın ortaya çıkması
Fiyatın fiyatı yüksek gelmesi
Sigaranın zararları hakkındaki yayınlar
Çevresi tarafından bırakmaya yönelik özendirme, ayıplama
Kapalı yerlerde sigara içiminin yasaklanması
Gelişmiş ülkelerde sigaranın zararları hakkındaki yazılar, sigaranın fiyatı, ayıplama ve yasaklamalar etkili olmaktadır; fakat, bizim insanımızı bir hastalığın ortaya çıkması daha çok etkilemektedir Örneğin, kalp krizi geçirmiş ya da bypass ameliyatı olmuş hastaların sigarayı bırakma oranları yüksektir ve başarılıdır
Sigarayı vazgeçme yolları nelerdir?
Akupunktur,
Grup Terapisi,
Hipnoz,
Kişisel çaba ile bırakma,
Farmokolojik tedavi
Sigarayı bırakmak isteyenlerin yaşadıkları tipik kaygı ve sorunlar nelerdir?
Sigarayı azaltmak mı, ayrıntılarıyla ele vermek mı? Mahrumiyet belirtilerinin daha uzun sürmesine neden olur Genelde başarısızlıkla sonuçlanır Sigara miktarı yine arttırılır
Ara ara sigara içmek: Vücuda baştan nikotin etkisini hatırlatır Zamanla ahenkli olarak içmeye dönüşür Halbuki sigara içilmemesine alışmak daha kolaydır
Çevre baskısı: Sigarayı bırakanların çoğu çevresi kadar az daha her tarafta içmeye zorlanır Bu, sigara içenlerin bir kişiyi daha kaybetmelerinden kaynaklanan acayip bir psikolojik durumdur Fakat kısa bir süre içinde arkadaşlarınız da sigara içmediğinizi kabullenip sizi kuytu bırakacaklardır
Zift ve nikotin düzeyi düşük (light) sigara içmek: Bu durumda genellikle jurnal sigara adedi arttırılarak eski nikotin düzeyi tutturulmaya çalışılır Zaten “tehlikesiz sigara yoktur
Sorumluluğu başkasına devirmek: Çoğu kişi sevdiği birisi onu desteklemezse sigarayy bırakmaktan kaçar Hatta deneyip de başarısız olursa başkasını suçlar Fakat sigarayı bırakmak ilk olarak bireysel bir sorundur, mutlaka kendinize güvenmeyi başarmalısınız
Şişmanlama korkusu: Doğrusu sigarayı bırakanların yalnızca 13 ’ü kilo alır ve bu ayrım gerçekte 34 kg kadardır Bundan daha artı alınan kilolar kendine güvensizlikten kaynaklanan, sigarayı elde ve ağızda tutmak alışkanlığının yerini bölge, abur cubur atıştırma alışkanlığıdır Ancak, gerçekte sigarayı bırakmaktan nedeniyle ilk günlerde açılan iştah, kısa bir vakit sonradan normale döner
Mahrumiyet belirtileri: Şiddetli nikotin arayışı, stres, öfke, rahatsızlık, asabiyet, uyku kalitesinin bozulması, iştah artışı ve sözde belirtiler olabilir Bu belirtiler geçicidir ve vücudun kendini onardığını gösterir Mesela, öksürük ve balgam artışı, solunum yollarındaki titreyen tüylerin zehirli maddeleri atmak için görevlerini yerine getirmeye başlamasından kaynaklanır Yoksunluk belirtileri sigara bırakanların 23 ’ünde görülür Belirtiler, ilk 72 saat içinde şiddetlidir 710 gün içinde azalarak ortadan kalkar