Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Dil ve kültür arasındaki ilişki

Dil ve kültür arasındaki ilişki
0
129

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
DİL VE KÜLTÜR NEDİR?

Dil insanlar aralarında anlaşmayı karşılayan natürel bir vasıta; kendi kanunları içerisinde yaşamış ve gelişen canlı bir varlık; milleti birleştiren, koruyan ve onun ortak malı olan sosyal bir müessese; bin yıllar boyunca gelişerek meydana gelmiş bir sosyal kurum; seslerden örülmüş bir ağ; temeli meçhul zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemidir

Dil, öteki insanlarla tüm ilişkilerimizde bize aracılık eden, sosyal bağlarımızı düzenleyen bir vasıta olarak hayatımızın her safhasında mevcuttur Evde, okulda, sokakta, çarşıda, meslek uygun ve baştan onunla beraber yaşıyoruz İnsan konuştuğu dili doğduğu günden itibaren hazır bulur Lakin dil doğuştan bilinmez Ilk aylarda ağlamalar, taklit, birtakım hareketlerle uzlaşma sağlamaya çalışır Çocuk içinde yaşadığı topluluğun dilini, anadilini uzun bir çıraklık devresi süresince öğrenir sonra kulağına gelen seslerin belirlenmiş kavramlara, hareketlere, varlıklara karşılık olduğunu anlamaya başlar

Dil insan benliğinin ayrılmaz bir parçasıdır İnsan zekasının, insanda sınırı çizilemeyen duygu ve fikir kabiliyetinin sonuçları kendi benliğinin dışına fakat dille aktarılabilir Bu bakımdan dil ile akıl iç içe girmiş durumdadır İnsan dil ile düşünür Dilin gelişmesi düşünmeyi düşünceye, düşüncenin gelişmesi de dile bağlıdır Çeşitli medeniyetlerin meydana getirilmesini sağlayan us, gelişmesini dile borçludur

Dil her şeyden önce sosyal ve millî bir varlıktır Fertlerin üstünde, bir milleti ilgilendirir Tüm bir milletin duygu ve zihin hazinesini teşkil eder Bir milleti ayakta tutan, fertleri birbirine bağlayan, sosyal hayatı düzenleyen ve devam ettiren, millî şuuru besleyen bir unsur olarak dilin oynadığı rol çok büyüktür Bağımsızlığın temeli millî şuurdur Millî şuurun en adaleli kaynağı ise dildir

Belirlenmiş ses öbeklerinin millet aralarında danışıklı bir layık kazanarak birer idrak karşılık olmaları dilin oluşmasında sayılabilir Bunun gibi onların değişik kullanışları da karşılıklı değerler bağlayarak dilin kurallarını meydana getirmiş olmalıdırlar bunlar üreyip genişlemiş ve aşağı yukarı titizlikle korunarak kuşaktan kuşağa aktarılmıştır Ses kanunlarına uyup zamanla değişmelere uğramış olmaları da tabiidir

Dil ile us organı olan insan beyni destekleşe oluşmuş olmalıdır Pek ki sonuçta dil düşünmenin de bir vasıtası olmuştur Ana dilimizden cümleler kurarak düşünürüz Bunları dile getirdiğimizde adına konuşma deriz Dil olmasa hafıza ve duygu da gelişmezdi, insan topluluğu ilerlemez, bir medeniyet oluşturamazdı Yine insanoğluna verilen din hayatı ile sanat hayatı da dil temeli üstüne kurulmuşlardır

Dil söylev aygıtının çıkardığı fazla çeşitli seslerin son derecede karışık bir birleşiminden meydana kazanç Ancak kulağımız da bunları bütün incelikleri ile ayırabilecek yaradılıştadır Bu sebeple biz onları çözümlemekte güçlük çekmeyiz Tavır organlarının belirli bir durum alarak bir lahza içinde çıkardıkları kolay sese bir seslik yahut sadece ses deriz: a, ü, b, t gibi Bir bitik hamlesi içinde çıkan birkaç sesin topluluğuna da hece adını veririz: bu, kapı, penceregibi

Bir dilde bir anlamı olan tek veya fazla heceli ses öbeklerine kelime deriz:: kuş, bakmak, devasızgibi Bir dilin tüm kelimeleri o dilin kelime dağarcığını meydana getirir Kelimelerin bir düşünceyi bir bütün olarak anlatan ahenkli topluluğuna tümce adını veririz: Orhan okula gitmelidirBir maksadı izah etmek için bir sıra cümleler kullanırız Buna da söz deriz Sözlerle uzlaşmak konuşmakla olur

Insanlar sözlerini uzaktakilere ulaştırmak, veya uzun zaman gizlemek ihtiyacı ile onları daha dirençli bir sinyâl sistemine çevirmeyi düşünmüşler, yazıyı icat etmişlerdir Eski halk hakkında bilgilerimizi bıraktıkları yazılı belgelerden alıyoruz Milletlerin yazıdan önceki yaşayışları hakkında o kadar az şeyi öğrenebildiğimiz için tarih yazıyla başlar, diyoruz

Ahali her sözcük için, her hece için, ya da her ses için ayrı işaretler kullanan türlü yazı sistemleri yapmışlardır Bugünkü ileri milletlerin yazılarında her göze çarpan bir ses karşılığıdır Buna harf deriz Bir dilin kullandığı harflerin topluluğu o dilin alfabesi olur Bu türlü yazıya da alfabe yazısı adını veririz Yazılmış bir sözü bitmiş seslendirmeye okuma diyoruz Gürültüsüz okumak da olur

Kültür Nedir?
Bugüne değin kültürün öyle fazla tanımı yapılmıştır Bu tanımlardan birkaçını aşağıya alıyoruz:
Tarihin derinliklerinden süzülüp gelen; zamanın ve ihtiyaçların doğurduğu, şuurlu tercihlerle, manalı ve zengin bir birleşim oluşturan; sistemli ve sistemsiz şekilde nesilden nesile aktarılan; bu suretle her insanda mensubiyet duygusu, kimlik şuuru kazanılmasına yol açan; çevreyi ve şartları değiştirme gücü veren; nesillerin yaşadıkları zamana ve geleceğe bakışları esnasında geçmişe ait atıf düşüncesi geliştiren; inanışların, kabullenişlerin, yaşama şekillerinin bütününe KÜLTÜR denir Sadık Kemal Tural
kültür bir toplumun yaşama tarzıdırC WIESLER
Kültür denilince karşımıza bir istif hadise çıkar Bir toplum da, tabiatın haricen, insan elinden ve dilinden çıkma her şey kültür kavramı içerisine girer Mehmet KAPLAN
Kültür, bir topluluğu, bir milleti millet yapan , onu başka milletlerden ayıran yaşam tezahürlerinin bütünüdür Bu hayat tezahürleri her milletin kendine has olan millî değerleridirM ERGİN
Görülüyor ki bütün tanımlarda ırk ve milleti meydana getirme, fertler arasındaki ilişkiler, tabiata hâkim olma, tarihi bono gibi böylece fazla özellik kültüre ait olarak açıklama edilmektedir Aramak oysa milleti ırk yapan maddîmanevî değerlerin hepsine kültür diyoruz *
 
858,505Konular
982,788Mesajlar
33,075Kullanıcılar
Üst Alt