Bir dilin, hususiyet taşıyan en kucuk koludur Diyalekt, Latincede dialectus, Grekcede dialektos olarak gecer
Lehce kendi kelime dağarcığı ve grameri olan sozel (sozlu veya işaretli olan ama mutlaka yazılı olmayabilen) bir iletisim sistemidir; ağız da denmektedir Diyalektle uğraşan ilim kolu ise diyalektoloji olarak adlandırılır Lehceyi konuşan kişilerin sayısı ve bolgenin buyukluğu değişir Bu yuzden geniş bir bolgede pek cok lehce olabileceği gibi o lehcelerin konuşulduğu daha kucuk bolgelerde de başka lehceler olabilir
Lehce kavramı aşağıdaki ilgili kavramlardan ayrı tutulur:
1Sınıf dilleri (sosyolekt), bir dilin belli bir sosyal sınıf tarafından konuşulan ceşididir,
2Standart diller, genel kullanım icin standartlaştırılmış dillerdir (orneğin yazım standartları),
3Jargon', belli bir meslek veya uzmanlık dalının ozelleşmiş kelime hazinesi iceren dilidir,
4Argo, bir grup uyelerinin yabancılar tarafından anlaşılmamak icin geliştirdiği, kendi ana dilleri veya lehcelerindeki standartlara uymayan kullanımlardır,
5Pidgin ve melez diller (creole) birbirinin dilini bilmeyen toplulukların anlaşabilmek icin oluşturdukları karma dillerdir
Bir dilin ceşitleri sadece gramer ve kelime hazineleri ile birbirinden ayrılmaz, ritim ve ahenk de dahil olmak uzere telaffuz ile de farklılık gosterebilir Eğer farklılıklar telaffuz ve seslendirmeden ibaretse lehceveya ceşitterimlerinden ziyade şiveterimi kullanılır
Sınırlı olmasından dolayı, tarihte yuzyıllarca dar bir bolgede konuşulan ağzın, mensup olduğu yazı dilinden ayrılıklar gostermesi olağandır Cunku yazı dili bir milletin kulturunun muhafazası icin gelişmiş, başka dillerle munasebette bulunmuş, kendi kaideleri icinde yeni dil unsurları yaratmış, başka dillerden aldığı yabancı kelimeleri kanunlarına uydurmuş ve kendisine mensup ağızlarda hakim olarak varlığını surdurmuştur Ağızların mensubu bulunduğu dille ayrıldığı noktaları takip etmek, yazılı mahalli metinler varsa mumkun olur Ağızdaki gelişme, hep sozde kalması sebebiyle yazı diline nispetle daha hızlıdır Bu yuzden bazen bir ağız ile mensubu bulunduğu kultur, yani yazı dili arasında buyuk ayrılıklar ortaya cıkabilir Gunumuzde Rusya ve Turki cumhuriyetlerde her bolgede ayrı bir alfabe kullanılmaktadır Boyle durumlarda aradaki ufak farklardan hareket edilerek zamanla aynı dilin başka iki şekli ortaya cıkar
Ağzın zamana ve tekniğe tahammulu yoktur Teknik, bir ağızın tespitinde ne kadar fayda sağlarsa, girdiği bolgenin ağzını da kacınılmaz bicimde değiştirir Bilhassa radyo, televizyon ve videonun girdiği yerlerde konuşma değişikliğe uğrar ve kultur, yani yazı dilinin bu vasıtalarla ağza tesiri bolge diyalektine hakim olur Boylece ağız, mensubu bulunduğu yazı diline katılmış olur Bunun yanında bolgenin dışarıyla temas eden insanlarıyla, dar coğrafyada hayat suren insanları arasında da ağız yonunden farklar gorulur Dışarı gidenler bolge ağzına yabancı dil unsurları getirirler Aynı durum, okuma yazma bilen ve bilmeyen insanlar icin de soz konusudur Okumuş yazmış insanların ağızlarında yazı dilinin tesiri cok fazladır Okuma yazma bilmeyen kişiler ise ağızlarını muhafaza ederler
Ağız, mensubu bulunduğu kultur dili ile aynı dile bağlı lehce ve şiveler konusunda ipuclarına sahiptir Ayrıca bir dilin tarihteki gelişimi, diğer lehce ve şivelerle mukayese imkanı da verir Bunun yanında yazı dilinin beslenmesi ve geliştirilmesinde diyalektlerin, yani ağızların oynadığı rol buyuktur Turkcenin diyalektleri henuz yeterince tespit edilmiş değildir, yaşayan ağızlar icin bir arşivden de mahrumdur Bazı Batı dillerinde bu ağızları takip etmek amacıyla dil atlasları hazırlanmıştır
Lehce kendi kelime dağarcığı ve grameri olan sozel (sozlu veya işaretli olan ama mutlaka yazılı olmayabilen) bir iletisim sistemidir; ağız da denmektedir Diyalektle uğraşan ilim kolu ise diyalektoloji olarak adlandırılır Lehceyi konuşan kişilerin sayısı ve bolgenin buyukluğu değişir Bu yuzden geniş bir bolgede pek cok lehce olabileceği gibi o lehcelerin konuşulduğu daha kucuk bolgelerde de başka lehceler olabilir
Lehce kavramı aşağıdaki ilgili kavramlardan ayrı tutulur:
1Sınıf dilleri (sosyolekt), bir dilin belli bir sosyal sınıf tarafından konuşulan ceşididir,
2Standart diller, genel kullanım icin standartlaştırılmış dillerdir (orneğin yazım standartları),
3Jargon', belli bir meslek veya uzmanlık dalının ozelleşmiş kelime hazinesi iceren dilidir,
4Argo, bir grup uyelerinin yabancılar tarafından anlaşılmamak icin geliştirdiği, kendi ana dilleri veya lehcelerindeki standartlara uymayan kullanımlardır,
5Pidgin ve melez diller (creole) birbirinin dilini bilmeyen toplulukların anlaşabilmek icin oluşturdukları karma dillerdir
Bir dilin ceşitleri sadece gramer ve kelime hazineleri ile birbirinden ayrılmaz, ritim ve ahenk de dahil olmak uzere telaffuz ile de farklılık gosterebilir Eğer farklılıklar telaffuz ve seslendirmeden ibaretse lehceveya ceşitterimlerinden ziyade şiveterimi kullanılır
Sınırlı olmasından dolayı, tarihte yuzyıllarca dar bir bolgede konuşulan ağzın, mensup olduğu yazı dilinden ayrılıklar gostermesi olağandır Cunku yazı dili bir milletin kulturunun muhafazası icin gelişmiş, başka dillerle munasebette bulunmuş, kendi kaideleri icinde yeni dil unsurları yaratmış, başka dillerden aldığı yabancı kelimeleri kanunlarına uydurmuş ve kendisine mensup ağızlarda hakim olarak varlığını surdurmuştur Ağızların mensubu bulunduğu dille ayrıldığı noktaları takip etmek, yazılı mahalli metinler varsa mumkun olur Ağızdaki gelişme, hep sozde kalması sebebiyle yazı diline nispetle daha hızlıdır Bu yuzden bazen bir ağız ile mensubu bulunduğu kultur, yani yazı dili arasında buyuk ayrılıklar ortaya cıkabilir Gunumuzde Rusya ve Turki cumhuriyetlerde her bolgede ayrı bir alfabe kullanılmaktadır Boyle durumlarda aradaki ufak farklardan hareket edilerek zamanla aynı dilin başka iki şekli ortaya cıkar
Ağzın zamana ve tekniğe tahammulu yoktur Teknik, bir ağızın tespitinde ne kadar fayda sağlarsa, girdiği bolgenin ağzını da kacınılmaz bicimde değiştirir Bilhassa radyo, televizyon ve videonun girdiği yerlerde konuşma değişikliğe uğrar ve kultur, yani yazı dilinin bu vasıtalarla ağza tesiri bolge diyalektine hakim olur Boylece ağız, mensubu bulunduğu yazı diline katılmış olur Bunun yanında bolgenin dışarıyla temas eden insanlarıyla, dar coğrafyada hayat suren insanları arasında da ağız yonunden farklar gorulur Dışarı gidenler bolge ağzına yabancı dil unsurları getirirler Aynı durum, okuma yazma bilen ve bilmeyen insanlar icin de soz konusudur Okumuş yazmış insanların ağızlarında yazı dilinin tesiri cok fazladır Okuma yazma bilmeyen kişiler ise ağızlarını muhafaza ederler
Ağız, mensubu bulunduğu kultur dili ile aynı dile bağlı lehce ve şiveler konusunda ipuclarına sahiptir Ayrıca bir dilin tarihteki gelişimi, diğer lehce ve şivelerle mukayese imkanı da verir Bunun yanında yazı dilinin beslenmesi ve geliştirilmesinde diyalektlerin, yani ağızların oynadığı rol buyuktur Turkcenin diyalektleri henuz yeterince tespit edilmiş değildir, yaşayan ağızlar icin bir arşivden de mahrumdur Bazı Batı dillerinde bu ağızları takip etmek amacıyla dil atlasları hazırlanmıştır