Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Dede Korkut'un Mirası

Dede Korkut'un Mirası

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Büyükbaba Korkut Mirası

19 yüzyılın başlarında Dresden ’de bulunmuş olan Büyükbaba Korkut yazması, “Kitâbı Dedem Korkud Alâ Lisânı Tâifei Oğuzân adını taşır; “Oğuz boyunun diliyle Dedem Korkud Kitabı demektir 20 yüzyılın ortalarında Vatikan ’da bulunmuş olan yazmanın adı ise “Hikâyeti Oğuznâme, Kazan Beğ ve Gayrıdır; “Oğuzname hikâyesi, Kazan Bey ve diğerleri demektir Dresden nüshası bir antre ve 12 destanî hikâyeden oluşur Vatikan nüshasında ise girişle birlikte sadece 6 destanî hikâye vardır Bu nüshadaki giriş ve destanî hikâyeler, Dresden nüshasında bulunanlardan bambaşka değildir O hâlde Dede Korkut mirasından yazma olarak elimizde bir giriş ve 12 destanî hikâye bulunmaktadır Destanî hikâyelerin herkes Dresden nüshasında “yükseklik olarak adlandırılmaktadır; bu bakımdan ben de yazımda bu özel terimi kullanacağım

Biri beceriksiz de olsa iki yazma hâlinde elimize ulaşan 12 boyun, 15 yüzyılda Doğu ve GüneyDoğu Anadolu ile Azerbaycan coğrafyasına hâkim olan Akkoyunlular zamanında son şeklini aldığı ve Osmanlıların Anadolu ’nun Doğu ve GüneyDoğusuna hâkim olduğu 16 yüzyılda yazıya geçirildiği düşüncesindeyim Oğuzların tarihini yazan ve Dede Korkut kitabını Oğuz Türklerinin millî destanı kabul eden Türk tarihçisi Faruk Sümer; yazmalarda geçen alay, gönder gibi yalnızca Osmanlılara ait askerî terimlerden dolayı eldeki yazmaların 16 yüzyıldan önce yazıya geçirilmiş olamayacağı fikrindedir Boyların coğrafyası Doğu ve GüneyDoğu Anadolu ile Azerbaycan sahasıdır ve bu alan 16 yüzyılda Osmanlıların eline geçmiştir Esasen eserin giriş bölümünün başında yer alan “Korkut Soy ayıtdı: Â0ır zamanda 0anlık girü kayıya dege, kimsene ellerinden almaya, â0ır zaman olup kıyâmat kopınça Bu didügi Osman neslidür, işde sürilüp gideyorır ifadeleri, eserin Osmanlılar vaktinde ve Osmanlı toprağında istinsah edildiği konusunda bence herhangi bir şüpheye yer bırakmıyor Oysa Dede Korkut coğrafyası, Osmanlılardan önce Akkoyunluların elindeydi ve kendimce boyların elimizdeki nüshalarda görülen son biçimi alması Akkoyunlular vaktinde, yani 15 yüzyılın ikinci yarısında olmuştur Akkoyunlular kendilerini Oğuzların Bayındır boyundan kabul ediyorlardı ve bundan dolayı, faal bir kahraman olmadığı hâlde Bayındır Han eserde en muteber mevkie çıkarılmıştı

Büyükbaba Korkut kitabının 15 yüzyılda, Akkoyunlular zamanında aldığı son biçimi, bugüne ulaşan iki yazmaya dayanarak şöyle anlatabiliriz

Giriş bir yanlamasına bırakılırsa kitap, konuları bakımından birbirinden egemen, “yükseklik adı bahşedilen 12 destanî hikâyeden oluşur 12 boyun her biri, bir ya da iki kahraman üstüne kurulmuştur; ama lüzum bir boyun başlıca kahramanları, gerek tezgâhtar kahramanları, diğer boylarda da geçer ve bir boydaki muavin kahraman öteki boyda esas kahraman olabilir Bu Nedenle esas kahramanın üzerine resmileşmiş yer alan vak ’a itibarıyla egemen olan boylar, müşterek kahramanlarla birbirine bağlanmış olur Kahramanların başı Salur Kazandır ve dört boy, Salur Kazan ya da oğlu Uruz üstüne kurulmuştur Diğer kahramanlar Salur Kazan ’ın beyleri ve arkadaşlarıdır Bayındır Han ise Salur ’un da tabi olduğu hükümdardır; lakin olaylara etkin olarak karışmaz 12 boydan 9 ’unda Salur Kazan ve arkadaşları geçer; 3 boyda ise onları göremeyiz Fakat 12 boyun hepsinde de Büyükbaba Korkut vardır Dede Korkut ’un boylardaki işlevi kopuz çalarak zirve boylaması, cet soylamasıdır Boyların anlatılmasına zirve son vermek, boylar içindeki manzum kısımlara soy, soyları kopuz eşliğinde kesin bir melodiyle okumaya ise ata soylamak denir Dede Korkut her boyun sonunda zirve boylar, soy soylar; kahramanlara dua eder ve ara sıra onlara ad verir Büyükbaba Korkut ’un birkaç boyda, müşkül işleri halletmek için ortaya çıktığı da olur Şu hâlde Büyükbaba Korkut, 12 boyu birbirine bağlayan ve boyları düzenleyip anlatan karşılıklı kahramandır Ilk Kez bulunan giriş bölümü de eserin tamlık kazanmasında rol oynar

Kısaca anlatmaya çalıştığım bu son biçim o kadar bir “formdur ancak keza her irtifa, bağımsız bir eser gibi kimsesiz ele alınabilir; ayrıca de 12 zirve bir bütünlük içinde tek bir eser makul

“Büyükbaba Korkut mirası derken ben, bir yana bu “son biçimin oluştuğu zamandan daha sonraki yüzyıllara kalan mirası kastediyorum; bir yanlamasına da bu “son biçimin daha önceki dönemlerden kalan bir servet olduğunu düşünüyorum

Önce birinci noktaya bakalım: Sonraki yüzyıllara Dede Korkut ’tan kalan servet nedir? Burada şunu belirtmeliyim ama sonraki yüzyıllara kalan miras, mutlaka yukarıda anlattığım “son biçimden çıkmış olmayabilir Başka Türk coğrafyalarında daha önceki dönemlerden kalmış rivayetler de bulunmaktadır

Büyükbaba Korkut ve eserdeki beylerle ilgili rivayetler, daha sonraki bazı yazılı kaynaklarda da küçük parçalar ya da atıflar hâlinde görülür 3 Murad vaktinde Bayburtlu Osman ’ın yazdığı “Tevârîhi Cedîdi Mir ’âtı Âlemda, 1597 ’de yazılan Şerefnâme ’de, 17 yüzyıla ait Evliya Çelebi seyahatnamesinde, Ebülgazi Bahadır Han kadar 1660 ’ta yazılan Şecerei Terâkime ’de, 1672 ’de yazılan Arapça Müneccimbaşı tarihinde, yine 17 yüzyılda Buharalı Hafız Derviş Ali Çengî göre yazılan Tuhfetü ’sSürûr adlı Farsça eserde, bir takım Bektaşî velâyetnamelerinde ve Kul Soy adlı Azeri şairin Leylâ Mecnun mesnevisinde ara sıra birer ikişer cümlelik, bazen yarım sayfaya varan uzunlukta Büyükbaba Korkut ve beyleriyle ilgili rivayetler vardır Şecerei Terakime ’de ise Büyükbaba Korkut kahramanları ve özellikle Salur Kazan ’la ilgili rivayetler bir hayli hacimlidir

20 asır sözlü geleneğinde Büyükbaba Korkut boylarının en canlı olarak yaşadığı yer Türkmenistandır Yüzyılın ortalarında Cet Rahmanov ’un derlediği metinler el yazmaları hâlinde Türkmenistan ’ın Kol Yazmaları Enstitüsü ’nde saklanmaktadır Ayrıca Nurmırat Esenmıradov ’un derlediği iki metin de vardır Bu metinler 1980 ’lerin sonundan itibaren Türkmenistan ’da yayımlanmaya başlamıştır

Soy Rahmanov ’un derlemelerinden anlaşıldığına göre Büyükbaba Korkut kitabındaki 12 boydan 7 ’si Türkmenistan sözlü geleneğinde 20 yüzyıla dek ulaşmıştır Bunlar Iza berilediren Nesilsiz (Dirse Han oğlu Boğaç Han boyu), Makav (Çılgın Dumrul boyu), Yekegöz (Basat ’ın Tepegöz ’ü öldürdüğü tepe), Töreli Bey (Kan Turalı boyu), Bamsım Birek (Bamsı Beyrek boyu), Salır (Salur Kazan ’ı oğlu Uruz ’un tutsaklıktan çıkardığı tepe), Imra (Begil oğlu Emren boyu) adlı hikâyelerdir Bu hikâyelerde farklılıklar olsa da Büyükbaba Korkut yazmalarındaki boyların konuları temel olarak korunmuştur; hatta kahramanların adları da küçük değişikliklerle aynı kalmıştır

Cet Rahmanov ’un derlediği üç hikâye ile Nurmırat Esenmıradov ’un derlediği iki hikâye Büyükbaba Korkut kitabında yoktur Bunlar İgdir, Dışoğuzların Gever Hanlıkına Karşısında Köreşi, Oğuzların Melâllaşmakı, Tekemuhammet, Salır Gazan ve İtemcek Hekâyası ’dır Büyükbaba Korkut kitabındaki 12 tepe, bu 5 hikâye ile 17 ’ye çıkmaktadır

Büyükbaba Korkut kitabındaki üç doruk, Azerbaycan, Anadolu ve Balkanlar coğrafyasında, sözlü gelenekte masallaşmış olarak yaşamaya devam etmektedir

Bunlardan en yaygını Bamsı Beyrek boyunun Bey Böyrek adıyla söylenen masallaşmış biçimidir Bu masalın Azerbaycan ’dan; Anadolu ’nun Trabzon, Bayburt, Erzurum, Erzincan, Urfa, Kilis, Kahraman Maraş, Sivas, Yozgat, Amasya, Sinop, Bartın, Zonguldak, Kırşehir, Kayseri, Konya, Osmaniye, Afyon, Eskişehir, Kütahya, İstanbul şehirlerinden derlenmiş varyantları vardır Masalın 1791 ’de yazıya geçirilmiş yetersiz bir varyantı ise Türk Dil Kurumu Kütüphanesinde saklanmaktadır Benzer masalın 173031 tarihli bütün bir nüshası ise Mısır ’da bulunmuştur

Masallaşmış olan ikinci doruk Tepegöz boyudur Bu masalın da Azerbaycan ’dan; Iğdır, Posof, Bayburt, Erzurum, Siirt, Yozgat, Kastamonu, Çorum, Çankırı, Ankara, Konya, Kültürlü, İstanbul, Kırklareli şehirlerinden ve Dobruca ’dan derlenmiş varyantları vardır

Üçüncü olarak Deli Dumrul boyunun masallaşmış varyantları Tokat, Konya, Antalya, Bolvadin ve Üsküp ’ten derlenmiştir

Ferruh Arsunar ’ın 1962 ’de Gaziantep ’deri yaptığı bir derleme eser ise çok alaka çekicidir Salur Kazan ’ın evinin yağmalandığı boyun bir özeti gibi olan hikâyede kahramanlar birbirine karışmış olmakla beraber, Türkmenistan ’daki rivayetlerde olduğu gibi esas konu aynıdır

Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ’da sözlü gelenekten derlenen bir rivayet ise doğrudan doğruya Büyükbaba Korkut ’un kendisiyle ilgilidir Bu rivayetlere tarafından Korkut Cet, Ölüm Meleği ’den firar etmek ve ölümden kurtulmak ister; nereye giderse kabrinin kazıldığını görür ve sonunda ölür

Özbeklerde Alpamış, Kazak ve Karakalpaklarda Alpamıs, Başkurtlarda Alpamışa, Tatarlarda Alıpmemşen ve Altay Türklerinde Alıp Mamaş olarak yaşamış destan; çoğu araştırıcıya kadar Dede Korkut kitabındaki Bamsı Beyrek boyu ile ilgilidir Dolayısıyla bu destanı da Dede Korkut mirası olarak düşünebiliriz Böylece Dede Korkut mirasının Balkanlardan Altaylara dek uzanan Türk dünyasında yayılmış olduğunu görüyoruz

Büyükbaba Korkut kitabının daha önceki dönemlerden kalan bir miras olduğu konusuna gelince:

Bilindiği üzere 14 yüzyılın başında yazılan Câmiü ’tTevârîh ’teki “Târîhi Oğuzân ve Türkân bölümü Oğuz destanıyla ilgili en geniş rivayetlerin yer aldığı bir kaynaktır İşte bu kaynakta Büyükbaba Korkut ’tan akıllı, akıllı, keramet sahibi ve hakkında öyle çok hikâye anlatılan bir kişi olarak bahsedilmekte, keza Tuman Han ’a ad verdiği belirtilmektedir Memlûk tarihçisi Aybeg ed Devâdârî ’nin yeniden 14 yüzyılın başlarına ait Dürerü ’t Tican adlı eserinde Türklerin elden ele dolaştırdıkları iki kitap olduğu, bu kitaplardan birinin Oğuzname adını taşıdığı kaydedilir Oğuzname hakkında bahşedilen kısa bilgiye takriben bu kitap Oğuzların başlangıçlarını, birincil hükümdarlarını ve onun adının Oğuz olduğunu anlatır; içinde garip hikâyeler vardır Bu hikâyelerden birisi olarak Tepegöz hikâyesinin özeti de Devâdârî ’nin eserinde verilir

Gerek Devâdârî ’nin, gerek Reşideddin ’in kayıtları bize, 14 yüzyılın başında Dede Korkut ’la ilgili rivayetlerin yaygın olduğunu, hatta Devâdârî ’ye kadar bunların Oğuzname adlı bir kitapta toplandığını ve bu kitabın Türk boyları arasında elden ele dolaştığını gösteriyor Bu durumda 15 yüzyılda son biçimini alan, 16 yüzyılda yazıya geçirilen, 20 yüzyılda da sözlü gelenekte yaşamış Dede Korkut boylarının en geç 13 yüzyılda kitap hâline gelen bir Oğuzname ’de toplandığını ve Dede Korkut hikâyelerinin gerçekte Oğuz Kağan Destanından kalan bir miras olduğunu söyleyebiliriz

Bu miras bundan böyle modern san ’beygir eserlerinde; şiirde, tiyatroda, sinemada yaşamaya devam etmektedir Kuzey ve Güney Azerbaycan ile Türkiye ’de Büyükbaba Korkut ’tan kaynaklanan şiirler, poemalar, tiyatrolar yazılı; filmler ve çizgi filmler çevrilmiştir Hiç şüphesiz Dede Korkut mirası tüm Türk dünyasında yarınki nesilleri de beslemeye devam edecektir *
 

Similar threads

Dede Korkut'un hayatı ve özellikleri nedir Büyükbaba Korkut'un hikayelerinin özellikleri Dede Korkut'un hayatı ve özellikleri Dede Korkutun 570–632 yılları arasında, Hz Muhammed (SAV) zamanında yaşadığı rivayet edilmiştir Oğuzların Kayı veya Bayat boylarından geldiği, hem geçmişten ve hem...
Cevaplar
0
Görüntüleme
215
Dede Korkut Hakkında Kısaca Veri Oğuzların epik öykülerinin kahramanı ve anlatıcısı dede Korkutun yaşamı hakkında bilgiler söylentilere dayanır Oğuz Han'a vezirlik yaptığı, Hz Muhammet'e elçi olarak gönderildiği ve Oğuzlar aralarında İslâm dinini yaydığı da bu söylentiler aralarında yer alır...
Cevaplar
0
Görüntüleme
82
Büyükbaba Korkut Hikayeleri hakkında bilgi, Büyükbaba Korkut Hikayelerinin Özellikleri, Büyükbaba Korkut Hikayeleriyle ilgili data Korkut kelimesinin “kork fiil kökünden türemiş olma ihtimalinin yanı sıra Arapça kökenli olup elçi manasına gelmesi de mümkündür Her iki ihtimalde de ˜Korkut ’...
Cevaplar
0
Görüntüleme
106
Büyükbaba Korkut hayatı Büyükbaba Korkut kimdir Büyükbaba Korkut hakkında bilgi İşte Dede Korkut hakkında birkaç bilgi Büyük Türk destan bilgesi Büyükbaba Korkut'un kişiliği üstünde bilgilerimiz yetkisiz kalıyor KorkutAta adıyla da tanınan Dede Korkut, söylentilere tarafından Oğuzların...
Cevaplar
0
Görüntüleme
120
Aşık Dede Korkut kimdir, yaşam öyküsü, yaşamı Ozan Dede Korkut Dede Korkut, tanıdık birincil Türk Ozanı Orta Asya ’da Kopuz, Anadolu ’da saz diye bilenen çalgının mucididir Türk coğrafyasındaki tüm ozanların piridir Oğuz Türklerinin milli ozanı olan Dede Korkut ’un hikayelerinden ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
171
858,505Konular
982,672Mesajlar
33,048Kullanıcılar
Mega00Son üye
Üst Alt