Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Çatışma Nedir? Hakkında Bilgi

Hoş geldin! yus1232 tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
Çatışma Nedir? Hakkında Bilgi
0
103

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Çatışma Nedir? Hakkında Bilgi

Karşıtların itişmesi

Antik Çağ Yunan felsefesinde 'çatışma' kavramını 'ağız dalaşı (Polemos)' deyimiyle ileri süren ilk düşünür Herakleitos'tur Eytişimin babası sayılan Herakleitos bu deyimle 'karşıtların savaşı'nı dile getiriyordu Harekleitos'un doğada gördüğü bu çatışma, yüzyıllarca daha sonra, eytişimsel ve tarihsel özdekçi dünya görüşünün doğa, toplum ve bilinç bütünlüğünde keşfettiği üç büyük yasadan birini, 'karşıtların birliği ve savaşımı yasası'nı oluşturacaktır Herakleitos fazla dürüst bir seziyle, evrensel 'gelişme'yi bu çatışma'ya bağlıyordu ve çatışmanın geliştirici tek faktör olduğunu ileri sürüyordu Antikçağ Yunan felsefesinde buna aynı bir anlayışı da Empedokles, 'oluş'u yadsımakla beraber 'devim'i onaylıyor ve devimin sevgi'yle nefret'in çatışması'ndan meydana geldiğini söylüyordu

Bu çatışmalara karşı karşıtların birliği anlayışının izlerini Yunan mitolojisinde bulmak mümkündür Anteros kavramı, bu birliğin mitolojik simgesidir Yunan mitolojisinde Anteros, kişiliğinde fazla önemli bir karşıtlığı dile getirir Kelime olarak 'karşıt sevgi' anlamını taşır ve büyük kardeşi Sevgi (Eros)'un gelişmesi için annesi Aphrodite kadar dünyaya getirilmiştir Eros, Anteros'la beraber büyümüş ve fakat onunla beraberken mutluluğunu duymuştur Eros, Anteros yanındaysa neş'eli ve ondan uzaktaysa üzüntülü olurmuş Herakleitos'un polemos kavramının birincil mitolojik belirtisi Anteros'tur

Toplumbilim terimi olarak çatışma, eytişimsel ve tarihsel özdekçilik anlayışına uygun olarak 'sınıf çatışması' ve 'toplumsal çatışma' deyimlerinde dile getirilir Çatışma terimi kimi yerde 'çelişme' terimiyle eşanlamlı olarak kullanılmaktadır (Kimi çeviriciler benzer anlamı savaş, ağız dalaşı, çaba deyimleriyle de dile getirmektedirler Aslında tartışma veya savaş yalnızca toplumsal çelişmelerin uyuşturulamaz karşıtlığına özgü bir çatışma biçimidir Toplumsal çelişkilerde de sürüp giden çatışma, sadece, toplumun uyuşturulamaz karşıtlığında kavga veya savaş'a dönüşür) Bir eytişim ustasının dediği gibi, ''gelişme, karşıtların çatışmasıdır'' Doğada, toplumda ve insan bilincinde (benzer deyişle insan düşüncesinde) gelişme süreci, ortak olarak birbirlerini yadsıyan karşıtlıkların çatışmasıyla oluşur Bu çatışma, eski biçimlerin olumsuz yanları yok edilip olumlu yanları özümsenerek, yeni biçimlerin gerçekleşmesini doğurur

Çatışma, açık seçik anladığımız kelime anlamında, en kesin biçimlerde insan toplumlarında gerçekleşir Organik ve inorganik doğadaysa, defalarca kelime anlamında kavrayamayacağımız değişik biçimler gösterir Toplumdaki çatışmayı, ona verdiğimiz, mesela bir elmanın gelişme sürecinde göremeyiz Ne var ki elmanın gelişme sürecinde de kendine özgü bir çatışma olup bitmektedir Doğa, toplum ve bilincin esas eytişim yasası şudur: bir olan, birçok karşısında olanlara bölünür, bu aleyhinde olanlardan kimileri birbirlerine düşmanca karşıt'tır, karşıt olanlar birbirleriyle çelişme'ye başlarlar Bilimsel felsefenin büyük ustalarından bir şöyle der:''Çelişme şuradadır ama bir şey keza kendisinin benzer hem de kendisinin aynı olmayan'dır, yani hem kendisinin aynı olarak kalır keza de defalarca değişir İşte gelişme, bu 'kalıcılık'la 'değişme' arasındaki karşıtlık'tır'' Süreklilik, benzeyen deyişle değişmeden kalma nisbi ve geçici; değişmeyse esas ve süreklidir Doğa ve toplum çelişmelerle gelişir Ancak her çelişmenin yüksek bir kesime varabilecek gelişme gücü yoktur Gelişme gücü olan çelişmelerde 'çatışma' başlar Çelişen karşıtlıklar keskinleşir ve çatışmayla aşılan çelişme yüksek bir düzeye ulaşır Gelişme otomatik olarak sürüp giden bir süreç değildir Çelişmenin aşılabilmesi ve bu vesile ile gelişmenin gerçekleşmesi için, çelişmenin 'çatışma'ya dönüşmesi gerekir Gelişme gücü taşımayan (hatalı olanlar ve objektif doğruya varmış olanlar N) ve çatışma'yı gerçekleştiremeyen çelişme söner Mesela Türkiye'nin bağımsızlıkla esaret çelişmesi, Atatürk'ün yönettiği bağımsızlık savaşı çatışmasına dönüşmeseydi aşılamaz ve sönerdi Nitekim kişisel insan yaşamında da sayısız biyoloji ile ilgili ve toplumsal çelişmeler çatışma'larla aşılabildiği sürece hayat devam eder, sürüp dışarı giden bu çelişmeler çatışma'ya dönüşüp aşılamazsa vefat gerçekleşir Hegel, Mantık adlı yapıtının birinci bölümünde şöyle der: ''Nerede çelişmenin gücü yahut, karşısında durulan varlık bu çelişme yüzünden ölür'' *
 
858,500Konular
982,382Mesajlar
32,976Kullanıcılar
arktristSon üye
Üst Alt