iltasyazilim
FD Üye
O zinde bir bayan Rogatinden esir olarak Geldi İstanbula ve Kanuni´nin karısı oldu Çünkü o Kanuni´yi aşık edecek değin hoş, Süleyman´a oğlunu öldürtecek değin cani, İstanbul´da olup bitenleri kendi lehine çevirebilecek dek akıllı bir bayan
Yazar : Erdem Sabih Anılan
Esaretten çıkıp Hasekiliğe dışarı giden bu yolda tek istediği topraklarına geri dönebilmekti bunun için Tanrının ona verdiği bütün aklı kullandı
Son sayfasına dek coşku batmış, şahane bir hikaye onu hiç böyle tanımamıştınız
Altın Boynuz`u tepeden gören dağın yamaçlarına geldiklerinde, Hürrem pat diye çocuklaştı Koşmaya başladı Sabırsızdı; benzeri zirvenin barbar ıssızlığı onu çağırıyordu Peşinden yavaşça lakin sabırla tırmanan Süleymana baktı Hayatının en büyük aşkına, kocasına! Sarılığın altından damlayan ter Süleyman`ın gözlerine iniyor, uzun ve seyrek bıyıklarında birazcık oyalanıp düşüyordu Sultanın yüzüne, yırtıcı bir kuşun gagasını andıran kemer burnuna, aralanmış ince dudaklarına ve sivri dişlerine, arkasından da zirveye çevirdi gözlerini Dönüp her yerde baktı Süleyman`a
Dünyanın en büyük imparatorluğunun zirvesinde ikisi vardı yalnızca Fakat hayır! Bulutlar, öbür şarkılar söylüyordu Yalnızca kendisinin duyabileceği şarkılarOrası yalnızca senin, kuvvet senin bir zamanlar senin için hayal olan bağımsızlık hemen bir köle olup, ayaklarının altına serildi
Hürrem`in Süleyman`a bakışları donuklaştı Kendisine içten gelen bir sultan değil, sadece gölgeydi
Beyaz tepe gözalıcı ve büyüleyiciydi Orada yalnızca tek bir birey için yer olduğunu fark etti
O yer de kendisine aitti *
Yazar : Erdem Sabih Anılan
Esaretten çıkıp Hasekiliğe dışarı giden bu yolda tek istediği topraklarına geri dönebilmekti bunun için Tanrının ona verdiği bütün aklı kullandı
Son sayfasına dek coşku batmış, şahane bir hikaye onu hiç böyle tanımamıştınız
Altın Boynuz`u tepeden gören dağın yamaçlarına geldiklerinde, Hürrem pat diye çocuklaştı Koşmaya başladı Sabırsızdı; benzeri zirvenin barbar ıssızlığı onu çağırıyordu Peşinden yavaşça lakin sabırla tırmanan Süleymana baktı Hayatının en büyük aşkına, kocasına! Sarılığın altından damlayan ter Süleyman`ın gözlerine iniyor, uzun ve seyrek bıyıklarında birazcık oyalanıp düşüyordu Sultanın yüzüne, yırtıcı bir kuşun gagasını andıran kemer burnuna, aralanmış ince dudaklarına ve sivri dişlerine, arkasından da zirveye çevirdi gözlerini Dönüp her yerde baktı Süleyman`a
Dünyanın en büyük imparatorluğunun zirvesinde ikisi vardı yalnızca Fakat hayır! Bulutlar, öbür şarkılar söylüyordu Yalnızca kendisinin duyabileceği şarkılarOrası yalnızca senin, kuvvet senin bir zamanlar senin için hayal olan bağımsızlık hemen bir köle olup, ayaklarının altına serildi
Hürrem`in Süleyman`a bakışları donuklaştı Kendisine içten gelen bir sultan değil, sadece gölgeydi
Beyaz tepe gözalıcı ve büyüleyiciydi Orada yalnızca tek bir birey için yer olduğunu fark etti
O yer de kendisine aitti *