iltasyazilim
FD Üye
Çanakkale Zaferi destanları,
Çanakkale Zaferi destanı,
18 mart Çanakkale Zaferi
Çanakkale Zaferinin Tarihteki ve Milli Yaşantımızdaki Yeri
3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri aralarında Çanakkale Boğazı'nda akıntı eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 89 Ocak 1916 tarihleri aralarında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır
Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir Türk özgürlük savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır
Türk Ulusu; İstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı Çanakkale'den tanımış; 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, bu benim kahraman komutanımdıdiyerek O'nun civarda kenetlenip İstiklal Savaşı'na katılmıştır
Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın, Kocaçimen'in, kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin esas cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915'in Mart ayında İstanbul'a girerek Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertebilecekti
Çanakkale Boğazı'nı denizden aşıp İstanbul'a giremeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'ten başlayarak 89 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de olmayabilecekti Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1 Dünya Savaşı şayet de 1915'te sona erecekti Çanakkale Zaferi; harbin 4 sene sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve AvusturyaMacaristan İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur Gelibolu Yarımadası'nda düşmana belirli darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır
Bu Nedenle 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara savaşlarında, Mustafa Kemal'in etkin liderliği doğruca kazanılan zaferlerin, milli tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü yukarda belirli noktalarda biriktirmek mümkündür
18 MART 1915 ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞI VE ÖNCESİ
Boğaz savunması, girişten itibaren DışOrtaİç Tabyalaralmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmişti Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli 247 adet en modern toplar bulunmaktaydı
İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı geçerek İstanbul'a girmek için üç kademeli hamle planı yapmıştı İstanbul'a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı Plan uyarınca, 3 Kasım 1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı Girişteki tabyalarımız hasar fark etti İkinci saldırıyı 1925 Şubat 1915 tarihleri arasında 7 gün süreyle devam ettirdi Türk topçusunun atış menzili dışından yapılan bombardımanlar etkin oldu 19 topumuz ve Boğaz girişindeki tabyalarımız kullanılamaz hale geldi 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza girdi orta kesimdeki tabyalar 8 saat süreyle sürekli bombardımana bağlı tutulup sarsıldı Bu başarılar üstüne Amiral Carden, Londra'ya çektiği bir telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul'a ulaşabileceğini müjdeliyordu Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı Son darbe 18 Martta indirilecekti Ne var ama, kağıt üzerinde yapılan bu savaş planında, Türk'ün kahramanlığı ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı
18 MART 1915 GÜNÜ SAVAŞI
18 Mart günü, bundan 85 sene önce, Çanakkale'de ufukları ümit ve galibiyet neşesi kaplayan bir gün daha doğdu İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle saat 1000'da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar Birincil ateşi TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale'ye 12 Km mesafedeyken saat 1115'te açtı Savunma planımıza tarafından, gemiler topçularımızın alev menziline girinceye dek pusuda bekleyecek ve hakim türünden alev açılacaktı Nitekim böyle yapıldı Düşman; yaklaştıkça, topçularımızın gitgide artarak yoğunlaşan isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu Saat 1200'ye geldiğinde orta kesimdeki 3 tabyamız ağır zarar almış, lakin ayakta kalan öteki topçularımızın hedefini şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış, INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman donanması Çanakkale'ye 7 Km dek sokulmayı başarmıştı Savaşın en şiddetli anları yaşanıyordu Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor, düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu
Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış, BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken, bir gece önce Dz Yzb Hakkı'nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına gömülerek kayboluyordu BOUVET'in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı akıbete uğramıştır Saat 1500'te IRRESISTIBLE ve onu takiben 1600'da INFLEXIBLE ve 10 dakika sonradan OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken onların da ayakları Yzb Hakkı'nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz'a dönüyordu Bu Nedenle 6 saatte 3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme telaşıyla saat 1730'da boynu bükük çekilme emrini veriyordu
ÇANAKKALE ZAFERİ
Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin yok yakın dünya tarihinin en kayda değer savaşlarından biridir Çanakkale Boğazı'nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, bu nedenle İstanbul'a kavuşma isteği Avrupa büyük devletlerinin öteden beri özlemidir
1914 yılında I Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar Buradan istihkamlarımıza içten ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havan topu ile dövdüler Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar
24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görüldü bu denizaltıyı görebilen topçularımız düşman üzerine ateş yağdırmaya başladı 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir test yaptı Içten engelleri aşarak Boğaz'a girdi Yediyüzelli metre ilerde yer alan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı Zırhlımızda bulunan subaylardan on'u ve erlerimizden yirmi dördü şehit düştü
19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir bombardımana girişti Boğaz'a tamamen sokuldular Tabyalarımız akşama içten düşman savaş gemilerine karşılık verdi Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından atılan alev karşısında düşman epeyce bocaladı
İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak görüyorlardı Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi Yeniden netice alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donanmayla Boğaz'a saldıracağını, yakında İstanbul'da olacağını Londra'ya bildirdi
giderken Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 1718 Mart gecesi boğaz'a mayın hattı döşenmesi emrini verdi Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz'a on birinci hat olarak döşendi Boğaz'daki mayın sayısı on bir hat olarak 400'ü aşmıştı
18 Mart 1915: İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahtan Çanakkale Boğazı'na girdi Bu donanmanın birincil grubunu yaratıcı filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu
İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu
İngilizler ve Fransızlar güçsüz Türk savunmasını zahmetsizce susturarak Boğaz'ı zahmetsizce geçebileceklerim umuyorlardı Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar Rumeli Mecidiyesiyle merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu Boğazdaki düşman gemileri Hamidiye istihkamlarına yüklendi Bunu görebilen Dardanos bataryaları ateşi üzerlerine çekmeye çalıştı Eksik sonra, bütün gemiler, Dardanos'a saldırdı Dardanos tabyamız saldırılara kuvvetle karşısında koydu bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu giderken kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar Bunalan düşman firar etmek isterken topçu atışlarıyla karşılaşıyordu Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu Karşılıklı bu dehşet topa tutma bir saat değin sürdü Bu müşterek bombardımanı bir yabancı yazan şöyle anlatıyor:
«İnsan manzarayı gözlerinin önünde canlandırabilir Kaleler, toz duman bulutları içinde kaybolmuşlarda Yıkıntıların arasından ara sıra alevler yükseliyordu Gemiler, çevrelerinde fışkıran sayısız su sütunları arasında yavaşça hareket ediyorlar, bazen duman ve serpintiler arasında iyice görünmez oluyorlardı Tepelerden alev eden havan toplarının alevleri görülüyor, ağır toplar yer sarsıntıları gibi gümbürdüyordu»
Topa Tutma esnasında Türk tabya ve bataryaları büyük hasar görmüştü Amiral Robeck Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü Bütün bu sırada harikulade patlamalar oldu Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler Bir gece önce Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar görevlerini yapmışlardı Boğazın berrak sulan üzerinde bir dev gibi yatan Bouvet ve Suffren'e tarihi Hamidiye bataryamızın keskin nişancıları alev açtılar Çanakkale Geçilmez kitabının yazarı Alan Moorehead olayı şöyle anlatıyor
«Saat 1345'de Suffren'in eksik gerisindeki Bouvet muhteşem bir patlamayla sarsıldı Güverteden göğe kesif bir duman yükseldi Gittikçe hızlanarak yandan yattı, devrilip gözden kayboldu Olayı görenlerden birinin ifadesine kadar «Bir tabak, suda nasıl kayıp giderse o da öylece kayıp gitti»
Türk tabyaları, Boğaz'ı geçmeye çalışan düşman gemilerine aralıksız olarak ateş ettiler bu arada düşman Boğazdaki mayınları arındırmak için mayın tarayıcılarını boğaza soktu Tabyalarımız mayın tarayıcılarına ateş açtılar Açılan alev yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde kaçtılar sırası gelmişken düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar fark etti Batanlar oldu sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar Büyük kayıplar vererek: Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler
İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nın savaş gemileri ile aşamayınca bu kez çıkarma yapmayı planladılar Bundan Böyle Çanakkale kara savaşları başlıyordu Kara savaşında düşmanın nereden sonuç yapabileceği tartışıldı Mustafa Kemal Kabatepe ve Seddülbahir'den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve Anadolu yakasından sonuç yapılabileceği görüşündeydi Alman komutanı Von Sanders'in görüşü ağır bastı, ve askerler o yöreye yerleştirildi
Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal'in düşündüğü noktadan saldırdı 19 Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen'de Conkbayır'da, savaştı Cephanesi biten askerlere:
— Süngü tak emrini verdi sonradan ;
— «Ben size taarruz emretmiyorum Ölmeyi emrediyorum Biz ölünceye dek geçecek zaman içinde yerimize diğer kuvvetler ve diğer komutanlar geçebilir» dedi Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı Siperler arası mesafe sekiz on metre kadardı Türk siperlerinden hiçbir asker ayrılmıyordu Şehit düşenlerin yeri anında dolduruluyordu Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak yaklaşık olarak tüterek kaynıyordu Düşman dalgalar halinde Conkbayır'a içten ilerliyordu bu vesileyle Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığına atandı Anafartalar Savaşı'nda düşmanın attığı şarapnel misketi Mustafa Kemal'in göğsüne isabet etti Oysa cebindeki saate çarptığından bir şey olmadı
Kısa sürede Türk ordusu her tarafta büyük başarılar kazandı Düşman şaşkına döndü, bozguna uğradı Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Anbumu, Kabatepe, Conkbayırı ve Anafartalar'dır 19 20 Aralıkta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8 9 Ocak'ta Seddülbahir düşmanlar göre boşaltıldı Böylece 1915 baharında aydınlık umutlarla karaya ayak basan birleşmiş düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti
Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir
Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal'in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın kaynağı oldu
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız tanrısal destan savaşlara birer örnektir *
Çanakkale Zaferi destanı,
18 mart Çanakkale Zaferi
Çanakkale Zaferinin Tarihteki ve Milli Yaşantımızdaki Yeri
3 Kasım 1914 ve 18 Mart 1915 tarihleri aralarında Çanakkale Boğazı'nda akıntı eden bir seri deniz savaşlarıyla Gelibolu Yarımadası'nda 25 Nisan 1915 89 Ocak 1916 tarihleri aralarında yapılan kara savaşları, Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran birer zafer destanıdır
Çanakkale Zaferini, büyük Türk Ulusuna, Atatürk gibi dahi bir lider hediye etmiştir Türk özgürlük savaşının temelleri, Çanakkale'nin sularında, Conkbayırı'nda ve Anafartalar'da atılmış, bu zaferler Türk Kurtuluş Savaşına maya çalmıştır
Türk Ulusu; İstanbul'u kurtaran Anafartalar kahramanı Mustafa Kemal Paşayı Çanakkale'den tanımış; 19 Mayıs 1919'da O, Samsun'a çıktığı gün Suriye ve Filistin cephelerinden terhis olarak Anadolu'ya dönen Türk halkı, bu benim kahraman komutanımdıdiyerek O'nun civarda kenetlenip İstiklal Savaşı'na katılmıştır
Türk Ulusu ve dünya O'nu böylece tanırken, O da Conkbayırı'nın, Kocaçimen'in, kan deryası can pazarında ulusunun ve Türk askerinin esas cevherini yakından tanıyarak daha sonra girişeceği Bağımsızlık Savaşını kesin zaferle sonuçlandıracağı kanaatini daha o zamandan edinmiştir 18 Mart zaferi kazanılmasaydı, düşman donanması, daha 1915'in Mart ayında İstanbul'a girerek Osmanlı İmparatorluğu'nu çökertebilecekti
Çanakkale Boğazı'nı denizden aşıp İstanbul'a giremeyen İtilaf Devletleri, 25 Nisan 1915'ten başlayarak 89 Ocak 1916'ya kadar süren Çanakkale kara savaşlarında Mustafa Kemal tarafından durdurulamasaydı, Birinci Dünya Savaşında Çarlık Rusyası en kısa yoldan müttefiklerinin yardımlarına kavuşacağı için yıkılmayacak, muhtemelen Ekim 1917 Bolşevik İhtilali de olmayabilecekti Bu durumda Almanya'nın yenilgisi hızlanacak ve 1 Dünya Savaşı şayet de 1915'te sona erecekti Çanakkale Zaferi; harbin 4 sene sürmesine, üç imparatorluğun (Osmanlı, Çarlık ve AvusturyaMacaristan İmparatorlukları) tarih sahnesinden silinmesine neden olmuştur Gelibolu Yarımadası'nda düşmana belirli darbeler vurarak onları yenilgiye uğratan Alb Mustafa Kemal'in Anafartalar tepesinde yaktığı zafer meşalesi, Kurtuluş savaşımızın da yolunu aydınlatmıştır
Bu Nedenle 18 Mart deniz zaferimizi taçlandıran 25 Nisandan sonraki kara savaşlarında, Mustafa Kemal'in etkin liderliği doğruca kazanılan zaferlerin, milli tarihimize ve dünya tarihine yön veren etkin rolünü yukarda belirli noktalarda biriktirmek mümkündür
18 MART 1915 ÇANAKKALE DENİZ SAVAŞI VE ÖNCESİ
Boğaz savunması, girişten itibaren DışOrtaİç Tabyalaralmak üzere üç savunma grubu halinde tertiplenmişti Boğaz kıyıları boyunca 20 tabyamızda, çoğunluğu kısa menzilli ve eski model, 170 adet top mevzilendirilmişti İtilaf Devletlerinin savaş gemilerinde çoğunluğu büyük çaplı uzun menzilli 247 adet en modern toplar bulunmaktaydı
İtilaf Devletlerinin Akdeniz Başkomutanı Amiral Carden, Boğazı geçerek İstanbul'a girmek için üç kademeli hamle planı yapmıştı İstanbul'a bir ay içinde ulaşacağını hesaplamıştı Plan uyarınca, 3 Kasım 1914 günü 7 zırhlı ile Boğaza bir keşif taarruzu yaptı Girişteki tabyalarımız hasar fark etti İkinci saldırıyı 1925 Şubat 1915 tarihleri arasında 7 gün süreyle devam ettirdi Türk topçusunun atış menzili dışından yapılan bombardımanlar etkin oldu 19 topumuz ve Boğaz girişindeki tabyalarımız kullanılamaz hale geldi 26 Şubat günü düşman donanması Boğaza girdi orta kesimdeki tabyalar 8 saat süreyle sürekli bombardımana bağlı tutulup sarsıldı Bu başarılar üstüne Amiral Carden, Londra'ya çektiği bir telgrafta, 14 gün içerisinde İstanbul'a ulaşabileceğini müjdeliyordu Amiral, hazırlıklarını tamamlamaktaydı Son darbe 18 Martta indirilecekti Ne var ama, kağıt üzerinde yapılan bu savaş planında, Türk'ün kahramanlığı ve savaş azmi hesaba katılmadığı için evdeki hesap çarşıya uymayacaktı
18 MART 1915 GÜNÜ SAVAŞI
18 Mart günü, bundan 85 sene önce, Çanakkale'de ufukları ümit ve galibiyet neşesi kaplayan bir gün daha doğdu İtilaf Donanması 18 savaş gemisiyle saat 1000'da boğazı yarıp geçmek üzere girmeye başladılar Birincil ateşi TRIUMPH zırhlısı, Çanakkale'ye 12 Km mesafedeyken saat 1115'te açtı Savunma planımıza tarafından, gemiler topçularımızın alev menziline girinceye dek pusuda bekleyecek ve hakim türünden alev açılacaktı Nitekim böyle yapıldı Düşman; yaklaştıkça, topçularımızın gitgide artarak yoğunlaşan isabetli atışlarıyla karşılaşıyordu Saat 1200'ye geldiğinde orta kesimdeki 3 tabyamız ağır zarar almış, lakin ayakta kalan öteki topçularımızın hedefini şaşmayan mermileri AGAMENNON zırhlısının çelik yeleğini parçalamış, INFLEXIBLE zırhlısının komuta köprüsü uçurulmuş ve bu arada düşman donanması Çanakkale'ye 7 Km dek sokulmayı başarmıştı Savaşın en şiddetli anları yaşanıyordu Türk topçuları Boğazı cehenneme çeviriyor, düşman zırhlıları da kıyı şeridindeki mevzilerimizi hallaç pamuğu gibi atıyor, kıran kırana bir savaş oluyordu
Bu sırada Fransız GAULOIS zırhlısı aldığı ağır yaralarla saf dışı kalmış, BOUVET zırhlısı yırtılan çelik gömleğini yenilemek üzere geriye kaçarken, bir gece önce Dz Yzb Hakkı'nın NUSRET mayın gemisiyle boğaza döşediği mayınlara çarparak 639 personeli ile birlikte karanlık limanın sularına gömülerek kayboluyordu BOUVET'in imdadına koşan SUFFREN ve GAULOIS da aynı akıbete uğramıştır Saat 1500'te IRRESISTIBLE ve onu takiben 1600'da INFLEXIBLE ve 10 dakika sonradan OCEAN zırhlıları, tam ileri atılacaklarken onların da ayakları Yzb Hakkı'nın tuzağına takılarak batarken, INFLEXIBLE güçlükle kurtularak römorkör yedeğinde İmroz'a dönüyordu Bu Nedenle 6 saatte 3 büyük zırhlısını kaybeden, bir bu kadarı da ağır hasara uğrayan gemilerini acıyla seyreden Amiral De ROBECK, kalanları kurtarabilme telaşıyla saat 1730'da boynu bükük çekilme emrini veriyordu
ÇANAKKALE ZAFERİ
Çanakkale Savaşı yalnız bizim tarihimizin yok yakın dünya tarihinin en kayda değer savaşlarından biridir Çanakkale Boğazı'nı savaş gemileriyle zorlayarak aşma, bu nedenle İstanbul'a kavuşma isteği Avrupa büyük devletlerinin öteden beri özlemidir
1914 yılında I Dünya Savaşı'nın başlamasıyla İtilaf devletleri bu isteklerini gerçekleştirme fırsatının doğduğuna inandılar Bu inançla İngiltere ve Fransa işbirliği yaparak 3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada'dan Boğaz'ın ağzına doğru yaklaştılar Buradan istihkamlarımıza içten ateş açtılar, İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havan topu ile dövdüler Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar
24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görüldü bu denizaltıyı görebilen topçularımız düşman üzerine ateş yağdırmaya başladı 2 Aralık günü İngiliz denizaltısı da bir test yaptı Içten engelleri aşarak Boğaz'a girdi Yediyüzelli metre ilerde yer alan Mesudiye zırhlısına torpil atarak bu gemimizi batırdı Zırhlımızda bulunan subaylardan on'u ve erlerimizden yirmi dördü şehit düştü
19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar uzun menzilli bir bombardımana girişti Boğaz'a tamamen sokuldular Tabyalarımız akşama içten düşman savaş gemilerine karşılık verdi Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından atılan alev karşısında düşman epeyce bocaladı
İtilaf devletleri gemileri diledikleri gibi ilerleyemiyor, amaçlarına ulaşamıyordu Lodos fırtınasını başarısızlıklarının nedeni olarak görüyorlardı Havalar düzelince yeni saldırılar düzenlendi Yeniden netice alınamayınca düşman gemilerine komuta eden Amiral Carden görevden alındı Yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donanmayla Boğaz'a saldıracağını, yakında İstanbul'da olacağını Londra'ya bildirdi
giderken Çanakkale Müstahkem Mevki Komutanı Albay Cevat Çobanlı 1718 Mart gecesi boğaz'a mayın hattı döşenmesi emrini verdi Aldığı emir gereği Binbaşı Nazmi Bey Nusret Mayın gemisi ile o gece yirmi altı mayın, Boğaz'a on birinci hat olarak döşendi Boğaz'daki mayın sayısı on bir hat olarak 400'ü aşmıştı
18 Mart 1915: İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü, üç filo olarak sabahtan Çanakkale Boğazı'na girdi Bu donanmanın birincil grubunu yaratıcı filoda, İngilizlerin Queen Elizabeth zırhlısı ile İnflexible, Lord Nelson ve Agamemnon savaş gemileri bulunuyordu
İkinci grupta İngiliz Kalyon Kaptanı komutasında Ocean, İrresistible, Wengeance Majestic gibi savaş gemileri yer almıştı Üçüncü filo ise Prince, Bouvet, Suffren gibi Fransız savaş gemilerinden oluşuyordu
İngilizler ve Fransızlar güçsüz Türk savunmasını zahmetsizce susturarak Boğaz'ı zahmetsizce geçebileceklerim umuyorlardı Bu umut ve güvenle 18 Mart 1915 günü düşman savaş gemileri şiddetli bir ateşe başladılar Rumeli Mecidiyesiyle merkez bataryaları şiddetli bir ateşe tutuldu Boğazdaki düşman gemileri Hamidiye istihkamlarına yüklendi Bunu görebilen Dardanos bataryaları ateşi üzerlerine çekmeye çalıştı Eksik sonra, bütün gemiler, Dardanos'a saldırdı Dardanos tabyamız saldırılara kuvvetle karşısında koydu bu arada Mesudiye tabyası da ateşe başlamıştı Mesudiye üzerine ateş açılınca Hamidiye onun yardımına koştu giderken kıyı bataryalarımız düşman üstüne ateş yağdırmaya başladılar Bunalan düşman firar etmek isterken topçu atışlarıyla karşılaşıyordu Düşman gemilerine göz açtırılmıyordu Karşılıklı bu dehşet topa tutma bir saat değin sürdü Bu müşterek bombardımanı bir yabancı yazan şöyle anlatıyor:
«İnsan manzarayı gözlerinin önünde canlandırabilir Kaleler, toz duman bulutları içinde kaybolmuşlarda Yıkıntıların arasından ara sıra alevler yükseliyordu Gemiler, çevrelerinde fışkıran sayısız su sütunları arasında yavaşça hareket ediyorlar, bazen duman ve serpintiler arasında iyice görünmez oluyorlardı Tepelerden alev eden havan toplarının alevleri görülüyor, ağır toplar yer sarsıntıları gibi gümbürdüyordu»
Topa Tutma esnasında Türk tabya ve bataryaları büyük hasar görmüştü Amiral Robeck Fransız gemilerini geri çekerek İngiliz savaş gemilerini ileri sürdü Bütün bu sırada harikulade patlamalar oldu Bouvet ve Suffren savaş gemileri mayına çarparak sarsıldılar, manevra kabiliyetini kaybettiler Bir gece önce Nusret mayın gemisinin döşediği mayınlar görevlerini yapmışlardı Boğazın berrak sulan üzerinde bir dev gibi yatan Bouvet ve Suffren'e tarihi Hamidiye bataryamızın keskin nişancıları alev açtılar Çanakkale Geçilmez kitabının yazarı Alan Moorehead olayı şöyle anlatıyor
«Saat 1345'de Suffren'in eksik gerisindeki Bouvet muhteşem bir patlamayla sarsıldı Güverteden göğe kesif bir duman yükseldi Gittikçe hızlanarak yandan yattı, devrilip gözden kayboldu Olayı görenlerden birinin ifadesine kadar «Bir tabak, suda nasıl kayıp giderse o da öylece kayıp gitti»
Türk tabyaları, Boğaz'ı geçmeye çalışan düşman gemilerine aralıksız olarak ateş ettiler bu arada düşman Boğazdaki mayınları arındırmak için mayın tarayıcılarını boğaza soktu Tabyalarımız mayın tarayıcılarına ateş açtılar Açılan alev yağmur gibi yağmaya başlayınca düşmanlar panik içinde kaçtılar sırası gelmişken düşman savaş gemilerinden İnflexible, İrressitible büyük hasar fark etti Batanlar oldu sonra Queen Elisabeth ve Agamemnon yaralandı İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nı denizden aşamadılar Büyük kayıplar vererek: Çanakkale Boğazı'nın geçilemeyeceğini öğrendiler
İtilaf devletleri Çanakkale Boğazı'nın savaş gemileri ile aşamayınca bu kez çıkarma yapmayı planladılar Bundan Böyle Çanakkale kara savaşları başlıyordu Kara savaşında düşmanın nereden sonuç yapabileceği tartışıldı Mustafa Kemal Kabatepe ve Seddülbahir'den, Alman komutan Von Sanders ise Bolayır ve Anadolu yakasından sonuç yapılabileceği görüşündeydi Alman komutanı Von Sanders'in görüşü ağır bastı, ve askerler o yöreye yerleştirildi
Düşman güçleri 25 Nisan 1918 sabahı Mustafa Kemal'in düşündüğü noktadan saldırdı 19 Tümen Komutanı Mustafa Kemal Kocaçimen'de Conkbayır'da, savaştı Cephanesi biten askerlere:
— Süngü tak emrini verdi sonradan ;
— «Ben size taarruz emretmiyorum Ölmeyi emrediyorum Biz ölünceye dek geçecek zaman içinde yerimize diğer kuvvetler ve diğer komutanlar geçebilir» dedi Tarihin bu en büyük siper savaşı başlamıştı Siperler arası mesafe sekiz on metre kadardı Türk siperlerinden hiçbir asker ayrılmıyordu Şehit düşenlerin yeri anında dolduruluyordu Her adım başına bir mermi düşüyor; toprak yaklaşık olarak tüterek kaynıyordu Düşman dalgalar halinde Conkbayır'a içten ilerliyordu bu vesileyle Mustafa Kemal, Anafartalar Grup Komutanlığına atandı Anafartalar Savaşı'nda düşmanın attığı şarapnel misketi Mustafa Kemal'in göğsüne isabet etti Oysa cebindeki saate çarptığından bir şey olmadı
Kısa sürede Türk ordusu her tarafta büyük başarılar kazandı Düşman şaşkına döndü, bozguna uğradı Çanakkale kara savaşlarının en önemli cepheleri; Kumkale, Beşike, Bolayır, Seddülbahir, Anbumu, Kabatepe, Conkbayırı ve Anafartalar'dır 19 20 Aralıkta Anafartalar ve Arıburnu cephesi, 8 9 Ocak'ta Seddülbahir düşmanlar göre boşaltıldı Böylece 1915 baharında aydınlık umutlarla karaya ayak basan birleşmiş düşman ordusu 1916 kışında bozguna uğrayarak çekip gitti
Çanakkale savaşlarında 250 binin üzerinde askerimiz şehit düştü Düşman kayıpları ise bu rakamın üstündedir
Çanakkale savaşlarının unutulmaz kahramanı, Anafartalar Grup Komutanı Mustafa Kemal'in başarısı ilerde başlayacak Ulusal Kurtuluş Savaşı'mızın kaynağı oldu
Bağımsızlığımızı savunmak, yurt topraklarımızı korumak için yapılan savaşlar kutsaldır Çanakkale, Ulusal Kurtuluş Savaşımız tanrısal destan savaşlara birer örnektir *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.