nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Çanakkale Savaşında Silahını Bırakmayan Asker
Çanakkale Savaşı, I Dünya Savaşı sırasında 19151916 yılları aralarında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri aralarında yapılan deniz ve kara muharebeleridir
Çanakkale Savaşında Silahını Bırakmayan Asker
Çanakkale savaşı, yarım milyon insanımızın şehadetiyle zafere ulaştı Bu, dünyaca bilinen bir gerçek Orada Anadoludaki her evden mutlaka bir şehit yatıyor Her birinin de bir destanı, bir hikayesi var
Ali Hocada Çanakkale şehpitlerinden Onun da hikayesi var Hemde epik bir öykü
Hatışoğlu Konağı adlı kitabımızın bir yerinde Reşit Öğretmen dedemden bahsediyordum
Reşit Öğretmen gerçekten dört kardeşmiş Büyük kardeşi Ahmet Öğretmen, Osmancık vaizi olarak emekli olmuş Öteki kardeşi Osman Öğretmen da Hamit Cami müezziniymiş Bir diğer kardeşinin adı da Aliymiş Annem, Ali amcasının atıyla birlikte seferberlikte askere gettiğini söylerdi Birinci Dünya Savaşında onu Çanakkale cephesine göndermişler Kendisinden üç dört sene habır alınamamış Yalnızca Çanakkale cephesinde olduğu biliniyormuş, öyle
Bir gün Ali amcasının atı, Karaörene (Başpınara) gelmiş Komşular, Bekir Hocaya gelip haber vermişler:
Alinin atı geldi
Ali değil mu?
Beygir yalnız geldi Aliyi görmedik
Atın gözüne bakın, gözünde yaş var mı?
Bana haber verin
Bunun üstüne evden çıkıp soy baktıklarında mahzun bir insan gibi gözyaşı döktüğünü görüyorlar Gelip durumu Bekir Hocaya haber veriyorlar O da abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra ellerini semaya kaldırarak şöyle diyor:
Rabbim, sana şükürler olsun Ne mutlu bana, şehit babası oldum Allahım, şehit oğlumun şefaatinden yoksunluk
Namaz ve duayı bitirdikten sonra
Atı ahıra çekin, terini kurulayın, yem saman verin O, Alimin emaneti, deyip tesbihine devam ediyor
Ben, annemden dinlediğim bu tarihi olayı okuyucularıma böyle aktarmıştım
Şehit Aliyle ilgili internette Allahın Bahşettiği En Büyük Rütbebaşlıklı şu bilgiye ulaşınca keza şaşma icre kaldım, keza e sevindim:
ÇorumOsmancıkBaşpınar Kasabası (Karaviran) kütüğüne belirtilmiş Bekir Hocanın medrese talebesi dört oğlundan Çanakkaleye katılan Ali Hocanın şehadetiyle ilgili bir tablo düşmanın top ve güllelerinin sağanak halinde yağdığı bir ikindi vakti namazını eda etmektedir Ali Öğretmen
O menfur sağanaktan bir şarapnel parçası isabet eder bu iman eri Anadolu yiğidine Silahı derhal önünde durmaktadır Darbeyla beraber silahına sarılır Silahına sahiptir ama can kuşunu kaçırmıştır elinden Can kuşu cennete uçmuştur Ali Hocanın silahını elinden kimse alamaz Arkadaşları komutanının yanına gelmişlerdir Üzerindeki emanetler tespit ve teslim alınacaktır
Lakin garip bir tahsis teslimdir bu Ali Öğretmen, silahını kimseye vermez Sıkıca kavradğı silahı elinden koparamazlar Arkadaşlarından biri, bileğinin kesilmesini öneri eder silahı alabilmek için Ama komutan manidar bir görüş fırlatır askere ama bu bakış eritir teklifin sahibini Ve döner Ali Hocaya komutan
Oğlum Ali, Allahın sana bahşettiği en büyük rütbeyi aldın Bu saatten daha sonra sana bu silah gerekli olmayacak O bize gerekli Onun için silahını bize teslim eder misin evladım, der
Bu hitaba Ali Hoca, ellerini açarak ve silahı bırakarak cevap verir *
Çanakkale Savaşı, I Dünya Savaşı sırasında 19151916 yılları aralarında Gelibolu Yarımadası'nda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri aralarında yapılan deniz ve kara muharebeleridir
Çanakkale Savaşında Silahını Bırakmayan Asker
Çanakkale savaşı, yarım milyon insanımızın şehadetiyle zafere ulaştı Bu, dünyaca bilinen bir gerçek Orada Anadoludaki her evden mutlaka bir şehit yatıyor Her birinin de bir destanı, bir hikayesi var
Ali Hocada Çanakkale şehpitlerinden Onun da hikayesi var Hemde epik bir öykü
Hatışoğlu Konağı adlı kitabımızın bir yerinde Reşit Öğretmen dedemden bahsediyordum
Reşit Öğretmen gerçekten dört kardeşmiş Büyük kardeşi Ahmet Öğretmen, Osmancık vaizi olarak emekli olmuş Öteki kardeşi Osman Öğretmen da Hamit Cami müezziniymiş Bir diğer kardeşinin adı da Aliymiş Annem, Ali amcasının atıyla birlikte seferberlikte askere gettiğini söylerdi Birinci Dünya Savaşında onu Çanakkale cephesine göndermişler Kendisinden üç dört sene habır alınamamış Yalnızca Çanakkale cephesinde olduğu biliniyormuş, öyle
Bir gün Ali amcasının atı, Karaörene (Başpınara) gelmiş Komşular, Bekir Hocaya gelip haber vermişler:
Alinin atı geldi
Ali değil mu?
Beygir yalnız geldi Aliyi görmedik
Atın gözüne bakın, gözünde yaş var mı?
Bana haber verin
Bunun üstüne evden çıkıp soy baktıklarında mahzun bir insan gibi gözyaşı döktüğünü görüyorlar Gelip durumu Bekir Hocaya haber veriyorlar O da abdest alıp iki rekat namaz kıldıktan sonra ellerini semaya kaldırarak şöyle diyor:
Rabbim, sana şükürler olsun Ne mutlu bana, şehit babası oldum Allahım, şehit oğlumun şefaatinden yoksunluk
Namaz ve duayı bitirdikten sonra
Atı ahıra çekin, terini kurulayın, yem saman verin O, Alimin emaneti, deyip tesbihine devam ediyor
Ben, annemden dinlediğim bu tarihi olayı okuyucularıma böyle aktarmıştım
Şehit Aliyle ilgili internette Allahın Bahşettiği En Büyük Rütbebaşlıklı şu bilgiye ulaşınca keza şaşma icre kaldım, keza e sevindim:
ÇorumOsmancıkBaşpınar Kasabası (Karaviran) kütüğüne belirtilmiş Bekir Hocanın medrese talebesi dört oğlundan Çanakkaleye katılan Ali Hocanın şehadetiyle ilgili bir tablo düşmanın top ve güllelerinin sağanak halinde yağdığı bir ikindi vakti namazını eda etmektedir Ali Öğretmen
O menfur sağanaktan bir şarapnel parçası isabet eder bu iman eri Anadolu yiğidine Silahı derhal önünde durmaktadır Darbeyla beraber silahına sarılır Silahına sahiptir ama can kuşunu kaçırmıştır elinden Can kuşu cennete uçmuştur Ali Hocanın silahını elinden kimse alamaz Arkadaşları komutanının yanına gelmişlerdir Üzerindeki emanetler tespit ve teslim alınacaktır
Lakin garip bir tahsis teslimdir bu Ali Öğretmen, silahını kimseye vermez Sıkıca kavradğı silahı elinden koparamazlar Arkadaşlarından biri, bileğinin kesilmesini öneri eder silahı alabilmek için Ama komutan manidar bir görüş fırlatır askere ama bu bakış eritir teklifin sahibini Ve döner Ali Hocaya komutan
Oğlum Ali, Allahın sana bahşettiği en büyük rütbeyi aldın Bu saatten daha sonra sana bu silah gerekli olmayacak O bize gerekli Onun için silahını bize teslim eder misin evladım, der
Bu hitaba Ali Hoca, ellerini açarak ve silahı bırakarak cevap verir *