iltasyazilim
FD Üye
Çanakkale Savaşındaki Mucizeler
Çanakkale Savaşında Olan Mucizevi Olaylar
Çanakkale Savaşında Olan Mucizeler
NUSRET MAYIN GEMİSİNİN MUTLAK YAKALANIŞTAN KURTULMASI
Nusret Mayın Gemisi Çanakkale savaşına noktayı koyacak olan görevine çıktığı gece Karanlık Liman ile Seddülbahir arasındaki mayınları toplayıp yerini değiştirirken O''nu koruyan Anadolu Feneri de bir İngiliz Gemisi üstüne projektörleri dikmiş ve gemiyi takibe almıştı Ama birden Anadolu Feneri arıza yaptı Nusret Mayın Gemisi telaşla ışıklarını söndürdü İngiliz gemisi bu sefer kendi projektörleriyle denizi taramaya başladı Geçen dakikalar içinde Nusret Mayın Gemisi tam yakalanacağı anda ansızın Anadolu Feneri tekrar çalışmaya başladı İngiliz gemisinin projektörleri üstüne kendi projektörlerini dikti ve iki ışık arasında kalan Nusret belirlenmiş bir hezimetten kurtuldu Görevini yerine getirip geri döndüğünde bu heyecana kalbi dayanamayan gemi kaptanı ,Hakkı Bey' in naşını da karaya çıkardı Anadolu Feneri' nin hiçbir tamirat yapılmadan kendiliğinden çalıştığını öğrenen gemi komutanı Nazmi Bey, bu olayın bir mucize olduğunu daha sonraki günlerde yazdığı günlüğünde bildirmektedir
Bombardıman Aşağı Tek Kadın Gazeteci
ÇANAKKALE Savaşları'nı izleyen Bulgar gazeteci Wanda Zembrzuska'nın, Çanakkale cephesinde devir yapan tek kadın muhabir olduğu belirtildi
Yıllardır Osmanlı arşivlerinde Çanakkale Savaşları'nı araştıran Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd Doç Dr Ahmet Esenkaya, kayıtlarda Bulgar gazeteci Wanda Zembrzuska'nın Çanakkale cephesinde atama yapan tek kadın gazeteci olarak göründüğünü söyledi Cepheye Batılı ülkelerden 50'den artı gazetecinin gelip haber yaptığını belirten Yrd Doç Dr Esenkaya şunları söylerdi:
Çanakkale cephesi açıldıktan sonradan, birinci Âlem Harbi'nin diğer cephelerinde epeyce bir yavaşlama, hatta bekleme süreci başlıyor Çünkü Çanakkale'de İngilizler kazanırsa, ki ümitleri tamamen o Hemen İstanbul'u elde edip Mayıs ayında Almanlar'a karşı zinde bir taarruzla Almanlar'ın işini bitirip, harbi en geç Haziran 1915'de tamamlamayı planlıyorlardı Ama Türkler'in keza 18 Mart, keza de sonrasında kara muhaberelerinde kahramanca mücadelesi sonucunda bütün devletler Gelibolu'da ne oluyor diye hiç umulmadık derecede sayısı 50'yi aşkın muhabirler grubunu bölgeye gönderiyordu Wanda bayan da bunlardan biri Bulgaristan'ın Otro Gazetesi'nin muhabiri Wanda Zembrzuska, 19 Ağustos 1915'te savaşları takip etmek için Osmanlı Genel Karargahı'ndan izin istek etmiş O zaman az önce 24 yaşında olan Bulgar gazeteci, Romence, Fransızca, Bulgarca ve Almanca biliyor Cephedeki ilk haberini ise Otro gazetesine 2 Eylül 1915'te ulaştırmış
Benim Gözlerim Göreceğini Gördü
O gün Boğaz tabyaları aralarında en çok iş görebilen ve en fazla hasara uğrayan Rumeli Mecidiyesi Bataryası oldu Sabahleyin beri muharebenin en şiddetli anlarında dahi iki sahil aralarında gidip gelmekten çekinmemiş olan Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, tabyanın feci durumunu haber aldığı zaman tekrar motora atlayıp Çimenlik İskelesi'nden karşı sahile hareket etti Cephaneliği berhava olan tabyanın durumu hazindi İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini çekti ve yanında gidip
Ne var evlat diye sordu
Nefer derhal yerinden fırlayıp başlıca duruş vaziyeti aldı Çünkü sesi tanımıştı Fakat gözleri başka tarafa bakıyordu
Gözlerine bir şey mi oldu oğlum
O süre nefer tok sesiyle Üzülmeyin efendim diye cevap verdi benim gözlerim göreceğini fark etti Evet düşman gemilerine tam isabet kaydedilmiş ve Ocean destroyeri hareket edemez hale getirilmişti
Sağ Kolumu Kaybettim Lakin Sol Kolum Var
Seddülbahir ve Conkbayır'ın büyük kahramanlarından biride Bombacı Mehmet Çavuş 'tu Bu kahraman Anadolu çocuğu ,İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca derhal yakalar,karşısında tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş 'un iadesini önlemeye çalışmışlardı İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
Sağ kolumu kaybettim, hasar değil,sol kolum var Onunla da pekala meslek görebilirim Beni müteessir eden ve yüne kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın az önce kapanmamış olmasıdır
Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz ,affedeniz muhterem kumandanım
SEYİT ALİ ONBAŞI
Çanakkale Savaşları'nda Deniz Savaşları sırasında Seddü'l bahir açıklarında yer alan düşman gemileri Morto Koyu ile Seddü' l bahir tepesini sürekli bombardıman altına almışlardı Türk mukavemeti gittikçe azalıyordu Kendilerini Allah' ın koruyuculuğuna bırakan Türk birlikleri şehitlik mertebesine ulaşmayı özlem edercesine, firar etmek yerine son gayretleriyle çaba ediyorlardı
Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan imha etti İçlerinden sadece Seyid Ali Çavuş kurtulmuştu Çavuş etrafındaki görüntü karşısında duyduğu ızdırap ile dünyada eşine eksik rastlanacak bir olay gerçekleştirdi
Duyduğu acı ile normalde üç kişinin şiddet taşıdığı 257 kiloluk bombayı yerinden tek başına kaldırdı, taşıdı, topun namlusuna sürdü ve ateşledi Bu mermi gideceği yeri de biliyordu Queen Elizabeth gemisinin bacasından içeri girdi ve gemi ortadan ikiye ayrılarak battı
Burada, 257 okkalık bir mermiyi kaldırarak olağanüstülük gösteren Seyit Ali Onbaşı ile ilgili menkıbeyi Mehmet İhsan GENİŞÇAN, eserinde şöyle anlatıyor:
Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş, lakin onun da vinci kırılmış olduğundan mermileri namluya sürülemiyordu Yüzbaşı Hilmi Bey , etrafından birilerinden takviye alabilmek düşüncesiyle bataryadan uzaklaştığı sırada Niğdeli Ali ile Koca Seyit ümitsiz ve perişan ne yapacaklarını düşünüyorlardı
Yüce ve ulu Allah' tan diğer hiçbir zor ve baskı yoktur duası Seyit' in ağzından nûr parça başına gibi dökülmeye başladı
Seyit Ali, bu duayı daima okudu Bu yakarış kuşkusuz hiç kimseninkine benzemiyordu Aşk ile kendinden geçmesi ve 257 okkalık top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu Demir basamakları bütün üç kez inip çıktı Yanına yer alan Niğdeli Ali, Seyit ' in göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi savaşın kaderini böylece değiştiren olayı yaratmış ve İngilizler' e ait Oceanisimli zırhlı, bu merminin isabetiyle korkunç bere almıştır
Benzer gün geç saatlerde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa, ödül olarak Seyit' e onbaşılık rütbesini verdi Merminin bir defada kendi huzurunda kaldırılmasını istedi Bunun üzerine Seyit Onbaşı, Cevat Paşa' ya şu cevabı verdi:
Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm, Allah'ın feyziyle doldu Fakat bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah' ın ihsan ettiği bir aidat idi Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makam varmışsam bu dua ve rıza ile olmuştur Ancak şimdi kaldırmam muhtemel değildir kumandanım
CONKBAYIRI ÜZERİNDEKİ BULUTLAR
Çanakkale' de en fazla anlatılan menkıbe şudur
Conkbayırı' nda kara savaşları esnasında 57 tümen her gün çamaşır değiştirir Kirlilerini yıkar çalılara asar ve ertesi gün için kurumuş Sebebi ise eğer şehit olurlarsa Allah'a pak kıyafetlerle varmaktır Savaşa çıkmadan önce namazlarını kılar ve ibadet ettikten daha sonra savaşa başlarlarmış Maneviyatı kaslı bu insanlar Conkbayırı' ında düşman tarafından kıstırıldıkları anda gökten beyazgri bir bulut kümesi 57 Tümenin üzerine inmiş ve bulut değil olduğunda düşman askerleri ne olup bittiğini anlayamamışlar Zira besbelli tek bir Türk askeri bile yokmuş Gemiden bu olayı seyreden İngiliz Amirali Hamilton daha sonraki savaş anılarında da bu olayı anlatmaktadır
BULUTUN KORUMASI
Menkıbelerde bir diğer mucizevî destek da bir İngiliz Alayının bulutların içinde kayboluşu biçimindedir Durum şu şekilde anlatılmaktadır;
O gün Kraliyet Alayı taze kuvvetlerle bu saldırıda görev aldı Sağ cenahta bulunan bu alay, daha az bir mukavemetle karşılaştığı için çabucak ilerlemeye başlamıştı Alay, Azmak Deresi' nin kuru yatağını geçmiş, Kayacık Ağrılı mevkiinden Damakçı Bayırı'na dürüst yürüyordu Karşılarında ufak bir tepe vardı Tepenin üzerinde ilginç, soluk renkte bir bulut durmaktaydıalay, sol taraftaki Ahır Dere' ye inmeden tepeye içten ilerledi ve bulutun içine girip kayboldular Yâni alanda askerlerin Mestan Tepe' den sersemlemiş bakışları arasında 78 öbür bulutla daha birleşerek Trakya istikametine doğru uçup gittiler Orada bulunan 267 İngiliz askerinden hiçbirinin izine bir daha rastlanamamıştır *
Çanakkale Savaşında Olan Mucizevi Olaylar
Çanakkale Savaşında Olan Mucizeler
NUSRET MAYIN GEMİSİNİN MUTLAK YAKALANIŞTAN KURTULMASI
Nusret Mayın Gemisi Çanakkale savaşına noktayı koyacak olan görevine çıktığı gece Karanlık Liman ile Seddülbahir arasındaki mayınları toplayıp yerini değiştirirken O''nu koruyan Anadolu Feneri de bir İngiliz Gemisi üstüne projektörleri dikmiş ve gemiyi takibe almıştı Ama birden Anadolu Feneri arıza yaptı Nusret Mayın Gemisi telaşla ışıklarını söndürdü İngiliz gemisi bu sefer kendi projektörleriyle denizi taramaya başladı Geçen dakikalar içinde Nusret Mayın Gemisi tam yakalanacağı anda ansızın Anadolu Feneri tekrar çalışmaya başladı İngiliz gemisinin projektörleri üstüne kendi projektörlerini dikti ve iki ışık arasında kalan Nusret belirlenmiş bir hezimetten kurtuldu Görevini yerine getirip geri döndüğünde bu heyecana kalbi dayanamayan gemi kaptanı ,Hakkı Bey' in naşını da karaya çıkardı Anadolu Feneri' nin hiçbir tamirat yapılmadan kendiliğinden çalıştığını öğrenen gemi komutanı Nazmi Bey, bu olayın bir mucize olduğunu daha sonraki günlerde yazdığı günlüğünde bildirmektedir
Bombardıman Aşağı Tek Kadın Gazeteci
ÇANAKKALE Savaşları'nı izleyen Bulgar gazeteci Wanda Zembrzuska'nın, Çanakkale cephesinde devir yapan tek kadın muhabir olduğu belirtildi
Yıllardır Osmanlı arşivlerinde Çanakkale Savaşları'nı araştıran Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd Doç Dr Ahmet Esenkaya, kayıtlarda Bulgar gazeteci Wanda Zembrzuska'nın Çanakkale cephesinde atama yapan tek kadın gazeteci olarak göründüğünü söyledi Cepheye Batılı ülkelerden 50'den artı gazetecinin gelip haber yaptığını belirten Yrd Doç Dr Esenkaya şunları söylerdi:
Çanakkale cephesi açıldıktan sonradan, birinci Âlem Harbi'nin diğer cephelerinde epeyce bir yavaşlama, hatta bekleme süreci başlıyor Çünkü Çanakkale'de İngilizler kazanırsa, ki ümitleri tamamen o Hemen İstanbul'u elde edip Mayıs ayında Almanlar'a karşı zinde bir taarruzla Almanlar'ın işini bitirip, harbi en geç Haziran 1915'de tamamlamayı planlıyorlardı Ama Türkler'in keza 18 Mart, keza de sonrasında kara muhaberelerinde kahramanca mücadelesi sonucunda bütün devletler Gelibolu'da ne oluyor diye hiç umulmadık derecede sayısı 50'yi aşkın muhabirler grubunu bölgeye gönderiyordu Wanda bayan da bunlardan biri Bulgaristan'ın Otro Gazetesi'nin muhabiri Wanda Zembrzuska, 19 Ağustos 1915'te savaşları takip etmek için Osmanlı Genel Karargahı'ndan izin istek etmiş O zaman az önce 24 yaşında olan Bulgar gazeteci, Romence, Fransızca, Bulgarca ve Almanca biliyor Cephedeki ilk haberini ise Otro gazetesine 2 Eylül 1915'te ulaştırmış
Benim Gözlerim Göreceğini Gördü
O gün Boğaz tabyaları aralarında en çok iş görebilen ve en fazla hasara uğrayan Rumeli Mecidiyesi Bataryası oldu Sabahleyin beri muharebenin en şiddetli anlarında dahi iki sahil aralarında gidip gelmekten çekinmemiş olan Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa, tabyanın feci durumunu haber aldığı zaman tekrar motora atlayıp Çimenlik İskelesi'nden karşı sahile hareket etti Cephaneliği berhava olan tabyanın durumu hazindi İstihkam yıkıntıları arasında dolaşmakta olduğu sırada bir ağacın altına uzanmış olan bir askerin hali dikkatini çekti ve yanında gidip
Ne var evlat diye sordu
Nefer derhal yerinden fırlayıp başlıca duruş vaziyeti aldı Çünkü sesi tanımıştı Fakat gözleri başka tarafa bakıyordu
Gözlerine bir şey mi oldu oğlum
O süre nefer tok sesiyle Üzülmeyin efendim diye cevap verdi benim gözlerim göreceğini fark etti Evet düşman gemilerine tam isabet kaydedilmiş ve Ocean destroyeri hareket edemez hale getirilmişti
Sağ Kolumu Kaybettim Lakin Sol Kolum Var
Seddülbahir ve Conkbayır'ın büyük kahramanlarından biride Bombacı Mehmet Çavuş 'tu Bu kahraman Anadolu çocuğu ,İngilizlerin siperlerimize fırlattığı el bombalarını korkusuzca derhal yakalar,karşısında tarafa fırlatır ve zararını kendilerine dokundururdu İngilizler bunu anlamış olacaklar ki bombaları bir kaç sayı saydıktan sonra fırlatarak Mehmet Çavuş 'un iadesini önlemeye çalışmışlardı İşte böyle bir bomba Mehmet Çavuş 'un elinde patlayarak sağ elinin bileğinden kopmasına sebep olmuştu Bu yiğit delikanlı vazife şuuruyla hastahaneden tabur kumandanına yazdığı mektupta şöyle diyordu:
Sağ kolumu kaybettim, hasar değil,sol kolum var Onunla da pekala meslek görebilirim Beni müteessir eden ve yüne kıtama iltihak edip düşmanla çarpışmama mani olan şey yaramın az önce kapanmamış olmasıdır
Hastahaneden kurtularak halen harbe iştirak edemediğim için beni mazur görünüz ,affedeniz muhterem kumandanım
SEYİT ALİ ONBAŞI
Çanakkale Savaşları'nda Deniz Savaşları sırasında Seddü'l bahir açıklarında yer alan düşman gemileri Morto Koyu ile Seddü' l bahir tepesini sürekli bombardıman altına almışlardı Türk mukavemeti gittikçe azalıyordu Kendilerini Allah' ın koruyuculuğuna bırakan Türk birlikleri şehitlik mertebesine ulaşmayı özlem edercesine, firar etmek yerine son gayretleriyle çaba ediyorlardı
Bu sırada bir İngiliz gemisinden atılan büyük bir bomba Morto Koyu sırtlarındaki bir topçu birliğimizi toptan imha etti İçlerinden sadece Seyid Ali Çavuş kurtulmuştu Çavuş etrafındaki görüntü karşısında duyduğu ızdırap ile dünyada eşine eksik rastlanacak bir olay gerçekleştirdi
Duyduğu acı ile normalde üç kişinin şiddet taşıdığı 257 kiloluk bombayı yerinden tek başına kaldırdı, taşıdı, topun namlusuna sürdü ve ateşledi Bu mermi gideceği yeri de biliyordu Queen Elizabeth gemisinin bacasından içeri girdi ve gemi ortadan ikiye ayrılarak battı
Burada, 257 okkalık bir mermiyi kaldırarak olağanüstülük gösteren Seyit Ali Onbaşı ile ilgili menkıbeyi Mehmet İhsan GENİŞÇAN, eserinde şöyle anlatıyor:
Ne hikmetse bataryada tek top ayakta kalabilmiş, lakin onun da vinci kırılmış olduğundan mermileri namluya sürülemiyordu Yüzbaşı Hilmi Bey , etrafından birilerinden takviye alabilmek düşüncesiyle bataryadan uzaklaştığı sırada Niğdeli Ali ile Koca Seyit ümitsiz ve perişan ne yapacaklarını düşünüyorlardı
Yüce ve ulu Allah' tan diğer hiçbir zor ve baskı yoktur duası Seyit' in ağzından nûr parça başına gibi dökülmeye başladı
Seyit Ali, bu duayı daima okudu Bu yakarış kuşkusuz hiç kimseninkine benzemiyordu Aşk ile kendinden geçmesi ve 257 okkalık top mermisini kucaklayıp omzuna alması bir oldu Demir basamakları bütün üç kez inip çıktı Yanına yer alan Niğdeli Ali, Seyit ' in göğüs ve omuz kemiklerinin çatırtısını duyuyor, hayret ve dehşet içinde kalıyordu Topun namlusuna sürülen üçüncü mermi savaşın kaderini böylece değiştiren olayı yaratmış ve İngilizler' e ait Oceanisimli zırhlı, bu merminin isabetiyle korkunç bere almıştır
Benzer gün geç saatlerde Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Cevat Paşa, ödül olarak Seyit' e onbaşılık rütbesini verdi Merminin bir defada kendi huzurunda kaldırılmasını istedi Bunun üzerine Seyit Onbaşı, Cevat Paşa' ya şu cevabı verdi:
Ben bu mermileri kaldırırken gönlüm, Allah'ın feyziyle doldu Fakat bu kuvvetin sırrı o anda bana Allah' ın ihsan ettiği bir aidat idi Bu ağırlığı kaldıracak kadar bir makam varmışsam bu dua ve rıza ile olmuştur Ancak şimdi kaldırmam muhtemel değildir kumandanım
CONKBAYIRI ÜZERİNDEKİ BULUTLAR
Çanakkale' de en fazla anlatılan menkıbe şudur
Conkbayırı' nda kara savaşları esnasında 57 tümen her gün çamaşır değiştirir Kirlilerini yıkar çalılara asar ve ertesi gün için kurumuş Sebebi ise eğer şehit olurlarsa Allah'a pak kıyafetlerle varmaktır Savaşa çıkmadan önce namazlarını kılar ve ibadet ettikten daha sonra savaşa başlarlarmış Maneviyatı kaslı bu insanlar Conkbayırı' ında düşman tarafından kıstırıldıkları anda gökten beyazgri bir bulut kümesi 57 Tümenin üzerine inmiş ve bulut değil olduğunda düşman askerleri ne olup bittiğini anlayamamışlar Zira besbelli tek bir Türk askeri bile yokmuş Gemiden bu olayı seyreden İngiliz Amirali Hamilton daha sonraki savaş anılarında da bu olayı anlatmaktadır
BULUTUN KORUMASI
Menkıbelerde bir diğer mucizevî destek da bir İngiliz Alayının bulutların içinde kayboluşu biçimindedir Durum şu şekilde anlatılmaktadır;
O gün Kraliyet Alayı taze kuvvetlerle bu saldırıda görev aldı Sağ cenahta bulunan bu alay, daha az bir mukavemetle karşılaştığı için çabucak ilerlemeye başlamıştı Alay, Azmak Deresi' nin kuru yatağını geçmiş, Kayacık Ağrılı mevkiinden Damakçı Bayırı'na dürüst yürüyordu Karşılarında ufak bir tepe vardı Tepenin üzerinde ilginç, soluk renkte bir bulut durmaktaydıalay, sol taraftaki Ahır Dere' ye inmeden tepeye içten ilerledi ve bulutun içine girip kayboldular Yâni alanda askerlerin Mestan Tepe' den sersemlemiş bakışları arasında 78 öbür bulutla daha birleşerek Trakya istikametine doğru uçup gittiler Orada bulunan 267 İngiliz askerinden hiçbirinin izine bir daha rastlanamamıştır *