Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

çanakkale savaşı ile ilgili ilginç olaylar

çanakkale savaşı ile ilgili ilginç olaylar
0
126

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
95
çanakkale savaşı garip olaylar,çanakkale savaşı ile ilgili ilginç hikayeler,çanakkale savaşında yaşanmış garip olaylar


Çanakkale'de Askerleri örten bulutlar


Çanakkale savaşının en fazla konuşulan ve Allah'ın (cc) bizlere yardımını açıkça ortaya koyan manâlı bir olay bulutların namaz kılan askerlerimizi örtmesidir

Savaşın başlamasından bitimine kadar meydana gelen birçok olay sebebiyle yabancılar dahi bunu onay etmiştir 1915 yılının Temmuz ayı ile Ağustos ayları arası Ramazan?dır ve Mehmetçik oruçlarını aksatmadan tutmuş, mücadelesine devam etmiştir Bayram yaklaşırken akıllara şu soru kazanç ? Acaba bayram namazı nasıl kılınacak? Toplu halde kılınan bir namaz savaş durumunda yerinde olacak mı? Acaba kılamayacak mıyız?

Tüm bu endişeleri yaşayan bir gazimiz neticeyi şöyle anlatıyor:

“Gelibolu ’da oturmakta idim Çanakkale ’de 9 Tümen teşekkül edince gönüllü olarak kıtaya kaydoldum Savaş ilerledikçe din görevlilerinin yerleri de belirsiz olmuştu Bizim gibi gençler o süre 28 yaşındaydım savaşın içinde tayin yaparken yaşlılar Sargıyeri ve hastanelerde görev ifa ediyorlardı Ben Seddülbahir Cephesi ’nden savaş bitinceye dek hiç ayrılmadım Miladî 1915 yılında Ramazan 13 Temmuz Salı günü başlamış 11 Ağustos Çarşamba günü bitiyordu Arife günü idi cephe kumandanı

Vehip Paşa beni çağırdı

“Hafız askerin bir talebi var Yarın Ramazan Bayramı sabah her zaman beraber bayram namazı kılmak istiyorlar Eratın toplu bir halde bulunmaları güvenli olmayan ve düşman için bulunmaz bir fırsattır Tekliflerini kabul etmedim Sen de münasip

bir lisan ile anlatırsın! dedi

Paşanın yanından ayrılmıştım fakat zamanın ulularından gözü gönlü Hak namına bağlanmış arif kibar bir zat çıktı karşıma Bilgide kimse onunla yarışamazdı Develer yükü okumuştu Sohbette onu dinleyenler yangın içinde olsalar sohbetini bırakıp ateşten kaçamazlardı Bu zat o gün orada idi

Bana dedi fakat: “Sakın belki erata bir şey söyleme gün ola hayır ola! Allah ne derse o olur!

12 Ağustos 1915 Perşembe günü Ramazan Bayramı ’nın sabahı erken kalktım Müslüman Türk askerleri bayram namazını mutlaka eda edeceklerdi Benzer göle dökülen sular gibi; Allah sevgisinde birleşen yüzlerce asker de ayakta idi Yargı katında birlikte secdeye varacaklardı Her Zaman beraber başımızı göğe kaldırdık; hevenk hevenk beyaz bulutlar göründü Azıcık sonradan da bu bulutlar yere çöktü Cümbür Cemaat “Allahü Ekber! deyip yüzlerini toprağa sürdü Hepimizin içinde ince bir refah çiçeklenmiş ve Yüce Allah bizi bulutlar arasında görünmez hale getirmişti Bu yüce birey askerin aleyhinde baş kesti; sonradan o derin o tatlı ve yanık sesiyle Hazreti Kur ’ân ’dan “Fetih Sûresi ’nin 1 ’den 9 ayetine değin okudu Sonra iki rekat bayram namazı eda edildi Namaz bitiminde yüzlerce asker hep pat diye “La ilahe İllallah Muhammedün Resûlullah sözlerini devamlı tekrarlıyorlardı Askerin betleri benizleri kül gibi olmuş kimsenin yüreğinde dur durak kalmamıştı Bu duruma taş olsa dayanamazdı Görenler mi söyleyenler mi dayanacak? “Allah! Allah! diyen kendinden geçiyor sözde birlikte göklerde uçmak istiyorlardı Allah ile bir tüm olmanın ilahi ahengi içinde varlıklarından benliklerinden soyunmuşlar kendilerinden geçmişlerdi

Zığındere ’nin susuz yatağında bir alçalıp bir yükselen ‘ ’La ilahe İllallah sesleri insanın kalbini kah varlığın ölümsüz ufuklarında koşturuyor kah yokluğun takat getirilmez güzelliğinde dinlendiriyordu Adalet ’tan başka Yargı yoktu Tekrarlanan her zaman buydu Sonra kısa bir sessizlik oldu ve arkasında düşman siperlerinden yükselen “Allahü Ekber Allahü Ekber! sesleri bir uğultu biçiminde bize kadar perde perde geldi

Daha sonraki günlerde öğrendik ama İngiliz sömürgesinin Müslüman askerleri; Müslüman Türk askeri karşı savaştıklarını duyunca ayaklanma etmişler ve anında geriye alınıp cepheden uzaklaştırılmışlardı

12 Ağustos 1915 tarihinden sonra Seddülbahir cephesinde şart oldukça sakinleşirken Anafartalar cephesinde ise; kan gövdeyi götürmekteydi Evladım bu bulutları yere indirip sis halinde bize gösterilmesi ama Hazreti Allah ’ın emriyle dört büyük melekten biri olan Mikail Aleyhisselâm tarafından yerine getirilmiştir Bu olay Ulu Allah ’ın (cc) büyük bir mucizesidir (Mİhsan Gençcan Ç S ve Menkıbeler İst1998 s 75)

Kore ’de de bulutlar askerlerimizi örtmüştü

Kore Savaşı ’nın efsane isimlerinden Albay Celal Dora 1951 ’de yaşanan bayram namazı hadisesini şöyle anlatıyor:

“6 Temmuz 1951 günü Ramazan Bayramı ’nın birinci günü idi Bayram namazını ihtiyat bölgesinin ortasında ve etrafı yüksek kavak ağaçları ile taraflı zümrüt gibi yemyeşil büyük çayırlıkta tüm tugayca toplu olarak kılmamızı kararlaştırdıktan sonra içimde bir ürperti hissetmiştim

Beş bin birey namazda iken maazallah düşmanın bir uçak filosunun taarruzuna uğradığımız takdirde ne büyük bir felâkete uğrayacağımızı gözümün önüne getiriyor ve bir türlü gönlüm razı olmuyordu General Tahsin Printer ’ya taburların kendi bölgelerinde ve ayrı ayrı namazlarını kılmalarını öneri ettimse de imam adedinin azlığı yüzünden imkân görülmemişti

O sabahtan hava çok açık ve berraktı En küçük bir parça bulut dahi yoktu Birlikler çayırlık bölgeye gelirken onlarla birlikte bir sis tabakası da çayırlık üzerine çökmeye başlamıştı Cemaat çoğaldıkça bu sis tabakası da kesafet peyda etmiş ve 10 metre ilerisi görünmez bir hâl almıştı

Bir hikmeti ilâhi bu sis tabakası yalnız kavaklık bölgenin dışarıya inhisar etmiş ve bu bölgenin dışarıda kalan sahada sisten hiçbir emâre görülmemişti Cenâbı Hakk ’ın Türk birliğini koruduğunun en büyük nişanesi olan bu sis tabakası içinde namazımızı kıldıktan duâsını yaptıktan ve bunu müteakip birbirimizle sarmaş dolaş bayramlaştıktan sonra birlikler kendi bölgelerine giderlerken sis de pat diye ortadan kaybolmuştu(Bkz: Celal Dora Kore Savaşı ’nda Türkler 19501951 İstanbul 1963)

Düşmanın meşhur Golyat adlı zırhlısının batırılması olayında da ortalığı aniden kaplayan sis Osmanlı askerlerinin fazla işine yaramıştı Haince saldırılar planlayan Golyat bu şekilde teslim alınabilmişti Golyat ’in batırılması karşı da General Hamilton hüsranla şu satırları yazmıştı: “Dün geceki kesif sis esnasında bir Türk torpidobotu Çanakkale Boğaz ’ından sızıp Golyat zırhlısını torpidoladı Düşman madalyayı yargı etti Kahrolsunlar!

Sadece bulut olayları değildi meydana gelenler İngilizler yön bulmak için kullandıkları pusulalarında bile ara sıra us almaz oynamalar görüyor ve ne yapacaklarını şaşırıyorlardı Örneğin John Hargrave adlı İngiliz subayının verdiği raporda elindeki pusulanın sık sık istikamet değiştirdiği ve aynı anda birçok yeri kuzey olarak gösterdiği yazılıdır Üç Anzak istihkam askerinin yemin ederek ve Anzak Sahra Birliği ’ndeki diğer 19 arkadaşlarını da şahit göstererek anlattıkları “Düşman yutan bulut hadisesi şu şekildedir: 267 şahsiyet Norfolk Kraliyet Taburu Alçıtepe ’den bir önceki yığın olan 60 tepeye doğru rahat bir şekilde ilerler Havada soluk renkli bulutlar vardır Bu bulutlar saatte 6 veya 8 km hızla esen rüzgâra karşın değişmez bir şekilde durmaktadırlar Bunlardan takriben 250 m uzunluğunda 60 ’ar metre eninde ve 60 m yüksekliğinde olan bir bulut tepeyi kaplamıştır Norfork Kraliyet alayının subayları ve askerleri bulutun içine girmeye başlarlar Son asker de girince bulut yükünü almış bir uçak gibi havalanmaya başlar Havadaki diğer solgun renkli bulutlarla birleşerek kuzeye yani Trakya tarafıa doğru gider Savaş sonrasında bu 267 kişilik alayın bir tek ferdine bile ne ölüler aralarında ne de esirler aralarında rastlanamamıştır *
 
858,505Konular
982,698Mesajlar
33,053Kullanıcılar
gakgunSon üye
Üst Alt