Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Çağlayanlar Özet

Çağlayanlar Özet

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Milli şair unvanı verilen Mehmet Kesin Yurdakul'un Türk şiirinde açtığı çığırı Ahmet Hikmet Müftüoğlu Çağlayanlar'da hikayeleriyle devam ettirmiştir Yazar, bu eserdeki hikayelerinde Türk destanlarından, tarihinden, faydalanmış; Trablus, Balkan, I Dünya savaşlarında yaşanan olayları anlatmıştır Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun 1922'de yayınlanan Çağlayanlar adlı kitabı 18 parçadan ibarettir Milli edebiyatımız içinde uyandırdığı milliyetçilik duygularıyla çok kayda değer bir yere sahiptir Çağlayanlar hikayelerindeki kahramanların isimleri şunlardır: Alparslan Masalı, Yarayı Kanatan, Üzümcü, Sümbül Kokusu, İnci, Yakarış, Bekir ile Tekir, Ayşe Kızla Vato, Maviş

Çağlayanlar Kitabının Özeti

Sümbül Kokusu

Pazar günü, Budapeşte Darülfünunu Tabiiyyat şubesinde öğrenim görebilen Hüseyin Arif, Macaristan'ın sıcacık sokaklarından birinin gamlı, dar evlerinden birinde, gazete okumaktadır Gazetede Çanakkale Savaşı'nın gidişatıyla ilgili böylece çok haber vardır İstanbul'un, Boğazlar'ın her yanının sarıldığı, ülkenin fazla mağdur durumda olduğu yazmaktadır Hüseyin Arif, memleketinin düştüğü bu durumdan nedeniyle büyük bir üzüntü içindedir Ülkenin mühimmat durumu çok eksiktir (Çağlayanlar) Ancak düşman askerlerine her yanlamasına takviye gelmektedir Onların her türlü imkânı karşı Türk askerinin sadece bir göğsü, üstelik bazusu vardır İstanbul; camileriyle, mavi denizi ve göğü, mezarlıkları, surları ile gözlerinin önüne gelmektedir Ona göre, İstanbul'un hamalları Avrupa'nın lordlarından daha asildir Kaldığı Macar topraklarındaki sokaklara kadar İstanbul'un sokakları daha nurani, daha neşelidir İçinden bir çığlık kopar Allah'a, vatanımı düşmana çiğnetme, diye yalvarır

Bu hüzün içinde, memleketine ait neyi varsa hepsini koklar Daha Sonra pencereyi açar Ev sahibi dört gün önce bir sümbül vermiştir Pencereyi açınca duyduğu sümbül kokusuyla irkilir Sümbül saksısının üstüne kapanarak ağlamaya başlar O sırada kapı vurulur Gelen Mehmet Siyavuş'tur Mehmet'e sümbülü derinden koklamasını söyler Mehmet Siyavuş da irkilir Çünkü sümbül, İstanbul kokmaktadır Mart aylarında İstanbul'da işportalarda 'bahariye kokuları ' diye satılan sümbül kokusunu hatırlarlar İkisi de Ah vatan!' derler Vatanı kaybediyoruz' diye ağlamaya başlarlar İki genç, bir şey yapmaları gerektiğine karar verir Hüseyin Arif arkadaşına; 'Yaşamak alçaklıktır Çanakkale cephesinde ölmeliyiz' der Birbirlerine sarılarak ikisi de vatan için savaşmaya karar verir İki gün içinde eşyalarını satarlar Pasaport işlemleri için gittiklerinde görevli onlara 'Talebelerin askerlikleri ertelendi' dediğinde, onlar büyük bir huzurla 'Biz gönüllü gidiyoruz' cevabını verirler

Padişahım Alınız Menekşelerimi, Veriniz Gülümü

Samime Bayan, kanepede gazeteleri okumaktadır Yanında Ayşecik vardır Ayşecik, Samime Hanım'in hizmetçisidir Samime Hanım'ın kocası, Ayşecik'in de babası ve nişanlısı Trablus cephesine gittiklerinden beri koca evde birbirlerine dostluk etmektedirler Ayşecik, bu eve akrabası olan Samime Hanımın kocası Tuğrul Bey'in babasından haber alabileceği ümidiyle gelmiştir Lakin Tuğrul Bey de kısa süre daha sonra cepheye gitmiştir

Samime Hanım ile Ayşe iki dert ortağı olmuşlardır Her ikisi de her gün Allah'a cephedeki yakınları için yalvarmakta, evde matem havası esip durmaktadır Samime Bayan, Ayşe'ye kocasından, Ayşe de utanarak nişanlısından bahsetmekte; böylelikle avunmaktadırlar

Ayşe, Samime Hanıma muharebeden bir haber olup olmadığını sorar Samime Hanım, gazetedeki haberi okumaya başlar Gazetede şunlar yazmaktadır:

'On üç zırhlıya aleyhinde bir asker'

Salı sabahı düşman zırhlılarından on üçü Trablus'un şark tarafında kalan Hamidiye İstihkamı'nı dövmeğe başlamışlardır İstihkamda on bir neferle bir çavuş vardı Neferlerin dokuzu bir müddet sonradan şehid, ikisi mecruh olmuş ve sağ kalan Mehmed Çavuş isminde bir kahraman henüz parçalanmayan birkaç topla, dünyanın hiçbir muharebesinde işitilmemiş, hiçbir memleketin tarihinde görülmemiş bir inat ve metanetle kimsesiz düşmana mukabele etmiş ve nihayet tunç toplarla beraber o pulat vücut da başına yağan yüzlerce gülle altında parça parça olmuştur Böyle emsalsiz erlere malik olan halk müziği dünyanın en büyük milletidir

Gazetedeki haberi duyan Ayşe, haykırmaya ve ağlamaya başlar Haberdeki Mehmet Çavuş babasıdır Ayşe baygınlık geçirir Samime Hanım, onu teskin etmeye çalışır İkisi de abdestlerini alarak Allah'a secde ederler Dakikalarca ağlayarak Allah'a dua ederler Samime Hanım, Ayşe'ye yatmasını ve Allah'a nişanlısının yaşaması için dua etmesini söyler

Ayşe rüyasında nişanlısı Tosun'u görür Bir melek, onu Trablusgarb'a nişanlısının yanma götürür Nişanlısının yanına babası da vardır Babası, nişanlısını götürmesini, onun yerine de savaşacağını söyler ve gider Ayşe, Tosun'a sarılarak ağlamaya başlar Tosunla birlikte bir yere otururlar Tosun, düşman kurşunu askerlerimizin bağrını delerken, buradan ayrılamayacağını söyler bu arada, Tosun'un her yerinden inciler akmaktadır Ayşe incileri toplayıp padişaha vererek nişanlısının bedelini vereceğini düşünür ve sevinir Tosun, düğmesini açtığında içinden mücevherler dökülmeye başlar Tosun, ona: Benim bedelim bu çöllerin tüm kumlarıdır Ben bitmeyince Trablus, bitmezder Padişaha bir demet çiçek götürmesini söyler Ona son söylediği cümle: Gönlüm diyor fakat ben şehid olmamışsam mutlaka çiçekleri padişaha vereceksin
Ayşe, sabah olunca hemen bahçeden çiçek toplar Padişaha gidecektir Dolmabahçe Sarayı'nın önünde elinde çiçeklerle duracak, padişah onu görünce Ayşe'yi yanına çağıracaktır O da padişaha: Alınız menekşelerimi, veriniz gülümü!diyecektir Bu düşüncelerle evden çıkar Yolda birkaç bölük asker görür İçlerinde Tosun da vardır Onu görür görmez gözleri kararır ve oracığa düşüverir Ayşe aklanmıştır Gördüğü asker Tosun değildir Elindeki menekşeler de çamurun içine düşmüştür O anda rüyada Tosun'un: Ben şehid olmamışsam mutlaka çiçekleri padişaha vereceksindediğini hatırlar Gözyaşları Içinde onun şehid olduğunu anlar
seçme parça *
 
858,505Konular
982,791Mesajlar
33,075Kullanıcılar
Üst Alt