'Bundan daha büyük kriz görmedik' diyen Abdullah Kiğılı çark etti: 100 günde çok şey değişti

Hazır giysi ve perakende bölümünün duayen isimlerinden Abdullah Kiğılı, 'Bundan daha büyük kriz görmedik' açıklamalarıyla ilgili, "O, 4 ay evvelki yorumum. Şimdiki farklı. 100 gün içerisinde kesimde benim de kimsenin de hayal edemeyeceği şeyler gerçekleşti. Önümüz açıldı, moral motivasyon kazandık" dedi.

Hürriyet gazetesinden Elif Ergu'ya konuşan erkek giysi mağazaları Kiğılı'nın sahibi Abdullah Kiğılı, Capital Dergisi'ne verdiği röportajla ilgili açıklamalarda bulundu. 

"O günün konjonktürüyle yaptığım açıklamalar çarpıtılmış" diyen Kiğılı, "Yaptığım açıklamaların içinden kimi sözler cımbızla çekilerek, açıkçası çok da mana veremediğim bir haber yayılmaya başlandı" ifadesini kullandı. Kiğılı'nin açıklamaları şöyle:

Kesimle ilgili yorumlarınızla gündemdesiniz. Bölümün en tecrübeli isimlerinden biri bunları söyleyince “Ne oluyor, mağazalar bir bir kapanacak mı?” diye sormak istedim. Nitekim de o kadar berbat mü?



Çok şey anlattım, o anlattıklarımın içinden kimi cümleler cımbızla çekildi. Üstelik aylar evvel yaptığım bir kıymetlendirme. Son 100 gün içinde de çok şey değişti.

O değerlendirmede “Bundan sonra büyüme yok. AVM’lerde yeni markaları göremeyeceğiz. Perakendenin en sıkıntı periyoduna girdik” üzere sözleriniz var... Bu kelamların ne kadarını tekrar söylersiniz?

Bu kelamlar başta da söylediğim üzere cımbızlandı. Ayrıyeten 4 ay evvel söyledim. O günün konjonktürüyle yaptığım açıklamalar çarpıtılmış durumda. Yaptığım açıklamaların içinden birtakım sözler cımbızla çekilerek, açıkçası çok da mana veremediğim bir haber yayılmaya başlandı.

'Faiz indirimleri zorluk çeken markaları inanılmaz derecede rahatlattı'

Ne değişti bu süreçte?

Kesimde benim de hayal edemeyeceğim kimsenin hayal edemeyeceği şeyler gerçekleşti. Sayın Cumhurbaşkanı olsun, Hazine ve Maliye Bakanı olsun, banka faizlerinin ineceğini söylemişlerdi. Bu gerçekleşti. 6 ay önce bankalardan hangi firma giderse gitsin bir kredi talebinde bulunduğunda zorlanıyordu, ayrıyeten yüzde 24-25 yıllık faizle para alabiliyordunuz. O da alabilirseniz. Yani şayet şirketinizin maddi durumu uygunsa bu faizle alabiliyordunuz. Bugün yüzde 11-12’ye düştü faiz oranları. Yani bu indirimler zorluk çeken markaları inanılmaz derecede rahatlattı.



Bankalardan kredi almak son periyotta kolaylaştı diyorsunuz. Diğer ne değişti?

Bankalar gerçekten de karşılarında yanlışsız bir kuruluş buldukları taktirde inanılmaz kredi veriyorlar. Bir sefer bu çok değerli. Pekala ikinci gerçek denen şey var. Enflasyon iniyor. Neredeyse tek sayılara iniyor; bu da tabi fiyatlara etki ediyor. Bunu piyasanın gerçek durumda anlayabilmesi belirli bir süreç istiyor. Üçüncü değişim de şu; bugün satışımızın yaklaşık yüzde 80’i banka kartlarıyla yapılıyor. Yani Türk parası dönüşümü son derece az. Kredi kartlarının aylık faizi şayet bunu paraya çevirmek istediğinizde, aylık faizi yarıya indirildi. Bizim lehimize olan bu kaidelerin hepsi oluştu. Artı çok değerli olan bir şey, yani kurlardan ötürü bütün AVM’lerde dövizle olan kiralarımızın tamamı TL’ye döndü. Artışlar da TEFE-TÜFE üzerinden yapılıyor. Bunların hepsi gerçekleşti. Artık bu gerçekleşen şeylerin ışığında perakende dalında bir ümit doğdu. Benim kendi kesimimin inanılmaz bir önü açıldı. Biz moral motivasyon kazandık.

'2001 krizinde endişe içindeydik'

Siz kriz şerbetlisi olmalısınız iş ömrünüzde. Bu yüzden de son sözleriniz dikkat çekti. Örneğin 2001 krizinde siz ne yapıyordunuz?

2001 krizinde hiç unutmadım, kriz geldi şaşkın bir vaziyetteydik, ne yapacağımızı bilemiyorduk. 19 Şubat 2001 tarihin hiç unutmam, dolar 680 TL idi. İnanılmaz bir şey, bir ayda dolar 1000 lirayı geçti. 1500 TL’yi bulmuştu. 17 tane mağazamız var; 209 tane çalışanımız vardı. Ne yapacağız, nasıl yapacağız, bu düşünceyi nasıl gidereceğiz derken, endişe içindeydik. Ortadan 19 yıl geçmiş, bu 19 yıl zarfında bizim 209 çalışanımız olmuş 2000. 17 mağaza olmuş 225 mağaza...



O vakit en makûs vakitlerden güçlenerek çıkma yeteneğiniz var diyebiliriz...

Bildiğimiz işi yaptığım için bir kabiliyetim var, yalnız bildiğim işi yapıyorum. Bu işte pek kül yutacak üzere değilim. Hayatımda da yaptığım en yanlışsız işlerden bir tanesi hiç bilmediğim işe yatırım yapmadım. Hasebiyle gitgide genişledik, bu günlere geldik. Elif yıllardır aşikâr aralıklarla konuşuyoruz. Bana beş yıl önce ‘Abdullah Beyefendi sen yurtdışını düşünüyor musun?’ deseydin ki konuşmuşuzdur, “Valla fazla düşünmüyorum yani yurtiçinde yatırıma devam ediyoruz” demişimdir. Fakat bugün tıpkı şeyi söylemiyorum.

Hatta sanırım tam karşıtı. Şu anda Türkiye’deki markaların ayakta sağlam durması için yurtdışında büyüme kaçınılmaz. Pekala bu kolay mı?

2019’un başında, içerideki tüketim ve AVM sayısı gitgide aşikâr bir noktaya varınca, biz de artık 70 vilayette servis yapıyoruz. Hasebiyle da Türkiye’de elde ettiğimiz gücü yurtdışına taşıma vakti dedik. Markamızın kalitesine ve tecrübesine güveniyoruz. Yurtdışında da büyümeye başladık. Kolay mı? Değil. Başka bir operasyon gücü istiyor. Lakin bir de avantajımız var. Türkiye’ye gelen yabancıların bildiği bir markayız. Yıllardır bizden alışveriş yapıyorlar. Şu anda 20 ülkede 89 satış noktasındayız. Toplam 7 bin 500 metrekarelik bir alandayız.