iltasyazilim
FD Üye
BPeygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem Efendimiz bir gün:
Şu kapıdan birincil girecek olan, cennet ehlindendirbuyurdu Azıcık daha sonra Abdullah b Selamlama içeri girdi Ashab–ı kiram, Resul–i Ekrem'in bu müjdeli haberini kendisine ulaştırdı ve hangi ameli ile bu mertebeye erdiğini ondan sordular Abdullah :
Ben kuvvetsiz bir kimseyim Benim en kuvvetli umudum, yürek selameti, yani kimseye karşı içimde kötülük beslememek ve manâsız sözleri terk etmiş olmamdır, başka bir fiilim yokturdiye cevap verdi
Çağımızın ve şayet de bütün çağların en önemli ve en onulmaz hastalığı abes sözlerle hayatı geçirmektir Böyle olmasına karşın, insanların bunu önemsemesini bir kenara bıraktık, dünyayı abes sözler imparatorluğuna döndürmek yaklaşık olarak sanathaline gelmiş bulunmaktadır
Nedir manâsız laf? böylece çoktur fakat az daha hayatın tümünü kuşatmış bulunuyor Öte dünyada senin eksi hanene yazılacak olan her laf, manâsız sözdür Mesela, Kur'an okumak ibadetlerin büyüklerindendir; fakat onu dünyasal çıkar için makine ederek okumak abes sözler hükmüne girer madem ki bu yaptığın Allah rızası için değildir, manâsız sözdür öte yandan bir insan, nefsini nezaket etmek adına ve Allah'ın rızasına gelmek için helaliyle cilveleşmesi, konuşması; şaka karnaval içinde olması anlamsız laf yok, bir hakikatın dünyada yaşanmasıdır Yani manâlı olan, sözlerimizin yönünün cennete veya cehenneme çevrili olup olmamasıdır
* * *
Ne kadar abes ( fuzuli ) laf konuşuyoruz? Hayatımız magazinleşti az kalsın Zaten magazin, dünyaya egemen olmuş Televizyonlardaki birkaç kişinin marjinal hayatı tüm hayatımızı hemen hemen yönlendirir olmuş Onlar nefsimize hitap ettikleri için seri yol alıyorlar; çünkü nefse hitabeden her şey bozguncu karakter taşır Bir Süleymaniye'yi yerine getirmek için tarihte bir tane Mimar Sinan çıkar, lakin onu devirmek için sokaktan iki hamal yeterlidir Nefs sokağa seslenir, ruh ise kalbe Sokaklar şeytan ve askerleri kadar işgal edilmiştir, yürek de içine Rabbini alamamış ve hasta ise, ağızdan dökülen her laf, bir mermi gibi, her gün nice canların ölümüne sebep olur İşte boş söz, elinde tabanca, sağa sola alev etmeye aynı, insanları manen öldürür
* * *
Yahut biz, katilleri, televizyon ekranlarından seyrederken alkışlayanlardan mıyız?
Şu anlatılanlara bir bakalım, Allah aşkına: Gittiği tatilde beş yıldızlı otelde, kendini nasıl ilahlaştırdığını, arkasına kimleri taktığını, zinanın en aşağılık olanını nasıl yaptığını ağzı, bir saralı gibi köpürerek anlatıyor! Her sözü bir mermi, senin ruhunu öldürmek için yola çıkmış, sen de kalbini açmış, onu dinliyorsun Anlatan dek sen de sorumlu yok misin bu cinayetten? Tilkinin bütün hikâyeleri tavuk üstüne imiş Bu cins insanların da bütün söyledikleri nefsleri üzerinedir Onların nefisleri kurban istiyor, sen de gönüllü kurban olmak için can atıyorsun! Bu anlayışın devam ettiği sürece, o ilahlar da kendilerini hep yukarılarda göreceklerdir
Manâsız sözlerin bir dinleticisi isek, bu, içimizin de boşluğuna çok kayda değer bir işarettir Neyi dinlediğini söyle, nasıl biri olduğunu söyleyeyim Zaten insan dilinin aşağıda saklıdır, konuştukları, onu ele verir Bazen bir topluma girersiniz, fiziği gayet akıcı birinden hiç ummadığınız çok adice sözler işitirsiniz Aramak ama manâlı olan fizik yok, kimyadır, içtir
* * *
Anlamsız sözlerle ömrünü geçiren insanların zihinsel dünyası işgale uğramıştır Onlar yeryüzünün en tutsak insanlarıdır; ne var ki kendilerini en hür hissederler Su Baskını sularına teslim etmişlerdir beyin ve kalplerini, hissedemez ve akledemezler Çok akmalarını bolluk sanırlar, hâlbuki sel suları öldürücüdür
Boş sözlerle ömür tüketmeyenlerin iç dünyalarından ise pınarlar akar Onlar herkese yaşam sunarlar Eksik akarlar, lakin öz akarlar Öldürücü değil, dirilticidirler Ne yazık fakat tarih boyunca millet hep kalabalıkların peşinden koşmuşlardır Firavunların askerleri fazla olmuştur, lakin Nil'de boğulmaktan kurtulamamışlardır Musa ise kendine inanan birkaç birey ile sahile çıkmıştır
Bugün de kalabalıklardan yana olanları benzer akıbet beklemektedir Örneğin, bir dizi, izlenme rekorları kırıyorsa, uyarı et, o, manâsız sözler tanrısının fedailerindendir Falan ve filan, televizyonlarda fazla konuşuyorlarsa, onlardan uzaklaş, kalp öldürücüdürler Veya filan yerde bir şeyler satılıyor ve cümbür cemaat oraya hücum ediyorsa, oraya da gitme, sonra hayatın kararır
* * *
Bugün Ümmet–i Muhammed, yeryüzünde maalesef pek bir şey üretemediğinden ortada realite adına bir haylazlık meydana gelmiştir ve bu boşluğu da batıl, pisliğiyle doldurma çabasındadır Gündemi Batı ve batıl belirliyor, biz o gündemi konuşmaktan diğer çıkış yolu bulamıyoruz Gündem batıl, yani manâsız söz olunca, onun sonucunun insanlığa yararlı olması nasıl beklenebilir? Kılavuzu karga olanın burnu b kurtulmazOnlar özne, biz nesne Dünyanın en büyük medeniyetini kuran insanların torunlarına bu yakışır mı?
Hayatımızdan Allah'ın Kitab'ını ve Rasulünün sünnetini çıkardığımız günden beri, batılı pislikler içimize sindiler Hani bizler, İyiliği emredecek ve kötülüklerden sakındıracaktık? İyilik ve musibet kavramlarımız değiştiğinden, neyin iyi, neyin fena olduğunu da bilmiyoruz
Şişenin içinde sirke varsa, şişenin dışına sızan da sirkedir elbet Ağzından yol vurucu, can yakıcı, gerçeklik zedeleyici söz çıkan insanların iç dünyalarında cehennem kaynamaktadır Asıl onlara merhamet etmek gerekir ki, bu cehennemle hayatlarını nasıl sürdürmektedirler? Bu tip halk müziği bir yere baş oldukları zaman kıyameti ummak lüzumlu! Bugün bütün yerler bu herif halk tarafından işgal edilmiş mi diyorsunuz?
Hayatını gırgır– şamataile geçiren bir gençlikle aleyhinde karşıyayız Bilhassa televizyonların da etkisiyle, az daha laf uyuşturucusuna tutulmuş bu gençliğe el uzatmak durumundayız Bunlar bizim çocuklarımız; evimizdeler, sokağımızda, apartmanımızdalar ara sıra konuşmalarına tanık oluyoruz ve üzülüyoruz Seviyesiz, müstehcen, içi boş laflar, küfürler ve bir cümle olamayan bozuk Türkçeler… Sözde birbirlerini güldürmeye ve sırası gelmişken kendilerine bu grup arasında yer edinmeye çalışıyorlar Peygamber Aleybhisselam şöyle buyuruyor: Belirlenmiş oysa, arkadaşlarını güldürmek için öyle sözler konuşur fakat, bu sözleri ile Süreyya yıldızından daha uzakta bir mesafeye düşer
Başkalarını güldüreceğim derken, kendisi kişiliğini kaybetmektedir Bu bir alçalıştır, ruh heyelanıdır, kimlik erozyonudur
Kuşkusuz yerine göre mizah gerekmektedir; lakin bunun çok zarifane bir şekilde yapılması gerekmektedir Mizahın derinliği, sanat yönü ve edepli olması gerekmektedir Mizah, düşüncenin anüsüdür; yerinde ve vaktinde uygulamak gerekir
bundan başka toplumumuzda, her söze, fikre muhalefet etmek hemen hemen moda haline gelmiş bulunmaktadır Bu durumu pek aşırıya götürenler var ki, ırk arasında bunlara ulusal muhalefetdenilmektedir Bu tipler özgüven taşımadıklarından her şeye belirsizlik ile bakmaktadır Içeriye Doğru bilgileri olmadığından, yüzeyselliğin hırçınlığını yaşamaktadırlar Marazi tiplerdir bunlar Ne var ancak, ülkeyi yönetmeye kalkışmış birçok insan, bu konumdadır Onların iç dünyalarına hiç güneş doğmaz, bunun için defalarca karanlığı yaşarlar ve bunu da hayatın gerçeği sanırlar
Kusurunuzu herkesin huzurunda yüzünüze vuracak birinin yanına gitmek ister misiniz? Asla! Ama pek halk müziği vardır ama, bir kusur bulsalar da yüzünüze vursalar! Bunu da gerçekçilikadına yaparlar Bilmezler ancak, bu davranışlarıyla insan denilen gerçeği yaralıyorlar Bu alıcı halk müziği sevilmezler ve toplum onlardan çekinir Onlar da kendilerinin demokratik yargı merkeziolduklarını sanırlar! Aslında onların yaptığı, sevgisizliğin feryadıdır
Tebessümünü kuşanan, konuşması ve duruşuyla size güven veren, zararınızı zarar bilen insan güzel insandır Bir yerde oturduğunuz arkadaşlar arasından kalktığınız süre, arkamdan acaba benim için ne konuşuldu, diye şüphede iseniz, o meclis iblis meclisidir
Dünya, bir boş sözler imparatorluğu yaşamaktadır Buranın kralları da en büyük şarlatanlardır Bunlardan kurtulmak istiyorsak, Hakk'ın sözü olan Kur'an'ı sözümüz ve özümüz bellemeliyiz ALLAH BİZLERİ BU HASTALIKTAN MUHAFA ETSİN SELAMLAR *
Şu kapıdan birincil girecek olan, cennet ehlindendirbuyurdu Azıcık daha sonra Abdullah b Selamlama içeri girdi Ashab–ı kiram, Resul–i Ekrem'in bu müjdeli haberini kendisine ulaştırdı ve hangi ameli ile bu mertebeye erdiğini ondan sordular Abdullah :
Ben kuvvetsiz bir kimseyim Benim en kuvvetli umudum, yürek selameti, yani kimseye karşı içimde kötülük beslememek ve manâsız sözleri terk etmiş olmamdır, başka bir fiilim yokturdiye cevap verdi
Çağımızın ve şayet de bütün çağların en önemli ve en onulmaz hastalığı abes sözlerle hayatı geçirmektir Böyle olmasına karşın, insanların bunu önemsemesini bir kenara bıraktık, dünyayı abes sözler imparatorluğuna döndürmek yaklaşık olarak sanathaline gelmiş bulunmaktadır
Nedir manâsız laf? böylece çoktur fakat az daha hayatın tümünü kuşatmış bulunuyor Öte dünyada senin eksi hanene yazılacak olan her laf, manâsız sözdür Mesela, Kur'an okumak ibadetlerin büyüklerindendir; fakat onu dünyasal çıkar için makine ederek okumak abes sözler hükmüne girer madem ki bu yaptığın Allah rızası için değildir, manâsız sözdür öte yandan bir insan, nefsini nezaket etmek adına ve Allah'ın rızasına gelmek için helaliyle cilveleşmesi, konuşması; şaka karnaval içinde olması anlamsız laf yok, bir hakikatın dünyada yaşanmasıdır Yani manâlı olan, sözlerimizin yönünün cennete veya cehenneme çevrili olup olmamasıdır
* * *
Ne kadar abes ( fuzuli ) laf konuşuyoruz? Hayatımız magazinleşti az kalsın Zaten magazin, dünyaya egemen olmuş Televizyonlardaki birkaç kişinin marjinal hayatı tüm hayatımızı hemen hemen yönlendirir olmuş Onlar nefsimize hitap ettikleri için seri yol alıyorlar; çünkü nefse hitabeden her şey bozguncu karakter taşır Bir Süleymaniye'yi yerine getirmek için tarihte bir tane Mimar Sinan çıkar, lakin onu devirmek için sokaktan iki hamal yeterlidir Nefs sokağa seslenir, ruh ise kalbe Sokaklar şeytan ve askerleri kadar işgal edilmiştir, yürek de içine Rabbini alamamış ve hasta ise, ağızdan dökülen her laf, bir mermi gibi, her gün nice canların ölümüne sebep olur İşte boş söz, elinde tabanca, sağa sola alev etmeye aynı, insanları manen öldürür
* * *
Yahut biz, katilleri, televizyon ekranlarından seyrederken alkışlayanlardan mıyız?
Şu anlatılanlara bir bakalım, Allah aşkına: Gittiği tatilde beş yıldızlı otelde, kendini nasıl ilahlaştırdığını, arkasına kimleri taktığını, zinanın en aşağılık olanını nasıl yaptığını ağzı, bir saralı gibi köpürerek anlatıyor! Her sözü bir mermi, senin ruhunu öldürmek için yola çıkmış, sen de kalbini açmış, onu dinliyorsun Anlatan dek sen de sorumlu yok misin bu cinayetten? Tilkinin bütün hikâyeleri tavuk üstüne imiş Bu cins insanların da bütün söyledikleri nefsleri üzerinedir Onların nefisleri kurban istiyor, sen de gönüllü kurban olmak için can atıyorsun! Bu anlayışın devam ettiği sürece, o ilahlar da kendilerini hep yukarılarda göreceklerdir
Manâsız sözlerin bir dinleticisi isek, bu, içimizin de boşluğuna çok kayda değer bir işarettir Neyi dinlediğini söyle, nasıl biri olduğunu söyleyeyim Zaten insan dilinin aşağıda saklıdır, konuştukları, onu ele verir Bazen bir topluma girersiniz, fiziği gayet akıcı birinden hiç ummadığınız çok adice sözler işitirsiniz Aramak ama manâlı olan fizik yok, kimyadır, içtir
* * *
Anlamsız sözlerle ömrünü geçiren insanların zihinsel dünyası işgale uğramıştır Onlar yeryüzünün en tutsak insanlarıdır; ne var ki kendilerini en hür hissederler Su Baskını sularına teslim etmişlerdir beyin ve kalplerini, hissedemez ve akledemezler Çok akmalarını bolluk sanırlar, hâlbuki sel suları öldürücüdür
Boş sözlerle ömür tüketmeyenlerin iç dünyalarından ise pınarlar akar Onlar herkese yaşam sunarlar Eksik akarlar, lakin öz akarlar Öldürücü değil, dirilticidirler Ne yazık fakat tarih boyunca millet hep kalabalıkların peşinden koşmuşlardır Firavunların askerleri fazla olmuştur, lakin Nil'de boğulmaktan kurtulamamışlardır Musa ise kendine inanan birkaç birey ile sahile çıkmıştır
Bugün de kalabalıklardan yana olanları benzer akıbet beklemektedir Örneğin, bir dizi, izlenme rekorları kırıyorsa, uyarı et, o, manâsız sözler tanrısının fedailerindendir Falan ve filan, televizyonlarda fazla konuşuyorlarsa, onlardan uzaklaş, kalp öldürücüdürler Veya filan yerde bir şeyler satılıyor ve cümbür cemaat oraya hücum ediyorsa, oraya da gitme, sonra hayatın kararır
* * *
Bugün Ümmet–i Muhammed, yeryüzünde maalesef pek bir şey üretemediğinden ortada realite adına bir haylazlık meydana gelmiştir ve bu boşluğu da batıl, pisliğiyle doldurma çabasındadır Gündemi Batı ve batıl belirliyor, biz o gündemi konuşmaktan diğer çıkış yolu bulamıyoruz Gündem batıl, yani manâsız söz olunca, onun sonucunun insanlığa yararlı olması nasıl beklenebilir? Kılavuzu karga olanın burnu b kurtulmazOnlar özne, biz nesne Dünyanın en büyük medeniyetini kuran insanların torunlarına bu yakışır mı?
Hayatımızdan Allah'ın Kitab'ını ve Rasulünün sünnetini çıkardığımız günden beri, batılı pislikler içimize sindiler Hani bizler, İyiliği emredecek ve kötülüklerden sakındıracaktık? İyilik ve musibet kavramlarımız değiştiğinden, neyin iyi, neyin fena olduğunu da bilmiyoruz
Şişenin içinde sirke varsa, şişenin dışına sızan da sirkedir elbet Ağzından yol vurucu, can yakıcı, gerçeklik zedeleyici söz çıkan insanların iç dünyalarında cehennem kaynamaktadır Asıl onlara merhamet etmek gerekir ki, bu cehennemle hayatlarını nasıl sürdürmektedirler? Bu tip halk müziği bir yere baş oldukları zaman kıyameti ummak lüzumlu! Bugün bütün yerler bu herif halk tarafından işgal edilmiş mi diyorsunuz?
Hayatını gırgır– şamataile geçiren bir gençlikle aleyhinde karşıyayız Bilhassa televizyonların da etkisiyle, az daha laf uyuşturucusuna tutulmuş bu gençliğe el uzatmak durumundayız Bunlar bizim çocuklarımız; evimizdeler, sokağımızda, apartmanımızdalar ara sıra konuşmalarına tanık oluyoruz ve üzülüyoruz Seviyesiz, müstehcen, içi boş laflar, küfürler ve bir cümle olamayan bozuk Türkçeler… Sözde birbirlerini güldürmeye ve sırası gelmişken kendilerine bu grup arasında yer edinmeye çalışıyorlar Peygamber Aleybhisselam şöyle buyuruyor: Belirlenmiş oysa, arkadaşlarını güldürmek için öyle sözler konuşur fakat, bu sözleri ile Süreyya yıldızından daha uzakta bir mesafeye düşer
Başkalarını güldüreceğim derken, kendisi kişiliğini kaybetmektedir Bu bir alçalıştır, ruh heyelanıdır, kimlik erozyonudur
Kuşkusuz yerine göre mizah gerekmektedir; lakin bunun çok zarifane bir şekilde yapılması gerekmektedir Mizahın derinliği, sanat yönü ve edepli olması gerekmektedir Mizah, düşüncenin anüsüdür; yerinde ve vaktinde uygulamak gerekir
bundan başka toplumumuzda, her söze, fikre muhalefet etmek hemen hemen moda haline gelmiş bulunmaktadır Bu durumu pek aşırıya götürenler var ki, ırk arasında bunlara ulusal muhalefetdenilmektedir Bu tipler özgüven taşımadıklarından her şeye belirsizlik ile bakmaktadır Içeriye Doğru bilgileri olmadığından, yüzeyselliğin hırçınlığını yaşamaktadırlar Marazi tiplerdir bunlar Ne var ancak, ülkeyi yönetmeye kalkışmış birçok insan, bu konumdadır Onların iç dünyalarına hiç güneş doğmaz, bunun için defalarca karanlığı yaşarlar ve bunu da hayatın gerçeği sanırlar
Kusurunuzu herkesin huzurunda yüzünüze vuracak birinin yanına gitmek ister misiniz? Asla! Ama pek halk müziği vardır ama, bir kusur bulsalar da yüzünüze vursalar! Bunu da gerçekçilikadına yaparlar Bilmezler ancak, bu davranışlarıyla insan denilen gerçeği yaralıyorlar Bu alıcı halk müziği sevilmezler ve toplum onlardan çekinir Onlar da kendilerinin demokratik yargı merkeziolduklarını sanırlar! Aslında onların yaptığı, sevgisizliğin feryadıdır
Tebessümünü kuşanan, konuşması ve duruşuyla size güven veren, zararınızı zarar bilen insan güzel insandır Bir yerde oturduğunuz arkadaşlar arasından kalktığınız süre, arkamdan acaba benim için ne konuşuldu, diye şüphede iseniz, o meclis iblis meclisidir
Dünya, bir boş sözler imparatorluğu yaşamaktadır Buranın kralları da en büyük şarlatanlardır Bunlardan kurtulmak istiyorsak, Hakk'ın sözü olan Kur'an'ı sözümüz ve özümüz bellemeliyiz ALLAH BİZLERİ BU HASTALIKTAN MUHAFA ETSİN SELAMLAR *