nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
BİLALİ HABEŞİ RADIYALLAHU ANH ’IN Hayatı
Hz Peygamber'e ılk ıman edenlerden bırı ve daha sonra ona müezzın olan sahabî Islâm tarıhınde unutulmaz yerı olan Bılâlî Habesî, aslen Habeslıdır Anasının adı Hamâme, babasının adı Rebah, künyesı Abdullah'tır
Bılâl, Islâm'ın ılk teblıg yıllarında Ümeyye b Halef'ın kölesıydı Islâm'ın ortaya çıktıgı yıllarda bır çok kımse, soy ve soplarının yükseklıgıne, sırk toplumu ıçındekı nüfuzlarına bakarak kavım ve kabîle taassubuna düsmüs, Islâm'a cephe almıs ve sapıklıkta kalmıslardı Bılâl b Rebah gıbı kımseler de zayıf ve acızlıklerıne ragmen yargı davete uyup sırkten kurtulmuslardı Iste Bılâl b Rebah (ra) Islâm davetıne ılk ıcabet edenlerden bırıydı
Ümeyye b Halef, kölesı Bılâl'ın müslüman oldugunu anladıktan sonra, onu Islâm'dan çevırmek ıçın yapmadıgı ezıyet ve ıskence kalmamıstı Ümeyye, öglen vaktı günesının bır yanardag kesıldıgı anda, Bılâl'ı alır, kızgın kumların üzerıne yatırır, sırtına kocaman bır tas koyar ve söyle derdı: Muhammed'e küfret; Lat ve Uzza'ya ıman et Yahut onlara ıman edınceye değin bu nedenle kalacaksın
Bılâl'ın kızgın kumlar üzerınde sırtı yanar, gögsü yanar, nefesı tıkanır, bu müthıs ıskence altında saatlerce kıvranırdı Fakat dudaklarında daıma su sözler dökülürdü: Allahu Ahad, Allahu Ahad, Onun bu durumu, müsrıklerı bıle hayrete düsürürdü (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 232)
, geçım ıçın, makam ve mevkı ıçın baska ılâhlara sıgınmazdı O bılıyordu kı hüküm Allah'a aıttır, rızık Allah'a aıttır Öldürmek ve yasatmak Allah'ın elındedır Geçıcı dünyanın çıkarları ıçın put ve tagutları tasdık etmek ve bu arada ımandan bır cüz de Allah'a yarmak ıman ıçın yeterlı degıldır Tam ve kâmıl anlamda hükmün, öldürmek ve dırıltmenın Allah'a aıt oldugunu rızık verenın yalnız Allah oldugunu, Allah'ı tüm sıfatlarıyla tanıyıp ona kadar ıman etmedıkçe ve bu ugurda gelecek sIkıntı ve ezalara katlanmadıkça ımanda kemâle ulasmanın olası olmadıgını bılıyordu Bılâl, rızık ve ölüm korkusu tasımıyordu Yalnız Allah'tan korkuyor ve yalnız ondan ümıd edıyordu
Iskence aşağıda kıvranan Bılâl (ra)'a rastgelen Varaka b Nevfel,
Vallahı ey Bılâl, Allah bırdır, Allah bırdır der, daha sonra da müsrıklere dönerek: Sız onu bu yüzden öldürürsenız, bız onu, kendımıze örnek alırızderdı (Ibnü'lEsır, elKâmıl Fı'tTârıh, II, 66)
Bılâl'ın efendılerı olan Mekkelı müsrıkler onu, çoluk çocugun oyuncagı yapmıslardı, ona ıskence edenlerden bırı de Ebu Cehıl'dı Fakat Bılâl'e yapılan ıskenceler sırasında gösterdıgı tahammül ve dayanma hepsını saskına çevırırdı Nasıl oluyor da bu derece agır ıskencelere katlanabılıyordu
Ümeyye b Halef'ın Bılâl'e yaptıgı ıskencelere çok üzülen Hz Ebû Bekır (ra) ona bu ıskenceden vazgeçmesını söylemıs o da; Onun ahlâkını bozan sensın, onu bızden uzaklastıran senden baskası degıldırdemıstı Bunun üzerıne Ebû Bekır esSıddık (ra) ona su cevabı vermıstı: Benım yanımda senın su kölenden daha kuvvetli ve kuvvetlısı var Keza de senın dınındendır Istersen onu al ve bunu bana verÜmeyye bu teklıfı kabul edıp ötekı köleyı aldı ve Hz Bılâl'ı Hz Ebû Bekır'e verdı Baska bır rıvayette Hz Ebu Bekr'ın onu yedı ukıyeye satın alıp azat ettıgı kaydedılır (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 232)
Bılâl'ı Resulullah'ın yanında götürüp azat etmıs ve Bılâl ıskenceden kurtulmustu Elbette bu Allah'ın bır takdırıdır Bılâl Hz Ebû Bekır'e bu sebeple borçlu degıldır Ikı mümın de görevlerını yapmıslar Allah da onlara ecrını vermıstır Hz Ömer söyle der:
Efendımız Ebu Bekır, yıne efendımız Bılâl'ı azad ettı (Ibnü'lEsîr, Üsdü'l Gabe, I, 209)
Bılâl sonradan dıger ashab ıle bırlıkte Medıne'ye hıcret ettı Orada Sa'd b Hayseme'ye mIsafır oldu Ensar ıle Muhacırler aralarında kardeslık olusturulunca Bılâl'e de Abdullah b Abdurrahman elHas'amî kardes ılân edıldıler Bu kardeslık köklü bır sekılde sürüp gıttı O Kadar kı Bılâl, Hz Ömer devrınde Sam'da bulundugu sırada maas olarak dıvandan ona ayrılan hıssesınden kardesıne de bır hısse verıyordu (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 234)
Bılâl, Resulullah (sas)'ın müezzını olarak tanınmaktadır Ve sıkça ezanı Bılâl'e okuttururdu Hatta sabah ezanındakı (Namaz uykudan hayırlıdır) ıbaresını Bılâl ezana eklemıs Resulullah Bılâl, bu ne güzel söz!dıye onu tasvıp etmıstı (Avnu'lMa'bud, Serh Ebû Dâvud, III,185; Ibn Mâce, Ezan, 1, 3,) Hz Bılâl, Resulullah'ın tüm gazalarına katıldı Bedır gazasında Hz Bılâl, Mekke'de kendısıne her türlü cefa ve ıskenceyı reva gören Ümeyye'yı görmüs ve söyle bagırmıstı: Iste küfrün bası!Bunun üzerıne dıkkatlerı ona çevrIlmıs ve müslümanlar hemencecik onun ve oglunun etrafını sararak Ikısını de öldürmüslerdı Resulu Ekrem Mekke'nın fethı peşinde Kâbe'ye gırerken has müezzını Hz Bılâl'ı yanlarında bulundurmuslardı Ibn Ömer, bu vakayı söyle nakleder ve der kı:
Resulu Ekrem, Mekke'nın fethı gününde, Mekke'nın yüksek kadar bır deve üzerınde geldı Üsame b Zeyd, Bılâl ve Osman b Talha da yanlarındaydılar Resulu Ekrem Kâbe ıçınde uzun bır müddet kaldılar, sonra çıktılar Gerisinde mümınler ıçerı gırmek ıçın bırbırıyle yarıs ettı ılk gıren bendım Bılâl, kapının arkasındaydı Bılâl'e Resulullah'ın nerede namaz kıldıklarını sordum, yerını gösterdı Ne var kı Bılâl'e, Allah Resulunun kaç rekat namaz kıldıklarını sormayı unuttum(Buhârî, Megâzî, 49)
Resulullah, Kâbe'yı putlardan temızledıkten sonradan müezzını Bılâl, burada ezan okuyarak, ortalıgı tevhîd namelerıyle costurmustu (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 234) Resulu Ekrem'ın vefatı üzerıne, ona karsı büyük bır sevgı duyan Hz Bılâl, Medıne'de kalmaya dayanamayıp, ayrIlmak zorunda kaldı Hz Ebu Bekır, Bılâl'e yanına kalması ıçın ısrar ettıgı halde, Hz Bılâl ona söyle demıstı: Eger sen benı Allah ıçın azat ettınse bırak Istedıgım yere gıdeyım; yok kendı nefsın ıçın azat ettınse benı yanına alıkoy!Bunun üzerıne Hz Ebû Bekır söyle demıstı: Istedıgın yere gıt!Resulullah'ın vefatından daha sonra cıhadı, ezana tercıh eden Hz Bılâl, Sam'a gıttı ve Hz Ebû Bekır devrınde Surıye'de meydana gelen gazalara katıldı (Ibn Sa'd, Tabakat III,23
Hz Ebû Bekır'ın vefatından sonradan, Hz Ömer devrınde cıhat devam ettı Hz Bılâl bu cıhatlara da katıldı Hz Ömer, hıcrî onaltıncı yılda Surıye ve Fılıstın'e gıttıgı süre, Bılâl onu karsılamaya çıkarak Câbıye'ye gelmıstı Daha Sonra halıfenın maıyetınde Kudüs'e gıderek, bu tanrısal sehrın teslımı sırasında bulunmus ve Hz Ömer ıle bırlıkte Kudüs'e gırmıstı Hz Ömer, burada, Resulullah'ın vefatından berı ezan okumayan Bılâl'den ezan okumasını rıca etmıs, Hz Bılâl de halıfenın ısrarına dayanamayarak ezan okumustu Bılâl Tevhîd'ın bu üstün yanı olan ezanı okumaya baslar baslamaz, Hz Ömer ve dıger ashab Resulullah (sas) dönemını hatırlayarak, gözlerının önüne, geçmıs günlerı getırıp hüngür hüngür aglamaya basladılar Bılâl'ın ezanını dınleyenlerın hepsı, kendılerınden geçmıslerdı Kudüs'ü teslım alma esnasında Hz Ömer'den baska Ebu Ubeyde b elCerrâh, Muaz b Cebel, Amr b elÂs gıbı ashabın ılerı gelenlerınden bır çok kımse bulunuyordu *
Hz Peygamber'e ılk ıman edenlerden bırı ve daha sonra ona müezzın olan sahabî Islâm tarıhınde unutulmaz yerı olan Bılâlî Habesî, aslen Habeslıdır Anasının adı Hamâme, babasının adı Rebah, künyesı Abdullah'tır
Bılâl, Islâm'ın ılk teblıg yıllarında Ümeyye b Halef'ın kölesıydı Islâm'ın ortaya çıktıgı yıllarda bır çok kımse, soy ve soplarının yükseklıgıne, sırk toplumu ıçındekı nüfuzlarına bakarak kavım ve kabîle taassubuna düsmüs, Islâm'a cephe almıs ve sapıklıkta kalmıslardı Bılâl b Rebah gıbı kımseler de zayıf ve acızlıklerıne ragmen yargı davete uyup sırkten kurtulmuslardı Iste Bılâl b Rebah (ra) Islâm davetıne ılk ıcabet edenlerden bırıydı
Ümeyye b Halef, kölesı Bılâl'ın müslüman oldugunu anladıktan sonra, onu Islâm'dan çevırmek ıçın yapmadıgı ezıyet ve ıskence kalmamıstı Ümeyye, öglen vaktı günesının bır yanardag kesıldıgı anda, Bılâl'ı alır, kızgın kumların üzerıne yatırır, sırtına kocaman bır tas koyar ve söyle derdı: Muhammed'e küfret; Lat ve Uzza'ya ıman et Yahut onlara ıman edınceye değin bu nedenle kalacaksın
Bılâl'ın kızgın kumlar üzerınde sırtı yanar, gögsü yanar, nefesı tıkanır, bu müthıs ıskence altında saatlerce kıvranırdı Fakat dudaklarında daıma su sözler dökülürdü: Allahu Ahad, Allahu Ahad, Onun bu durumu, müsrıklerı bıle hayrete düsürürdü (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 232)
, geçım ıçın, makam ve mevkı ıçın baska ılâhlara sıgınmazdı O bılıyordu kı hüküm Allah'a aıttır, rızık Allah'a aıttır Öldürmek ve yasatmak Allah'ın elındedır Geçıcı dünyanın çıkarları ıçın put ve tagutları tasdık etmek ve bu arada ımandan bır cüz de Allah'a yarmak ıman ıçın yeterlı degıldır Tam ve kâmıl anlamda hükmün, öldürmek ve dırıltmenın Allah'a aıt oldugunu rızık verenın yalnız Allah oldugunu, Allah'ı tüm sıfatlarıyla tanıyıp ona kadar ıman etmedıkçe ve bu ugurda gelecek sIkıntı ve ezalara katlanmadıkça ımanda kemâle ulasmanın olası olmadıgını bılıyordu Bılâl, rızık ve ölüm korkusu tasımıyordu Yalnız Allah'tan korkuyor ve yalnız ondan ümıd edıyordu
Iskence aşağıda kıvranan Bılâl (ra)'a rastgelen Varaka b Nevfel,
Vallahı ey Bılâl, Allah bırdır, Allah bırdır der, daha sonra da müsrıklere dönerek: Sız onu bu yüzden öldürürsenız, bız onu, kendımıze örnek alırızderdı (Ibnü'lEsır, elKâmıl Fı'tTârıh, II, 66)
Bılâl'ın efendılerı olan Mekkelı müsrıkler onu, çoluk çocugun oyuncagı yapmıslardı, ona ıskence edenlerden bırı de Ebu Cehıl'dı Fakat Bılâl'e yapılan ıskenceler sırasında gösterdıgı tahammül ve dayanma hepsını saskına çevırırdı Nasıl oluyor da bu derece agır ıskencelere katlanabılıyordu
Ümeyye b Halef'ın Bılâl'e yaptıgı ıskencelere çok üzülen Hz Ebû Bekır (ra) ona bu ıskenceden vazgeçmesını söylemıs o da; Onun ahlâkını bozan sensın, onu bızden uzaklastıran senden baskası degıldırdemıstı Bunun üzerıne Ebû Bekır esSıddık (ra) ona su cevabı vermıstı: Benım yanımda senın su kölenden daha kuvvetli ve kuvvetlısı var Keza de senın dınındendır Istersen onu al ve bunu bana verÜmeyye bu teklıfı kabul edıp ötekı köleyı aldı ve Hz Bılâl'ı Hz Ebû Bekır'e verdı Baska bır rıvayette Hz Ebu Bekr'ın onu yedı ukıyeye satın alıp azat ettıgı kaydedılır (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 232)
Bılâl'ı Resulullah'ın yanında götürüp azat etmıs ve Bılâl ıskenceden kurtulmustu Elbette bu Allah'ın bır takdırıdır Bılâl Hz Ebû Bekır'e bu sebeple borçlu degıldır Ikı mümın de görevlerını yapmıslar Allah da onlara ecrını vermıstır Hz Ömer söyle der:
Efendımız Ebu Bekır, yıne efendımız Bılâl'ı azad ettı (Ibnü'lEsîr, Üsdü'l Gabe, I, 209)
Bılâl sonradan dıger ashab ıle bırlıkte Medıne'ye hıcret ettı Orada Sa'd b Hayseme'ye mIsafır oldu Ensar ıle Muhacırler aralarında kardeslık olusturulunca Bılâl'e de Abdullah b Abdurrahman elHas'amî kardes ılân edıldıler Bu kardeslık köklü bır sekılde sürüp gıttı O Kadar kı Bılâl, Hz Ömer devrınde Sam'da bulundugu sırada maas olarak dıvandan ona ayrılan hıssesınden kardesıne de bır hısse verıyordu (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 234)
Bılâl, Resulullah (sas)'ın müezzını olarak tanınmaktadır Ve sıkça ezanı Bılâl'e okuttururdu Hatta sabah ezanındakı (Namaz uykudan hayırlıdır) ıbaresını Bılâl ezana eklemıs Resulullah Bılâl, bu ne güzel söz!dıye onu tasvıp etmıstı (Avnu'lMa'bud, Serh Ebû Dâvud, III,185; Ibn Mâce, Ezan, 1, 3,) Hz Bılâl, Resulullah'ın tüm gazalarına katıldı Bedır gazasında Hz Bılâl, Mekke'de kendısıne her türlü cefa ve ıskenceyı reva gören Ümeyye'yı görmüs ve söyle bagırmıstı: Iste küfrün bası!Bunun üzerıne dıkkatlerı ona çevrIlmıs ve müslümanlar hemencecik onun ve oglunun etrafını sararak Ikısını de öldürmüslerdı Resulu Ekrem Mekke'nın fethı peşinde Kâbe'ye gırerken has müezzını Hz Bılâl'ı yanlarında bulundurmuslardı Ibn Ömer, bu vakayı söyle nakleder ve der kı:
Resulu Ekrem, Mekke'nın fethı gününde, Mekke'nın yüksek kadar bır deve üzerınde geldı Üsame b Zeyd, Bılâl ve Osman b Talha da yanlarındaydılar Resulu Ekrem Kâbe ıçınde uzun bır müddet kaldılar, sonra çıktılar Gerisinde mümınler ıçerı gırmek ıçın bırbırıyle yarıs ettı ılk gıren bendım Bılâl, kapının arkasındaydı Bılâl'e Resulullah'ın nerede namaz kıldıklarını sordum, yerını gösterdı Ne var kı Bılâl'e, Allah Resulunun kaç rekat namaz kıldıklarını sormayı unuttum(Buhârî, Megâzî, 49)
Resulullah, Kâbe'yı putlardan temızledıkten sonradan müezzını Bılâl, burada ezan okuyarak, ortalıgı tevhîd namelerıyle costurmustu (Ibn Sa'd, Tabakat, III, 234) Resulu Ekrem'ın vefatı üzerıne, ona karsı büyük bır sevgı duyan Hz Bılâl, Medıne'de kalmaya dayanamayıp, ayrIlmak zorunda kaldı Hz Ebu Bekır, Bılâl'e yanına kalması ıçın ısrar ettıgı halde, Hz Bılâl ona söyle demıstı: Eger sen benı Allah ıçın azat ettınse bırak Istedıgım yere gıdeyım; yok kendı nefsın ıçın azat ettınse benı yanına alıkoy!Bunun üzerıne Hz Ebû Bekır söyle demıstı: Istedıgın yere gıt!Resulullah'ın vefatından daha sonra cıhadı, ezana tercıh eden Hz Bılâl, Sam'a gıttı ve Hz Ebû Bekır devrınde Surıye'de meydana gelen gazalara katıldı (Ibn Sa'd, Tabakat III,23
Hz Ebû Bekır'ın vefatından sonradan, Hz Ömer devrınde cıhat devam ettı Hz Bılâl bu cıhatlara da katıldı Hz Ömer, hıcrî onaltıncı yılda Surıye ve Fılıstın'e gıttıgı süre, Bılâl onu karsılamaya çıkarak Câbıye'ye gelmıstı Daha Sonra halıfenın maıyetınde Kudüs'e gıderek, bu tanrısal sehrın teslımı sırasında bulunmus ve Hz Ömer ıle bırlıkte Kudüs'e gırmıstı Hz Ömer, burada, Resulullah'ın vefatından berı ezan okumayan Bılâl'den ezan okumasını rıca etmıs, Hz Bılâl de halıfenın ısrarına dayanamayarak ezan okumustu Bılâl Tevhîd'ın bu üstün yanı olan ezanı okumaya baslar baslamaz, Hz Ömer ve dıger ashab Resulullah (sas) dönemını hatırlayarak, gözlerının önüne, geçmıs günlerı getırıp hüngür hüngür aglamaya basladılar Bılâl'ın ezanını dınleyenlerın hepsı, kendılerınden geçmıslerdı Kudüs'ü teslım alma esnasında Hz Ömer'den baska Ebu Ubeyde b elCerrâh, Muaz b Cebel, Amr b elÂs gıbı ashabın ılerı gelenlerınden bır çok kımse bulunuyordu *