Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.
Günümüzdeki soğuk baklavanın birinci versiyonu olarak da kabul edebileceğimiz Sütlü Nuriye, bilhassa şerbetliyle sütlü tatlıların karması olarak her damağa hitap etmesiyle bilinir. Pekala, bu güzelim tatlının kim tarafından bulunduğunu biliyor musunuz? İşte rivayetlerin bir türlü bitmediği Sütlü Nuriye'nin öyküsü...
Kaynak: ...
Şu anki soğuk baklavanın birinci versiyonu desek asla sırıtmayacak olan Sütlü Nuriye, şerbetli ve sütlü tatlının fevkalade bir harmanı!
Bu sebeple 'ben yalnızca şu tatlıyı yerim' diyenler için tam bir kurtarıcı olan Sütlü Nuriye'nin birinci sefer kim tarafından bulunduğu hakkında çok sayıda rivayet var.
Hatta o denli ki Sütlü Nuriye hakkındaki rivayetler, başka tüm tatlılar hakkındaki rivayetleri sollayabilir.
İşte Sütlü Nuriye'nin bulunma öyküsü...
Sütlü Nuriye hakkındaki birinci rivayet 12 Eylül 1980 darbesine kadar uzanıyor.
Darbe sonrasında belediyeler bir mühlet askerler tarafından yönetilmişti. Bu süreçte baklava satın almaya giden bir paşa, baklava fiyatının çok yüksek olduğundan yakınır ve o devir İstanbul Belediye Başkanlığı misyonunda olan İsmail Hakkı Akansel'e bu husus hakkında şikayette bulunur.
Bu şikayetin akabinde baklavanın satış fiyatı için bir üst hudut belirlenir.
Üst sonun maliyetleri karşılamaması sonucunda öbür bir tahlil arayan baklavacılar, o devir fıstığın yarı fiyatına satılan fındıkla baklava gibisi bir tatlı yapıp, şeker kullanılan şerbet yerine süt kullanarak Sütlü Nuriye isimli bu tatlıyı üretti.
Sütlü Nuriye tatlısı hakkındaki en yaygın ve bilinen rivayet bu olsa da Sütlü Nuriye'nin 1980 değil de 8. yüzyıla kadar uzanan bir öbür bulunuş kıssası daha var. Olağan bu da bir rivayet...
Milattan evvel 8. yüzyıla uzanan bu rivayette Kuzey Mezopotamya'da yaşayan Asuriler, çok ince kestikleri fıstık kesimlerini hamurla karıştırdıktan sonra odun ateşinde pişirip, akabinde tatlanması için bal eklerlerdi.
Denizcilerin uğrak noktası olan bu bölgede yapılan ilkel tatlıyı yiyen pek çok denizci çeşitli limanlarda bu tatlıdan bahsetmeye başladı.
Şu anki İzmit Körfezi'nde yer alan liman kenti Astakos'a kadar namı yürüyen bu tatlıya yeni bir soluk katma kararı alan bölge halkı, tatlı için kullanılan hamuru kağıt kadar inceltip içine fıstık koyduktan sonra yuvarlayarak yeni bir hale soktu.
Bu biçimde uzun mühlet tüketilen tatlı, daha sonra bölgeye Ermeniler taşınması ile tarçınlı ve karanfilli versiyonlarıyla sık sık güncellendi.
Tatlı bu halde ortaya çıksa da isminin ortaya çıkışı da rivayete nazaran bu periyoda dayanıyor...
Bu bölgede yaşayan Manavlar ortasında yer alan Nuriye isimli bir bayan, tatlıya son halini veren hareket olan süt eklemeyi keşfederek isminin Sütlü Nuriye olmasını sağladı.
Daha evvel kuru bir biçimde tüketilen tatlı, süt eklenmesiyle hem tatlanmış hem de yumuşamıştır. Vakitle bölge halkı ortasında 'Sütlü Nuriye' olarak anılmaya başlanan tatlı, günümüze kadar ulaşan lezzetler ortasında yer alıyor.
Sizce hangi rivayet doğrudur?
