iltasyazilim
FD Üye
Ayasofya Müzesi Hakkında
Ayasofya Müzesi tarihi
Ayasofya Müzesi Hakkında Veri verir misiniz?
Ayasofya Müzesi İstanbul'da Bizans devrinden kalan en meşhur kilisedir 1453'te Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935'te müze oluncaya dek bu amaçla kullanılmıştır Büyük Kostantinos'un İstanbul'u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması esnasında bugünkü Ayasofya'nın yerinde bir kilise yaptırılmış, MS326 yıllarına rastlayan bu birincil yapıdan sonra MS 360'ta imparatorun oğlu Konstantinos ufak geldiği ya da bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır Büyük kilise (Megale Ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sayılan yapı V yüzyıldan sonradan daha fazla Hagia Sophia adıyle tanınmış ve bu ad ardına kadar yaşamıştır
404 tarihinde bir isyan esnasında yanan kilisenin yerine Theodosios II devrinde 415'te yapılan yenisinin bir takım kısımları bugünde görülmektedir Bu yapının batı yüzünü süslediği görünen o ki sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü Ayasofya'nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır
532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos'un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üstüne, devrin iki kayda değer mimarından Aydınlı Anthemios ile Miletoslu İsidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en varlıklı şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun Ey Süleyman seni geçtimdemesine sebep olacak dek etkileyici olmuştu
Zaman içerisinde çoğu yangın ve zelzele atlatan Ayasofya, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet kadar camiye çevrilmiş birincil Cuma namazı burada kılınmıştı Camiye çevrilmesi esnasında yapının başlıca çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır Bunlar fakat Kanuni devrinde badanayla örtülmüştür Güneydoğudaki büyük yardım duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir Sultan İkinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, Sultan İkinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir Mimar Sinan'ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne değin ulaşabilmesini sağlamıştır
Bu yapının çevresinde Bizans devrinden kalan ilave yapılar vaftizhane ve define dairesidir Bu ilave yapılardan vaftizhane Osmanlı devrinde Sultan Mustafa ve İbrahim'in türbesi olmuş, Sultan İkinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa göre yapılmıştır Keza Sultan Üçüncü Mehmed'in kendi türbesi, bir mektep binası, Sultan Birinci Mahmud döenminden özellikler içeren bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır
Ayasofya, çoğu özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, dağıtılmış devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır Mimari ve dekor zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır *
Ayasofya Müzesi tarihi
Ayasofya Müzesi Hakkında Veri verir misiniz?
Ayasofya Müzesi İstanbul'da Bizans devrinden kalan en meşhur kilisedir 1453'te Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u almasıyla camiye çevrilmiş, 1935'te müze oluncaya dek bu amaçla kullanılmıştır Büyük Kostantinos'un İstanbul'u imparatorluk merkezi haline getrip kenti yeni baştan ele alması esnasında bugünkü Ayasofya'nın yerinde bir kilise yaptırılmış, MS326 yıllarına rastlayan bu birincil yapıdan sonra MS 360'ta imparatorun oğlu Konstantinos ufak geldiği ya da bir depremde yıkıldığı için yapıyı yeni baştan daha büyük olarak ele aldırmıştır Büyük kilise (Megale Ekklesia) adıyle anılan ve bazilikal bir plan gösterdiği sayılan yapı V yüzyıldan sonradan daha fazla Hagia Sophia adıyle tanınmış ve bu ad ardına kadar yaşamıştır
404 tarihinde bir isyan esnasında yanan kilisenin yerine Theodosios II devrinde 415'te yapılan yenisinin bir takım kısımları bugünde görülmektedir Bu yapının batı yüzünü süslediği görünen o ki sütunlu galeri ile narteks duvarlarını bir kısmı 1935 yılında yapılan kazılarla bugünkü Ayasofya'nın batı avlusunda ortaya çıkmıştır
532 yılında çıkan yangından Ayasofya kurtulamamış, ayaklanmadan sonra Justinianos'un çağında ikinci bir örneği olmayacak büyüklükte ve özellikte bir yapı istemesi üstüne, devrin iki kayda değer mimarından Aydınlı Anthemios ile Miletoslu İsidoros sorumluluğu yüklenmişler, yangınların etkileyemeyeceği her türlü malzemenin en varlıklı şekilde kullanılacağı bir kilisenin yapımına girişmişler 537 tarihinde tamamlanan yapı, büyük bir açılış töreninden sonra imparatorun Ey Süleyman seni geçtimdemesine sebep olacak dek etkileyici olmuştu
Zaman içerisinde çoğu yangın ve zelzele atlatan Ayasofya, 29 Mayıs 1453'te İstanbul'un Türkler tarafından alınmasından sonra Fatih Sultan Mehmet kadar camiye çevrilmiş birincil Cuma namazı burada kılınmıştı Camiye çevrilmesi esnasında yapının başlıca çizgileri korunmuş, figürlü mozaiklere bile dokunulmamıştır Bunlar fakat Kanuni devrinde badanayla örtülmüştür Güneydoğudaki büyük yardım duvarların Fatih devrinde yapıldığı, ayrıca tuğla minarenin eklendiği kabul edilir Sultan İkinci Bayezid devrindeyse kuzeybatıdaki ince minare, Sultan İkinci Selim devrinde de Mimar Sinan tarafından batıdaki iki kalın minare eklenmiş ve yer yer dayanaklarla kuvvetlendirilmiştir Mimar Sinan'ın yaptığı dayanaklar ve onarımlar yapının bugüne değin ulaşabilmesini sağlamıştır
Bu yapının çevresinde Bizans devrinden kalan ilave yapılar vaftizhane ve define dairesidir Bu ilave yapılardan vaftizhane Osmanlı devrinde Sultan Mustafa ve İbrahim'in türbesi olmuş, Sultan İkinci Selim türbesi Mimar Sinan, Sultan Üçüncü Murad türbesi de Davut Ağa göre yapılmıştır Keza Sultan Üçüncü Mehmed'in kendi türbesi, bir mektep binası, Sultan Birinci Mahmud döenminden özellikler içeren bir şadırvan ve imaret yapının çevresinde yer alır
Ayasofya, çoğu özelliğiyle uzun yıllar birçok mimarı etkilemiş, dağıtılmış devirlerde gördüğü ek ve onarımlarla bugünkü şeklini almış bir yapıdır Mimari ve dekor zenginliğinin yanı sıra her devirde eklenen efsaneleriyle de büyük bir geçmişi içinde saklamaktadır *
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.