Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Atomların Dunyası Metafizik

Atomların Dunyası Metafizik
0
91

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
ATOMLARIN DOĞASI

Boşluk hakkında bu kadarı yeterli Şimdi, maddeye gelince, Lucretius, (1) yaratılmamış lığına ve (2) yok olmazlığına ek olarak, onun (3) sonsuz (4) coklukta (5) kucucuk ama (6) bolunmez parcacıklardan, yani atomlardan oluştuğunu ileri surdu İlkin cokluk argumanını ele alalım Lucretius ’un argumanı şudur: bir parcacıklar cokluğu olmaksızın değişme hakkındaki eski ikilemin hicbir cozumu mumkun olmaz; bu guclukler boyle bir cokluk sayesinde cozulebilir Bu yuzden, bir bakıma, onun cokluğun varoluşuna ilişkin temel argumanı, basitce, bir butun olarak alınan teorinin acıklamaya calıştığı fenomenleri acıklamadaki başarısıdır Fakat bu arguman, daha en baştan, yani daha ilk ilkeler koyulur ve kanıtlanırken one surulseydi ikna edici olmazdı Buna gore, bu evrede sunulan fiili arguman, sıkıştırıla bilirlik veya basınc gibi ampirik olgulara bir başvurudur Diyelim ki bir sunger katı, surekliliği olan bir madde olsaydı, sıkıştırılamazdı Dolayısıyla, sunger boş mekanın birbirinden ayırdığı kucuk madde parcacıklarından oluşur Sıkıştırmabasit olarak bu madde parcacıklarını birbirine yakınlaşmaya zorlamaktır Başka deyişle, bircilik kabulu temelinde, sıkıştırıla bilirlik gibi fenomenler acıklanamazlar ve dupeduz yanılsama olarak kayıttan duşulmek durumundadırlar; bununla birlikte, bir parcacıklar cokluğu kabulu temelinde bu fenomenler acıklanabilirler

imagesatomlarindunyasimetafizik5af70d5a5ca97

Atomcuların duşunduğu şekliyle cok, nitelikce farklı ceşitli turlerin eski cokluğu değildir Parcacıklar nitelikce aynıdır (daha doğrusu, onların sıcak ya da soğuk, yaş ya da kuru vb gibi hicbir niteliği yoktur) ve yalnızca şekilce ve buyuklukce farklıdır


Parcacıkların sayısına gelince, Lucretius onların sonsuz sayıda olmak zorunda olduklarını savundu Mekan (verilmiş olan argumana gore) sonsuz olduğu icin, ne kadar buyuk olursa olsun sonlu sayıda parcacık mekan icerisinde kaybolurdu ve atom topluluklarının carpışmasıyla oluşan bizimki gibi bir dunyanın meydana gelme olasılığı sonsuzca kucuk olurdu Dilediğiniz kadar cok sayıda bilardo topunun bilardo masası uzerinde hareket halinde olduğunu gozunuzun onune getirin Şimdi de masanın alanının buyumekte olduğunu duşunun Masa buyudukce topların birbirleriyle carpışma olasılığı gitgide kuculur ve eğer masa sonsuzca buyuk hale gelirse, Lucretius ’un iddiasına gore, olasılıklar sonsuzca kucuk hale gelir Fakat apacık ki Lucretius bu noktada durup kalmadı: dunya var olduğu icin carpışmalar da vardır Dolayısıyla, var olan parcacıkların sayısı sonsuzca cok olmak zorundadır Bu arguman, Lucretius ’un belirttiği gibi, atomların, usta bir bilardo oyuncusunun bilardo toplarını duzenleyebileceği şekilde ongoru sahibi bir zihin tarafından duzenlenmediğini varsayar Boyle bir oyuncunun varlığı, hic kuşkusuz, cok buyuk bir masada bile, olup biten carpışma olasılıklarını arttırırdı Fakat Lucretius, ongoru sahibi bir zihin duşuncesini zaten kendi fizik ’inin ilk i1kesi7 temelinde reddetmişti


Bir sonraki adımda, Lucretius, buyukluk bakımından farklı olsalar da, parcacıkların hepsinin cok kucuk olduklarını ileri surdu Ruzgar, diye akıl yurutuyordu, gercektir ve gerceklik parcacıklardan ibarettir; ruzgarı oluşturan parcacıkları goremediğimiz icin, onlar cok kucucuk olsalar gerektir Yine, diyelim ki bir gul burunlarımıza temas ederek kokularını deneyimlememize neden olan parcacıklar yaydığı icin, koklama duyumu meydana gelir Kendilerini goremediğimiz icin, bu parcacıklar da cok kucucuk olsalar gerektir Benzer bir şekilde, taşlar cok yavaş aşındıklarından, ana kutleden ayrılan parcacıklar cok kucucuk olsa gerektir, vb

Lucretius ’un temel ilkelerinden sonuncusu şuydu: atomlar cok kucucuk olsalar da, sonsuzca kucuk değillerdir O, yok olmazlık hakkındaki argumanlar gereği sonsuz bolunebilirliğin kuraldışı 01duğunu savunuyordu, cunku kendisinde bolunmenin durduğu bir en kucuk parca var olmadıkca, parcacıklar eninde sonunda kaybolup yokluğa giderlerdi Aşağıdaki arguman aynı zamanda Parmenides ’in etkisini de sergiler:

Sayısızca bolunurdu en kucuk govdeler bile boyle temel parcaları olmasaydı, sonsuza dek surup giderdi bolunme Butun bir evrenle en ufak temel parcanın ne ayrımı kalırdı? Karşı cıkar bu goruşe doğru akıl yurutme, bizi kendi yoluna ceker ve der ki: Temel parcalar vardır bolunemeyen bunların varlığını benimsemek… zorundasın



Demek ki, Lucretius'un Demokritos fiziğinin temel ilkelerine ilişkin uyarlaması işte bunlardır Lucretius, maddi parcacıklar ve boş mekan varsayımından hareketle, her turlu niteliksel değişime uğrayan tikel şeyler dunyasının nasıl acıklanabileceğini gostermeyi hedefledi Fakat bunu yapabilmek icin harekete de gereksinimi vardı: Doğa iki ogeden oluşur cisimlerden ve bu cisimlerin yerleştiği, icinde değişik yonlerde devindikleri boşluktan?“

imagesatomlarindunyasimetafizik5af70d5bc554e
Atomcuların hareket goruşunu tartışmadan once genel bir yorum yapılmalıdır Lucretius'un gercek olduğunu ileri surduğu şeyler, varoluşlarına dolaysız duyu algısından ziyade bir akıl yurutme cizgisiyle ikna edilmemiz anlamında zihinseldirler (Biz hicbir zaman atomları ya da boş mekanı gormeyiz; onlar, gorduğumuz şeyleri acıklamak icin geliştirilen kurgulard1r) Ama yine de Lucretius onları kararlı bir şekilde duyu deneyimi cercevesinde duşundu Bu yuzden, ona gore, cisim dokunulabilen şeydir ve mekan dokunulamayan şeydir Ya da yine, cisim, etkide bulunan ya da etkilenen şeydir; mekan ise bu etkinin yeridir Fakat bir duyum (dokunulabilirlik hissi) cercevesinde tanımlanan cisim, Parmenidesci mantığın gerekleri cercevesinde tanımlanan cisimden tamamen farklıdır Ne yazık ki, Lucretius sıradan deneyimin cisimleri ile kendi fizik teorisinin ozel olarak tanımlanan cisimi arasındaki acık ayrımı gormeyi başaramadığı icin, ilkinin karakteristiklerini ikincisine yukledi Bu, daha Once kuşkusuz cok daha kaba bir bicimde Herakleitos ’un soyut oluş surecini maddi ateşle ozdeşleştirmesinde karşılaştığımız, soyut duşunce tarzından somut tasavvura dayalı duşunce tarzına kayma eğiliminin bir orneğidir Bu duşunce tarzı, soz gelimi şimdi ele alacağımız hareket acıklamasında Lucretius'u daha fazla sıkıntıya sokacaktı
 

Similar threads

Spermata Ne Demek Tohumlar Antik Cağ Yunan felsefesinin cok onemli terimi ilkin atomcu Anaksagoras tarafından kullanılmıştır Empadokles, evrenin dort oğe ’den oluştuğunu ileri surerken bu oğelerin pek kucuk parcacık (Yu Morion) ’lara bolunmuş ve yan yana dizilmiş olduğunu soyluyordu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
299
Ay Hakkında Kısa Bilgiler Ay'ın Genel tarifi: Ayın capı yaklaşık 3476 km olup, dunya capının % 27'si, yuzolcumu dunyanın yuzolcumunun % 7,4'u, hacmi ise dunya hacminin % 2'si kadardır Yoğunluğu santimetrekupte 3,31 gramdır Dunyanın ise 5,52 gramdır Bundan anlaşılıyor ki, ayın yoğunluğu...
Cevaplar
0
Görüntüleme
108
Fizikte dort temel kuvvetin acıklanarak kullanıldığı yerler nereleridir? Fizikte dort temel kuvvetin acıklanarak kullanıldığı yerler Temel kuvvetleralanlar Kutlecekim kuvveti Elektromanyetizma Zayıf nukleer kuvvet Guclu nukleer kuvvet Kutlecekim kuvveti Kutle ya da kutle...
Cevaplar
0
Görüntüleme
142
Atom yapısı konu anlatımı Atom nedir Atom Modelleri ;Elementlerin tum ozelliğini gosteren en kucuk parcasına atom denir Atomu oluşturan parcacıklar farklı yuklere sahiptir Atomda bulunan yukler; negatif yukler ve pozitif yuklerdir Atomu oluşturan parcacıklar: * Cisimden cisme elektrik...
Cevaplar
0
Görüntüleme
166
Nukleer Enerji Proje Odev Nukleer Enerji, Kimya Proje Odevi Nukleer enerjinin tarihcesi yararları ve zararları 1934' de İtalyan bilim adamı Enrico FERMİ Roma'da yaptığı deneyler sonucu notronların coğu atom turunu bolebileceğini bulduUranyum notronlarla bombalandığında beklediği elementler...
Cevaplar
0
Görüntüleme
114
858,505Konular
982,791Mesajlar
33,075Kullanıcılar
Üst Alt