Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Ateistlerin soruları

Ateistlerin soruları

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Sual: 1 Allah neden önceki ilahi dinlerin bozulmasını önlemedi de yeni bir ilahi din getirme ihtiyacı hissetti?
CEVAP
Allah sorguya çekilecek makam değildir Niye bunu böyle yaptın diye kimsenin soru sormaya hakkı yoktur Nasıl isterse öyle yapar Niye melek yarattı? Niye insanları imtihan ediyor? Niye çeşitli dinler gönderdi? Bunları kimse soramaz, öyle istemiş öyle yaratmıştır Önceki dinler bozulduğu için yenisini göndermemiştir Mesela daha önce iç yağı yemek helal idi, Hz Musanın kavmine haram etti Daha sonra İsa aleyhisselamın ve Muhammed aleyhisselamın dininde ise helal etti Bozulduğundan dolayı değil, öyle istedi İçki de daha önceki dinlerde haram değildi Muhammed aleyhisselama gönderdiği dinde bunu haram etti Hem de bir anda değil, yavaş yavaş, toplumu alıştıra alıştıra haram etti Bu onun bileceği iş, niye diğer dinlerde haram etmedi de son dinde haram etti? Hiç de haram etmeyebilirdi Öteki dinlerde haram olmadığı gibi bizim dinimizde de haram olmazdı Kıble de farklı idi Mülk onundur dilediği gibi kullanır Niye böyle demeye kimsenin hakkı yoktur 2Madem Kur’anı muhafaza etmeyi başardı onları da koruyabilirdi

CEVAP
Başardı tabiri çok çirkindir Çünkü başarmak yorularak bir iş yapmaktır Allah (Ol) der demez olur Bir karınca, bir buğday danesi yaratamayan insanın, Allahü teâlânın, bu muazzam kâinatı yaratmasına (başardı) gibi bir tabir kullanması çok çirkindir Ol der demez hemen olur İnciller bozulup değiştirildiği için yeni bir din gelmedi, Allah öyle istedi Ama İnciller de değişti Onun yeni bir din gelmesiyle ilgisi yoktur 3Ve Kur’anın bozulmadığının delili nedir?

CEVAP
İlkokul talebesine, yüksek matematikten bahsedilince anlamaz Kur'andaki nazmı bilmeyene bunu anlatmak imkansız Kur'andaki ölçüleri bilen kimse böyle bir iddiada bulanamaz Belli bir kalıpla aruz vezni ile yazılan bir şiirin benzerini yazmak mümkün, fakat Kur'anınki mümkün değil Bu bir mucizedir, kimse yapamaz Bunu iddia eden ateistlere soralım: (Haydi bir benzeri meydana getirin!) Getiremezler, getirmeleri de mümkün değildir Ölçüler bozulur, insan sözü olduğu hemen meydana çıkar, bunu da ancak ehli bilir Allahü teâlâ da; her milletin kıymet verdiği şeylerde mucizeler gönderdiği için, Muhammed aleyhisselama da benzeri yazılamayacak olan bir kitap gönderdi İnatçı kâfirler hariç, bir çok edip, bunun insan sözü olmadığını, Allahın kelamı olduğunu anlayıp iman etti Bir benzerini hiç kimse söyleyemedi Kur'anı kerimde mealen, (Bu Kur'anın Allahın gönderdiğinde şüpheniz varsa, haydi onun benzeri bir sure meydana getirin Yardımcılar da bulsanız, bunu yapamazsınız) buyuruluyor (Bekara 23)

Bir başka âyette de, buyuruluyor ki:
(De ki: “İnsanlar ve cinler, birbirine yardımcı olarak bu Kur’anın bir benzerini ortaya koymak için bir araya gelseler, and olsun ki, yine de benzerini ortaya koyamazlar) isra 88

Düşmanlar, yıllarca uğraştıkları hâlde onun benzerini bugüne kadar meydana getiremediler

Peygamber efendimiz ümmi idi, okur yazar değildi, kimseden birşey okumamış, öğrenmemiş, hiçbir şey yazmamıştı Allahü teâlâ, Peygamber efendimize buyuruyor ki:

(Sen Kur'an gelmeden önce bir kitap okumuş ve elinle onu yazmış değildin Eğer öyle olsaydı müşrikler Kur'anı kerimi, başkasından öğrenmiş veya önceki semavi kitaplardan almış derlerdi) Ankebut 48

Evet, ateistlere söylüyoruz, bir sure meydana getirsinler, Kur'andaki nazma uydurmaya çalışsınlar Bu yapılamadı, yapılamaz da, yapılamayacaktır da Bu da Kur'anın insan sözü olmadığının bir isbatıdır

4 Muhammedin aleyhisselam Kur'anı uydurmadığının delili nedir?

CEVAP
Yukarıdaki âyetlerde de yazılı Okur yazar olmayan birinin dünyaya meydan okuması kendi yazmadığına delil değil midir? Ayrıca çeşitli mucizeler göstermesi de onun peygamber olduğunu gösterir Miraca gittiğinde bütün kâfirler onu imtihan etti, o da başka zaman görmediği Mescidi Aksa’yı kaç penceresi olduğuna kadar tarif etti Bin kadar mucizesi görülmüştür 5Madem her şeyin bir yaratıcısı var nasıl olur da Allahın bir yaratıcısı olmaz, durup dururken nasıl olur da bir şey var olur Bir şekilde sebep sonuç ilişkisi olması gerekmez mi?

CEVAP
Aynı soruyu size soruyoruz Ortada bir gerçek, bir kâinat, bir dünya var Madem sebep sonuç ilişkisi var Bu kâinatı kim yarattı? Tabiat derseniz, tabiatı kim yarattı? Madem kendiliğinden bir şey olmuyor, öyle ise bunları kim yarattı, ne derseniz tekrar sorarım, onu kim yarattı? Gördünüz mü cevap vermeniz imkansız

Eğer aşağıdaki yazıyı anlayabilirseniz mesele kalmaz Meselenin aslı ise şöyledir:
Allahın yaratma gücünü anlamak için Allahü teâlâyı ve bütün sıfatlarını iyi bilmek gerekir Allahü teâlânın kıdem sıfatı da vardır Yani evveli yoktur, yaratık, yani mahlûk değildir Allahın yarattığı her şey mahlûk olur (Allah, evveli olmayan, yani kıdem sıfatlı bir varlık, yani bir ilah yaratabilir mi?) demek tenakuz çelişki olur Yaratılan şey yaratıktır, mahlûktur (Bir şey yarat ki, mahlûk olmasın!) denmez Çünkü yaratılan şey mahlûk olur Mahlûk olan şey de yaratıcı olmaz Onun için, (Allah kendisi gibi yaratıcı olan bir ilâh yaratabilir mi?) sözü, mantıksız, çelişkili bir sözdür

Her yaratık, bir yaratıcı tarafından yaratıldı gerçeği kabul edilmezse, inanmayan da bu işe cevap veremez Mesela bir kimse, ben nereden geldim dese, bu sırası ile Hz Adem’e kadar gider Ondan sonra, Onun topraktan yaratıldığı, toprağı da Allah’ın yarattığı anlaşılır İnanmayanların dediği gibi, Allah’ı da başka bir ilah yarattı denirse, bu çok yanlış olur, çünkü, bu sefer de onu kim yarattı denir Onu da bir başkası yarattı denirse, bu sefer peki onu kim yarattı denir Bu sonsuza kadar böyle sürüp gider, bir netice alınamaz Her şeyin bir sebebi vardır Bu sebepleri kendisinin sebebi ve başlangıcı olmayan biri yaratabilir o da Allah’tır

İmamı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki:
Allahü teâlâ, zamanlı, mekânlı, cihetli değildir Bir yerde, bir tarafta değildir Zamanları, yerleri, cihetleri O yaratmıştır Bir şey bilmeyen, Onu Arş’ın üstünde veya yukarıda gökte sanır Arş da, yukarısı da, aşağısı da Onun mahlûkudur Sonradan yaratılan bir şey, kadim ezeli olana yer olamaz Allah, madde, cisim, araz, yani hâl değildir Benzeri, ortağı, zıttı yoktur Bildiğimiz, düşünebileceğimiz şeyler gibi değildir Nasıl olduğu anlaşılamaz, düşünülemez Hatıra gelen her şey yanlıştır Allahü teâlâ, kâinatın ne içinde, ne de dışındadır İçinde, dışında olmak, var olan iki şey arasında düşünülür Hâlbuki kâinat, hayal mertebesinde yaratılmıştır Hayal mertebesindeki âlemin devamlı var görünmesi, Allahü teâlânın kudreti ile oluyor

Bir filmdeki cansız resimler, aynen canlı gibi hareket etmektedir Bir kimse hayal kursa, hayalinde çeşitli işler yapsa, (Bu kimse, hayalinin içindedir, dışındadır) denemez Çünkü hayal gerçek değildir Rüya da hayale benzer Rüya gören kimse, rüyasının ne sağındadır, ne solundadır Rüyasında yer, içer Hatta rüyasında rüya bile görür Allahü teâlânın kudreti ile hep devam etse, insan rüyayı gerçek bilir, rüyadan başka hayat yok zanneder İçinde bulunduğumuz dünya hayatı da bir rüyadan ibarettir Demek ki; kâinat hayal mertebesinde yaratıldığı için bize var gibi görünmektedir Ezelî ve ebedî var olan yalnız Allahü teâlâdır
 
858,505Konular
982,724Mesajlar
33,057Kullanıcılar
yaramaz61Son üye
Üst Alt