Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

atatürkün siyasi alanda yaptığı inkılaplar nelerdir?

Hoş geldin! opel45 tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
atatürkün siyasi alanda yaptığı inkılaplar nelerdir?

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Saltanatın Kaldırılışı

Milli kurtuluş hareketinin tüm cephelerde başarıya ulaşması
ardından, düşman ülkeler uzlaşma görüşmeleri için teklifte
bulunmuşlardır Barıştırma görüşmelerine Ankara Hükümeti'nin yanı sıra
İstanbul Hükümeti de gösteri edilmiş, bu nedenle Milli Meclis'e bir tezgah
kurulmaya, kapan hazırlanmaya çalışılmıştır Bu doğrultuda, İstanbul
Hükümeti'nin sadrazamı Tevfik Paşa, Ankara'ya, Türkiye Büyük Insanlar
Meclisi Başkanı Mustafa Kemal'e bir telgraf çekerek müşterek hareket
etmeyi öneri etmiştir
Sonuç Olarak TBMM, İstanbul'daki işgal kuvvetlerine bir yazı göndermiş,
barışma konferansına katılabileceklerini, lakin İstanbul Hükümeti'yle
karşılıklı hareket etmelerinin mümkün olmadığını bildirmiştir Çünkü, Tevfik
Paşa'nın teklifini benimsemek, Anadolu'da gerçekleştirilen Kuvayi
Milliye hareketine, İstanbul Hükümetini de ortak etmek olacaktı
Konunun hemencecik akabinde Mustafa Kemal, 30 Ekim 1922'de TBMM'yi
toplayarak saltanatın kaldırılması yönünde çalışmaları başlatmıştır
Fakat meclis içindeki bazı üyeler saltanatsız iktidar ve hilafet
olamayacağıgörüşünü savunarak bu girişimi engellemeye
kalkışmışlardır Bu engellemelere rağmen, Mustafa Kemal'in konunun
önemini ve hassasiyetini bildiren konuşmasından daha sonra hakimiyetin
aldırışsız ve şartsız milleteait olduğu kabul edilmiş, 3 Kasım 1922
günü, saltanat kaldırılmıştır

Cumhuriyet'in Kuruluşu

İstanbul Hükümeti'nin, işgal kuvvetlerinin 'kukla yönetimi' durumunda
olması ve bu hükümet kadar Mustafa Kemal ve arkadaşları tarafından
Anadolu'da kurulan milli hükümete aleyhinde alınan cephe, bir zaman sonra,
kimin yönetimde olacağı sorusunu gündeme getirmiştir Benzer problem TBMM
içinde de kendini göstermiş, bir takım üyelerin saltanat ve hilafeti yaşatma
düşüncesinde oldukları görülmüştür Yeniden saltanat ve hilafete
dönülürse, verilen uğraş boş yere gitmiş, milletin hakimiyeti bitmiş
sorumsuz yönetime geçmiş ve geriye dönülmüş olacaktı Ancak reformcu ve
inkılapçı düşünceyi kendine şiar edinen Mustafa Kemal'in bu
fikirlerinden imtiyaz vermesi beklenemezdi:
25 Nisan 1920 tarihinde TBMM, Mustafa Kemal, Celaleddin Arif, Cami
Bey, Fevzi Paşa, İsmet Buey, Hamdullah Suphi ve Hakkı Behiç göre
oluşan bir yürütme komitesi seçerek 1 Mayıs 1920'de kabul edilen 5
maddelik bir kanunla seçilecek olan hükümetin seçiliş ilkeleri
belirlenir Kısa bir süre sonra da yapılan bir değişiklikle bakanların
Millet Meclisi Başkanı tarafından gösterilecek adaylar arasından seçimi
kabul edilir Bu dilekçe ile artık 'milletin hakimiyetine' dayanan bir
hükümet yapısı kabul edilmiş olacaktır
Meclis'in yenilenmesi için yapılan seçimler sonucu I dönem
milletvekillerinin çoğu değişmiş, hakimiyetin millette olduğuna inanan
milletvekilleri, II dönem çoğunluk olmuşlardı Dolayısıyla artık
Cumhuriyet'in kurulmasına müsait bir zemin vardı Keza Meclis'teki
durum, ve ayrıca de Fethi Bey kabinesinin 27 Ekim 1923'te istifa etmesi
sonucu ortaya çıkan hükümet boşluğu, Mustafa Kemal'i harekete geçirmiş
ve Türk Milletinin karakterine yerinde olan Cumhuriyet, 29 Ekim 1923 günü
duyuru edilmiştir
Mustafa Kemal, bu gelişmenin ardından Türkiye Cumhuriyeti'nin
başkanlığına getirilmiş, İsmet (İnönü) Bey'i de başbakanlığa atayarak
kabineyi kurdurmuştur Atatürk aşağıdaki sözleriyle de yönetim şeklini
açıklamıştır:

Bugünkü hükümetimiz direkt milletin kendi kendine,
kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükümetidir ancak, onun adı
Cumhuriyet'tir Bundan Böyle hükümetle insanlar arasında geçmişteki ayrılık
kalmamıştır Hükümet millet, halk müziği hükümettir
Türk Milletinin yaratılış ve şiarına en yerinde olan idare Cumhuriyet
idaresidir Türk Milleti hakimiyetini şümullü bir surette belirten yeni
idareye kavuşuncaya değin tekrar tekrar mevcut kurumların siyasetlerine yabancı
kalmıştır

Hilafetin Kaldırılışı

Halifelik makamı, Darı hükümdarı Kansu Gavri'de, işlerliğini kaybetmiş
bir şekilde, göstermelik olarak duruyordu Yavuz Sultan Selim'in 1517
tarihindeki Ridaniye Seferinden sonradan Türkler'e geçen halifelik bu
tarihten sonradan her tarafta güç kazanmıştır Hilafet makamı, Osmanlı
İmparatorluğu'nun kuvvetli olduğu dönemlerde dünya Müslümanları üzerinde
etkili olmuştur Ama, zayıflama döneminde, devlet bu gücü kullanamaz
ülkü gelmiştir
Ulusal Meclis göre saltanatın kaldırılmasıyla hilafet makamına
getirilen Abdülmecit Efendi'nin, kendine kanunla verilmiş olan
sıfatlarının haricen han, peygamber halifesigibi sıfatları da
kullanması, padişah gibi davranması ve cuma selamlıklarında gövde
gösterisi yapması, yurtdışından kışkırtıldığı açık açık belirlenmiş olan bu
tartışmalara Mustafa Kemal'in yakın arkadaşlarının da katılması,
ortalığı karıştırmaya başlamıştı Bu koşul genç Cumhuriyet'i tehlikeye
sokmaya başladığından, 3 Mart 1924 tarihinde, TBMM'de bahşedilen bir kanun
teklifi ile hilafet makamı ortadan kaldırılmış, Osmanoğulları soyu yurt
dışına gönderilmiştir Bu önemli durumu Atatürk şu sözleriyle açıklar:

Baylar; açık ve kesin söylemeliyim ancak, İslamları, bir halife
heyulasıyla işgal ve iğfal gayretinde bulunanlar, yalnız ve ancak
İslamların ve özellikle de Türkiye'nin düşmanlarıdır Böyle bir oyuna
hayal bağlamak yalnız ve oysa cahillik ve gaflet eseri olabilir
*
 
858,505Konular
982,690Mesajlar
33,051Kullanıcılar
TahirGunduzSon üye
Üst Alt