Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Atatürk'ün Döneminde Yapılan İnkılaplar

Atatürk'ün Döneminde Yapılan İnkılaplar
0
121

nicebayan

FD Üye
Katılım
Ara 24, 2016
Mesajlar
94,678
Etkileşim
2
Puan
38
Yaş
37
Web sitesi
nicebayan.com
F-D Coin
95
Atatürk Döneminde Yapılan Yenilikler


Atatürk'ün Zamanında Yapılan İnkılaplar Nelerdir


Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

Saltanatın kaldırılma nedenleri: Lozan görüşmelerine çağrılarak ikilik yaratmayı önleme Kurtuluş Savaşında padişahın negatif tutumu ve M Kemalin yeni kurulan devlette saltanat yerine Cumhuriyeti istemesidir

Lozana İstanbul hükümeti de çağrılınca M Kemal Lozan Antlaşması öncesi saltanatla halifeliği ayırarak saltanatı kaldırdı Son padişah Vahdettin ülkeyi terk edince halife olarak Osmanlı soyundan gelen Abdülmecit Efendi halife oldu


Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)

Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Uzlaştırma Antlaşması'nın arkasından TBMM'de en fazla tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuyduAtatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun gerçek çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gün TBMM, yapılan işin çoktan doğmuş olan çocuğun adını belirlemekolduğunun milletvekillerine açıklanmasından sonra, saat 2030'da Tüzük değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti duyuru etti veoybirliğiyle alınan bu karardan sonradan cumhurbaşkanı seçimine geçerek, gene oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Türkiye Cumhuriyeti'nin birincil cumhurbaşkanı olarak seçti


Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

1 Kasım 1922'de saltanat ve halifelik birbirinden ayrılarak saltanat kaldırıldı ve halifeliğin yetkileri dinî konularla sınırlandırıldı Vahdettin'in ülkeyi terk etmesinden sonradan zamanla hükümetin talimatlarının dışına çıktığı görüldü Kendisini devlet başkanı gibi görmeye başladı Bu durum ise yeni rejim için bir tedirginlik kaynağı oluyordu Buna karşısında hemencecik tedbir alınması gerekiyordu Keza Türkiye'de gerçekleştirilmesi düşünülen inkılâpların yapılabilmesi için halifeliğin kaldırılması zorunlu idi


Uygar Kanun'un Kabulü (17 Şubat 1926)

Tanzimat Dönemi'nde hazırlanan Mecelle, bazı yenilikler getirmekle birlikte, şahısların yargı ve borçları, aile kurumu, işleyişi ve sona ermesi, mülkiyet ilişkileri, servet sorunları, kiralama, satın alma, ödünç verme, vb ilişkiler açısından, hakiki bir Uygar Kanun sayılamazdı Bu Nedenle İsviçre Uygar Kanunu örmek alınarak hazırlanan Uygar Kanun, 17 Şubat 1926'da TBMM'de kabul edilerek, yürürlüğe kondu Bunu, değişik temel yasalar ile, suç oluşturan hukuku alanındaki boşlukları gideren Suç Oluşturan Kanunu'nun kabul edilip (1 Mart 1926) yürürlüğe konması izledi


Tarikatların, Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)

Ilk Olarak yalnızca din konularıyla ilgilenen, ayrı hafıza sistemleri geliştirerek taraftarlarını çoğaltmaya çalışan tarikatlar, süre içinde siyasal olaylarda etkili rol oynamaya, çıkarları tehlikeye düştükçe halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardı Ortaya çıkan diğer sorunlar nedeniyle 30 Kasım 1925'te çıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatıldı


Çok Partili Hayata Geçiş

Çok partili hayata geçilmesi ve siyasi partilerin kurulması demokrasinin gereğidir Ülkemizde fazla partili hayata geçişin öncülüğünü Mustafa Kemal yaptı ve ilk siyasi partiyi de kendisi kurdu (Cumhuriyet Millet Fırkası)


Şapka ve Kıyafet Devrimi (25 Kasım 1925)

Ülke halkını her alanda modern ve uygar düzeye çıkarabilmek için şartların değişmesi tasarlarken, dış görünüşüyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal'in, 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, Buna şapka derlerdiye halkı şapka giymeye özendirmesinden sonradan, 25 Kasım 1925'te Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun çıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı


Takvim, Saat ve Ölçülerde Değiştirme (1925 ve 1931)

Türklerin kullandığı Hicri takvim ve ölçüler uluslar arası ilişkilerde sorun yaratıyordu Bu nedenlerle:

Miladi Yıllık kabul edildi (26 Aralık 1925)

Uluslararası saat sistemi kabul edildi

1931'de çıkarılan bir kanunla arşın yerine metre okka yerine kilogram ve litre kabul edildi


Soyadı Yasasının Kabulü (21 Haziran 1934)

Soyadı bulunmamasının jurnal yaşamda yarattığı zorluk ve karışıklıkların önünene devretmek nedeniyle 21 Haziran 1934'te çıkarılan yasayla, her Türk kendine uygun bir soyadı almakla sorumlu kılındı 24 Kasım 1934'te çıkarılan bir yasayla da TBMM Mustafa Kemal'e Atatürk soyadını verdi


Harf Devrimi (1 Kasım 1928)

Öğrenilmesi son derece güç olan Arap abecesinin okuryazar sayısının artmasını engellediğini, keza Türkçe sesleri dile getirmede çelimsiz kaldığını anlayan Atatürk'ün, 1926'dan başlayarak yaptırdığı incelemeler sonucunda, Türkçe'nin yapısına en yerinde abece olduğuna karar verilen Latin abecesi alınıp, her yerde düzenlenerek, 1 Kasım 1928'de çıkarılan Türk Harfleri Hakkında Kanun'la yürürlüğe kondu


Dil Devrimi (12 Temmuz 1932)

Osmanlılar döneminde aydınların büyük ölçüde Farsça ve Arapça kelime ve dilbilgisi kuralı içeren Osmanlıca'yı kullanmalarından ötürü, aydınlar ile halkın dil bakımından birbirlerinden kopmuş olmaları, cumhuriyet öncesindeki dönemde de bazı aydınları rahatsız etmiş, Selanik'te çıkarılan (1911) Genç Kalemler dergisinde Yeni Dilhareketi başlatılmış, fakat dilde yabancı sözlüklerden tatmin edici bir arınma sağlanamamıştı Türkçe'nin özleştirilerek yeni Türk abecesiyle dünyanın en varlıklı dillerinden biri haline getirilmesini maksat alan Atatürk, 12 Temmuz 1932'de, daha sonra Türk Dil Kurumu adını alan Türk Dili Tetkik Cemiyeti'ni kurdurarak, Türkçe'nin hakiki bir bilim, edebiyat ve sanat diline dönüşmesi çalışmalarını hızlandırdı *
 
858,505Konular
982,776Mesajlar
33,071Kullanıcılar
NefSeCihadSon üye
Üst Alt