iltasyazilim
FD Üye
Dönemin şartları içinde Samsun ve dolayları ateşkes Türkiye'sinin en çapraşık çete faaliyetlerine sahne olan ilimizdi Mevcut çete faaliyetlerinin çoğunluğunu Pontusçu Rumlar oluşturmaktaydı Mustafa Kemal Paşa'nın, IX Ordu müfettişliğine atanmasının nedeni de bu yöredeki Rumları, orada yaşamış Türklere karşı gözetmek ve Anadolu'da kurulmakta olan milli cemiyetleri dağıtmaktı
Onun bu göreve atanmasındaki isabetlilik, kişisel kaygı ve korkuların keskin şekilde ön plana çıktığı günlerde Ulusal Mukavemetfikrini en üst düzeyde düşünen ve bunun uygulaması için çaba bildiren birey olmasından kaynaklanmaktaydı O daha İstanbul'a gelmeden önce sahip olduğu bu düşüncesini bir giz gibi vicdanında saklamış; Anadolu topraklarına ayak basar basmaz bu düşüncesini uygulamaya başlamıştır
öte taraftan Samsun'un Milli Mücadeledeki öteki önemli tarafı, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ilişkin görevinin belirlenmesinde Osmanlı Hükûmeti'nin ne derece etkin olduğu hususudur Çünkü Samsun'a gidiş, ilk olarak mevcut hükûmete aleyhinde bir söylev değil bilakis İstanbul Hükûmeti'nin zorunlu gördüğü askeri ve idari bir sorumluluktur Ancak gerek olayların seyri gerekse Atatürk'ün kanımca kendisinin dile getirdiği hatıralarından görünürde, İstanbul Hükûmeti'nin Mustafa Kemal Paşa'yı bu göreve getirişinde aynı düşüncelere ve hedeflere gelmek isteğinin olmamasıdır
Nitekim, Mustafa Kemal Paşa Sivas'ta, Heyeti Temsiliye Karargahında Samsun'a gidişini Kılıç Ali'ye şöyle anlatmıştır (Ekim 1919);
Ben tasarladığım programımı Şişli'deki evimin bir köşesinde oturarak ve birtakım pestenkerani anasırla görüşerek kullanım edebileceğime kani olmadığım içindir ki direkt milletle temasa gelmek istedim Cevherini fazla ala bildiğim ve çok sevdiğim milletimin içinde ve onunla birlikte hareket etmeyi daha yardımsever, hatta çok lüzumlu gördüm Senelerden beri ıstırap içinde bulunan Anadolu'nun derhal varlığına burnunu sokmak şüphesiz ancak daha salim bir us idi Bundan dolayı 3Ordu Müfettişliğine tayinimi tedarik ettim ve Seyrisefainin ufak bir vapuruna binerek karargahımla birlikte alelacele yola çıktım Bazı dostlarım bana İngilizlerin yolda gemiyi batırması ihtimali olduğunu söyledikleri halde kulak asmadım, kıymet vermedim
Mustafa Kemal Paşa İstanbul'dan Anadolu'ya geçişini anlatırken gözleri parlayarak tüm heybetiyle memleket için yegane kurtuluş çaresinin, ulusal birliğin muhafazası olduğunu ve içinde yaşanılan felaketlere birlikte mukavemet edilerek milletin ancak bu sayede kurtulabileceğini, milletle beraber behemehal ve mutlaka bu gayeye varacağı kanaatini izhar ediyordudemiştir
Mustafa Kemal Paşa 'nın 9 Ordu Müfettişliğine tayini, Ali Fuad (Cebesoy) Paşa'dan başlayıp zamanın dahiliye nazırı Mehmet Ali Bey Sadrazam Damad Ferid Paşa ve Sultan Vahideddin'e dek uzanan bir tavsiye zinciri sonucunda gerçekleşmiştir
Mehmet Ali Bey'in Ali Fuat Paşa'nın ailesi ile dünür olması ve bu arada Ali Fuat Paşa'nın rahatsızlığı dolayısıyla Ankara'dan İstanbul'a gelmesi sırasında ona bu tavsiyede bulunmakla kalmamış, aynı zamanda onun İttihatçı olmadığına Mehmet Ali Bey'i ikna etmiştir öte taraftan Samsun ve havalisinde asayişsizlik durumu ortaya çıkınca Mehmet Ali Bey Sadrazam Damad Ferit Paşa'ya meselenin halli için bölgeye Mustafa Kemal Paşa'nın gönderilmesini öneri etmiş ve hem onu bu hususta ikna etmeyi de başarmıştır Damad Ferit Paşa meseleyi Padişah'a arz ederken göreve Mustafa Kemal Paşa'nın tayini için hem Vahideddin'i ikna etmesi gerekmemiştir Zira Sultan Vahidettin Mustafa Kemal Paşa'yı tanımakta olup kişisel kabiliyetini takdir etmekte ve değerini bilmektedir
Mustafa Kemal Paşanın 9 Ordu müfettişliğine tayininde ilk olarak Sultan Vahidettin almak üzere zamanın sadrazamı Damad Ferid Paşa, Dahiliye nazırı Mehmed Ali Bey, Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Erkanı Harbiyeyi Umumiye Reisi Cevad (Çobanlı)Paşa ve Erkanı Harbiyei Umumiye İkinci reisi Diyarbekirli Kazım Paşa gibi büyük devlet erkanından bazıları şahsi kaygılarını bazıları da milli menfaatleri gözeterek bu tahsis üstünde tümü de etkili rol oynamışlardır Her ne sebeple olursa olsun Mustafa Kemal Paşa'nın tayini meselesi ilk olarak bayağı bir yönetimle ilgiliaskeri karar gibi gözükmüş fakat sonuçları itibariyle yok olma tehlikesiyle aleyhinde karşıya kalan bir milletin istiklal mücadelesinde hareket noktasını oluşturmuştur
Atatürk, Nutuk'ta memleketin kurtuluşuyla ilgili o gün varolan birkaç çareyi izahtan sonradan kendi kararını ciddi ve reel karar olarak telakki etmekte ve bunu Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı O da hakimiyeti milliyeye müstenit, bilakaydüşart müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek! olarak açıkladıktan daha sonra İşte daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına but basar basmaz tatbikatına başladığımız karar, bu karar olmuşturdemektedir
*
Onun bu göreve atanmasındaki isabetlilik, kişisel kaygı ve korkuların keskin şekilde ön plana çıktığı günlerde Ulusal Mukavemetfikrini en üst düzeyde düşünen ve bunun uygulaması için çaba bildiren birey olmasından kaynaklanmaktaydı O daha İstanbul'a gelmeden önce sahip olduğu bu düşüncesini bir giz gibi vicdanında saklamış; Anadolu topraklarına ayak basar basmaz bu düşüncesini uygulamaya başlamıştır
öte taraftan Samsun'un Milli Mücadeledeki öteki önemli tarafı, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a ilişkin görevinin belirlenmesinde Osmanlı Hükûmeti'nin ne derece etkin olduğu hususudur Çünkü Samsun'a gidiş, ilk olarak mevcut hükûmete aleyhinde bir söylev değil bilakis İstanbul Hükûmeti'nin zorunlu gördüğü askeri ve idari bir sorumluluktur Ancak gerek olayların seyri gerekse Atatürk'ün kanımca kendisinin dile getirdiği hatıralarından görünürde, İstanbul Hükûmeti'nin Mustafa Kemal Paşa'yı bu göreve getirişinde aynı düşüncelere ve hedeflere gelmek isteğinin olmamasıdır
Nitekim, Mustafa Kemal Paşa Sivas'ta, Heyeti Temsiliye Karargahında Samsun'a gidişini Kılıç Ali'ye şöyle anlatmıştır (Ekim 1919);
Ben tasarladığım programımı Şişli'deki evimin bir köşesinde oturarak ve birtakım pestenkerani anasırla görüşerek kullanım edebileceğime kani olmadığım içindir ki direkt milletle temasa gelmek istedim Cevherini fazla ala bildiğim ve çok sevdiğim milletimin içinde ve onunla birlikte hareket etmeyi daha yardımsever, hatta çok lüzumlu gördüm Senelerden beri ıstırap içinde bulunan Anadolu'nun derhal varlığına burnunu sokmak şüphesiz ancak daha salim bir us idi Bundan dolayı 3Ordu Müfettişliğine tayinimi tedarik ettim ve Seyrisefainin ufak bir vapuruna binerek karargahımla birlikte alelacele yola çıktım Bazı dostlarım bana İngilizlerin yolda gemiyi batırması ihtimali olduğunu söyledikleri halde kulak asmadım, kıymet vermedim
Mustafa Kemal Paşa İstanbul'dan Anadolu'ya geçişini anlatırken gözleri parlayarak tüm heybetiyle memleket için yegane kurtuluş çaresinin, ulusal birliğin muhafazası olduğunu ve içinde yaşanılan felaketlere birlikte mukavemet edilerek milletin ancak bu sayede kurtulabileceğini, milletle beraber behemehal ve mutlaka bu gayeye varacağı kanaatini izhar ediyordudemiştir
Mustafa Kemal Paşa 'nın 9 Ordu Müfettişliğine tayini, Ali Fuad (Cebesoy) Paşa'dan başlayıp zamanın dahiliye nazırı Mehmet Ali Bey Sadrazam Damad Ferid Paşa ve Sultan Vahideddin'e dek uzanan bir tavsiye zinciri sonucunda gerçekleşmiştir
Mehmet Ali Bey'in Ali Fuat Paşa'nın ailesi ile dünür olması ve bu arada Ali Fuat Paşa'nın rahatsızlığı dolayısıyla Ankara'dan İstanbul'a gelmesi sırasında ona bu tavsiyede bulunmakla kalmamış, aynı zamanda onun İttihatçı olmadığına Mehmet Ali Bey'i ikna etmiştir öte taraftan Samsun ve havalisinde asayişsizlik durumu ortaya çıkınca Mehmet Ali Bey Sadrazam Damad Ferit Paşa'ya meselenin halli için bölgeye Mustafa Kemal Paşa'nın gönderilmesini öneri etmiş ve hem onu bu hususta ikna etmeyi de başarmıştır Damad Ferit Paşa meseleyi Padişah'a arz ederken göreve Mustafa Kemal Paşa'nın tayini için hem Vahideddin'i ikna etmesi gerekmemiştir Zira Sultan Vahidettin Mustafa Kemal Paşa'yı tanımakta olup kişisel kabiliyetini takdir etmekte ve değerini bilmektedir
Mustafa Kemal Paşanın 9 Ordu müfettişliğine tayininde ilk olarak Sultan Vahidettin almak üzere zamanın sadrazamı Damad Ferid Paşa, Dahiliye nazırı Mehmed Ali Bey, Harbiye Nazırı Şakir Paşa, Erkanı Harbiyeyi Umumiye Reisi Cevad (Çobanlı)Paşa ve Erkanı Harbiyei Umumiye İkinci reisi Diyarbekirli Kazım Paşa gibi büyük devlet erkanından bazıları şahsi kaygılarını bazıları da milli menfaatleri gözeterek bu tahsis üstünde tümü de etkili rol oynamışlardır Her ne sebeple olursa olsun Mustafa Kemal Paşa'nın tayini meselesi ilk olarak bayağı bir yönetimle ilgiliaskeri karar gibi gözükmüş fakat sonuçları itibariyle yok olma tehlikesiyle aleyhinde karşıya kalan bir milletin istiklal mücadelesinde hareket noktasını oluşturmuştur
Atatürk, Nutuk'ta memleketin kurtuluşuyla ilgili o gün varolan birkaç çareyi izahtan sonradan kendi kararını ciddi ve reel karar olarak telakki etmekte ve bunu Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı O da hakimiyeti milliyeye müstenit, bilakaydüşart müstakil yeni bir Türk Devleti tesis etmek! olarak açıkladıktan daha sonra İşte daha İstanbul'dan çıkmadan evvel düşündüğümüz ve Samsun'da Anadolu topraklarına but basar basmaz tatbikatına başladığımız karar, bu karar olmuşturdemektedir
*