iltasyazilim
FD Üye
İslâm dininin insanlara yerinde gördüğü beslenme kaideleri sağlık durumu, ekonomi ve huzurun temelini teşkil eder
Mesleğini icra etmek üzere, Medine dışından gelen yabancı bir doktor, bir müddet geçtiği halde kendisine başvuran bir hasta bulunmadığından, hatalı yere geldik kanaatiyle, terketmek mecburiyetinde kalmıştır
Ayrılırken sorduğu ‘Aranızda niçin hiç hastaya rastlayamadım? ‘sualine, kalblerin Tabibi (asm) “Benim ashabım tamamen acıkmadan yemez Yedikleri vakit da tıka basa yemezler, daha iştahları varken sofradan kalkarlar buyurarak, karşılık vermişlerdir Ayrılmakta olan doktor de ‘İşte bu tıp ilminin hülâsasıdır, bu kaidenin uygulandığı yerde hastalığa rastlanmaz diyerek vedalaşır İslâm toplumunun, hayatı ve beslenmesi nizam, intizam, denge ve ölçüyledir Sünneti Seniyye dairesinde huzur içinde devam eder İslâm dışı örnekler model alındığında, vücudun metabolizmasında uyum bozukluğu olacağından, ilâç ve hastane dünyasıyla iç içe bir hayat yaşanmaya başlar Bu gerçekler ışığında maddî manevî hayatımızı refah ve istikamet dairesinde devam ettirebilmemiz için, Asrı Saadet gıda tarzını mutlaka hayata geçirmemiz gerekir Bu konuyu kendilerine tasa edinenlerin belirttiğine göre “İnsanın dini şiarı ve sağlığının belirleyici yeri mutfaktır Mutfak öylesine önemlidir ancak, aynı zamanda Müslüman kalmanın da şartlarından biridir Merhum Prof Dr İbrahim Canan Öğretmen ‘Kâmil manada Müslüman kalmak için, İslâm ’ın mutfağından yemek şarttır Gayrı müslim mutfaktan beslenerek Müslüman kalmak zordur ya da kendi kendimizi aldatmaktır3 diyerek en alıngan noktaya dikkat çekici ediyorlar
Asrı Saadet sofrası fazla gıda ve kuvvei zaika merkezli yok, zikir, us, şükür halkasında kurulurdu Müslümanlar yemekleri hane halkı ve yakın dostlarla kısa sürede, basit şartlarda yerlerdi Yemekten önce ve sonra eller mutlaka yıkanırdı Sükûnet, muhabbet ve uhuvvet havasında yemek yendikten sonra, eller Rahmet hazinelerinin Sahibi Rezzakı Kerim ’e (cc) şükür duâsına kaldırılırdı Sünneti Seniyye ’nin hayattar ölçüleri içinde, Nebevî tüketim kaidelerine riayet edilerek, helâl ve pak yiyecek şartı ön plâna alınırdı Rehber niteliğindeki Sünneti Seniyye kaideleri yalnız nazarî bilgiler değil, hayatın yaşanacak pratik (uygulamalı) değerleridir Beslenme kurallarına uymakta midenin dinç olması şarttır
Allah Rasulü (asm) bir hadisi şeriflerinde; sağlığın yolunun mideden geçtiğini şöyle anlatıyor: “Mide vücudun sarnıcıdır ve damarlar onun içine dalarlar Eğer mide sıhhatli ise damarlar da sıhhatlidir Eğer mide kötü durumda ise, o vakit hastalanırlar 4 buyurmuşlardır Zamanımızda mide fonksiyonlarını imha eden, ayakta ve çabuk yemek yemek uygulamalarıdır Ancak fıtratın ve tıbbı nebevî ’nin rehberi ve muallimi olan Efendimiz (asm), suyu oturarak içer, bir hurma bile olsa yemeği de oturarak yerlerdi
Asrı Saadette günlük beslenme ihtiyacı, iki öğünde karşılanırdı Sabahtan (kuşluk taamı) ve akşam taamı dıştan başka yemek yemek yenmezdi Ara öğün diye bir kavram duyulmuş, uygulanmış değildi Sahabei Kiram ’ın (ra) beslenme ve yemek adabını Muhyiddini Arabî (ks) Hazretleri şöyle özetlemektedir: “Besmelesiz başlangıç! Acıkmadan yeme! Yemeğe hep en son sen başla! Yerken telaş etme! Telaş etmeden lokmayı teenni ile sıradan olarak al! Taamı tamamen çiğne, çiğnemeden yutma! Öteki lokmaya elini uzatırken de besmele çek! Sofrada yalnız bile olsan, defalarca kendi önünden ye! Sofradakilerin yüzüne ve eline bakma! Daha pozitif yemen konusundaki ısrarlara aldırış etme! ZARURET DEĞIN YE! Sofradan mideni doldurmadan kalk! Nimeti hazırlayana TEŞEKKÜR ET! Bu rızkı veren Allah ’a (cc) GEREĞİ GİBİ ŞÜKRET! Günde iki öğün ye!5
Asrı Saadet mutfağında, ırk nefsin zevkleri hesabına kadar değil, bedenin gerçek ihtiyaçlarının karşılanması ve ibadetlerle telezzüz edilebilmesi gayesiyle beslenirlerdi Zaten fazla yiyenlerin rehavete maruz kalıp, ibadetlerde tekasül ve beden tembelliğine sebep olacağını öğrendiklerinden, yemeklere ilâç hassasiyetiyle yaklaşırlardı Telezzüzü nefsanî için yok, ibadetlere sevk edecek bir enerji kaynağına olan ihtiyaçları gereği, ezvakı ruhaniyeye medar olacağından sofraya otururlardı
Teberrüken Rasulullah ’ın (asm) sevdikleri bir taam olan HAZÎRA ’nın tarifini de, yemeklerimizden Sünneti Seniyye sevabı hasıl olması düşüncesiyle alâkalarınıza takdim ediyoruz:
HAZÎRA
Malzemeler:
n1 250 gram minik minik doğranmış yağlı koyun eti
n2 4 yemek kaşığı tam buğday unu
n3 15 litre su
n4 1 tatlı kaşığı kaya tuzu
Hazırlanması: “Koyun eti kavrulur Ardından bütün buğday unu eklenir ve bu haliyle kavrulur Tencereye tuzlu su eklenerek karıştırılır daha sonra kaynayıp, hafif koyulaşınca ocaktan alınarak servis yapılır Hazîra ’nın etsiz yapılan çeşidine ‘ASİDE ’ adı verilir 6 Kolay hazırlanan bu mugaddi peygamber taamını bilhassa nasihat ediyoruz
SAĞLICAKLA KALIN
3) Kemal ÖZER, Müslüman ’ın Diyeti, s 10 Hayykitap 2019
4) Age s 22
5) Age s 27
6) Ayla M SOLAK, Age s 122
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirnicealem üyesi olmak için tıklayınız
Mesleğini icra etmek üzere, Medine dışından gelen yabancı bir doktor, bir müddet geçtiği halde kendisine başvuran bir hasta bulunmadığından, hatalı yere geldik kanaatiyle, terketmek mecburiyetinde kalmıştır
Ayrılırken sorduğu ‘Aranızda niçin hiç hastaya rastlayamadım? ‘sualine, kalblerin Tabibi (asm) “Benim ashabım tamamen acıkmadan yemez Yedikleri vakit da tıka basa yemezler, daha iştahları varken sofradan kalkarlar buyurarak, karşılık vermişlerdir Ayrılmakta olan doktor de ‘İşte bu tıp ilminin hülâsasıdır, bu kaidenin uygulandığı yerde hastalığa rastlanmaz diyerek vedalaşır İslâm toplumunun, hayatı ve beslenmesi nizam, intizam, denge ve ölçüyledir Sünneti Seniyye dairesinde huzur içinde devam eder İslâm dışı örnekler model alındığında, vücudun metabolizmasında uyum bozukluğu olacağından, ilâç ve hastane dünyasıyla iç içe bir hayat yaşanmaya başlar Bu gerçekler ışığında maddî manevî hayatımızı refah ve istikamet dairesinde devam ettirebilmemiz için, Asrı Saadet gıda tarzını mutlaka hayata geçirmemiz gerekir Bu konuyu kendilerine tasa edinenlerin belirttiğine göre “İnsanın dini şiarı ve sağlığının belirleyici yeri mutfaktır Mutfak öylesine önemlidir ancak, aynı zamanda Müslüman kalmanın da şartlarından biridir Merhum Prof Dr İbrahim Canan Öğretmen ‘Kâmil manada Müslüman kalmak için, İslâm ’ın mutfağından yemek şarttır Gayrı müslim mutfaktan beslenerek Müslüman kalmak zordur ya da kendi kendimizi aldatmaktır3 diyerek en alıngan noktaya dikkat çekici ediyorlar
Asrı Saadet sofrası fazla gıda ve kuvvei zaika merkezli yok, zikir, us, şükür halkasında kurulurdu Müslümanlar yemekleri hane halkı ve yakın dostlarla kısa sürede, basit şartlarda yerlerdi Yemekten önce ve sonra eller mutlaka yıkanırdı Sükûnet, muhabbet ve uhuvvet havasında yemek yendikten sonra, eller Rahmet hazinelerinin Sahibi Rezzakı Kerim ’e (cc) şükür duâsına kaldırılırdı Sünneti Seniyye ’nin hayattar ölçüleri içinde, Nebevî tüketim kaidelerine riayet edilerek, helâl ve pak yiyecek şartı ön plâna alınırdı Rehber niteliğindeki Sünneti Seniyye kaideleri yalnız nazarî bilgiler değil, hayatın yaşanacak pratik (uygulamalı) değerleridir Beslenme kurallarına uymakta midenin dinç olması şarttır
Allah Rasulü (asm) bir hadisi şeriflerinde; sağlığın yolunun mideden geçtiğini şöyle anlatıyor: “Mide vücudun sarnıcıdır ve damarlar onun içine dalarlar Eğer mide sıhhatli ise damarlar da sıhhatlidir Eğer mide kötü durumda ise, o vakit hastalanırlar 4 buyurmuşlardır Zamanımızda mide fonksiyonlarını imha eden, ayakta ve çabuk yemek yemek uygulamalarıdır Ancak fıtratın ve tıbbı nebevî ’nin rehberi ve muallimi olan Efendimiz (asm), suyu oturarak içer, bir hurma bile olsa yemeği de oturarak yerlerdi
Asrı Saadette günlük beslenme ihtiyacı, iki öğünde karşılanırdı Sabahtan (kuşluk taamı) ve akşam taamı dıştan başka yemek yemek yenmezdi Ara öğün diye bir kavram duyulmuş, uygulanmış değildi Sahabei Kiram ’ın (ra) beslenme ve yemek adabını Muhyiddini Arabî (ks) Hazretleri şöyle özetlemektedir: “Besmelesiz başlangıç! Acıkmadan yeme! Yemeğe hep en son sen başla! Yerken telaş etme! Telaş etmeden lokmayı teenni ile sıradan olarak al! Taamı tamamen çiğne, çiğnemeden yutma! Öteki lokmaya elini uzatırken de besmele çek! Sofrada yalnız bile olsan, defalarca kendi önünden ye! Sofradakilerin yüzüne ve eline bakma! Daha pozitif yemen konusundaki ısrarlara aldırış etme! ZARURET DEĞIN YE! Sofradan mideni doldurmadan kalk! Nimeti hazırlayana TEŞEKKÜR ET! Bu rızkı veren Allah ’a (cc) GEREĞİ GİBİ ŞÜKRET! Günde iki öğün ye!5
Asrı Saadet mutfağında, ırk nefsin zevkleri hesabına kadar değil, bedenin gerçek ihtiyaçlarının karşılanması ve ibadetlerle telezzüz edilebilmesi gayesiyle beslenirlerdi Zaten fazla yiyenlerin rehavete maruz kalıp, ibadetlerde tekasül ve beden tembelliğine sebep olacağını öğrendiklerinden, yemeklere ilâç hassasiyetiyle yaklaşırlardı Telezzüzü nefsanî için yok, ibadetlere sevk edecek bir enerji kaynağına olan ihtiyaçları gereği, ezvakı ruhaniyeye medar olacağından sofraya otururlardı
Teberrüken Rasulullah ’ın (asm) sevdikleri bir taam olan HAZÎRA ’nın tarifini de, yemeklerimizden Sünneti Seniyye sevabı hasıl olması düşüncesiyle alâkalarınıza takdim ediyoruz:
HAZÎRA
Malzemeler:
n1 250 gram minik minik doğranmış yağlı koyun eti
n2 4 yemek kaşığı tam buğday unu
n3 15 litre su
n4 1 tatlı kaşığı kaya tuzu
Hazırlanması: “Koyun eti kavrulur Ardından bütün buğday unu eklenir ve bu haliyle kavrulur Tencereye tuzlu su eklenerek karıştırılır daha sonra kaynayıp, hafif koyulaşınca ocaktan alınarak servis yapılır Hazîra ’nın etsiz yapılan çeşidine ‘ASİDE ’ adı verilir 6 Kolay hazırlanan bu mugaddi peygamber taamını bilhassa nasihat ediyoruz
SAĞLICAKLA KALIN
3) Kemal ÖZER, Müslüman ’ın Diyeti, s 10 Hayykitap 2019
4) Age s 22
5) Age s 27
6) Ayla M SOLAK, Age s 122
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirnicealem üyesi olmak için tıklayınız