iltasyazilim
FD Üye
Sual: Esmai hüsna ne demektir?
CEVAP
Esmâül hüsna, Allahü teâlânın güzel isimleri demektir Arapça orijinal yazılışları için buraya tıklayınız!
Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirilen 99 ismi şunlardır:
1 Allah: Her ismin vasfını ihtiva eden öz adı Kendinden başka ilah bulunmayan tek Allah
Bu ismi şerif, Cenâbı Hakk'ın has ismidir Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz Bu isim, Allah'tan başkasına mecazen de verilemez Diğer isimlerinden bazılarının, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesi caizdir
2 ErRahmân: Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden
3 ErRahîm: Ahirette, sadece müminlere acıyan, merhamet eden
4 ElMelik: Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan
5 ElKuddûs: Her noksanlıktan uzak ve her türlü takdîse lâyık olan
6 EsSelâm: Her türlü tehlikelerden selamete çıkaran Cennetteki bahtiyar kullarına selâm eden
7 ElMü’min: Güven veren, emin kılan, koruyan, iman nurunu veren
8 ElMüheymin: Her şeyi görüp gözeten, her varlığın yaptıklarından haberdar olan
9 ElAzîz: İzzet sahibi, her şeye galip olan, karşı gelinemeyen
10 ElCebbâr: Azamet ve kudret sahibi Dilediğini yapan ve yaptıran Hükmüne karşı gelinemeyen
11 ElMütekebbir: Büyüklükte eşi, benzeri yok
12 ElHâlık: Yaratan, yoktan var eden Varlıkların geçireceği halleri takdir eden
13 ElBâri: Her şeyi kusursuz ve mütenasip yaratan
14 ElMusavvir: Varlıklara şekil veren ve onları birbirinden farklı özellikte yaratan
15 ElGaffâr: Günahları örten ve çok mağfiret eden Dilediğini günah işlemekten koruyan
16 ElKahhâr: Her istediğini yapacak güçte olan, galip ve hâkim
17 ElVehhâb: Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan eden
18 ErRazzâk: Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan
19 ElFettâh: Her türlü sıkıntıları gideren
20 ElAlîm: Gizli açık, geçmiş, gelecek, her şeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile en mükemmel bilen
21 ElKâbıd: Dilediğinin rızkını daraltan, ruhları alan
22 ElBâsıt: Dilediğinin rızkını genişleten, ruhları veren
23 ElHâfıd: Kâfir ve facirleri alçaltan
24 ErRâfi: Şeref verip yükselten
25 ElMu’ız: Dilediğini aziz eden
26 ElMüzil: Dilediğini zillete düşüren, hor ve hakir eden
27 EsSemi: Her şeyi en iyi işiten, duaları kabul eden
28 ElBasîr: Gizli açık, her şeyi en iyi gören
29 ElHakem: Mutlak hakim, hakkı bâtıldan ayıran Hikmet sahibi
30 ElAdl: Mutlak adil, yerli yerinde yapan
31 ElLatîf: Her şeye vakıf, lütuf ve ihsan sahibi olan
32 ElHabîr: Her şeyden haberdar Her şeyin gizli taraflarından haberi olan
33 ElHalîm: Cezada, acele etmeyen, yumuşak davranan, hilm sahibi
34 ElAzîm: Büyüklükte benzeri yok Pek yüce
35 ElGafûr: Affı, mağfireti bol
36 EşŞekûr: Az amele, çok sevap veren
37 ElAliyy: Yüceler yücesi, çok yüce
38 ElKebîr: Büyüklükte benzeri yok, pek büyük
39 ElHafîz: Her şeyi koruyucu olan
40 ElMukît: Rızıkları yaratan
41 ElHasîb: Kulların hesabını en iyi gören
42 ElCelîl: Celal ve azamet sahibi olan
43 ElKerîm: Keremi, lütuf ve ihsânı bol, karşılıksız veren, çok ikram eden
44 ErRakîb: Her varlığı, her işi her an gözeten Bütün işleri murakabesi altında bulunduran
45 ElMucîb: Duaları, istekleri kabul eden
46 ElVâsi: Rahmet ve kudret sahibi, ilmi ile her şeyi ihata eden
47 ElHakîm: Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan
48 ElVedûd: İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden Sevgiye layık olan
49 ElMecîd: Nimeti, ihsanı sonsuz, şerefi çok üstün, her türlü övgüye layık bulunan
50 ElBâis: Mahşerde ölüleri dirilten, Peygamber gönderen
51 EşŞehîd: Zamansız, mekansız hiçbir yerde olmayarak her zaman her yerde hazır ve nazır olan
52 ElHak: Varlığı hiç değişmeden duran Var olan, hakkı ortaya çıkaran
53 ElVekîl: Kulların işlerini bitiren Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran
54 ElKaviyy: Kudreti en üstün ve hiç azalmaz
55 ElMetîn: Kuvvet ve kudret menbaı, pek güçlü
56 ElVeliyy: Müslümanların dostu, onları sevip yardım eden
57 ElHamîd: Her türlü hamd ve senaya layık olan
58 ElMuhsî: Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen
59 ElMübdi: Maddesiz, örneksiz yaratan
60 ElMuîd: Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan
61 ElMuhyî: İhya eden, yarattıklarına can veren
62 ElMümît: Her canlıya ölümü tattıran
63 ElHayy: Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olan
64 ElKayyûm: Mahlukları varlıkta durduran, zatı ile kaim olan
65 ElVâcid: Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, hiçbir şeye muhtaç olmayan
66 ElMâcid: Kadri ve şânı büyük, keremi, ihsanı bol olan
67 ElVâhid: Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan
68 EsSamed: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu merci
69 ElKâdir: Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan
70 ElMuktedir: Dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi
71 ElMukaddim: Dilediğini yükselten, öne geçiren, öne alan
72 ElMuahhir: Dilediğini alçaltan, sona, geriye bırakan
73 ElEvvel: Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan
74 ElÂhir: Ebedi olan, varlığının sonu olmayan
75 EzZâhir: Yarattıkları ile varlığı açık, aşikâr olan, kesin delillerle bilinen
76 ElBâtın: Aklın tasavvurundan gizli olan
77 ElVâlî: Bütün kâinatı idare eden, onların işlerini yoluna koyan
78 ElMüteâlî: Son derece yüce olan
79 ElBerr: İyilik ve ihsanı bol olan
80 EtTevvâb: Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan
81 ElMüntekım: Asilerin, zalimlerin cezasını veren
82 ElAfüvv: Affı çok olan, günahları mağfiret eden
83 ErRaûf: Çok merhametli, pek şefkatli
84 Mâlikül Mülk: Mülkün, her varlığın sahibi
85 ZülCelâli vel İkrâm: Celal, azamet, şeref, kemal ve ikram sahibi
86 ElMuksit: Mazlumların hakkını alan, adaletle hükmeden, her işi birbirine uygun yapan
87 ElCâmi: İki zıttı bir arada bulunduran Kıyamette her mahlûkatı bir araya toplayan
88 ElGaniyy: İhtiyaçsız, muhtaç olmayan, her şey Ona muhtaç olan
89 ElMugnî: Müstağni kılan İhtiyaç gideren, zengin eden
90 ElMâni: Dilemediği şeye mani olan, engelleyen
91 EdDârr: Elem, zarar verenleri yaratan
92 EnNâfi: Fayda veren şeyleri yaratan
93 EnNûr: Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren
94 ElHâdî: Hidayet veren
95 ElBedî: Misalsiz, örneksiz harikalar yaratan (Eşi ve benzeri olmayan)
96 ElBâkî: Varlığının sonu olmayan, ebedi olan
97 ElVâris: Her şeyin asıl sahibi olan
98 ErReşîd: İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren
99 EsSabûr: Ceza vermede, acele etmeyen
Başka isimler söylemek
Sual: Allahü teâlâya Onun 99 isminden başka bir isim söylemek caiz olur mu? Mesela Padişah, Sultan, Çalap, Hüda gibi isimler caiz olur mu?
CEVAP
İbadet olmayan yerlerde kullanmak caizdir İbadet olarak kullanılmaz
Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, Allah’ın isimlerinin tevkifi olduğu, yani dinin bildirdiği isimleri söylemek gerektiği, Esmai hüsnâdan başka isim söylenemeyeceği açıklanmaktadır
Şerhi mevakıfta da, (Allahü teâlâya yakışan mana ile 99 isminden başka isim söylemek, âlimlerin çoğuna göre caiz değildir) buyuruluyor Yani az da olsa, Allahü teâlâya yakışan başka isimlerle çağırmanın da caiz olduğunu söyleyen âlimler var demektir
Esmai hüsnâdan olmadığı halde, Mevla, Rab, Nasır, Galip, Ekrem, Allahü teâlânın ismi olarak Kur'anı kerimde kullanılmıştır Hadisi şeriflerde ise, Hannan, Mennan, Cemil gibi isimler kullanılmıştır (Feraid)
Tasavvuf şairi Kuddusi efendi diyor ki:
Ey rahmeti bol Padişah,
Cürmüm ile geldim sana,
Ben eyledim hadsiz günah,
Cürmüm ile geldim sana
Yunus Emre de, Çalap ve daha başka isimleri ilah manasında, ibadet dışında kullanmıştır Bir çok menkıbede, hükümdar, sultan kelimeleri ibadet dışında kullanılmıştır Âlimlerin kullandıkları isimlerden başka isimleri kullanmamalıdır
Esmai hüsna’yı ezberlemek
Sual: Bir arkadaşım dedi ki:
“Ebu Hüreyre’den nakledilen bir hadiste, Peygamberimizin (Allahü teâlânın şu 99 esmai hüsnasını ihsâ eden, Cennete girer, sonsuz saadete ulaşır) dediği iddia edilmiştir Ancak, Peygamberimizin, Allah'a böyle bir sınırlama koyması mümkün değildir Bu hadis sahih değildir Peygamberimiz şöyle söylemiş olabilir: (Allah'ın isimlerinden 99'unu ihsâ eden Cennete girer, sonsuz saadete erişir)
Bu arkadaşımın sözünde doğruluk payı var mıdır?
CEVAP
Yoktur Çünkü o hadisi şerif, kütübi sittenin en kıymetli üç hadis kitabında, yani Buhari, Müslim ve Tirmizi’de vardır O hadisi şerifi yalan saymak, bu üç büyük âlimi cahil saymak olur
Din kitaplarında bu husus açıklanmıştır Herkese Lazım Olan İman kitabında deniyor ki: Allahü teâlânın isimleri sonsuzdur Bin bir ismi var diye meşhurdur Yani, isimlerinden bin bir tanesini insanlara bildirmiştir Bunlardan 99’una Esmaül hüsna denir
Demek ki Allah’ın bin bir ismi vardır Ama bunlardan 99’una Esmai hüsna deniyor Kadı zade Ahmed efendi de, Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, (Allahü teâlânın 99 ismine Esmai hüsna denir) diyor
Arkadaşın dediği gibi, Allah’ın isimlerinden 99 unu değil, Peygamber efendimizin bildirdiği 99 ismi ihsâ etmek gerekiyor Yoksa Allahü teâlânın ismi çoktur Bunlardan rastgele 99’unu değil, bildirilen 99 ismi ihsâ etmek gerekir Burada ihsâ etmek, bu 99 ismi manaları ile birlikte ezberleyip amel etmek demektir Böyle yapan kimse elbette Cennete girer, sonsuz saadete ulaşır
Birkaç örnek verelim:
Kerim: Lütfu ve ihsanı bol, çok ikram eden Müslüman da, cömert ve ihsan sahibi olmalı
Gaffar: Günahları örten ve çok mağfiret eden Müslümanlar da birbirlerinin kusurlarını görmemeli
Razzâk: Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan Bu ismi okurken, rızkı için endişe etmemeli
Mütekebbir: Büyüklükte eşi, benzeri yok Bu ismi okurken Allahü teâlânın azametini ve kibriyâsını düşünerek kibirden uzak durmalı
Bunlar gibi Esmai hüsnadaki isimler okunurken, manalarını düşünmeli ve bunlarla amel etmeli
Arkadaşınızın, hadisi şerif okuyup yanlış anlaması da gösteriyor ki, tefsirden, meal ve hadisten din öğrenilmez Dinimi öğreneyim derken, yanlış anlayıp, dinsiz olup çıkabilir Bu yüzden doğru yazılmış ilmihal kitaplarından dinimizi öğrenmeye çalışmalıyız Ehli sünnet âlimlerinin kıymetli eserlerinden tercüme edilerek derlenmiş olan, nakli esas alan, en kıymetli ilmihal kitabı Tam İlmihal Seadeti Ebediyye son sözünde diyor ki:
“Evliya olan Ehli sünnet âlimleri, kalb, ruh mütehassısları olup, herkesin bünyesine ve hastalığına ve zamanının zulmetine ve fesadına uygun ruh ilaçlarını, hadisi şeriflerden seçerek söylemişler ve yazmışlardır Resulullah, dünya eczanesine yüz binlerce ilaç hazırlayan baş tabip olup, Evliya olan Ehli sünnet âlimleri de, bu hazır ilaçları, hastaların dertlerine göre dağıtan, emrindeki yardımcı tabipler gibidir Hastalığımızı bilemediğimiz, ilaçları tanımadığımız için, yüz binlerce hadis içinden, kendimize ilaç aramaya kalkarsak, (Allergie) aksi tesir hasıl olarak, cahilliğimizin cezasını çeker, fayda yerine zarar görürüz İşte bunun için, hadisi şerifte, (Kur'anı kerimi kendi anladığına göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu Mezhepsizler, bu inceliği anlayamadıkları için, (Herkes Kur’an ve hadis okumalı, dinini bunlardan kendi anlamalı, mezhep kitaplarını okumamalı) diyerek, Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarının okunmasını yasak ediyorlar Bütün Müslümanları felakete sürüklüyorlar
Hakkıyla bilen
Sual: Esmai hüsnadan olan Alîm ismine tam bilen demek uygun mudur? Bunun gibi Basîr ismine de tam gören demek uygun olur mu?
CEVAP
Alîm ismi Kur’anı kerimde yüzden fazla geçiyor Hiçbir tefsirde tam bilen diye bir ifadeye rastlamadık Hemen bütün tefsirlerde, hakkıyla bilen, her şeyin içini ve dışını en mükemmel bilen diye açıklanıyor Alîm, bilen demektir Neyi bilen, her şeyi bilen demektir Nasıl bilendir? Hakkıyla bilen, en iyi bilen demektir Alîm, kısaca her şeyi hakkı ile, en iyi bilen demektir
Basîr de gören demektir Neyi gören? Gizli açık her şeyi gören demektir Nasıl görendir? Her şeyin dışını ve içini bir uzuv olmadan müşahede edendir Tam gören ifadesi biraz yavan kalmaktadır Gizli açık her şeyi en iyi gören demek daha uygun olur
El Hak ismi
Sual: Bazıları, (Allah’ın Hak diye bir ismi yok, ona hak demek şirk olur) diyorlar Biz hep Cenabı Hak diyoruz, bu şirk mi oluyor?
CEVAP
Hayır, şirk değildir El Hak isminin, Esmai hüsnadan yani Allahü teâlânın 99 güzel isminden biri olduğu, Tirmizi’deki hadisi şerifte bildiriliyor
El Hak: Varlığı hiç değişmeden duran, var olan, hakkı ortaya çıkaran demektir
El Berr ismi
Sual: Esmai hüsnadan El Berr kelimesi El Birr olarak mı yazılır? İkisi arasındaki fark nedir?
CEVAP
Bu kelime BR olarak yazılır Ber, bir ve bur olarak okunabilir
Birr, iyilik demektir Kur'anda çok yerde geçer: Bekara 44, 177, 189; Ali İmran 92, Maide 2
Tur suresinin 28 âyetinde ise, elberrürrahim olarak geçmektedir Bu esmai hüsnadan olan berr'dir Bu berr olarak yazılır Berr, ayrıca kara parçası anlamına da gelir Maide suresinin 96 âyetinde, saydül bahri deniz avı, saydül berri Kara avı ifadesi geçer Şu surelerde de kara parçası olarak geçmektedir: 659; 663; 697;1022; 1767; 768; 1770; 2763; 296566; 3041; 3132
Burr, buğday demektir Bir hadisi şerifte, (Buğdayı buğdaya satarken biri fazla olursa faiz olur) buyuruluyor Vel burru bil burri ifadesi geçiyor (Tirmizi)
Şu halde birr, iyilik demektir Berr, Esmai hüsnadandır, ayrıca kara parçası anlamına da geliyor
Vahid ve Ehad
Sual: Bir anlamına gelen Vahid ve Ehad kelimeleri arasındaki fark nedir?
CEVAP
Evet Vahid de, Ehad da (Bir) manasına gelir Biri sıfat ismi, biri zat ismidir Vâhid, Allahü tealanın sıfat isimlerindendir, Esmai hüsnada bildirilen 99 isminden biridir Vâhid, zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan anlamındadır Bir âyet meali şöyledir:
(Elbette ilahınız vahiddir, birdir) Saffat 4)
Ehad de Onun zat ismidir Bir âyet meali şöyledir:
(De ki, Allah ehaddir, birdir) İhlas 1
Burada zatı bakımdan bir demektir
Buradaki (Bir) kelimesini sayı bakımından bir gibi anlamamalı Öyle anlaşılırsa Allah madde, cisim gibi anlaşılır Halbuki Allah hiç bir şeye benzemez, hayal edilen şey mahlûktur, O her hayalden farklıdır Mücessime ve Müşebbihe denilen fırkalar, Allah’ı yürüyen, oturan, madde, cisim gibi görür Bir âyeti kerime meali şöyledir:
(Onun benzeri hiçbir şey yoktur, O hiçbir şeye benzemez) Şura 11
Allah ismine saygı
Sual: Allah ismini saygı ifadesiz yazmak, söylemek caiz midir?
CEVAP
Selefi salihin saygı ile söyler ve saygı ile yazardı Terki bid’attir Bir yazıda, bir konuşmada bir defacık olsun saygı ile yazmalı veya söylemelidir! Onun için dilimizi Allahü teâlâ demeye alıştırmalıyız!
Allahü teâlâ razı olsun
Sual: (Allah razı olsun) denince saygı sözü terkedilmiş olur mu?
CEVAP
Evet (Allahü teâlâ, razı olsun) demelidir!
Kısaltmalar
Sual: Dini yazılarda saygı kelimelerini her seferinde yazmalı mı? (CC, SAV, RA) gibi kısaltma yapmak uygun mu?
CEVAP
Din kitaplarında diyor ki:
Allahü teâlânın ismini okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince, sübhânallah, tebârekallah, cellecelalüh veya teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak, ilkinde vacip, tekrarında ise müstehaptır Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır
(cc), (sav) (ra) gibi kısaltma yapmak uygun değildir Mirâti kâinât kitabında diyor ki:
Cahiller ve tembeller, saygı sözlerini kısaltarak birkaç harf yazıyorlar Bu doğru değildir Çok sakınmalıdır!
Hafife almak tehlikelidir
Sual: Kısaltmalar her tarafta kullanılıyor Bir metini okurken (CC) geçtiğinde onu harf bazında söylemiyoruz, yüksek sesle Celle Celalühü diyoruz Bu konuları konuşmakla vaktimizi boşa geçirmiş bulunuruz Bu konular İslam’a göre sivrisinek vızıltılarıdır
CEVAP
Allahü teâlânın ismini doğru yazalım, CC yazmayalım demeyi sivrisinek vızıltısı olarak görmek çok tehlikelidir, insanın imanını tehlikeye atabilir Dinde bir şeyi hafife, basite almak tehlikelidir Din kitapları CC yazılmamalı diyor Ama günümüzdeki kimseler yazıyor Her tarafta kullanılması ölçü değildir Ölçü din âlimlerinin bildirdikleridir Sinek vızıltısı olsaydı, din âlimleri bunu kitaplarına yazmazdı Bir söz ile insan küfre düşer, bir söz ile imana gelir Bir söz ile hanım boş olur, bir söz ile elin kızı elin erkeğine hanım olur
Küçük harfle yazmak
Sual: Lafzatullahı yani Allah kelimesini allah diye baş harfini küçük yazmak küfür mü, yoksa haram mı? Çünkü Allah’tan başka büyük yok
CEVAP
Ne küfür, ne haram, ne de mekruhtur İslam harflerinde zaten büyük harf yok Dolayısıyla, Kur'anı kerimde Allah ismi küçük harfle yazılır Türkçe’de özel isimlerin büyük harfle yazılması âdet olduğu için, büyük harfle yazıp, yadırganmaya sebep olmamalıdır
Yalnız Allah demek
Sual: Konuşurken, vaaz ederken, (Allah diyor ki) demek uygun mu?
CEVAP
Uygun değildir, saygısızlık olur Allah teâlâ demek de uygun değildir Allahü teâlâ demelidir Allahü teâlânın ismini söyleyince, işitince, yazınca, cellecelalüh, teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vacib, tekrarında ise müstehabdır Resulullah efendimizin ismini işitince salevat söylemek de böyledir (Reddülmuhtar)
Hazreti Yezdan
Sual: Yezdan, Zerdüştlerin iyilik tanrısına verdikleri isimmiş Bu durumda mehter marşında geçen, (Kur’anda zafer vaat ediyor, Hazreti Yezdan!) ifadesi uygun mu?
CEVAP
Mahzuru yoktur
Eski İran’ın en büyük dini olan ateşe tapınmayı kuran Zerdüşt, putların arasından Yezdan ve Ehremen isminde iki uknum tayin etti Yezdan iyilik tanrısı, Ehremen ise, kötülük tanrısı veya Yezdan’ın nur, aydınlık; Ehremen’in de zulmet, karanlık olması gibi, misli görülmemiş bâtıl bir itikad inanç ortaya koydu (Cevap Veremedi kitabı)
Yezdan; ilah, mevlâ demektir Onlar bu güzel ismi taptıkları şeye koymuşlar Bundan dolayı Yezdan isminin kötü olması gerekmez Putlarına Mevlâ ismini de koyabilirlerdi Bu durumda Mevlâ isminin de kötü olması gerekmezdi
Kâinat, bir sanat eseridir
Sual: Tabiattaki varlıklar ve kâinat için, sanat eseri demek, Allah için de, sanatçı demek caiz mi?
CEVAP
Bütün kâinat, tabiattaki her varlık, birer sanat eseridir Böyle söylemenin mahzuru olmaz Bir yaprak parçası, muazzam bir fabrikadır Bir kum tanesi, bir canlı hücre, fennin bugün biraz anlayabildiği ince sanatların birer sergisidir Bugün, fennin buluşları, başarıları diye övündüklerimiz, bu tabiat sanatlarından birkaçını görebilmek ve taklit edebilmek sonucu ortaya çıkmıştır
Her sanat eserinin, bir sahibi olur Allahü teâlâ da, bütün kâinatın sahibidir Onun yaratması, bir sanatçının bir şey yapması, bir eser ortaya çıkarması gibi değildir Bir sanatçının yaptığı eseri de yaratan, yine Allahü teâlâdır Allahü teâlâ, bir şeyi yaratmak istediği zaman, ona sadece (Ol) der, o şey hemen var olur
Allahü teâlâ için sanatçı demek ise, caiz olmaz İmamı Rabbani hazretleri de, buyuruyor ki:
Allahü teâlânın isimleri, tevkîfîdir, yani dinin sahibinin bildirmesine bağlıdır İslamiyet’in söylediği ismi söylemeli İslamiyet’in bildirmediği isim ne kadar iyi, güzel isim olsa da söylenemez (267)
Allah’a sanatkâr demek
Sual: Allahü teala için sanatkâr, mühendis demek caiz midir?
CEVAP
Değildir; çünkü Allahü tealanın isimleri tevkifiyyedir Yani dinimizin bildirdiği isimler kullanılır Manası ne kadar güzel olsa da dinin bildirmedikleri kullanılmaz Mesela (İnsanoğlunun mühendisi, kalbini çok muhteşem şekilde yerleştirmiştir) veya (Kâinatın sanatkârı gezegenleri yerli yerine yerleştirmiştir) demek caiz olmaz; fakat Allahü tealanın sanatı veya Allahü tealanın mühendisliği denir İkisi farklıdır Birinde, dinin bildirmediği isim söylenmiş oluyor ki, caiz değildir Diğerinde ise, bizzat Onun yaptığı iş söyleniyor Onun sanatı, mühendisliği deniyor Bu caiz oluyor Suni ilahi veya sunullah da denir Allahın eseri, sanatı demektir San’i de denir San’i, yapan, yaratan anlamındadır
Âlim ve Alîm isimleri
Sual: S Ebediyye’de, (Allahü teâlâya âlim denir, fakat âlim demek olan fakîh denmez, çünkü İslamiyet Allahü teâlâya fakîh dememiştir) deniyor Esmaülhüsna’da Âlim diye bir isim yok, elAlîm ismi var Allahü teâlânın Âlim ismi de mi vardır?
CEVAP
Evet, vardır Bir âyeti kerime meali şöyledir:
(Gaybı ancak Allah bilir O, Âlimülgayb gaybı bilendir) Haşr 22
Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlânın isimleri sonsuzdur İnsanlara bildirilen bin bir ismi var diye meşhurdur Bunlardan doksan dokuzuna Esmaülhüsna denir (İtikadname)
Allahü teâlâya saygı
Sual: Sitenizdeki yazıları birçok kimseler alıp sitelerine koymuşlar Fakat Allahü teâlâ yazdığınız yerlere birer (cc) eklemişler Peygamber efendimiz veya Resulullah yazdığınız yerlere de (sav) veya (sas) yazmışlar Böyle harfler yazılması gerekiyorsa siz niye yazmadınız? Gerekmiyorsa onlar niye yazmışlar?
CEVAP
Bilemediklerinden öyle yazmışlar Allah ismini yazınca bir saygı ifadesi gerekir Mesela (teâlâ) yazılmalıdır (Teâlâ) yazılınca artık (celle celalüh) demek gerekmez Peygamber efendimiz denince zaten saygı var Resulullah denince de öyle Allah'ın Resulü diye saygı belirtiliyor
Din kitaplarında deniyor ki:
Allahü teâlânın ismini okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince, sübhanallah, tebarekallah, cellecelalüh veya teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak, ilkinde vacib, tekrarında ise müstehabdır Resulullah'ın sallallahü aleyhi ve sellemismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacib, tekrarında müstehabdır
Biz, (Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir) diye izin verdik, ama orijinaline de sadık kalınmalı dedik İlave ve çıkarma yapılınca sadık kalınmamış olur Emanete hıyanet edilmiş olur Kul hakkı geçer
Bir başka husus da, (cc), (sav), (sas), (ra) gibi kısaltma yapmak uygun değildir Mirâti kâinât kitabında, (Cahiller ve tembeller, saygı sözlerini kısaltıp birkaç harf yazıyorlar Bu doğru değildir Çok sakınmalıdır) deniyor Saygı sözlerini kısaltanlara itibar etmemelidir
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız
CEVAP
Esmâül hüsna, Allahü teâlânın güzel isimleri demektir Arapça orijinal yazılışları için buraya tıklayınız!
Allahü teâlânın Tirmizi’de bildirilen 99 ismi şunlardır:
1 Allah: Her ismin vasfını ihtiva eden öz adı Kendinden başka ilah bulunmayan tek Allah
Bu ismi şerif, Cenâbı Hakk'ın has ismidir Bu itibarla diğer isimlerin ifade ettiği bütün güzel vasıfları ve İlâhî sıfatları içine alır Diğer isimler ise, yalnız kendi mânalarına delâlet ederler Bu bakımdan Allah isminin yerini hiçbir isim tutamaz Bu isim, Allah'tan başkasına mecazen de verilemez Diğer isimlerinden bazılarının, Allah'tan başkasına isim olarak verilmesi caizdir
2 ErRahmân: Dünyada bütün mahlûkata merhamet eden, şefkat gösteren, ihsan eden
3 ErRahîm: Ahirette, sadece müminlere acıyan, merhamet eden
4 ElMelik: Mülkün, kâinatın sahibi, mülk ve saltanatı devamlı olan
5 ElKuddûs: Her noksanlıktan uzak ve her türlü takdîse lâyık olan
6 EsSelâm: Her türlü tehlikelerden selamete çıkaran Cennetteki bahtiyar kullarına selâm eden
7 ElMü’min: Güven veren, emin kılan, koruyan, iman nurunu veren
8 ElMüheymin: Her şeyi görüp gözeten, her varlığın yaptıklarından haberdar olan
9 ElAzîz: İzzet sahibi, her şeye galip olan, karşı gelinemeyen
10 ElCebbâr: Azamet ve kudret sahibi Dilediğini yapan ve yaptıran Hükmüne karşı gelinemeyen
11 ElMütekebbir: Büyüklükte eşi, benzeri yok
12 ElHâlık: Yaratan, yoktan var eden Varlıkların geçireceği halleri takdir eden
13 ElBâri: Her şeyi kusursuz ve mütenasip yaratan
14 ElMusavvir: Varlıklara şekil veren ve onları birbirinden farklı özellikte yaratan
15 ElGaffâr: Günahları örten ve çok mağfiret eden Dilediğini günah işlemekten koruyan
16 ElKahhâr: Her istediğini yapacak güçte olan, galip ve hâkim
17 ElVehhâb: Karşılıksız nimetler veren, çok fazla ihsan eden
18 ErRazzâk: Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan
19 ElFettâh: Her türlü sıkıntıları gideren
20 ElAlîm: Gizli açık, geçmiş, gelecek, her şeyi, ezeli ve ebedi ilmi ile en mükemmel bilen
21 ElKâbıd: Dilediğinin rızkını daraltan, ruhları alan
22 ElBâsıt: Dilediğinin rızkını genişleten, ruhları veren
23 ElHâfıd: Kâfir ve facirleri alçaltan
24 ErRâfi: Şeref verip yükselten
25 ElMu’ız: Dilediğini aziz eden
26 ElMüzil: Dilediğini zillete düşüren, hor ve hakir eden
27 EsSemi: Her şeyi en iyi işiten, duaları kabul eden
28 ElBasîr: Gizli açık, her şeyi en iyi gören
29 ElHakem: Mutlak hakim, hakkı bâtıldan ayıran Hikmet sahibi
30 ElAdl: Mutlak adil, yerli yerinde yapan
31 ElLatîf: Her şeye vakıf, lütuf ve ihsan sahibi olan
32 ElHabîr: Her şeyden haberdar Her şeyin gizli taraflarından haberi olan
33 ElHalîm: Cezada, acele etmeyen, yumuşak davranan, hilm sahibi
34 ElAzîm: Büyüklükte benzeri yok Pek yüce
35 ElGafûr: Affı, mağfireti bol
36 EşŞekûr: Az amele, çok sevap veren
37 ElAliyy: Yüceler yücesi, çok yüce
38 ElKebîr: Büyüklükte benzeri yok, pek büyük
39 ElHafîz: Her şeyi koruyucu olan
40 ElMukît: Rızıkları yaratan
41 ElHasîb: Kulların hesabını en iyi gören
42 ElCelîl: Celal ve azamet sahibi olan
43 ElKerîm: Keremi, lütuf ve ihsânı bol, karşılıksız veren, çok ikram eden
44 ErRakîb: Her varlığı, her işi her an gözeten Bütün işleri murakabesi altında bulunduran
45 ElMucîb: Duaları, istekleri kabul eden
46 ElVâsi: Rahmet ve kudret sahibi, ilmi ile her şeyi ihata eden
47 ElHakîm: Her işi hikmetli, her şeyi hikmetle yaratan
48 ElVedûd: İyiliği seven, iyilik edene ihsan eden Sevgiye layık olan
49 ElMecîd: Nimeti, ihsanı sonsuz, şerefi çok üstün, her türlü övgüye layık bulunan
50 ElBâis: Mahşerde ölüleri dirilten, Peygamber gönderen
51 EşŞehîd: Zamansız, mekansız hiçbir yerde olmayarak her zaman her yerde hazır ve nazır olan
52 ElHak: Varlığı hiç değişmeden duran Var olan, hakkı ortaya çıkaran
53 ElVekîl: Kulların işlerini bitiren Kendisine tevekkül edenlerin işlerini en iyi neticeye ulaştıran
54 ElKaviyy: Kudreti en üstün ve hiç azalmaz
55 ElMetîn: Kuvvet ve kudret menbaı, pek güçlü
56 ElVeliyy: Müslümanların dostu, onları sevip yardım eden
57 ElHamîd: Her türlü hamd ve senaya layık olan
58 ElMuhsî: Yarattığı ve yaratacağı bütün varlıkların sayısını bilen
59 ElMübdi: Maddesiz, örneksiz yaratan
60 ElMuîd: Yarattıklarını yok edip, sonra tekrar diriltecek olan
61 ElMuhyî: İhya eden, yarattıklarına can veren
62 ElMümît: Her canlıya ölümü tattıran
63 ElHayy: Ezeli ve ebedi bir hayat ile diri olan
64 ElKayyûm: Mahlukları varlıkta durduran, zatı ile kaim olan
65 ElVâcid: Kendisinden hiçbir şey gizli kalmayan, hiçbir şeye muhtaç olmayan
66 ElMâcid: Kadri ve şânı büyük, keremi, ihsanı bol olan
67 ElVâhid: Zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan
68 EsSamed: Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan, herkesin muhtaç olduğu merci
69 ElKâdir: Dilediğini dilediği gibi yaratmaya muktedir olan
70 ElMuktedir: Dilediği gibi tasarruf eden, her şeyi kolayca yaratan kudret sahibi
71 ElMukaddim: Dilediğini yükselten, öne geçiren, öne alan
72 ElMuahhir: Dilediğini alçaltan, sona, geriye bırakan
73 ElEvvel: Ezeli olan, varlığının başlangıcı olmayan
74 ElÂhir: Ebedi olan, varlığının sonu olmayan
75 EzZâhir: Yarattıkları ile varlığı açık, aşikâr olan, kesin delillerle bilinen
76 ElBâtın: Aklın tasavvurundan gizli olan
77 ElVâlî: Bütün kâinatı idare eden, onların işlerini yoluna koyan
78 ElMüteâlî: Son derece yüce olan
79 ElBerr: İyilik ve ihsanı bol olan
80 EtTevvâb: Tevbeleri kabul edip, günahları bağışlayan
81 ElMüntekım: Asilerin, zalimlerin cezasını veren
82 ElAfüvv: Affı çok olan, günahları mağfiret eden
83 ErRaûf: Çok merhametli, pek şefkatli
84 Mâlikül Mülk: Mülkün, her varlığın sahibi
85 ZülCelâli vel İkrâm: Celal, azamet, şeref, kemal ve ikram sahibi
86 ElMuksit: Mazlumların hakkını alan, adaletle hükmeden, her işi birbirine uygun yapan
87 ElCâmi: İki zıttı bir arada bulunduran Kıyamette her mahlûkatı bir araya toplayan
88 ElGaniyy: İhtiyaçsız, muhtaç olmayan, her şey Ona muhtaç olan
89 ElMugnî: Müstağni kılan İhtiyaç gideren, zengin eden
90 ElMâni: Dilemediği şeye mani olan, engelleyen
91 EdDârr: Elem, zarar verenleri yaratan
92 EnNâfi: Fayda veren şeyleri yaratan
93 EnNûr: Âlemleri nurlandıran, dilediğine nur veren
94 ElHâdî: Hidayet veren
95 ElBedî: Misalsiz, örneksiz harikalar yaratan (Eşi ve benzeri olmayan)
96 ElBâkî: Varlığının sonu olmayan, ebedi olan
97 ElVâris: Her şeyin asıl sahibi olan
98 ErReşîd: İrşada muhtaç olmayan, doğru yolu gösteren
99 EsSabûr: Ceza vermede, acele etmeyen
Başka isimler söylemek
Sual: Allahü teâlâya Onun 99 isminden başka bir isim söylemek caiz olur mu? Mesela Padişah, Sultan, Çalap, Hüda gibi isimler caiz olur mu?
CEVAP
İbadet olmayan yerlerde kullanmak caizdir İbadet olarak kullanılmaz
Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, Allah’ın isimlerinin tevkifi olduğu, yani dinin bildirdiği isimleri söylemek gerektiği, Esmai hüsnâdan başka isim söylenemeyeceği açıklanmaktadır
Şerhi mevakıfta da, (Allahü teâlâya yakışan mana ile 99 isminden başka isim söylemek, âlimlerin çoğuna göre caiz değildir) buyuruluyor Yani az da olsa, Allahü teâlâya yakışan başka isimlerle çağırmanın da caiz olduğunu söyleyen âlimler var demektir
Esmai hüsnâdan olmadığı halde, Mevla, Rab, Nasır, Galip, Ekrem, Allahü teâlânın ismi olarak Kur'anı kerimde kullanılmıştır Hadisi şeriflerde ise, Hannan, Mennan, Cemil gibi isimler kullanılmıştır (Feraid)
Tasavvuf şairi Kuddusi efendi diyor ki:
Ey rahmeti bol Padişah,
Cürmüm ile geldim sana,
Ben eyledim hadsiz günah,
Cürmüm ile geldim sana
Yunus Emre de, Çalap ve daha başka isimleri ilah manasında, ibadet dışında kullanmıştır Bir çok menkıbede, hükümdar, sultan kelimeleri ibadet dışında kullanılmıştır Âlimlerin kullandıkları isimlerden başka isimleri kullanmamalıdır
Esmai hüsna’yı ezberlemek
Sual: Bir arkadaşım dedi ki:
“Ebu Hüreyre’den nakledilen bir hadiste, Peygamberimizin (Allahü teâlânın şu 99 esmai hüsnasını ihsâ eden, Cennete girer, sonsuz saadete ulaşır) dediği iddia edilmiştir Ancak, Peygamberimizin, Allah'a böyle bir sınırlama koyması mümkün değildir Bu hadis sahih değildir Peygamberimiz şöyle söylemiş olabilir: (Allah'ın isimlerinden 99'unu ihsâ eden Cennete girer, sonsuz saadete erişir)
Bu arkadaşımın sözünde doğruluk payı var mıdır?
CEVAP
Yoktur Çünkü o hadisi şerif, kütübi sittenin en kıymetli üç hadis kitabında, yani Buhari, Müslim ve Tirmizi’de vardır O hadisi şerifi yalan saymak, bu üç büyük âlimi cahil saymak olur
Din kitaplarında bu husus açıklanmıştır Herkese Lazım Olan İman kitabında deniyor ki: Allahü teâlânın isimleri sonsuzdur Bin bir ismi var diye meşhurdur Yani, isimlerinden bin bir tanesini insanlara bildirmiştir Bunlardan 99’una Esmaül hüsna denir
Demek ki Allah’ın bin bir ismi vardır Ama bunlardan 99’una Esmai hüsna deniyor Kadı zade Ahmed efendi de, Birgivi vasiyetnamesi şerhinde, (Allahü teâlânın 99 ismine Esmai hüsna denir) diyor
Arkadaşın dediği gibi, Allah’ın isimlerinden 99 unu değil, Peygamber efendimizin bildirdiği 99 ismi ihsâ etmek gerekiyor Yoksa Allahü teâlânın ismi çoktur Bunlardan rastgele 99’unu değil, bildirilen 99 ismi ihsâ etmek gerekir Burada ihsâ etmek, bu 99 ismi manaları ile birlikte ezberleyip amel etmek demektir Böyle yapan kimse elbette Cennete girer, sonsuz saadete ulaşır
Birkaç örnek verelim:
Kerim: Lütfu ve ihsanı bol, çok ikram eden Müslüman da, cömert ve ihsan sahibi olmalı
Gaffar: Günahları örten ve çok mağfiret eden Müslümanlar da birbirlerinin kusurlarını görmemeli
Razzâk: Her varlığın rızkını veren ve ihtiyacını karşılayan Bu ismi okurken, rızkı için endişe etmemeli
Mütekebbir: Büyüklükte eşi, benzeri yok Bu ismi okurken Allahü teâlânın azametini ve kibriyâsını düşünerek kibirden uzak durmalı
Bunlar gibi Esmai hüsnadaki isimler okunurken, manalarını düşünmeli ve bunlarla amel etmeli
Arkadaşınızın, hadisi şerif okuyup yanlış anlaması da gösteriyor ki, tefsirden, meal ve hadisten din öğrenilmez Dinimi öğreneyim derken, yanlış anlayıp, dinsiz olup çıkabilir Bu yüzden doğru yazılmış ilmihal kitaplarından dinimizi öğrenmeye çalışmalıyız Ehli sünnet âlimlerinin kıymetli eserlerinden tercüme edilerek derlenmiş olan, nakli esas alan, en kıymetli ilmihal kitabı Tam İlmihal Seadeti Ebediyye son sözünde diyor ki:
“Evliya olan Ehli sünnet âlimleri, kalb, ruh mütehassısları olup, herkesin bünyesine ve hastalığına ve zamanının zulmetine ve fesadına uygun ruh ilaçlarını, hadisi şeriflerden seçerek söylemişler ve yazmışlardır Resulullah, dünya eczanesine yüz binlerce ilaç hazırlayan baş tabip olup, Evliya olan Ehli sünnet âlimleri de, bu hazır ilaçları, hastaların dertlerine göre dağıtan, emrindeki yardımcı tabipler gibidir Hastalığımızı bilemediğimiz, ilaçları tanımadığımız için, yüz binlerce hadis içinden, kendimize ilaç aramaya kalkarsak, (Allergie) aksi tesir hasıl olarak, cahilliğimizin cezasını çeker, fayda yerine zarar görürüz İşte bunun için, hadisi şerifte, (Kur'anı kerimi kendi anladığına göre tefsir eden kâfir olur) buyuruldu Mezhepsizler, bu inceliği anlayamadıkları için, (Herkes Kur’an ve hadis okumalı, dinini bunlardan kendi anlamalı, mezhep kitaplarını okumamalı) diyerek, Ehli sünnet âlimlerinin kitaplarının okunmasını yasak ediyorlar Bütün Müslümanları felakete sürüklüyorlar
Hakkıyla bilen
Sual: Esmai hüsnadan olan Alîm ismine tam bilen demek uygun mudur? Bunun gibi Basîr ismine de tam gören demek uygun olur mu?
CEVAP
Alîm ismi Kur’anı kerimde yüzden fazla geçiyor Hiçbir tefsirde tam bilen diye bir ifadeye rastlamadık Hemen bütün tefsirlerde, hakkıyla bilen, her şeyin içini ve dışını en mükemmel bilen diye açıklanıyor Alîm, bilen demektir Neyi bilen, her şeyi bilen demektir Nasıl bilendir? Hakkıyla bilen, en iyi bilen demektir Alîm, kısaca her şeyi hakkı ile, en iyi bilen demektir
Basîr de gören demektir Neyi gören? Gizli açık her şeyi gören demektir Nasıl görendir? Her şeyin dışını ve içini bir uzuv olmadan müşahede edendir Tam gören ifadesi biraz yavan kalmaktadır Gizli açık her şeyi en iyi gören demek daha uygun olur
El Hak ismi
Sual: Bazıları, (Allah’ın Hak diye bir ismi yok, ona hak demek şirk olur) diyorlar Biz hep Cenabı Hak diyoruz, bu şirk mi oluyor?
CEVAP
Hayır, şirk değildir El Hak isminin, Esmai hüsnadan yani Allahü teâlânın 99 güzel isminden biri olduğu, Tirmizi’deki hadisi şerifte bildiriliyor
El Hak: Varlığı hiç değişmeden duran, var olan, hakkı ortaya çıkaran demektir
El Berr ismi
Sual: Esmai hüsnadan El Berr kelimesi El Birr olarak mı yazılır? İkisi arasındaki fark nedir?
CEVAP
Bu kelime BR olarak yazılır Ber, bir ve bur olarak okunabilir
Birr, iyilik demektir Kur'anda çok yerde geçer: Bekara 44, 177, 189; Ali İmran 92, Maide 2
Tur suresinin 28 âyetinde ise, elberrürrahim olarak geçmektedir Bu esmai hüsnadan olan berr'dir Bu berr olarak yazılır Berr, ayrıca kara parçası anlamına da gelir Maide suresinin 96 âyetinde, saydül bahri deniz avı, saydül berri Kara avı ifadesi geçer Şu surelerde de kara parçası olarak geçmektedir: 659; 663; 697;1022; 1767; 768; 1770; 2763; 296566; 3041; 3132
Burr, buğday demektir Bir hadisi şerifte, (Buğdayı buğdaya satarken biri fazla olursa faiz olur) buyuruluyor Vel burru bil burri ifadesi geçiyor (Tirmizi)
Şu halde birr, iyilik demektir Berr, Esmai hüsnadandır, ayrıca kara parçası anlamına da geliyor
Vahid ve Ehad
Sual: Bir anlamına gelen Vahid ve Ehad kelimeleri arasındaki fark nedir?
CEVAP
Evet Vahid de, Ehad da (Bir) manasına gelir Biri sıfat ismi, biri zat ismidir Vâhid, Allahü tealanın sıfat isimlerindendir, Esmai hüsnada bildirilen 99 isminden biridir Vâhid, zat, sıfat ve fiillerinde benzeri ve ortağı olmayan, tek olan anlamındadır Bir âyet meali şöyledir:
(Elbette ilahınız vahiddir, birdir) Saffat 4)
Ehad de Onun zat ismidir Bir âyet meali şöyledir:
(De ki, Allah ehaddir, birdir) İhlas 1
Burada zatı bakımdan bir demektir
Buradaki (Bir) kelimesini sayı bakımından bir gibi anlamamalı Öyle anlaşılırsa Allah madde, cisim gibi anlaşılır Halbuki Allah hiç bir şeye benzemez, hayal edilen şey mahlûktur, O her hayalden farklıdır Mücessime ve Müşebbihe denilen fırkalar, Allah’ı yürüyen, oturan, madde, cisim gibi görür Bir âyeti kerime meali şöyledir:
(Onun benzeri hiçbir şey yoktur, O hiçbir şeye benzemez) Şura 11
Allah ismine saygı
Sual: Allah ismini saygı ifadesiz yazmak, söylemek caiz midir?
CEVAP
Selefi salihin saygı ile söyler ve saygı ile yazardı Terki bid’attir Bir yazıda, bir konuşmada bir defacık olsun saygı ile yazmalı veya söylemelidir! Onun için dilimizi Allahü teâlâ demeye alıştırmalıyız!
Allahü teâlâ razı olsun
Sual: (Allah razı olsun) denince saygı sözü terkedilmiş olur mu?
CEVAP
Evet (Allahü teâlâ, razı olsun) demelidir!
Kısaltmalar
Sual: Dini yazılarda saygı kelimelerini her seferinde yazmalı mı? (CC, SAV, RA) gibi kısaltma yapmak uygun mu?
CEVAP
Din kitaplarında diyor ki:
Allahü teâlânın ismini okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince, sübhânallah, tebârekallah, cellecelalüh veya teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak, ilkinde vacip, tekrarında ise müstehaptır Resulullah sallallahü aleyhi ve sellemin ismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacip, tekrarında müstehaptır
(cc), (sav) (ra) gibi kısaltma yapmak uygun değildir Mirâti kâinât kitabında diyor ki:
Cahiller ve tembeller, saygı sözlerini kısaltarak birkaç harf yazıyorlar Bu doğru değildir Çok sakınmalıdır!
Hafife almak tehlikelidir
Sual: Kısaltmalar her tarafta kullanılıyor Bir metini okurken (CC) geçtiğinde onu harf bazında söylemiyoruz, yüksek sesle Celle Celalühü diyoruz Bu konuları konuşmakla vaktimizi boşa geçirmiş bulunuruz Bu konular İslam’a göre sivrisinek vızıltılarıdır
CEVAP
Allahü teâlânın ismini doğru yazalım, CC yazmayalım demeyi sivrisinek vızıltısı olarak görmek çok tehlikelidir, insanın imanını tehlikeye atabilir Dinde bir şeyi hafife, basite almak tehlikelidir Din kitapları CC yazılmamalı diyor Ama günümüzdeki kimseler yazıyor Her tarafta kullanılması ölçü değildir Ölçü din âlimlerinin bildirdikleridir Sinek vızıltısı olsaydı, din âlimleri bunu kitaplarına yazmazdı Bir söz ile insan küfre düşer, bir söz ile imana gelir Bir söz ile hanım boş olur, bir söz ile elin kızı elin erkeğine hanım olur
Küçük harfle yazmak
Sual: Lafzatullahı yani Allah kelimesini allah diye baş harfini küçük yazmak küfür mü, yoksa haram mı? Çünkü Allah’tan başka büyük yok
CEVAP
Ne küfür, ne haram, ne de mekruhtur İslam harflerinde zaten büyük harf yok Dolayısıyla, Kur'anı kerimde Allah ismi küçük harfle yazılır Türkçe’de özel isimlerin büyük harfle yazılması âdet olduğu için, büyük harfle yazıp, yadırganmaya sebep olmamalıdır
Yalnız Allah demek
Sual: Konuşurken, vaaz ederken, (Allah diyor ki) demek uygun mu?
CEVAP
Uygun değildir, saygısızlık olur Allah teâlâ demek de uygun değildir Allahü teâlâ demelidir Allahü teâlânın ismini söyleyince, işitince, yazınca, cellecelalüh, teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak birincisinde vacib, tekrarında ise müstehabdır Resulullah efendimizin ismini işitince salevat söylemek de böyledir (Reddülmuhtar)
Hazreti Yezdan
Sual: Yezdan, Zerdüştlerin iyilik tanrısına verdikleri isimmiş Bu durumda mehter marşında geçen, (Kur’anda zafer vaat ediyor, Hazreti Yezdan!) ifadesi uygun mu?
CEVAP
Mahzuru yoktur
Eski İran’ın en büyük dini olan ateşe tapınmayı kuran Zerdüşt, putların arasından Yezdan ve Ehremen isminde iki uknum tayin etti Yezdan iyilik tanrısı, Ehremen ise, kötülük tanrısı veya Yezdan’ın nur, aydınlık; Ehremen’in de zulmet, karanlık olması gibi, misli görülmemiş bâtıl bir itikad inanç ortaya koydu (Cevap Veremedi kitabı)
Yezdan; ilah, mevlâ demektir Onlar bu güzel ismi taptıkları şeye koymuşlar Bundan dolayı Yezdan isminin kötü olması gerekmez Putlarına Mevlâ ismini de koyabilirlerdi Bu durumda Mevlâ isminin de kötü olması gerekmezdi
Kâinat, bir sanat eseridir
Sual: Tabiattaki varlıklar ve kâinat için, sanat eseri demek, Allah için de, sanatçı demek caiz mi?
CEVAP
Bütün kâinat, tabiattaki her varlık, birer sanat eseridir Böyle söylemenin mahzuru olmaz Bir yaprak parçası, muazzam bir fabrikadır Bir kum tanesi, bir canlı hücre, fennin bugün biraz anlayabildiği ince sanatların birer sergisidir Bugün, fennin buluşları, başarıları diye övündüklerimiz, bu tabiat sanatlarından birkaçını görebilmek ve taklit edebilmek sonucu ortaya çıkmıştır
Her sanat eserinin, bir sahibi olur Allahü teâlâ da, bütün kâinatın sahibidir Onun yaratması, bir sanatçının bir şey yapması, bir eser ortaya çıkarması gibi değildir Bir sanatçının yaptığı eseri de yaratan, yine Allahü teâlâdır Allahü teâlâ, bir şeyi yaratmak istediği zaman, ona sadece (Ol) der, o şey hemen var olur
Allahü teâlâ için sanatçı demek ise, caiz olmaz İmamı Rabbani hazretleri de, buyuruyor ki:
Allahü teâlânın isimleri, tevkîfîdir, yani dinin sahibinin bildirmesine bağlıdır İslamiyet’in söylediği ismi söylemeli İslamiyet’in bildirmediği isim ne kadar iyi, güzel isim olsa da söylenemez (267)
Allah’a sanatkâr demek
Sual: Allahü teala için sanatkâr, mühendis demek caiz midir?
CEVAP
Değildir; çünkü Allahü tealanın isimleri tevkifiyyedir Yani dinimizin bildirdiği isimler kullanılır Manası ne kadar güzel olsa da dinin bildirmedikleri kullanılmaz Mesela (İnsanoğlunun mühendisi, kalbini çok muhteşem şekilde yerleştirmiştir) veya (Kâinatın sanatkârı gezegenleri yerli yerine yerleştirmiştir) demek caiz olmaz; fakat Allahü tealanın sanatı veya Allahü tealanın mühendisliği denir İkisi farklıdır Birinde, dinin bildirmediği isim söylenmiş oluyor ki, caiz değildir Diğerinde ise, bizzat Onun yaptığı iş söyleniyor Onun sanatı, mühendisliği deniyor Bu caiz oluyor Suni ilahi veya sunullah da denir Allahın eseri, sanatı demektir San’i de denir San’i, yapan, yaratan anlamındadır
Âlim ve Alîm isimleri
Sual: S Ebediyye’de, (Allahü teâlâya âlim denir, fakat âlim demek olan fakîh denmez, çünkü İslamiyet Allahü teâlâya fakîh dememiştir) deniyor Esmaülhüsna’da Âlim diye bir isim yok, elAlîm ismi var Allahü teâlânın Âlim ismi de mi vardır?
CEVAP
Evet, vardır Bir âyeti kerime meali şöyledir:
(Gaybı ancak Allah bilir O, Âlimülgayb gaybı bilendir) Haşr 22
Mevlânâ Hâlidi Bağdâdî hazretleri de buyuruyor ki:
Allahü teâlânın isimleri sonsuzdur İnsanlara bildirilen bin bir ismi var diye meşhurdur Bunlardan doksan dokuzuna Esmaülhüsna denir (İtikadname)
Allahü teâlâya saygı
Sual: Sitenizdeki yazıları birçok kimseler alıp sitelerine koymuşlar Fakat Allahü teâlâ yazdığınız yerlere birer (cc) eklemişler Peygamber efendimiz veya Resulullah yazdığınız yerlere de (sav) veya (sas) yazmışlar Böyle harfler yazılması gerekiyorsa siz niye yazmadınız? Gerekmiyorsa onlar niye yazmışlar?
CEVAP
Bilemediklerinden öyle yazmışlar Allah ismini yazınca bir saygı ifadesi gerekir Mesela (teâlâ) yazılmalıdır (Teâlâ) yazılınca artık (celle celalüh) demek gerekmez Peygamber efendimiz denince zaten saygı var Resulullah denince de öyle Allah'ın Resulü diye saygı belirtiliyor
Din kitaplarında deniyor ki:
Allahü teâlânın ismini okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince, sübhanallah, tebarekallah, cellecelalüh veya teâlâ gibi saygı sözlerinden birini söylemek, yazmak, ilkinde vacib, tekrarında ise müstehabdır Resulullah'ın sallallahü aleyhi ve sellemismini işitenin ömründe bir defa salevat getirmesi farz, okuyunca, yazınca, söyleyince, işitince ilkinde söylemek vacib, tekrarında müstehabdır
Biz, (Sitemizdeki bilgiler, bütün insanların istifadesi için hazırlanmıştır Orijinaline sadık kalmak şartıyla, izin almaya gerek kalmadan, herkes istediği gibi alıp istifade edebilir) diye izin verdik, ama orijinaline de sadık kalınmalı dedik İlave ve çıkarma yapılınca sadık kalınmamış olur Emanete hıyanet edilmiş olur Kul hakkı geçer
Bir başka husus da, (cc), (sav), (sas), (ra) gibi kısaltma yapmak uygun değildir Mirâti kâinât kitabında, (Cahiller ve tembeller, saygı sözlerini kısaltıp birkaç harf yazıyorlar Bu doğru değildir Çok sakınmalıdır) deniyor Saygı sözlerini kısaltanlara itibar etmemelidir
Linkleri sadece kayıtlı üyelerimiz görebilirForumTR üyesi olmak için tıklayınız