iltasyazilim
FD Üye
Son günlerde aleni sekilde Peygamber Efendimiz'i reddetmenin de normal bir tavir oldugunu beyan edenler cogalmakta Allah bu hastaliktan hepimizi korusun
Bu anekdotla birlikte hosuma giden bir yaziyi sizinle de paylasmak isterim:
ALLAHA ITAAT ICIN PEYGAMBERE ITAAT ŞARTTIR!
150151 Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah ile peygamberleri arasında ayırım yaparak; `Buna inanır, fakat şuna inanmayız' diyenler böylece, iman ile küfür arası bir yol tutturmak isteyenler var ya, onlar gerçek anlamı ile kafirdirler Biz kafirler için onur kırıcı bir azap hazırladık
152 Buna karşılık Allah'a ve peygamberlerine inananlara ve peygamberler arasında ayırım yapmayanlara gelince, Allah onların mükafatını ilerde verecektir Hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir
Yahudiler kendi peygamberlerine inandıklarını iddia ediyorlardı Ancak, İsa ve Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) peygamberliklerini inkar ediyorlardı Hıristiyanlar, Hz İsa'yı ilahlaştırmalarına ek olarak; Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) peygamberliğini de inkar ediyorlardı
İşte Kur'an hem onları hem de bunları reddediyor Allah ve peygamberlerinin, ayrıca bütün peygamberlerin arasını ayırmaksızın iman etmeye ilişkin kapsamlı ve eksiksiz İslam düşüncesini yerleştiriyor İşte bu kapsayıcılığıyla din, İslâm'dır Allah, bunun dışında insanlardan başkasını kabul etmeyecektir Çünkü yüce Allah'ın birliğine ve bu birliğin gereklerine uygun tek din budur
Kuşkusuz yüce Allah'ın mutlak birliği, onunla peygamberlerin insanlara gönderildiği dinintekliğini gerektirmektedir Aynı şekilde bu emaneti insanlığa taşıyan peygamberlerin birliğini zorunlu kılmaktadır Peygamberlerin ya da peygamberliğin birliğini inkar edenler, gerçekte Allah'ın birliğini inkar etmektedirler Ayrıca bu durum onların, yüce Allah'ın birliğinin gerekleri hakkındaki yanlış düşüncelerini göstermektedir Yüce Allah'ın ïnsanlığa gönderdiği dininin ve onlar için seçtiği hayat' sisteminin kaynağı değişmediği gibi esasları da değişmez
Bu nedenle, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, ayetin akışında; Allah'a inanan fakat peygamberleri inkar edenlerolarak, ifade edilmektedir Peygamberlerin arasını ayırmak isteyenler de; bazısına inanan ancak bazısına inanmayanolarak tabir edilmektedirler Her iki grup da, Allah'ı peygamberlerini inkar edenlerolarak; nitelendirilmektedirler Böylece, Allah ve peygamberlerini ayırmak ve peygamberlerinin bazısını bazısından ayırmak; Allah ve peygamberlerini inkar etmek olarak değerlendirilmiştir
Kuşkusuz iman bölünmez bir bütündür Allah'a iman etmek O'nun birliğine inanmaktır Yüce Allah'ın birliği de, insanların hayatlarını (bir birlik gibi) esaslarına göre düzenlemelerini istediği dinin, birliğini gerektirmektedir Aynı zamanda bu dini, kendi yanlarında yada onun irade ve vahyinin dışında bir kaynaktan getirmeyip, O'nun katından getiren peygamberlerin ve onlara karşı takınılacak tavrın birliğini gerektirmektedir Mutlak küfür olmadan, bu birliği parçalamak imkansızdır Taraftarları kimine inandıklarını kimini de inkar ettiklerini zannetseler de Allah katında cezaları, hepsine birlikte hazırlanan onur kırıcı azaptır
Onlar gerçek anlamı ile kafirdirler Biz kafirler için onur kırıcı bir aza hazırladık
Müslümanlara gelince, onların itikadî düşünceleri, Allah'a ve peygamberlerine aralarını ayırmaksızın topluca iman etmeyi kapsamaktadır Her peygamber onların yanında inanılması ve saygı gösterilmesi gereken kişidir Semavi tüm dinler haktır, bozulmaları söz konusu olmadığı sürece Çünkü bozulmamış tarafları kalmış olsa bile artık, Allah'ın dini olmaktan çıkmıştır Yoksa Allah'ın dini tektir Onlar, konuyu gerçekte olduğu gibi şöyle düşünüyorlar: Bir tek ilah vardır ve bu ilah, insanlar için hoşlandığı tek bir din göndermiştir Hayatları için bir tek sistem koymuştur Peygamberleri bu din ve bu sistemle göndermiştir insanlara Müminlerin düşüncesine göre iman kervanı, birbirine bağlı bir kervandır Öncülüğünü Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed ve bütün bunların kardeşleri olan diğer peygamberler (Allah'ın salât ve selâmı hepsinin üzerine olsun) yapmaktadır Onlar kendilerini bu köklü kervana dayandırırlar Onlar da bu büyük emanetin taşıyıcılarıdır Şu kutlu yol boyunca uzanan iyiliğin varisleridir onlar Ne bir ayrılık, ne bir farklılık ne de kopukluk Bu gerçek dinin mirası sadece onlara aittir Onların yanında bulunanların dışında kalanların tümü batıl ve sapıklıktan başka bir şey değildir
İşte, yüce Allah'ın ondan başkasını kabul etmediği İslâmbudur Yaptıklarına karşılık Allah katında mükafat ve yaptıkları kusurlardan dolayı bağışlanma ve merhamet hakkeden müslümanlarbunlardır:
Allah onların mükafatını ilerde verecektir Hiç şüphesiz Allah affedicidir, merhametlidir
İslâm, Allah ve peygamberlerine ilişkin birlik inancını son derece sıkı tutar Çünkü bu birlik, müminin ilah anlayışına ilişkin düşüncesine yakışır bir temeldir Ayrıca ayrılığa, kargaşaya terk edilmemiş bir düzenin varlığına da yaraşır bir temeldir Çünkü bu nereye bakılırsa bakılsın, varlık alemine egemen yasanın birliğini gören insana layık bir inançtır Bu düşünce, müminleri küfür saflarına karşı duracak tek bir kafilede toplamayı, şeytanın hizbine karşı duracak bir hizipte bir araya getirmeyi garantileyen bir düşüncedir Ancak bu tek saf, semavi bir temele dayansa bile sapık inançların taraftarlarının oluşturduğu saf değildir Bu saf, dosdoğru imanın ve sapıklık bulaşmamış inancın taraftarlarının oluşturduğu saftır
Bunun için dinİslâmdır ve müslümanlar da insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmettirDoğru akideyi benimseyen ve bu akideyi uygulayan müslümanlar kastedilmektedir Yoksa bir müslüman aileden doğan yada İslâm kelimesini geveleyip duranlar değil elbette
Bu açıklamanın ışığında, Allah'ın ve peygamberlerinin arasını ayıranlar, peygamberlerden bazısını bazısından ayıranlar, iman kervanından ayrılmış, Allah'ın topladığı birlikten ayrılmış ve Allah'a iman etmenin dayandığı birliği inkar etmiş oldukları ortaya çıkmış oluyor
Peygamberler ve peygamberliğe ilişkin iman ve küfür gerçeği hakkında İslâm düşüncesinde yer alan bu başlıca kural yerleştirildikten sonra, yahudilerin, bu alanda takındıkları kimi tavırlarını ve dersin başlangıcında yer alan kötülüğü açıklama hususunda sergiledikleri hareketlerini sunmaya başlıyor Yahudilerin, peygamber (salât ve selâm üzerine olsun)'e ve O'nun peygamberliğine karşı takındıkları tavır mucize ve işaretler istemek suretiyle incitmeleri kınanmaktadır Böylece bu tutumları ile kendi peygamberleri Musa'ya (as) ve ondan sonra Allah'ın peygamberi İsa (as)'a karşı takındıkları tavır arasındaki benzerliğe işaret edilmiş oluyor Bu, onların ardarda gelen tüm nesillerinden belirginleşen karakterleridir Ayetlerin akışı, Resulullah (salât ve selâm üzerine olsun)'ı karşılayan nesil ile, Hz İsa (as)'ı karşılayan nesli ve daha önce Hz Musa (as)'yı karşılayan nesli bu noktada birleştirmektedir
Böylece bu anlam pekiştirilmiş ve bu karakterleri ortaya çıkmış oluyor Yahudiler Arap yarımadasında İslâm ve İslâm peygamberine karşı düşmanca; katı ve inatçı bir tutum içinde bulunuyorlardı Ona karşı Kur'an'ın ayrıntılarıyla açıkladığı; bizim de birkaç örneğini Bakara sûresinde, Ali İmran sûresinde ve bu sûrede beşinci cüzde sunduğumuz gibi, inatçı ve sürekli tuzaklar kuruyorlardı Ayetlerin burada ele aldığı da bu tuzaklardan bir başkasıdır
Yoldaki Isaretler'den bir alinti
Bu anekdotla birlikte hosuma giden bir yaziyi sizinle de paylasmak isterim:
ALLAHA ITAAT ICIN PEYGAMBERE ITAAT ŞARTTIR!
150151 Allah'ı ve peygamberlerini inkar edenler, Allah ile peygamberleri arasında ayırım yaparak; `Buna inanır, fakat şuna inanmayız' diyenler böylece, iman ile küfür arası bir yol tutturmak isteyenler var ya, onlar gerçek anlamı ile kafirdirler Biz kafirler için onur kırıcı bir azap hazırladık
152 Buna karşılık Allah'a ve peygamberlerine inananlara ve peygamberler arasında ayırım yapmayanlara gelince, Allah onların mükafatını ilerde verecektir Hiç kuşkusuz Allah affedicidir, merhametlidir
Yahudiler kendi peygamberlerine inandıklarını iddia ediyorlardı Ancak, İsa ve Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) peygamberliklerini inkar ediyorlardı Hıristiyanlar, Hz İsa'yı ilahlaştırmalarına ek olarak; Peygamberimizin (salât ve selâm üzerine olsun) peygamberliğini de inkar ediyorlardı
İşte Kur'an hem onları hem de bunları reddediyor Allah ve peygamberlerinin, ayrıca bütün peygamberlerin arasını ayırmaksızın iman etmeye ilişkin kapsamlı ve eksiksiz İslam düşüncesini yerleştiriyor İşte bu kapsayıcılığıyla din, İslâm'dır Allah, bunun dışında insanlardan başkasını kabul etmeyecektir Çünkü yüce Allah'ın birliğine ve bu birliğin gereklerine uygun tek din budur
Kuşkusuz yüce Allah'ın mutlak birliği, onunla peygamberlerin insanlara gönderildiği dinintekliğini gerektirmektedir Aynı şekilde bu emaneti insanlığa taşıyan peygamberlerin birliğini zorunlu kılmaktadır Peygamberlerin ya da peygamberliğin birliğini inkar edenler, gerçekte Allah'ın birliğini inkar etmektedirler Ayrıca bu durum onların, yüce Allah'ın birliğinin gerekleri hakkındaki yanlış düşüncelerini göstermektedir Yüce Allah'ın ïnsanlığa gönderdiği dininin ve onlar için seçtiği hayat' sisteminin kaynağı değişmediği gibi esasları da değişmez
Bu nedenle, Allah ile peygamberlerinin arasını ayırmak isteyenler, ayetin akışında; Allah'a inanan fakat peygamberleri inkar edenlerolarak, ifade edilmektedir Peygamberlerin arasını ayırmak isteyenler de; bazısına inanan ancak bazısına inanmayanolarak tabir edilmektedirler Her iki grup da, Allah'ı peygamberlerini inkar edenlerolarak; nitelendirilmektedirler Böylece, Allah ve peygamberlerini ayırmak ve peygamberlerinin bazısını bazısından ayırmak; Allah ve peygamberlerini inkar etmek olarak değerlendirilmiştir
Kuşkusuz iman bölünmez bir bütündür Allah'a iman etmek O'nun birliğine inanmaktır Yüce Allah'ın birliği de, insanların hayatlarını (bir birlik gibi) esaslarına göre düzenlemelerini istediği dinin, birliğini gerektirmektedir Aynı zamanda bu dini, kendi yanlarında yada onun irade ve vahyinin dışında bir kaynaktan getirmeyip, O'nun katından getiren peygamberlerin ve onlara karşı takınılacak tavrın birliğini gerektirmektedir Mutlak küfür olmadan, bu birliği parçalamak imkansızdır Taraftarları kimine inandıklarını kimini de inkar ettiklerini zannetseler de Allah katında cezaları, hepsine birlikte hazırlanan onur kırıcı azaptır
Onlar gerçek anlamı ile kafirdirler Biz kafirler için onur kırıcı bir aza hazırladık
Müslümanlara gelince, onların itikadî düşünceleri, Allah'a ve peygamberlerine aralarını ayırmaksızın topluca iman etmeyi kapsamaktadır Her peygamber onların yanında inanılması ve saygı gösterilmesi gereken kişidir Semavi tüm dinler haktır, bozulmaları söz konusu olmadığı sürece Çünkü bozulmamış tarafları kalmış olsa bile artık, Allah'ın dini olmaktan çıkmıştır Yoksa Allah'ın dini tektir Onlar, konuyu gerçekte olduğu gibi şöyle düşünüyorlar: Bir tek ilah vardır ve bu ilah, insanlar için hoşlandığı tek bir din göndermiştir Hayatları için bir tek sistem koymuştur Peygamberleri bu din ve bu sistemle göndermiştir insanlara Müminlerin düşüncesine göre iman kervanı, birbirine bağlı bir kervandır Öncülüğünü Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Muhammed ve bütün bunların kardeşleri olan diğer peygamberler (Allah'ın salât ve selâmı hepsinin üzerine olsun) yapmaktadır Onlar kendilerini bu köklü kervana dayandırırlar Onlar da bu büyük emanetin taşıyıcılarıdır Şu kutlu yol boyunca uzanan iyiliğin varisleridir onlar Ne bir ayrılık, ne bir farklılık ne de kopukluk Bu gerçek dinin mirası sadece onlara aittir Onların yanında bulunanların dışında kalanların tümü batıl ve sapıklıktan başka bir şey değildir
İşte, yüce Allah'ın ondan başkasını kabul etmediği İslâmbudur Yaptıklarına karşılık Allah katında mükafat ve yaptıkları kusurlardan dolayı bağışlanma ve merhamet hakkeden müslümanlarbunlardır:
Allah onların mükafatını ilerde verecektir Hiç şüphesiz Allah affedicidir, merhametlidir
İslâm, Allah ve peygamberlerine ilişkin birlik inancını son derece sıkı tutar Çünkü bu birlik, müminin ilah anlayışına ilişkin düşüncesine yakışır bir temeldir Ayrıca ayrılığa, kargaşaya terk edilmemiş bir düzenin varlığına da yaraşır bir temeldir Çünkü bu nereye bakılırsa bakılsın, varlık alemine egemen yasanın birliğini gören insana layık bir inançtır Bu düşünce, müminleri küfür saflarına karşı duracak tek bir kafilede toplamayı, şeytanın hizbine karşı duracak bir hizipte bir araya getirmeyi garantileyen bir düşüncedir Ancak bu tek saf, semavi bir temele dayansa bile sapık inançların taraftarlarının oluşturduğu saf değildir Bu saf, dosdoğru imanın ve sapıklık bulaşmamış inancın taraftarlarının oluşturduğu saftır
Bunun için dinİslâmdır ve müslümanlar da insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmettirDoğru akideyi benimseyen ve bu akideyi uygulayan müslümanlar kastedilmektedir Yoksa bir müslüman aileden doğan yada İslâm kelimesini geveleyip duranlar değil elbette
Bu açıklamanın ışığında, Allah'ın ve peygamberlerinin arasını ayıranlar, peygamberlerden bazısını bazısından ayıranlar, iman kervanından ayrılmış, Allah'ın topladığı birlikten ayrılmış ve Allah'a iman etmenin dayandığı birliği inkar etmiş oldukları ortaya çıkmış oluyor
Peygamberler ve peygamberliğe ilişkin iman ve küfür gerçeği hakkında İslâm düşüncesinde yer alan bu başlıca kural yerleştirildikten sonra, yahudilerin, bu alanda takındıkları kimi tavırlarını ve dersin başlangıcında yer alan kötülüğü açıklama hususunda sergiledikleri hareketlerini sunmaya başlıyor Yahudilerin, peygamber (salât ve selâm üzerine olsun)'e ve O'nun peygamberliğine karşı takındıkları tavır mucize ve işaretler istemek suretiyle incitmeleri kınanmaktadır Böylece bu tutumları ile kendi peygamberleri Musa'ya (as) ve ondan sonra Allah'ın peygamberi İsa (as)'a karşı takındıkları tavır arasındaki benzerliğe işaret edilmiş oluyor Bu, onların ardarda gelen tüm nesillerinden belirginleşen karakterleridir Ayetlerin akışı, Resulullah (salât ve selâm üzerine olsun)'ı karşılayan nesil ile, Hz İsa (as)'ı karşılayan nesli ve daha önce Hz Musa (as)'yı karşılayan nesli bu noktada birleştirmektedir
Böylece bu anlam pekiştirilmiş ve bu karakterleri ortaya çıkmış oluyor Yahudiler Arap yarımadasında İslâm ve İslâm peygamberine karşı düşmanca; katı ve inatçı bir tutum içinde bulunuyorlardı Ona karşı Kur'an'ın ayrıntılarıyla açıkladığı; bizim de birkaç örneğini Bakara sûresinde, Ali İmran sûresinde ve bu sûrede beşinci cüzde sunduğumuz gibi, inatçı ve sürekli tuzaklar kuruyorlardı Ayetlerin burada ele aldığı da bu tuzaklardan bir başkasıdır
Yoldaki Isaretler'den bir alinti