iltasyazilim
FD Üye
Ali ElHariri Kimdir
Ali ElHariri Hayatı
Ali ElHariri, Şam'da yetişen büyük velîlerden İsmi Ali olup, babasının ismi Hüseyin, künyesi Ebü'lHasan'dır Doğum târihi belirli değildir Havran'ın Büsr köyünden ve BenûzZeman denilen aşîrettendir Hayatı hakkında pozitif bir veri yoktur 1247 (H645) senesinde Şam'da vefât etti
Ali elHarîrî, ufak yaşta ilim öğrenmek için Şam'a gitti Babasının vefâtı üzerine amcasının himâyesinde yetişti Geçimini karşılamak için, amcasından meslek öğrendi Şeyh Ebû Ali Mağribî'nin sohbetlerinde bulunarak, kemâle geldiAli elHarîrî, derecesi yüksek, hâl ve kerâmet sâhibi, cesûr, vekarlı bir zât idi
Moğol istilâsı esnasında bir grup Moğol askeri Şam civârına gelmişti Askerler, Büsr civarında çok cefa ve eziyet yaptılar Bu koşul üstüne Ebü'lHasan elHarîrî, talebelerinden birine;
Gel seninle bu zâlimlere gidelim!dedi O talebe fazla korktu ve;
Efendim, onlar bize hasar verirler Biz yalnızız ve bir şey dememiz halinde, etrafa daha fazla zarar verirlerdedi Ebü'lHasan elHarîrî:
Kalk gidiyoruz Bakalım Allahü teâlâ ne gösterecek!buyurarak, bineğine bindi Talebesiyle çadırlarının kurulu olduğu yere gitti Onlar Ali elHarîrî'yi tanımadıkları hâlde, Sultanları karşıladıkları gibi, karşıladılar Ali elHarîrî, ihtişam ve kuvvetle onların karşılarına geçip, yaptıkları zulme son vermelerini, iyi kimseler olmalarını nasîhat etti ve her kelimeyi söylerken, elindeki asâsını yere vurarak tenbihte bulundu Reisleri bu sözler karşısında bir şey diyemedi Başını önüne eğdi sonradan adamlarını alıp o bölgeden uzaklaşıp gitti
Talebelerinden biri, Ali elHarîrî hazretlerine gelip, hacca gitmek istediğini bildirdi ve müsade istedi Ali elHarîrî ona ufak bir çanta verdi ve içinden ihtiyaç mikdârı dek para harcamasını, geri kalanı iâde etmesini tenbih etti O zât çantayı açtığında bir dirhem (gümüş para) olduğunu fark etti ve bunun az olması sebebi ile üzüldü, hattâ geri vermek istedi O anda Ali elHarîrî'nin mânevî hâli kendisini kapladı ve bunda bir hayır var diyerek o parayı harcadı Çantayı baştan açtığında, bir dirhem daha fark etti Böylece, yol her tarafında tüm ihtiyaçlarını karşıladı Döndüğü zaman çantayı hocasına iâde etti ve bunun hocasına âit bir kerâmet olduğunu anladı
Büyük âlim Takıyyüddîn bin Salâh ile Ebü'lHasan elHarîrî hazretleri bir yerde bir araya geldiler Ali elHarîrî;
Misâfirimize bir şey ikrâm etmemiz îcâb ederdedi O anda oradan bir koyun sürüsü geçmeye başladı Talebelerinden birine;
Git, yüz dirhem kıymetinde olan şu vasıftaki koyunu al getir!buyurdu Orada yer alan Takıyyüddîn bin Salâh;
Her hâlde Şeyh Ali beni imtihân etmek ister Bu koyunun etini yemeyeceğimdiye içinden geçirdi sonra sofra kuruldu O esnâda dıştan birisi geldi ve;
Bugün buradan bir koyun sürüsü geçti mi?diye sordu Oradakiler;
Niye soruyorsun?dediklerinde, O sürüde yüz dirhem kıymetinde bir koyunum vardı Vasıfları şöyle şöyle idi Ben onu Ali Harîrî hazretlerine ve sevdiklerine nezretmiştimdedi Oradakiler;
Evet bahsettiğin vasıftaki koyun, şu sofradaki koyundurdediler O birey de;
Elhamdülillah koyun sâhibini bulmuş!dedi O süre Ali elHarîrî, Takıyyüddîn bin Salâh'a nazar etti ve;
Kişi dâimâ hüsni zanda bulunmalıdırdedi Takıyyüddîn bin Salâh; Tövbeler olsun, tövbeler olsun!deyip af diledi
özel baskı *
Ali ElHariri Hayatı
Ali ElHariri, Şam'da yetişen büyük velîlerden İsmi Ali olup, babasının ismi Hüseyin, künyesi Ebü'lHasan'dır Doğum târihi belirli değildir Havran'ın Büsr köyünden ve BenûzZeman denilen aşîrettendir Hayatı hakkında pozitif bir veri yoktur 1247 (H645) senesinde Şam'da vefât etti
Ali elHarîrî, ufak yaşta ilim öğrenmek için Şam'a gitti Babasının vefâtı üzerine amcasının himâyesinde yetişti Geçimini karşılamak için, amcasından meslek öğrendi Şeyh Ebû Ali Mağribî'nin sohbetlerinde bulunarak, kemâle geldiAli elHarîrî, derecesi yüksek, hâl ve kerâmet sâhibi, cesûr, vekarlı bir zât idi
Moğol istilâsı esnasında bir grup Moğol askeri Şam civârına gelmişti Askerler, Büsr civarında çok cefa ve eziyet yaptılar Bu koşul üstüne Ebü'lHasan elHarîrî, talebelerinden birine;
Gel seninle bu zâlimlere gidelim!dedi O talebe fazla korktu ve;
Efendim, onlar bize hasar verirler Biz yalnızız ve bir şey dememiz halinde, etrafa daha fazla zarar verirlerdedi Ebü'lHasan elHarîrî:
Kalk gidiyoruz Bakalım Allahü teâlâ ne gösterecek!buyurarak, bineğine bindi Talebesiyle çadırlarının kurulu olduğu yere gitti Onlar Ali elHarîrî'yi tanımadıkları hâlde, Sultanları karşıladıkları gibi, karşıladılar Ali elHarîrî, ihtişam ve kuvvetle onların karşılarına geçip, yaptıkları zulme son vermelerini, iyi kimseler olmalarını nasîhat etti ve her kelimeyi söylerken, elindeki asâsını yere vurarak tenbihte bulundu Reisleri bu sözler karşısında bir şey diyemedi Başını önüne eğdi sonradan adamlarını alıp o bölgeden uzaklaşıp gitti
Talebelerinden biri, Ali elHarîrî hazretlerine gelip, hacca gitmek istediğini bildirdi ve müsade istedi Ali elHarîrî ona ufak bir çanta verdi ve içinden ihtiyaç mikdârı dek para harcamasını, geri kalanı iâde etmesini tenbih etti O zât çantayı açtığında bir dirhem (gümüş para) olduğunu fark etti ve bunun az olması sebebi ile üzüldü, hattâ geri vermek istedi O anda Ali elHarîrî'nin mânevî hâli kendisini kapladı ve bunda bir hayır var diyerek o parayı harcadı Çantayı baştan açtığında, bir dirhem daha fark etti Böylece, yol her tarafında tüm ihtiyaçlarını karşıladı Döndüğü zaman çantayı hocasına iâde etti ve bunun hocasına âit bir kerâmet olduğunu anladı
Büyük âlim Takıyyüddîn bin Salâh ile Ebü'lHasan elHarîrî hazretleri bir yerde bir araya geldiler Ali elHarîrî;
Misâfirimize bir şey ikrâm etmemiz îcâb ederdedi O anda oradan bir koyun sürüsü geçmeye başladı Talebelerinden birine;
Git, yüz dirhem kıymetinde olan şu vasıftaki koyunu al getir!buyurdu Orada yer alan Takıyyüddîn bin Salâh;
Her hâlde Şeyh Ali beni imtihân etmek ister Bu koyunun etini yemeyeceğimdiye içinden geçirdi sonra sofra kuruldu O esnâda dıştan birisi geldi ve;
Bugün buradan bir koyun sürüsü geçti mi?diye sordu Oradakiler;
Niye soruyorsun?dediklerinde, O sürüde yüz dirhem kıymetinde bir koyunum vardı Vasıfları şöyle şöyle idi Ben onu Ali Harîrî hazretlerine ve sevdiklerine nezretmiştimdedi Oradakiler;
Evet bahsettiğin vasıftaki koyun, şu sofradaki koyundurdediler O birey de;
Elhamdülillah koyun sâhibini bulmuş!dedi O süre Ali elHarîrî, Takıyyüddîn bin Salâh'a nazar etti ve;
Kişi dâimâ hüsni zanda bulunmalıdırdedi Takıyyüddîn bin Salâh; Tövbeler olsun, tövbeler olsun!deyip af diledi
özel baskı *