Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

âlemin yaratılışı

Hoş geldin! murqt tarafından topluluğumuza katılmaya davet edildiniz. Kaydolmak için lütfen burayı tıklayın.
âlemin yaratılışı
0
322

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
1656 İmran İbnu Husayn (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: Mescidde, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna girmiştim (O sırada) Benî Temim kabilesinden bir grup insan geldi Onlara:

Ey Benî Temim, size müjde olsun!diyerek söze başlamıştı Onlar hemencecik:

Bize müjde verdin Böylece ise (beytü'lmâlden) iki defa bağış yap!diye talepde bulundular Onların bu cevabı aleyhinde Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yüzünden rengi attı Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın huzuruna (Hayber'in fethi sırasında) Yemen halkından bir grup (Eş'ârî) girmişti Onlara:

Ey Yemenliler! Benî Temim'in kabul etmediği müjdeyi siz hiç olmazsa kabul edin!dedi Onlar:

Kabul ettik ey Allah'ın Resûlü!dediler ve arkadan ilâve ettiler:

Biz dinimizi öğrenmeye ve bu (yaratılış) işinin başı ne idi, onu senden sormaya geldik!dediler Bunun üstüne Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), mahlükatın ve Arş'ın başlangıcını anlatmaya başladı:

Bidayette Allah vardı, O'ndan önce başka bir şey yoktu O'nun Arş'ı suyun üstünde bulunuyordu Sonradan gökleri ve yeri yarattı Daha Sonra zikr (denen kader defterinde ebede kadar cereyan edecek) her şeyi yazdı

Buhârî, Megâzî, 67, 74, Bed'u'lIrk 1, Tevhid 22; Tirmizî, Menâkıb, 3946

1657 Ebu Rezîn elUkeylî (radıyallâhu anh) anlatıyor: Ey Allah'ın Resûlü, dedim, mahlukatını yaratmazdan önce Rabbimiz nerede idi?Bana şu cevabı verdi:

elAmâ'da idi Ne aşağıda hava, ne de üzerinde hava vardı Arşını su üzerinde yarattıAhmed İbnu Hanbel dedi fakat: Yezid şunu söyledi: elAmâ, yani Allah'la birlikte başka bir şey yoktudemektir

irmizî, Tefsir, Hud (3108)

1658 Târık İbnu Şihâb (radıyallâhu anh) anlatıyor: Ömer İbnu'lHattâb dedi oysa: (Birgün) Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) aramızdan doğrularak mahlükatın birincil yaratılışından başlayarak (geçmiş olan gelecek olan tüm safaları) cennet ehlinin cennete, cehennem ehlinin cehenneme girmesine dek anlattı Bunu bir kısmı öğrendi, bir kısmı unuttu

Buharî, Bed'ulIrk 1

1659 İbnu Mes'üd (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ama: Allah Teâlâ hazretleri aklı yarattığı süre ona: Gel!dedi, o da geldi Daha Sonra Geri dön!diye emretti O da geri döndü Bunun üstüne akla şunu söyledi: Ben, kendime senden daha sevgili olan diğer bir şey yaratmadım Seni, nezdimde mahlükâtın en sevgilisi olana bindireceğim

Rezin ilavesi

1660 Hz Câbir (radıyallâhu anh) anlatıyor: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bana: Allah'ın meleklerinden olan Arş'ın taşıyıcılarından bir melek hakkında rivâyette bulunmam için bana izin verildidedi ve ilâve etti: Onun kulak yumuşağı ile ensesi arasındaki mesafe yedi yüz senelik mesâfedir

Ebu Dâvud, Sünnet 19, (4727)

1661 HzAbbas İbnu Abdilmuttalib (radıyallâhu anh) anlatıyor: Bathâ nâm mevkide, aralarında Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın da bulunduğu bir grup insanla oturuyordum Derken bir bulut geçti Cümbür Cemaat ona baktı Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

Bunun ismi nedir bileniniz var mı?diye sordu

Evet bu buluttur!dediler Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

Buna müzn de denirdedi Oradakiler:

Evet müzn de denirdediler Bunun üstüne Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) :

Anân da denirbuyurdu Ashab da:

Evet anân da denirdediler Daha Sonra Hz Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm):

Biliyor musunuz, sema ile arz arasındaki uzaklık ne kadardır?diye sordu

Hayır, vallahi bilmiyoruz!diye cevapladılar

Öyleyse bilin, ikisi arasındaki uzaklık ya yetmiş bir, ya yetmiş iki ya da yetmiş üç senedir Onun üstündeki sema(nın uzaklığı da) böyledir

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) yedi semayı sayarak herkes arasında bu şekilde mesafe bulunduğunu söyledi Sonra ilâve etti:

Yedinci semânın ötesinde bir deniz var Bunun üstteki sathı ile dibi aralarında iki sema arasındaki uzaklık değin mesafe var Bunun da gerisinde sekiz adet yabâni keçi (süretinde melek) var Bunların sınnakları ile dizleri arasında iki semâ arasındaki uzaklık gibi mesafe var, daha sonra bunların sırtlarının gerisirıde Arş var, Arş'ın da alt kısmı ile üst kısmı aralarında iki sema arasındaki mesafe değin uzaklık var Allah, bütün bunların fevkindedir

Tirmizî, Tefsir, Hâkka, (3317); Ebû Dâvud, Sünnet 19, (4723); İbnu Mâve, Mukaddime 13, (193)

Bir rivâyette şu açıklama yer alır: Bu hadisi Câmiu'1Usül sâhibi, Kütübi Sitte'ye dâhil kitaplardan hiçbirine nisbet etmemiştir

Katâde ve Abdullah'dan yapılan bir söylenti şöyle: Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashalbıyla birlikte otururken bir kısım bulutlar geçmişti:

Bunun ne olduğunu biliyor musunuz? Bu, elanân (denen buluttur), bu arzımızın sakasıdır Allah Teâlâ bunu kendisine hiç ibâdet etmeyen bir kavme göndererek (su ihtiyaçlarını görür)dedi Bir müddet sonradan devamla:

Bu sema nedir biliyor musunuz? Dürülmüş bir dalga, korunmuş bir tavandır Bunun üstünde diğer bir sema vardırdedi ve böylece tekrar tekrar yedi semanın olduğunu söyledi Sonra konuşmasına devamla:

İkisi aralarında ne (dek uzaklık) var biliyor musuzıuz?diye sorduktan sonradan Beş yüz sene!dedi Daha Sonra baştan:

Bunun arkasından ne olduğunu biliyor musunuz? Bunun peşinde su var Suyun gerisinde Arş var Allah, Arş'ın fevkindedir Ademoğlunun ef'âlinden hiçbiri O'na dar kalmazbuyurdu Sonra her tarafta:

Bu arz nedir, biliyor musunuz? Bunun aşağı bir diğer arz var, ikisi arasında beş yüz sene var Böylece yedi arzın varlığını birer birer saydıhadisi zikretti

1662 Abdullah İbnu Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan yapılan rivayette, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)şöyle buyurmuştur: Allah yedi semayı yarattı Her birinin kalınlığı beş yüz sene yürüme mesafesidir

Derim ancak: Tirmizî'nin Câmi'inde bulunan Katâde hadisi, bazı ibraz ve te'hirler, ziyâde ve noksanlarla Hasan Basri an Ebî Hüreyre tarikinden merfu olarak gelmiştir

Allahu a'lem

1663 Cübeyr İbnu Mut'im (radıyallâhu anh) anlatıyor Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir bedevî gelerek:

Ey Allah'ın Resûlü, (kuraklıktan) ahali meşakkate düştüler Aile efradı zayiata uğradı Hayvanlarımız da helâk oldular Bizim için Allah'a dua et, su göndersin Zîra biz Allah'a aleyhinde senin şefaatini, sana karşı da Allah'ın şefaatini taleb ediyoruz!dedi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) adama şu mukabelede bulundu:

Eyvah sana, söylediğin şeyin idrakinde misin ? Sübhanallah!

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sübhanallahları böylece her yerde etti ama bunun tesiri Ashab'ın yüzünden okunmaya başladı Sonradan Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözüne şöyle devam etti:

Eyvah sana, mahlukatından hiç kimseye karşısında Allah şefaatçi kılınmaz Allah'ın şânı böyle bir şey yapmaktan çok yücedir Bak hele! Sen Allah'ın (azametinin) ne olduğunu biliyor musun? O'nun Arş'ı, semavatının' şöyle üzerindedirParmaklarıyla sinyâl ederek tıpkı üstünde bir kubbe gibi Arş Zatı Zülcelâl sebebiyle inleyip ses çıkarır, tıpkı süvarisi nedeniyle atın ses çıkarması gibi

Ebu Dâvud, Sünnet 19, (4726) *
 
858,556Konular
982,095Mesajlar
32,747Kullanıcılar
oguven018Son üye
Üst Alt