Albert Einstein ozlu sozler, Albert Einstein guzel sozler
Muzik icin bir tutku olduğu gibi, anlamak icin de bir tutku vardır Bu tutku daha ziyade cocuklarda gorulur, fakat yaşın ilerlemesiyle coğunda kaybolur Bu olmaksızın, ne matematik ne de bilimler olurdu Bende her zaman mevcut olan bu tutku asla azalmadı
Konfor ve mutluluk, benim icin asla ulaşılması gereken amaclar olmadı Mal sahibi olma, aldatıcı vitrin başarıları ve luks hayat, ilk genclik doneminden bu yana bana kucumsenmeye ve hor gorulmeye layık şeyler gibi geldi Hatta ahlakın bu en alt derecesini zevk duşkunu sefihlerin ideali olarak adlandırıyorum
Hayat her zaman bir birşey olmaktır, asla mevcut olmak değil
Kozmik dini tecrube, derin bir bilimsel araştırma sırasında birden beliren en soylu, en guclu şeydir Kendi cabalarını ve yeteneğini anlamayan, bilimsel duşuncede hicbirşeyin kendiliğinden oluşmayacağını gormeyen kişi, bilimsel bir eseri doğurabilecek tek şey durumundaki doğrudan pratik hayatın gucu olan his gucunu değerlendirmesini de bilemez
Dinin gerceği benim icin, insanın kendisini bir başka insanın yerine koyabilmesi, onun sevinciyle sevinip, onun uzuntusuyle kederlenmesidir
Emredici ahlak, insanlığın en kıymetli geleneğidir Ahlaki davranış, basitce, hayatın belli zevklerine sırt donmenin emredilmesine dayanmaz Daha ziyade, butun insanlar icin daha mutlu bir kader olarak kabul edilen faydaya dayanır
Şu kainatın akla dayandığı veya en azından anlaşılır olduğu kanaati (ki bu, dini duyguya yakındır) butun bilimsel calışmaların temelini teşkil eder Bu kanaat, aynı zamanda benim Tanrı anlayışımı oluşturur
Bence, bir kişiye hayranlık duyulması doğru değildir Tabiatın, cocukları arasında yetenekleri cok ceşitli olarak dağıtması kendindendir ve oldukca yetenekli bu cocukların sayısı da bir hayli fazladır Bunların buyuk kısmının sessiz ve silik bir varlık surdurduğu kanaatindeyim Bunlardan bazılarına olcusuz olarak hayranlık duyulması, bana ne doğru, ne de iyi bir beğeni olarak geliyor, zira insanlar, onlara insanustu zeka ve karakter atfediyorlar Kesin olarak benim payıma duşen şu; bana atfedilen kapasite ve mukemmellik ile gercekte sahip olduğum arasında gercekten gulunc bir tezat var Eğer guzel bir teselli bulmasaydım, hakkımdaki bu kanı, benim icin dayanılmaz olacaktı Bulduğum teselli, tarih boyunca kıymeti sadece ruhi ve ahlaki planda olan insanların kahraman kabul edildiği gerceğidir Maddeci cağımızda cok sık tenkit edilse de, bu olgu, insanların coğunun, kişinin sahip olduğu bilgiye ve durustluğe, zenginlik ve gucten daha fazla değer bictiğini ispat eder
Sosyal adalet ve sorumluluğa dair şiddetli idealim, insanlarla doğrudan biraraya gelme konusunda bilinen yetersizliğimle her zaman zıtlık arzetmiştir At koşulan bir araba icin bicilmiş bir kaftan, yani tek kişilik bir koşu takımı icin uygun bir atım Boyle bir tecerrud bazen acıdır ama, diğerlerinin anlayış ve sempatisinden uzak olmaktan uzuntu duymuyorum Muhakkak birşeyler kaybediyorum bu bakımdan, fakat diğerlerinin alışkanlıklarından ve peşin hukumlerinden kendimi kurtarıyorum ve ruh duruluğumu boylesine hareketli temeller uzerine dayandırma arzusunda değilim
Benim barışseverliğim bende insiyaki bir duygudur Cunku insanın oldurulmesi, bende tiksinti doğurmaktadır Benim teorim, entelektuel bir teoriden doğmuyor, bilakis her turlu kan dokuculuk, vahşet ve kine karşı duyduğum derin antipatiden ileri geliyor Bu reaksiyonumu akılcılaştırmaya yonelebilirdim, ama bu gercekte a posteriori(olaydan sonra, ondan ibret alarak geliştirilecek bir tepki) bir duşunce olacaktı
İnsanları barışcılığa kazandırmak, sosyalizme kazandırmaktan daha kolaydır Ekonomik ve sosyal meseleler bugun cok daha zordur, fakat erkeklerin ve kadınların barışcı cozumlere inandıkları bir noktaya ulaşmaları gerekmektedir Siyasi ve iktisadi problemlere bir işbirliği anlayışı icinde yaklaşılması umit edilir Her şeyden once sosyalizm icin değil ama pasifizm (barışcılık) icin calışmamız gerektiği kanaatindeyim
Modern eğitim tarzı, araştırma merakını henuz tam olarak boğamamıştır Nazenin bir ciceğe benzeyen araştırma merakı teşvik ve ozellikle hurriyete ihtiyac duyar, aksi takdirde sararıp solar Gozlem ve araştırma yapma hazzının baskı, zorlama veya odev duygusundan kaynaklandığına inanmak ciddi bir hatadır
Birşeyi ezberlemektense, her turlu cezayı cekmeyi tercih ederdim
Benim tipimde bir adamın gelişme surecinde, butun cabayı varlık hakkındaki entelektuel kaygıya teksif etmek icin sadece şahsi ve anlık konularla ilgilenmek, yavaş yavaş bırakıldığında bir donum noktası meydana gelir Benim gibi bir adamın varoluşunda esas olan şey neduşunduğu ve nasılduşunduğudur
İnsanlar dinlenmeli mi? Evet ama dinlenme nedir? Yattıkları zaman dinlenen insanlar vardır ve bunlar uyurlar, diğer bir kısım insanlar uyanık iken dinlenirler; bazılarının ise dinlenmek icin calışmaları veya yazmaları ya da eğlenmeleri gerekir Herkese, nasıl dinlenilmesi gerektiğini gostermek icin bir kanun cıkarırsanız, bu sizin herkesi aynı kabul ettiğiniz anlamına gelir Aynı olan iki insan bile yoktur
Belli bir hisle, saf duşuncenin, eskilerin ruyasını gordukleri, gerceği yakalama istidadına sahip olduğunu duşunuyorum
Einstein, Kuantum Mekaniği'ni icine pek sindiremiyordu ve bugun bu konuda bazılarından tenkit almaya devam etmektedir Aslında Kuantum Mekaniği'ne cephe alması (1926), belirsizliği kabullenememesinden dolayıdır
Heisenberg belirsizlik, Born da probabilite (olasılık) prensibini geliştirdiğinde, sadece determinizm değil, şartlı determinizm de bundan yara almıştı Halbuki Einstein'a gore, Evren'deki işleyiş, belli ilke ve prensiplere, yani bir duzene gore olmalıydı
Unlu Tanrı zar atmaz!sozunu de bu yuzden soylemişti Aynı şekilde, olayları karmaşık yollarla acıklamak isteyenlere, Tanrı titizdir ama kotu niyetli değildirdiyordu
Muzik icin bir tutku olduğu gibi, anlamak icin de bir tutku vardır Bu tutku daha ziyade cocuklarda gorulur, fakat yaşın ilerlemesiyle coğunda kaybolur Bu olmaksızın, ne matematik ne de bilimler olurdu Bende her zaman mevcut olan bu tutku asla azalmadı
Konfor ve mutluluk, benim icin asla ulaşılması gereken amaclar olmadı Mal sahibi olma, aldatıcı vitrin başarıları ve luks hayat, ilk genclik doneminden bu yana bana kucumsenmeye ve hor gorulmeye layık şeyler gibi geldi Hatta ahlakın bu en alt derecesini zevk duşkunu sefihlerin ideali olarak adlandırıyorum
Hayat her zaman bir birşey olmaktır, asla mevcut olmak değil
Kozmik dini tecrube, derin bir bilimsel araştırma sırasında birden beliren en soylu, en guclu şeydir Kendi cabalarını ve yeteneğini anlamayan, bilimsel duşuncede hicbirşeyin kendiliğinden oluşmayacağını gormeyen kişi, bilimsel bir eseri doğurabilecek tek şey durumundaki doğrudan pratik hayatın gucu olan his gucunu değerlendirmesini de bilemez
Dinin gerceği benim icin, insanın kendisini bir başka insanın yerine koyabilmesi, onun sevinciyle sevinip, onun uzuntusuyle kederlenmesidir
Emredici ahlak, insanlığın en kıymetli geleneğidir Ahlaki davranış, basitce, hayatın belli zevklerine sırt donmenin emredilmesine dayanmaz Daha ziyade, butun insanlar icin daha mutlu bir kader olarak kabul edilen faydaya dayanır
Şu kainatın akla dayandığı veya en azından anlaşılır olduğu kanaati (ki bu, dini duyguya yakındır) butun bilimsel calışmaların temelini teşkil eder Bu kanaat, aynı zamanda benim Tanrı anlayışımı oluşturur
Bence, bir kişiye hayranlık duyulması doğru değildir Tabiatın, cocukları arasında yetenekleri cok ceşitli olarak dağıtması kendindendir ve oldukca yetenekli bu cocukların sayısı da bir hayli fazladır Bunların buyuk kısmının sessiz ve silik bir varlık surdurduğu kanaatindeyim Bunlardan bazılarına olcusuz olarak hayranlık duyulması, bana ne doğru, ne de iyi bir beğeni olarak geliyor, zira insanlar, onlara insanustu zeka ve karakter atfediyorlar Kesin olarak benim payıma duşen şu; bana atfedilen kapasite ve mukemmellik ile gercekte sahip olduğum arasında gercekten gulunc bir tezat var Eğer guzel bir teselli bulmasaydım, hakkımdaki bu kanı, benim icin dayanılmaz olacaktı Bulduğum teselli, tarih boyunca kıymeti sadece ruhi ve ahlaki planda olan insanların kahraman kabul edildiği gerceğidir Maddeci cağımızda cok sık tenkit edilse de, bu olgu, insanların coğunun, kişinin sahip olduğu bilgiye ve durustluğe, zenginlik ve gucten daha fazla değer bictiğini ispat eder
Sosyal adalet ve sorumluluğa dair şiddetli idealim, insanlarla doğrudan biraraya gelme konusunda bilinen yetersizliğimle her zaman zıtlık arzetmiştir At koşulan bir araba icin bicilmiş bir kaftan, yani tek kişilik bir koşu takımı icin uygun bir atım Boyle bir tecerrud bazen acıdır ama, diğerlerinin anlayış ve sempatisinden uzak olmaktan uzuntu duymuyorum Muhakkak birşeyler kaybediyorum bu bakımdan, fakat diğerlerinin alışkanlıklarından ve peşin hukumlerinden kendimi kurtarıyorum ve ruh duruluğumu boylesine hareketli temeller uzerine dayandırma arzusunda değilim
Benim barışseverliğim bende insiyaki bir duygudur Cunku insanın oldurulmesi, bende tiksinti doğurmaktadır Benim teorim, entelektuel bir teoriden doğmuyor, bilakis her turlu kan dokuculuk, vahşet ve kine karşı duyduğum derin antipatiden ileri geliyor Bu reaksiyonumu akılcılaştırmaya yonelebilirdim, ama bu gercekte a posteriori(olaydan sonra, ondan ibret alarak geliştirilecek bir tepki) bir duşunce olacaktı
İnsanları barışcılığa kazandırmak, sosyalizme kazandırmaktan daha kolaydır Ekonomik ve sosyal meseleler bugun cok daha zordur, fakat erkeklerin ve kadınların barışcı cozumlere inandıkları bir noktaya ulaşmaları gerekmektedir Siyasi ve iktisadi problemlere bir işbirliği anlayışı icinde yaklaşılması umit edilir Her şeyden once sosyalizm icin değil ama pasifizm (barışcılık) icin calışmamız gerektiği kanaatindeyim
Modern eğitim tarzı, araştırma merakını henuz tam olarak boğamamıştır Nazenin bir ciceğe benzeyen araştırma merakı teşvik ve ozellikle hurriyete ihtiyac duyar, aksi takdirde sararıp solar Gozlem ve araştırma yapma hazzının baskı, zorlama veya odev duygusundan kaynaklandığına inanmak ciddi bir hatadır
Birşeyi ezberlemektense, her turlu cezayı cekmeyi tercih ederdim
Benim tipimde bir adamın gelişme surecinde, butun cabayı varlık hakkındaki entelektuel kaygıya teksif etmek icin sadece şahsi ve anlık konularla ilgilenmek, yavaş yavaş bırakıldığında bir donum noktası meydana gelir Benim gibi bir adamın varoluşunda esas olan şey neduşunduğu ve nasılduşunduğudur
İnsanlar dinlenmeli mi? Evet ama dinlenme nedir? Yattıkları zaman dinlenen insanlar vardır ve bunlar uyurlar, diğer bir kısım insanlar uyanık iken dinlenirler; bazılarının ise dinlenmek icin calışmaları veya yazmaları ya da eğlenmeleri gerekir Herkese, nasıl dinlenilmesi gerektiğini gostermek icin bir kanun cıkarırsanız, bu sizin herkesi aynı kabul ettiğiniz anlamına gelir Aynı olan iki insan bile yoktur
Belli bir hisle, saf duşuncenin, eskilerin ruyasını gordukleri, gerceği yakalama istidadına sahip olduğunu duşunuyorum
Einstein, Kuantum Mekaniği'ni icine pek sindiremiyordu ve bugun bu konuda bazılarından tenkit almaya devam etmektedir Aslında Kuantum Mekaniği'ne cephe alması (1926), belirsizliği kabullenememesinden dolayıdır
Heisenberg belirsizlik, Born da probabilite (olasılık) prensibini geliştirdiğinde, sadece determinizm değil, şartlı determinizm de bundan yara almıştı Halbuki Einstein'a gore, Evren'deki işleyiş, belli ilke ve prensiplere, yani bir duzene gore olmalıydı
Unlu Tanrı zar atmaz!sozunu de bu yuzden soylemişti Aynı şekilde, olayları karmaşık yollarla acıklamak isteyenlere, Tanrı titizdir ama kotu niyetli değildirdiyordu
Türkiye'nin en güncel forumlardan olan forumdas.com.tr'de forumda aktif ve katkısı olabilecek kişilerden gönüllü katkıda sağlayabilecek kişiler aranmaktadır.