Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Akşemseddin Kimdir Hayatı

Akşemseddin Kimdir Hayatı

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
Akşemseddinin hayatı


Fatih Sultan Mehmed'in hocası, meşhur İslam büyüğü Akşemseddin 1390 yılında Göynük'te doğmuştur Minik yaşlardan itibaren ilme ve sanata karşı büyük alaka duydu Medrese tahsilini tamamladıktan daha sonra seçkin alimler arasında yerini aldı Üstün zekası ve anlayışı, yılmak bilmeyen egzersiz gücüyle kendini kitaplara adamış, ilk önce İslami ilimler almak üzere tıp, gökbilim, biyoloji ve matematikte zamanın ünlülerinden olmuştur Uzun yıllar Osmanlı medreselerinde çalışarak yüzlerce öğrenci yetiştirmiş, tıp alanında önemli araştırmalar yapmıştır

Şemseddin Muhammed bin Hamza, yani Fatih'in hocası, âlim ve mutasavvıf Akşemseddin, bundan tam 543 sene önce, 15 Ocak 1459 tarihinde vefat etmiştir Akşeyhadıyla şöhret kazanmış olan Akşemseddin, Hacı Bayram Veli'ye intisab etmiş ve bir vakit Hacıbayram Camii'nin çilehânesinde cefa çıkarmıştır

Akşemseddin, halkın teveccüh ve nazarından uzaktan durması, şan ve şöhret belâsından kesintisiz kaçınmasıyla, bir arma kişilik olarak bayraklaşmıştır Onun çile hayatı, tevâzu ve mahfiyet iklimine bacak bastığı ilk tecrübesidir Halkın ilgisinden çekinerek, şeyhinden ayrılma pahasına Beypazar'a giden Akşeyh, burada bir mescid ve değirmen inşâ etmiştir Ama burada da halkın teveccühünden rahatsız olmuş ve Çorum'un İskilip kazasına ast Evlek köyüne göç etmiştir Bir süre sonra Bolu'nun Göynük kazasına yerleşen Akşemseddin, burada da bir mescitle bir değirmen yaptırmıştır Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayram Veli'nin vefâtıyla irşad makamına geçmiştir İstanbul'un fethi esnasında Fatih Sultan Mehmed'in yanında fethin manevî cephesini temsil eden büyük veli, muhasaranın en sıkıntılı zamanında ordunun maneviyatını diri tutmuştur Akşemseddin, fethin en manâlı simgesi olan Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesi sırasında burada birincil Cuma namazı hutbesini okumuştur O, İstanbul'un asırlar süren fetih rüyasını gören bahtiyarlardandır Akşemseddin, keza fethe katılmış ve ayrıca de fethin gerçekleştiğini görmüş, asırlarca birçok İslâm ordusunun muhasaraya aldığı, ama olur ya de vakti gelmediği için bir türlü fethetmeye muvaffak olamadığı İstanbul'un, bundan böyle bir İslâm beldesi olmasında önemli rol oynamıştır Fetih'ten derhal sonra padişahın isteği ile, İslâm ordularının İstanbul'u fethi esnasında şehit düşen büyük sahâbi Ebû Eyyüb elEnsârî (ra)'nin kabrini de keşfeden bu büyük mürşid, bir zaman müderrislik de yapmıştır

Akşemseddin; tevâzu, alçakgönüllülük ve ferâgatin boy ismidir O, herşeye sahip iken bırakmasını bilen; hükümranlığı ve dünya saltanatını, mahfiyet ve tecrîd makamına seçim etmeyen bir mürşîdi kâmildir Maddî varlık ve dünyevî arzulardan eletek çeken bu büyük zât, bedenî isteklerden tamamen sıyrılmayı başarmış ve mâsivâdan yüz çevirmiştir O, bu mânâda bir ehli tecriddir Fuzûlî'nin :

Mesleki tecrîddir ferâgat evi
Terki mâl ile hânümândan geç

çağrısıyla tanımlama ettiği bu makam, şüphesiz ancak yürek gözü açık bahtiyarların, varlık ve eşyanın mahiyetini keşfederek esas olanıbulmasıyla kazanacağı bir mertebedir Yunus'un, ballar balını bulduğubu makam, herşeyden feragat etmeyi gerektiren bir bulgu halinin eseridir O'nu bulmak, O'na yönelmek ve O'na varmak, herşeyi bırakmanın da yeri ve zamanıdır Nitekim fetihten daha sonra Akşemseddin, padişahın tacını ve tahtını bırakarak kendisine bağlanma isteğini engellemeye çalışmış ve bu âlem sultanını durduramayacağını anlayınca da Gelibolu üzerinden Göynük'e dönerek inzivâya çekilmiştir Akşemseddin'in hangi ruh hâliyle padişahı önlemek istediği ve taht merkezinden ayrılarak iltifat ve ilgiden niçin rahatsız olduğu konusunda böylece fazla şey söylenebilir Ancak Fatih'in Göynük'e gönderdiği hediyeleri edinmek istememesi ve Göynük'e yaptırmak istediği tekke ve cami için rıza göstermemesi, devletin devamı ve bekâsının teminatı olan hükümdarlık makamının zedelenmemesi icâbıdır Nitekim sultâna sultânlık ve gedâya da gedâlık uygu Fatih'in birçok ihsanından sadece Göynük'e bir çeşme yapmasına müsade veren Akşemseddin, şeyhi Hacı Bayramı Veli'nin yolundan gitmiş ve tekkenin devlet üzerindeki tahakkümüne yol açacak bir tavrı güçlü olarak reddetmiştir Bize kadar, Osmanlı Devleti'nin din ve devlet işlerinin dinç gelişmesinde, Akşemseddin'in bu tavrı büyük bir önem taşımaktadır

Âlem padişahı Fatih Sultan Mehmed'in derviş olma talebini geri çeviren Akşemseddin'in, sultanın kırılması karşısında verdiği yanıt fazla önemlidir: Dervişlikte bir hâlet vardır ki, eğer tat alınırsa, saltanat işlerinden kesin olarak el çekmek lâzım gelir Memleketin işleri ihtilâl bulur O takdirde, ayrıca siz ve ayrıca de biz vebâle gireriz(Solakzâde Tarihi, c I, s 273) Şeyhin bu sözleri karşı avunma bulan Fatih, ikibin altın göndererek onu taltif etmek ister Lakin Akşemseddin bu parayı kabul etmez ve geri gönderir

Rivayete kadar, padişah bir gün Akşemseddin'in çadırına girmiş, ancak şeyh hiç kımıldamadan öylece yerinde oturmaya devam etmiş Bu ışık halkası çok üzülen padişah, Ahmed Paşa'ya: Şeyh bize kıyâm etmeyip yerinden kımıldamadığı için hâtırım kırılmıştır ve gönlüm mahzundurdiye yakınmıştır Akşemseddin'i iyi tanıyan Ahmed Paşa, padişaha şeyhin bu hareketini şöyle izâh etmiştir: Bu büyük fetih, önceki pâdişâhlara ve mübârek ecdâdınıza müyesser olmayıp size nasip olmakla, sizde bir değişiklik kibir müşâhade eylemiş, bu yüzden riâyet ve tâzimde kusur göstermiştir Doğrusu maksatları sizden o gururun izâlesine gayret gösterip ayağa kalkmadıBu izâh üzerine rahatlayan padişah gece yarısı Akşemseddin'i ziyaret etmiş ve kendisiyle sabaha değin sohbet edip sabahtan namazını da Şeyhle birlikte edâ etmiştir




*
 
858,505Konular
982,653Mesajlar
33,044Kullanıcılar
Mahmut343Son üye
Üst Alt