Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Ağlamak Sabırsızlık mıdır?

Ağlamak Sabırsızlık mıdır?
0
188

adanali

FD Üye
Katılım
Eki 20, 2019
Mesajlar
2,792
Etkileşim
0
Puan
36
Yaş
36
Konum
Adana
Web sitesi
bilgilihocam.com
F-D Coin
69
Ağlamak Sabırsızlık mıdır?

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) "Eğer benim bildiğimi bilseydiniz çok ağlar, az gülerdiniz." buyurmaktadır. (Buhari, Küsuf, 2; Müslim, Küsuf, 1)

Resulullah (s.a.s.) hiçbir zaman kahkaha atmamış, ama yüzünden de gülümsemeyi eksik etmemiştir. O, Kur'an okurken, dinlerken ağlamıştır. Resulullah müslümanları çok acıklı durumlarda, cenaze arkasında yaka bağır yırtarak, çığlık atarak, söylenerek ağlamaktan alıkoymuştur. O, sessizce ağlar, yanaklarından yaşlar süzülürdü. Kızı Zeynep'in çocuğu hastayken kucağına almış, ağlamış ve şöyle demiştir: "...Bu Allah'ın merhametli kullarının gönüllerine koyduğu rahmettir. Cenab-ı Hak bu rahmeti kullarından şefkatli olanlara ihsan eder." (Buhari, Cenaiz 23, Müslim, Cenaiz 11, Ebu Davud, Cenaiz, 24). Resulullah, acı ve ıstırap karşısında müslümanlara sabırlı olmalarını tavsiye etmiş, ancak insanların katı, taş yürekli olamayacaklarını, merhamet ve şefkat gözyaşlarının rahmet olduğunu, ağlamanın fıtrattan olduğunu söylemişlerdir.

Hz. Fatıma, ablası Rukiyye'nin kabri başında sessizce ağlar, Resulullah (s.a.s.) da mübarek elbisesinin ucuyla onun gözyaşlarını silerdi. Kafirler Hz. Cabir İbn Abdullah'ın babasını Uhud'da zalimce işkence ile şehid etmişler, Cabir ile bacısı şehide sarılıp ağlamışlar ve Resulullah onları alıkoymamıştır. Hicret'in ikinci senesinde ölen Osman İbn Maz'un'un cenazesi üzerine eğilen Resulullah, onu öpmüş, sürekli ağlamıştır. İbn Maz'un dışında ölen veya şehid edilen bütün sahabelerin cenazelerinde, onlardan bahsederken de Hz. Peygamber duygulanır, ağlardı. Ancak o, yukarda belirttiğimiz gibi, sessiz sedasız ağlar, gözyaşları yanaklarından süzülürdü. Resulullah, sesli ağlamayı yasaklamış; böyle bir hali, şeytan anırması olarak nitelemiştir.

İslam'a göre, sadece insanlar ağlamaz; yer, gök, müminin gökyüzünde bulunan rızık ve amel kapıları, melekler, hayvanlar, diğer canlılar dahi ağlamaktadır. Fir'avn ve al-i Fir'avn'ın (denizde boğulup) helakine gök ve yer ağlamamış ve onların azapları ihmal edilmemiştir (ed-Duhan, 44/29) Resulullah bir gün hutbe okurken, üzerinde bulunduğu hurma kütüğü inlemiş, o, mübarek elini kütüğün üzerine koyduğunda susmuş; Resulullah, o kütüğün, işittiği zikrullah için ağladığını söylemiştir.

İslam'dan önce cahiliye devrinde ve diğer dinlerde ayinler ve cenaze merasimleri sırasında ağlama; saçını başını yolma, vücudunu yaralama, kanatma, yüksek sesle bağıra bağıra yana yakıla hıçkırma, yaygara ve şamata kopararak ölünün özelliklerini sayıp dökme şeklindeydi. Hatta ağlayıcılık eski çağlarda geçerli bir meslekti. Resulullah (s.a.s.) bu tür çirkinlikleri lanetle anmıştır.

İslam tarihinde "ağlayanlar" (bekkaun) denilen yedi zat vardır. Bunlar, Tebük seferberliği öncesinde Resulullah'a gelerek gazaya gitmek istediklerini, fakat binecek develeri, yiyecek azıkları olmadığını söylediklerinde Resulullah onlara "Size verecek hayvan kalmadı" demiştir. Bu cevap üzerine onlar ağlayarak geri dönmüşlerdir. Bu mücahidler hakkında şu ayet nazil olmuştur: "Şu kimselere de günah yoktur ki, onlar her ne zaman kendilerini bindirip cihada sevkedesiniz diye sana geldilerse sen onlara "Size binek bulamıyorum " dediğin için bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından dolayı mahzun olup gözleri yaş dökerek dönmüşlerdi" (et-Tevbe, 9/92) Bu zatlar, Salim İbn Umeyr, Uleyye İbn Zeyd, Ebu Leyla el-Mazini, Seleme ibn Sahr, Irbad İbn Sariye, bazı rivayette Abdullah ibn Mufaddal, Ma'kıl İbn Yesar veya Amr İbn Gunme oldukları kaydedilmektedir (Tecrid-i Sarih Tercümesi X, 413).

Münafıklar hakkında da Allah'u Teala şu ayeti indirmiştir: "Allah'ın Resulü'nün arkasından oturmakla sevindiler, mallarıyla canlarıyla cihad etmekten hoşlanmadılar. "Sıcakta sefere çıkmayın " dediler. De ki; "Cehennem'in ateşi daha sıcaktır. " Keşke anlasalardı. Artık yaptıklarına karşılık az gülsünler, çok ağlasınlar." (et-Tevbe, 9/81-82) Allah'u Teala Kur'an-ı Kerim'de kafirlerin katı kalpliliğine işaret etmiş, Allah korkusundan ağlayan yumuşak kalpli, merhametli müminleri cennetle müjdelerken, kafirlerin cehenneme gideceğini haber vermiştir. İnkar edenlere dünya hayatı süslü gösterilmiştir. Böylelikle onlar eğlenmeyi ve gülmeyi iş edinerek, inananlarla alay etmektedirler. Yani "dünya müminin zindanı, kafirin cennetidir." Ancak son tahlilde, "...görülmeyeni ve görüleni bilen Allah'a döndürülecek olan insanlara Allah yaptıklarını bir bir haber verecek"tir.
 

Similar threads

Ağıt Yakmak Caiz mi? Vefat eden kişinin ardından söylenen, ölüyü yücelten ve belli bir makam ile terennüm edilen şiir. Ayrıca ölen kişinin fazilet ve kahramanlığından söz edilerek ağlamak anlamına kullanılmaktadır. Ağıt yakmak insanın acı ve elemini dile getiren bir duygunun ifadesi olduğu için...
Cevaplar
0
Görüntüleme
175
Mescid-i Nebevi Resulullah (s.a.s)'ın Medine'ye hicretinden hemen sonra ashabıyla birlikte bina ettiği mescit. Bu mescit, Mescid-i Resul, Mescid-i Şerif, Mescid-i Saadet ve Mescid-i Nebevi adlarıyla da anılmaktadır. Mescid-i Haram ve Mescid-i Aksa'dan sonra yeryüzündeki mescitlerin en...
Cevaplar
0
Görüntüleme
200
Evvabin Namazı Nasıl Kılınır? Akşam namazının sünnetinden sonra kılınan altı rekatlık gayr-i müekked namaz. Evvab, faal vezninde ism-i faildir, günahları terk ve hayırlı işler yapmak suretiyle Allah`a dönen demektir. Çoğulu Evvabin`dir. Evvabin namazı, Allah`a çok itaat edenlerin namazı...
Cevaplar
0
Görüntüleme
158
Sabah Namazı Sonrası Efendimizin Kıldığı Namaz ? Sabah namazının farzından sonra nafile namaz kılınmaz. Ancak güneş doğduktan ve kerahet vakti çıktıktan sonra kılınır. Buna kuşluk namazı denilir. Kuşluk namazı, en az iki rekat olup, sağlam görüşe göre, dört veya sekize kadar kılınabilir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
209
Alim Nedir ? Kime Denir? İlim sahibi, bilen, bilgin, bilgili, belli düzeyde bir bilgi birikimine sahip olan kimse. Alim kelimesi Arapça'daki "bilmek" anlamında olan "A-lime" kökünden türetilmiştir. İslam'da alim; Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim başta olmak üzere Resulullah'ın hadislerini ve...
Cevaplar
0
Görüntüleme
341
858,500Konular
982,386Mesajlar
32,979Kullanıcılar
kara kartalSon üye
Üst Alt