Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Adım Adım O’nun İzinde

Adım Adım O’nun İzinde
0
150

ahmet0135

FD Üye
Katılım
Nis 13, 2018
Mesajlar
3,753
Etkileşim
89
Puan
48
F-D Coin
0
Adım Adım Onun İzinde
HzMuhammed (sav) yol izi


Allah Rasulu sav Efendimizin sozlerine, uygulamalarına ve herhangi bir durumla ilgili tavrına “Sunnet diyoruz Sunneti gozardı eden bir anlayışın İslamla, boyle bir yaşantının muslumanlıkla ilgisi olamayacağına dair şuphe yok

Bugun ilahi koklerinden kopma tehdidi altındaki anlayışımızın ve yaşantımızın yenilenmesi, tazelenmesi yani tecdidi ancak Sunnet ile mumkun

Sunnetin bazı şekli unsurlardan ibaret olmadığını, bir hayat tarzı olduğunu anlamamız, karşılaştığımız her durumda “Allah Rasulu olsaydı bu durumda ne yapardı? sorusunun izini surmemiz gerekiyor

Efendimiz sav buyuruyor ki:

“Goğus boşluğunuzda iman, tıpkı bir elbisenin eskidiği gibi (zaman icinde) eskir Oyleyse Allahtan imanınızı tecdid etmesini (yenilemesini) isteyin (elHakim, elMustedrek, 1 4)

Gunumuze gelene kadar muslumanlar, Rabbani alimler vasıtasıyla bu hadisin bildirdiği gerceği hayat rehberi edinmiş; amel, soz ve davranış olarak, zikir ve fikir olarak şuurlarını mumkun olduğu kadar canlı tutmanın gayreti icinde olmuşlardır

İcinde yaşadığımız zaman diliminde durum epey farklılaşmış gorunuyor Zira bu zaman diliminin yani modern donemin temel vasfı “tuketim cılgınlığının neredeyse butun insanlık uzerinde hakimiyet kurmuş olmasıdır Her şeyin kitlesel bir tuketim anlayışı icinde hızla eskidiği bu donemde Sunneti Seniyyenin, din şuurumuzun ve algımızın diri tutulmasındaki hayati fonksiyonunu sık sık vurgulamakta şuphesiz buyuk faydalar var

Bu noktada, “dini şuurumuzda baş gosteren yenilenme ihtiyacı kendisini nasıl belli eder? sorusu onemlidir Bu soruya verilecek cevabı aslında her birimiz kendi nefsimizde hissedebiliriz Oğrenip hafızamıza yerleştirdiğimiz ve hayatımıza intikal ettirdiğimiz İslami hakikatler, bir zaman sonra ruhunu ve etkisini yitirmeye başladıysa, birtakım ibadetleri, evrad u ezkarı yerine getirirken kalbimizde bir kıpırdanma olmuyorsa, yaptığımız işleri alışkanlık haline getirip mekanikleştirmişsek “tecdid vakti yani yenilenme, tazelenme zamanı gelmiş demektir

Hic şuphesiz mekanikleşmenin, eskimenin, ruh zayıflamasının kendisini belli ettiği en onemli alanlardan birisi Sunneti Seniyyeye tabi olma şuurumuzdur Sunneti Seniyyenin her bir ilkesine, her bir cuzune ittiba ederken yaşadığımız “Sunnete uyma şuurunun, bir sure sonra yerini bir “alışkanlığa bırakmaya başlaması, tehlike zillerinin calmaya başladığını işaret eder bize

Soz gelimi yemeklerden once dişlerimizi misvaklarken bir sunneti yerine getirme niyetiyle hareket ettiğimiz surece Sunnete ittiba sevabı kazanıyoruz Ama bir sure sonra bu bir alışkanlık haline geliyor ve misvak kullanımı işini dişlerimiz daha beyaz gorunsun diye yapmaya başlıyorsak, işte orada ruh ve mana kaybolmuş, sadece şekil ve kabuk kalmıştır

SunnetTecdid ilişkisi

Hayatımızda sıklıkla “tecdide ihtiyac duyacağımızı bize haber veren de, onu nasıl yapacağımızı oğreten de Sunnettir Bu sebeple Sunnet şuurunun canlandırılması tecdid ihtiyacının karşılanması icin gerekli ve yeterli olacaktır

Bir keresinde Efendimiz sav, “İmanınızı tecdid edin buyurmuş, Sahabei Kiramın, “İmanımızı nasıl tecdid edelim? sorusuna da, “La ilahe illallahı cokca soyleyin cevabını vermiştir (Ahmed b Hanbel)

Allah Tealanın bu ummete her yuz senenin başında dinini tecdid edecek birini veya birilerini gondereceğini bildiren hadis (Ebu Davud) uzerinde dururken ulema, bilhassa Sunnetin ihyasına dikkat cekmiş ve muceddidin unutulan sunnetleri ihya edeceğinin ve yaygınlaşma eğilimi gosteren bidatleri ortadan kaldıracağının altını cizmiştir

Bu cercevede İmam Ahmed b Hanbel şoyle demiştir: “Allah Teala, her yuzyılın başında insanlara Sunnetleri oğreten ve Rasuli Ekrem sav adına yalan uydurulmasına engel olan kimseleri gonderir (elAzimabadi, AvnulMabUd, 11387)

Bu durum, aynı zamanda Sunnetin hayatımızdaki merkezi yerini de işaret etmektedir Dinin tecdidi Sunnetin ihyasına bağlı olduğuna gore, biz de icinde bulunduğumuz zaman diliminde Sunnet şuurumuzu yenilediğimizde Efendimiz savin haber verdiği tecdid faaliyetini kısmen de olsa yerine getirmiş olacağız

Sunnet butun hayatı kuşatır

Sunneti Seniyyenin hayatımızdan cekilmesi hic şuphesiz biraz yukarıdaki ornekte gecen misvak kullanımı konusuna munhasır değildir Sunnet butun hayatımızı kuşatan bir rehberdir Bireysel sorumluluklarımızdan toplumsal ilişkilerimize kadar her adımımız, her fiilimiz Sunnetin ilgi ve belirleyicilik alanı icindedir Zira Efendimiz savin hayatı, sunneti ve sireti yani hayat tarzı butunuyle Kuranın canlı bir tefsiridir Onun her sozu, her davranışı bizim icin Allah Tealanın rızasına goturen bir rehberlik niteliği taşır Gunluk hayatta, evinin icinde, komşularla ilişkilerde, devlet yonetiminde, mescitte ve sokakta kısacası hayatın her anında ve alanında O, “canlı Kuran olarak biz muminlere yol gosterir Onun kılavuzluğu olmadan hakkıyla musluman olmak ve musluman kalmak mumkun değildir

Efendimiz sav bir gun mubarek başını goğe kaldırıp bir sure tefekkure daldıktan sonra şoyle buyurdu:

– İlim sizden cekilip alındığı zaman haliniz nice olur?!

Orada bulunan sahabiler biraz şaşkınlıkla şoyle dediler:

– Ey Allahın Rasulu! Bizler Kuranı okuduğumuz ve ev halkımıza oğretip durduğumuz halde ilim bizden nasıl cekilip alınır?

Efendimiz savin cevabı son derece duşundurucu oldu:

– Tevrat ve İncil yahudilerin ve hıristiyanların elindeyken onlara bir fayda sağladı mı? (Ahmed b Hanbel, Tirmizi, İbn Mace)

Evet, Tevrat ve İncil, Hz Musa ve Hz İsa (ikisine de selam olsun) ummetlerinin bir sure sonra Yahudileşmesine ve Hristiyanlaşmasına mani olmamıştır

Bu son derece carpıcı gercek, sadece gecmiş kavimlerin durumunu anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda bizi şu hayati sorunun muhatabı kılıyor:

İslam Ummetini yahudi ve hıristiyanlarınkine benzer bir husrana suruklenmekten koruyacak olan nedir?

Hic şuphesiz bu sorunun cevabı “Sunneti Seniyyedir Onun kurtarıcı rehberliğinden kendisini mustağni zannedenlerin varacağı yer iki dunyada da husrandan başkası olmayacaktır Zira Efendimiz sav, “Nefsimi kudret elinde tutana yemin ederim ki, hevasını (arzu ve isteklerini) benim getirdiklerime tabi kılmayan iman etmiş olmaz (Begavi, ŞerhusSunne, 1213) buyurmuştur

Ulemamızın bu hadiste ifade buyurulan “benim getirdiklerim sozunun sadece Kuranı anlatmadığı, buradaki esas vurgunun Sunneti Seniyyenin rehberliğini anlattığı konusunda aydınlatıcı beyanları vardır

Dolayısıyla bu dinin hakkıyla oğrenilmesi de, yaşanması da ancak Sunneti Seniyyeye ittiba ile mumkundur

imagesadimadimonunizinde5ad25d13c2679

semerkand dergisi
 
858,500Konular
982,387Mesajlar
32,979Kullanıcılar
kara kartalSon üye
Üst Alt