iltasyazilim
FD Üye
Adı Muhammed'i Sevda
Muhammed'i inkar et diyorum sana!
Ehad, Ehad
İnkar et Bilal!
Ehad, Ehad
Müşrik lider Ümeyye b Halef ile köle Bilal'in imanküfür mücadelesiydi bu Bir yanda bütün güç olanaklarını elinde bulunduran zalim Ümeyye, diğer tarafta Muhammed (sav)'e dost olmaktan başka hiçbir hakka sahip olmayan köle Bilal Bir destan yazılıyordu o gün Adı; Direniş Bir milad düşülüyordu o an Adı; Muhammedî sevda Ve her bir Ehad'da zalim tükenirken Mü'min zafer makamında Müstekbir yine aciz, yalınayaklılar karşısında
O gün bugündür, destan olup gönüllere kazındı bu sevda O gün bugündür devam etmekte bu kavga Zalimler yine Muhammed (sav)'e saldırmakta, kin kusup salyalar akıtmakta
Saklanma, köşeye çekilme, 'Zarardan etkilenmeyeyim' deme zamanı çoktan gelip geçti Düşman ar damarını çatlatıp hakaret mevzisine geçti Artık ashab gibi Muhammed (sav)'e sahip çıkma vaktidir
Artık kabukları kırıp haykırma anıdır
Allahu Teala'nın buyruğunu yerine getirme zamanıdır Yüce Allah (cc) buyuruyor:
Onlar sizinle toptan savaştıkları gibi siz de müşriklerle toptan savaşın ve bilin ki, Allah mutlaka (azabından) korunanlarla beraberdir
Gelip çatmışsa zaman, koyuluyoruz yola ashabla beraber Görevimizi öğreniyoruz onlardan Sıkıntıların doruk noktaya ulaştığı bir zamanda, Akabe Beyatı'ndayız
Elimiz Resulullah (sav)'ın elinde Kalbimiz Resulullah (sav)'ın sevgisinde
Esad b Zürare'nin dediklerini tekrarlıyoruz:
Yâ Rasûlallah! Her davetin, yumuşak veya sert, bir yolu ve usulü vardır Bugün senin yaptığın davet, insanların yüzünü ekşitecek, kendilerine ağır gelecek bir davettir: Sen bizi öteden beri üzerinde bulunduğumuz dinimizi bırakmaya ve kendi dinine tâbi olmaya davet ettin ki, bu çok zor ve ağır birşey olduğu halde, biz senin bu teklifini kabul ettik! Sen bizi insanlarla aramızdaki yakın, uzak bütün akrabalık ve komşuluk ilişkilerini kesmeye davet ettin! Bu da çok zor ve ağır birşey olduğu halde, biz senin bu teklifini de kabul ettik!
Bizim kanlarımız senin kanınla, ellerimiz senin elinledir! Biz, kendilerimizi, oğullarımızı ve kadınlarımızı savunduğumuz ve koruduğumuz şeylerden, seni de savunacak ve koruyacağız! Eğer biz bu ahdimizi bozarsak, Allah'ın ahdini bozmuş bedbaht, yaramaz kimseler olmuş olalım! Yâ Rasûlallah! Bu, sana karşı, bizim sadâkat yeminimizdir!
(Evet Ya Resulellah (sav), bu sana bizim de sadakat yeminimizdir)
Senin, Yüce Rabbim için şartım; sizden istediğim, O'na hiçbir şeyi eşortak koşmaksızın ibadet etmenizdir Kendim için şartıma, isteğime gelince: Kendimi ve ashabımı barındırmanız, bana ve ashabıma yardımcı olmanız Kadınlarınızı ve çocuklarınızı savunup koruduğunuz şeylerden beni de savunup koruyacağınız hakkında, sizinle bey'at yapayım!
buyruğuna 'Lebbeyk!' diyoruz
Söz sadakat ister Söz ameli icab ettirir An olur söz uğrunda ölmeyi gerektirir Bunun musaddıkı tarihtir Bunun şahidi yaşananlardır Bunun tanığı İslam'ın ve asrı saadetin ta kendisidir İslam'ın, elleriayakları öpülesi kahramanlarıdır
Hicret için Hz Ebu Bekir ile Peygamberimiz yola koyulmuşlar Yolda yürürken Hz Ebu Bekir bazen onun önünde, bazen de arkasında kalıyordu Neden böyle yaptığını soran Hz Peygamber'e,
Hz Ebu Bekir şu cevabı verdi:
Arkada iken sana önden bir saldırı gelir diye korktuğum için öne geçiyorum Bu sefer de arkandan sana bir saldırı gelir diye korkuyorum ve arkaya geçiyorum
Hz Peygamber ile Hz Ebu Bekir mağaraya girecekler Hz Ebu Bekir Ya Resulallah (sav)! Ben senin için girip mağarayı temizleyinceye kadar sen yerinde dur!dedi Kendisi mağaraya girdi Mağaranın içini temizleyip yukarı çıkınca, içindeki delik deşikleri gidermediğini hatırladı Gidip onları da giderdikten sonra İn ya Resulullah (sav)!dedi
Hz Ebu Bekir bir deliği tıkamadığını görmüş, oradan yılan çıkıp da Peygamber Aleyhisselama zarar vermesin diye o deliğe ökçesini dayamış, deliğin içindeki yılan tarafından ısırılmıştı
Çünkü Ebu Bekir dosttu, dostça davranmıştı İkinin ikincisiydi Allah böyle hitab etmişti
Uhud savaşıdır Resulullah (sav)'ın şehit edildiği haberi duyulunca hemen herkes bir tarafa çekilmiş Enes b Nadr ortada ve Resulullah (sav) şehit edildiyse hiç şüphesiz Allah Hayy'dır Resulullah (sav)'tan sonra siz sağ kalıp da ne yapacaksınız? Kalkın! Siz de Resulullah (sav)'ın can verdiği dava uğruna can verindedi
Müşriklerle çarpışa çarpışa şehit oldu Enes b Nadr'ın cesedinde seksenden fazla kılıç, mızrak ve ok yarası vardı
Yine Uhud savaşıdır Talha b Ubeydullah der ki: Gördüm ki, Resûlullah Aleyhisselamın ashabı bozuldular, müşrikler saldırıya geçtiler ve Resûlullah Aleyhisselamı her yandan kuşattılar Kendisini; önünden mi, arkasından mı, sağından mı, yoksa solundan mı gelen saldırılara karşı koruyacağımı bilmiyordum Kılıcımı sıyırıp bir kere önünden, bir kere de arkasından gelenleri uzaklaştırdım, nihayet dağıldılar
Reci'de hıyanet sonucu esir edilerek Mekkelilere satılan Zeyd b Desinne asılmak üzere darağacına dikildiğinde Ebu Süfyan: Sana Allah adına and veriyor ve soruyorum: Şimdi yanımızda, senin yerine Muhammed bulunup da onun boynunu vurmamızı, senin ise ailenin içinde sağ salim yaşamanı arzu etmez misin?dedi
Zeyd b Desinne:
Vallahi, ben ailem içinde sağ salim oturup da Muhammed (Aleyhisselam)'in değil sizin yanınızda, hatta şimdi bulunduğu yerde bile ayağına bir dikenin batmasına, batıp incitmesine razı olamam!dedi
Ebu Süfyan:
Ben, insanlar içinde, ashabının Muhammed'i sevdiği gibi, hiçbir kimsenin hiçbir kimseyi sevdiğini görmemişimdir!demek zorunda kalmıştı İşte iman, işte Muhammedî sevginin adıydı bu
Sad b Ebi Vakkas şöyle der: Uhud'ta müşriklerin attığı yerden vuran keskin nişancı okçularından Malik b Züheyr, nişan alarak Resûlullah Aleyhisselama bir ok atmıştı Talha b Ubeydullah, okun Resûlullah Aleyhisselama isabet edeceğini anlayınca, Resûlullah Aleyhisselamı korumak için elini oka karşı tuttu Ok parmağına değip elini çolak yaptı
Peygamberimiz Aleyhisselam:
Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talha b Ubeydullah'a baksın!
Ya Resulallah (sav)! Kendimizi, çolukçocuğumuzu, kadınlarımızı koruduğumuz gibi seni her şeyden koruyacağızsözünün tezahürüydü bu Biatın gerektirdiklerini yapmanın kendisiydi bu
Ebu Talha ok yayını çok sert çeken bir okçu idi Uhud günü ikiüç yay kırmıştı Peygamberimiz Aleyhisselam, yanından ok dolu çanta ile kimin geçtiğini görse, ona:
Ok çantanı Ebu Talha'ya boşalt!buyurmakta idi
Peygamberimiz Aleyhisselam onun arkasından müşriklere bakmak için yükselip başını kaldırdıkça, Ebu Talha:
Ya Rasûlallah! Babamanam sana feda olsun! Yükselme! Belki sana müşriklerin oklarından birisi değer Benim göğsüm senin göğsüne siper olsun Sana değecek, bana değsin!demişti Anamız babamız sana feda olsun Ya Resulallah (sav)! Bugün, 'Sana uzanan eller ve diller bize uzansın' diyemeyen insanlarımız var Utanıyoruz, affeyle bizi
Sad b Ebi Vakkas'ın kardeşi Utbe b Ebi Vakkas Uhud'ta Resulullah (sav)'ı yaralayanlar arasında idi Peygamberimiz Allah'ın gazabı, Allah'ın peygamberinin yüzünü yaralayan kavim hakkında şiddetlendibuyurduğu zaman Sad b Ebi Vakkas: Vallahi kardeşim Utbe'yi öldürmek için gösterdiğim hırs kadar kimseyi öldürmeye hırs göstermedimdemiştir Resulullah (sav)'ı her şeyden daha çok sevmek bu değil mi?
Hz Aişe der ki: (Hendek savaşında) Resûlullah Aleyhisselam hendekteki gediği, dar yeri beklemek için gidip geldiği sırada, soğuk kendisini titretmiş, gelip ısınmak için yanıma sokulmak zorunda kalmıştı Biraz ısındıktan sonra, yine o gediği beklemeye gideceği sırada: 'Ben düşmanların oradan başka bir yerden geçip gelebileceklerinden korkmuyorum Keşke bu gece iyi bir adam olsa, benim yerime orayı beklese!' buyurmuştu O sırada, bir silah ve demir âlet şıkırtısı işittim
Resûlullah Aleyhisselam:
'Kim o?' diye sordu
'Sa'd b Ebi Vakkas!' dedi
Resûlullah Aleyhisselam ona:
'Bu gediği sana havale ediyorum! Sen orayı bekle!' buyurdu Resulullah (sav)'a zarar gelebileceğinden korkan Sad b Ebi Vakkas onun haberi olmadan orada beklemiş ve gelebilecek zararın kendisine gelmesini tercih etmişti Canını Resulullah (sav)'ın canına feda etmişti
Resulullah (sav) ve ashabının Hayber'de yenilgiye uğratılıp kanlarının helalleştirildiği, mallarının yağmalandığı yaygarası Mekke'ye ulaşmıştı Hz Abbas, bu haberi işitir işitmez, arkasının üzerine yıkılmıştı (bayılmıştı) Toplanan kadınerkek Müslümanlar, işittikleri haberi doğru sanarak, küfür ve azgınlığın bu galebesinden mahvolmuş gibi olmuş ancak haberin yalan olduğu ortaya çıkınca kendilerine gelmişlerdi
Ebu Dücane, atılan oklara karşı Resulullah (sav)'ın üzerine eğilip kendisini ona kalkan yapmakta, Ebu Dücane'nin sırtına düşen oklar sırtında toplanmakta, Peygamberimize değmemekte idi
Asrı saadet bunlara benzer örneklerle doludur Bunlar Resulullah (sav)'a yapılan saldırılara karşı Müslüman'ın takınması gereken tavrın birer örneğidir Bunlar Resulullah (sav)'ın yolunda gidenler için birer ışıktır, nurdur Bunlar Resulullah (sav)'ın ümmetinden olan tüm Müslümanlara atmaları gereken adımlar ve yapması gerekenlerin birer örneğidir Sevgimizi ve bağlılığımızı ispat etmenin gerekleridir Yapmamız gereken vazifemizdir Verdiğimiz ahdin, yaptığımız biatin, ettiğimiz imanın olmazsa olmazlarıdır
Şairin şu sözü de Allah Resulü (sav)'ne düşmanlık edenlere bir hatırlatma olsun
Koç, günün birinde parçalayıp dağıtmak için kayayı boynuzladı
Zarar veremedi, ama kendi boynuzu kırılıp dağıldı
Eğer o kurtulursa ben kurtulmamdiyerek bağıran eski adıyla köle Bilal'di Sıyrılan kılıçla Ümeyye b Halef ayağından vurulup yere düşürülmüş, Ümeyye o zamana kadar benzeri işitilmemiş bir çığlık koparmıştı Ve Ümeyye b Halef kılıçtan geçirilip işi bitirilmişti
İnkâr et Bilal!
Ehad, Ehad
Bedeniyle hür, ruhuyla hür Bilal, tarihe yazılan destanı Bedir'de tamamlamıştı Adı Direniş, adı Muhammedî Sevda
Muhammed'i inkar et diyorum sana!
Ehad, Ehad
İnkar et Bilal!
Ehad, Ehad
Müşrik lider Ümeyye b Halef ile köle Bilal'in imanküfür mücadelesiydi bu Bir yanda bütün güç olanaklarını elinde bulunduran zalim Ümeyye, diğer tarafta Muhammed (sav)'e dost olmaktan başka hiçbir hakka sahip olmayan köle Bilal Bir destan yazılıyordu o gün Adı; Direniş Bir milad düşülüyordu o an Adı; Muhammedî sevda Ve her bir Ehad'da zalim tükenirken Mü'min zafer makamında Müstekbir yine aciz, yalınayaklılar karşısında
O gün bugündür, destan olup gönüllere kazındı bu sevda O gün bugündür devam etmekte bu kavga Zalimler yine Muhammed (sav)'e saldırmakta, kin kusup salyalar akıtmakta
Saklanma, köşeye çekilme, 'Zarardan etkilenmeyeyim' deme zamanı çoktan gelip geçti Düşman ar damarını çatlatıp hakaret mevzisine geçti Artık ashab gibi Muhammed (sav)'e sahip çıkma vaktidir
Artık kabukları kırıp haykırma anıdır
Allahu Teala'nın buyruğunu yerine getirme zamanıdır Yüce Allah (cc) buyuruyor:
Onlar sizinle toptan savaştıkları gibi siz de müşriklerle toptan savaşın ve bilin ki, Allah mutlaka (azabından) korunanlarla beraberdir
Gelip çatmışsa zaman, koyuluyoruz yola ashabla beraber Görevimizi öğreniyoruz onlardan Sıkıntıların doruk noktaya ulaştığı bir zamanda, Akabe Beyatı'ndayız
Elimiz Resulullah (sav)'ın elinde Kalbimiz Resulullah (sav)'ın sevgisinde
Esad b Zürare'nin dediklerini tekrarlıyoruz:
Yâ Rasûlallah! Her davetin, yumuşak veya sert, bir yolu ve usulü vardır Bugün senin yaptığın davet, insanların yüzünü ekşitecek, kendilerine ağır gelecek bir davettir: Sen bizi öteden beri üzerinde bulunduğumuz dinimizi bırakmaya ve kendi dinine tâbi olmaya davet ettin ki, bu çok zor ve ağır birşey olduğu halde, biz senin bu teklifini kabul ettik! Sen bizi insanlarla aramızdaki yakın, uzak bütün akrabalık ve komşuluk ilişkilerini kesmeye davet ettin! Bu da çok zor ve ağır birşey olduğu halde, biz senin bu teklifini de kabul ettik!
Bizim kanlarımız senin kanınla, ellerimiz senin elinledir! Biz, kendilerimizi, oğullarımızı ve kadınlarımızı savunduğumuz ve koruduğumuz şeylerden, seni de savunacak ve koruyacağız! Eğer biz bu ahdimizi bozarsak, Allah'ın ahdini bozmuş bedbaht, yaramaz kimseler olmuş olalım! Yâ Rasûlallah! Bu, sana karşı, bizim sadâkat yeminimizdir!
(Evet Ya Resulellah (sav), bu sana bizim de sadakat yeminimizdir)
Senin, Yüce Rabbim için şartım; sizden istediğim, O'na hiçbir şeyi eşortak koşmaksızın ibadet etmenizdir Kendim için şartıma, isteğime gelince: Kendimi ve ashabımı barındırmanız, bana ve ashabıma yardımcı olmanız Kadınlarınızı ve çocuklarınızı savunup koruduğunuz şeylerden beni de savunup koruyacağınız hakkında, sizinle bey'at yapayım!
buyruğuna 'Lebbeyk!' diyoruz
Söz sadakat ister Söz ameli icab ettirir An olur söz uğrunda ölmeyi gerektirir Bunun musaddıkı tarihtir Bunun şahidi yaşananlardır Bunun tanığı İslam'ın ve asrı saadetin ta kendisidir İslam'ın, elleriayakları öpülesi kahramanlarıdır
Hicret için Hz Ebu Bekir ile Peygamberimiz yola koyulmuşlar Yolda yürürken Hz Ebu Bekir bazen onun önünde, bazen de arkasında kalıyordu Neden böyle yaptığını soran Hz Peygamber'e,
Hz Ebu Bekir şu cevabı verdi:
Arkada iken sana önden bir saldırı gelir diye korktuğum için öne geçiyorum Bu sefer de arkandan sana bir saldırı gelir diye korkuyorum ve arkaya geçiyorum
Hz Peygamber ile Hz Ebu Bekir mağaraya girecekler Hz Ebu Bekir Ya Resulallah (sav)! Ben senin için girip mağarayı temizleyinceye kadar sen yerinde dur!dedi Kendisi mağaraya girdi Mağaranın içini temizleyip yukarı çıkınca, içindeki delik deşikleri gidermediğini hatırladı Gidip onları da giderdikten sonra İn ya Resulullah (sav)!dedi
Hz Ebu Bekir bir deliği tıkamadığını görmüş, oradan yılan çıkıp da Peygamber Aleyhisselama zarar vermesin diye o deliğe ökçesini dayamış, deliğin içindeki yılan tarafından ısırılmıştı
Çünkü Ebu Bekir dosttu, dostça davranmıştı İkinin ikincisiydi Allah böyle hitab etmişti
Uhud savaşıdır Resulullah (sav)'ın şehit edildiği haberi duyulunca hemen herkes bir tarafa çekilmiş Enes b Nadr ortada ve Resulullah (sav) şehit edildiyse hiç şüphesiz Allah Hayy'dır Resulullah (sav)'tan sonra siz sağ kalıp da ne yapacaksınız? Kalkın! Siz de Resulullah (sav)'ın can verdiği dava uğruna can verindedi
Müşriklerle çarpışa çarpışa şehit oldu Enes b Nadr'ın cesedinde seksenden fazla kılıç, mızrak ve ok yarası vardı
Yine Uhud savaşıdır Talha b Ubeydullah der ki: Gördüm ki, Resûlullah Aleyhisselamın ashabı bozuldular, müşrikler saldırıya geçtiler ve Resûlullah Aleyhisselamı her yandan kuşattılar Kendisini; önünden mi, arkasından mı, sağından mı, yoksa solundan mı gelen saldırılara karşı koruyacağımı bilmiyordum Kılıcımı sıyırıp bir kere önünden, bir kere de arkasından gelenleri uzaklaştırdım, nihayet dağıldılar
Reci'de hıyanet sonucu esir edilerek Mekkelilere satılan Zeyd b Desinne asılmak üzere darağacına dikildiğinde Ebu Süfyan: Sana Allah adına and veriyor ve soruyorum: Şimdi yanımızda, senin yerine Muhammed bulunup da onun boynunu vurmamızı, senin ise ailenin içinde sağ salim yaşamanı arzu etmez misin?dedi
Zeyd b Desinne:
Vallahi, ben ailem içinde sağ salim oturup da Muhammed (Aleyhisselam)'in değil sizin yanınızda, hatta şimdi bulunduğu yerde bile ayağına bir dikenin batmasına, batıp incitmesine razı olamam!dedi
Ebu Süfyan:
Ben, insanlar içinde, ashabının Muhammed'i sevdiği gibi, hiçbir kimsenin hiçbir kimseyi sevdiğini görmemişimdir!demek zorunda kalmıştı İşte iman, işte Muhammedî sevginin adıydı bu
Sad b Ebi Vakkas şöyle der: Uhud'ta müşriklerin attığı yerden vuran keskin nişancı okçularından Malik b Züheyr, nişan alarak Resûlullah Aleyhisselama bir ok atmıştı Talha b Ubeydullah, okun Resûlullah Aleyhisselama isabet edeceğini anlayınca, Resûlullah Aleyhisselamı korumak için elini oka karşı tuttu Ok parmağına değip elini çolak yaptı
Peygamberimiz Aleyhisselam:
Yeryüzünde gezen Cennetlik bir kimseye bakmak isteyen, Talha b Ubeydullah'a baksın!
Ya Resulallah (sav)! Kendimizi, çolukçocuğumuzu, kadınlarımızı koruduğumuz gibi seni her şeyden koruyacağızsözünün tezahürüydü bu Biatın gerektirdiklerini yapmanın kendisiydi bu
Ebu Talha ok yayını çok sert çeken bir okçu idi Uhud günü ikiüç yay kırmıştı Peygamberimiz Aleyhisselam, yanından ok dolu çanta ile kimin geçtiğini görse, ona:
Ok çantanı Ebu Talha'ya boşalt!buyurmakta idi
Peygamberimiz Aleyhisselam onun arkasından müşriklere bakmak için yükselip başını kaldırdıkça, Ebu Talha:
Ya Rasûlallah! Babamanam sana feda olsun! Yükselme! Belki sana müşriklerin oklarından birisi değer Benim göğsüm senin göğsüne siper olsun Sana değecek, bana değsin!demişti Anamız babamız sana feda olsun Ya Resulallah (sav)! Bugün, 'Sana uzanan eller ve diller bize uzansın' diyemeyen insanlarımız var Utanıyoruz, affeyle bizi
Sad b Ebi Vakkas'ın kardeşi Utbe b Ebi Vakkas Uhud'ta Resulullah (sav)'ı yaralayanlar arasında idi Peygamberimiz Allah'ın gazabı, Allah'ın peygamberinin yüzünü yaralayan kavim hakkında şiddetlendibuyurduğu zaman Sad b Ebi Vakkas: Vallahi kardeşim Utbe'yi öldürmek için gösterdiğim hırs kadar kimseyi öldürmeye hırs göstermedimdemiştir Resulullah (sav)'ı her şeyden daha çok sevmek bu değil mi?
Hz Aişe der ki: (Hendek savaşında) Resûlullah Aleyhisselam hendekteki gediği, dar yeri beklemek için gidip geldiği sırada, soğuk kendisini titretmiş, gelip ısınmak için yanıma sokulmak zorunda kalmıştı Biraz ısındıktan sonra, yine o gediği beklemeye gideceği sırada: 'Ben düşmanların oradan başka bir yerden geçip gelebileceklerinden korkmuyorum Keşke bu gece iyi bir adam olsa, benim yerime orayı beklese!' buyurmuştu O sırada, bir silah ve demir âlet şıkırtısı işittim
Resûlullah Aleyhisselam:
'Kim o?' diye sordu
'Sa'd b Ebi Vakkas!' dedi
Resûlullah Aleyhisselam ona:
'Bu gediği sana havale ediyorum! Sen orayı bekle!' buyurdu Resulullah (sav)'a zarar gelebileceğinden korkan Sad b Ebi Vakkas onun haberi olmadan orada beklemiş ve gelebilecek zararın kendisine gelmesini tercih etmişti Canını Resulullah (sav)'ın canına feda etmişti
Resulullah (sav) ve ashabının Hayber'de yenilgiye uğratılıp kanlarının helalleştirildiği, mallarının yağmalandığı yaygarası Mekke'ye ulaşmıştı Hz Abbas, bu haberi işitir işitmez, arkasının üzerine yıkılmıştı (bayılmıştı) Toplanan kadınerkek Müslümanlar, işittikleri haberi doğru sanarak, küfür ve azgınlığın bu galebesinden mahvolmuş gibi olmuş ancak haberin yalan olduğu ortaya çıkınca kendilerine gelmişlerdi
Ebu Dücane, atılan oklara karşı Resulullah (sav)'ın üzerine eğilip kendisini ona kalkan yapmakta, Ebu Dücane'nin sırtına düşen oklar sırtında toplanmakta, Peygamberimize değmemekte idi
Asrı saadet bunlara benzer örneklerle doludur Bunlar Resulullah (sav)'a yapılan saldırılara karşı Müslüman'ın takınması gereken tavrın birer örneğidir Bunlar Resulullah (sav)'ın yolunda gidenler için birer ışıktır, nurdur Bunlar Resulullah (sav)'ın ümmetinden olan tüm Müslümanlara atmaları gereken adımlar ve yapması gerekenlerin birer örneğidir Sevgimizi ve bağlılığımızı ispat etmenin gerekleridir Yapmamız gereken vazifemizdir Verdiğimiz ahdin, yaptığımız biatin, ettiğimiz imanın olmazsa olmazlarıdır
Şairin şu sözü de Allah Resulü (sav)'ne düşmanlık edenlere bir hatırlatma olsun
Koç, günün birinde parçalayıp dağıtmak için kayayı boynuzladı
Zarar veremedi, ama kendi boynuzu kırılıp dağıldı
Eğer o kurtulursa ben kurtulmamdiyerek bağıran eski adıyla köle Bilal'di Sıyrılan kılıçla Ümeyye b Halef ayağından vurulup yere düşürülmüş, Ümeyye o zamana kadar benzeri işitilmemiş bir çığlık koparmıştı Ve Ümeyye b Halef kılıçtan geçirilip işi bitirilmişti
İnkâr et Bilal!
Ehad, Ehad
Bedeniyle hür, ruhuyla hür Bilal, tarihe yazılan destanı Bedir'de tamamlamıştı Adı Direniş, adı Muhammedî Sevda