nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
Adak nedir
Allah'a ibâdet maksadıyla mükellef olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı saptamak, kişinin öyle bir ameli kendisine vâcip kılması ve bunu yapacağına dair Allah'a laf vermesine Adak denir
Allah rızası için yapılan adaklar Allah katında geçerlidir Yalnız Allah'ın rızası gözetilirse böyle bir ibâdetten sevap elde edilir Sırf Allah rızası için oruç tutmak, sadaka belirlemek, Kur'an okumak namaz kılmak gibi Fakat sırf dünyevî bir maksat uğruna yapılan adaklar geçerli değildir Falan bir işim olursa şu değin oruç tutacağım, veya şu kadar sadaka vereceğim çağrıda bulunmak gibi Buna aynı dünyaya karşın isteklerin olduğu takdirde yapılan adaklarda sırf dünyevî bir arzu taşıdığından ibâdetlerde aranan ihlâs* ve Allah rızası özelliği kaybolmuş oluyor Doğrusu böyle bir adak Allah'ın takdirini değiştirmez Mukadder ne ise o olur Fakat her ne olursa olsun falan işim olsun, az çok oruç tutacağım, sadaka vereceğimgibi adakları yaptıktan sonra mutlaka yerine getirmek vâcip olur
Allah'ın rızasını ve yardımını dilemek maksadıyla yapılan bu ibâdet genel olarak bütün semâvî dinlerde vardır Kur'anı Kerim'de Hz Meryem ile ilgili olarak anlatılan kıssada annesinin şöyle dediği ve adakta bulunduğu ifade edilmektedir: Hani İmran'ın karısı şöyle demişti: 'Rabbim' karnımda taşıdığım çocuğu yalnızca sana hizmet etmek üzere adadım Bunu benden kabul buyur Allah'ım sen her şeyi işiten ve bilensin (Âli İmrân, 335) Ve yeniden Hz Meryem'e şöyle hitab edilmişti: İnsanlardan birini görürsen Rahman olan Allah'a konuşmama rucu adadım bugün kimseyle konuşmayacağımde(Meryem, 1926) Yalnız Semâvî dinlerde yok, kısmen semâvî din özelliği ve kalıntıları taşıyan bazı toplum ve dinlerde de adak inancına rastlanmaktadır Yahudi ve Hristiyanların yanısıra eski Çin, Türk ve Arap toplumlarında adakların yapıldığı bilinmektedir
Kur'anı Kerim'de adak ile ilgili olarak bazı hususlar zikredilmişse de bu konuda herhangi bir dikte ya da nehiy mevcut değildir Fakat ileride de ele alınacağı gibi adaklar yapıldıktan sonra mutlaka yerine getirilmesi gerekmektedir Adak, ant keffâreti'nde olduğu gibi yerine getirilmesi kişinin İslâmî hükümlere olan sadakatine bağlıdır Böyle bir adağı yaptıktan sonra onu yapmaması halinde İslâm devleti yetkilileri ibâdeti ihmalkârlık ettiğinden nedeniyle onu bu konuda zorlayamazlar Ancak Cenabı Hakk Kur'anı Kerim'de Nezirlerini edâ etsinler(elHacc, 2229) buyurmaktadır
* Adak Kurbanı:
Adanılan şey ara sıra kurban olabilir Bu durumda şu iki hususa dikkat edilmelidir:
1 Kurban davar, sığır ve deve gibi dört ayaklı hayvanlardan olur
Tavuk, kaz ve hindi gibi iki ayaklı hayvanlardan kurban olmaz
2 Kurbanın etinden onu adayan kimse ile usûl ve füru yiyemezler
Kurbanın eti fakirlere dağıtılır
Olur Ya yerlerse yedikleri miktarın değerini fakirlere vermeleri gerekir *
Allah'a ibâdet maksadıyla mükellef olmadığı halde mübah olan bir işi yapmayı saptamak, kişinin öyle bir ameli kendisine vâcip kılması ve bunu yapacağına dair Allah'a laf vermesine Adak denir
Allah rızası için yapılan adaklar Allah katında geçerlidir Yalnız Allah'ın rızası gözetilirse böyle bir ibâdetten sevap elde edilir Sırf Allah rızası için oruç tutmak, sadaka belirlemek, Kur'an okumak namaz kılmak gibi Fakat sırf dünyevî bir maksat uğruna yapılan adaklar geçerli değildir Falan bir işim olursa şu değin oruç tutacağım, veya şu kadar sadaka vereceğim çağrıda bulunmak gibi Buna aynı dünyaya karşın isteklerin olduğu takdirde yapılan adaklarda sırf dünyevî bir arzu taşıdığından ibâdetlerde aranan ihlâs* ve Allah rızası özelliği kaybolmuş oluyor Doğrusu böyle bir adak Allah'ın takdirini değiştirmez Mukadder ne ise o olur Fakat her ne olursa olsun falan işim olsun, az çok oruç tutacağım, sadaka vereceğimgibi adakları yaptıktan sonra mutlaka yerine getirmek vâcip olur
Allah'ın rızasını ve yardımını dilemek maksadıyla yapılan bu ibâdet genel olarak bütün semâvî dinlerde vardır Kur'anı Kerim'de Hz Meryem ile ilgili olarak anlatılan kıssada annesinin şöyle dediği ve adakta bulunduğu ifade edilmektedir: Hani İmran'ın karısı şöyle demişti: 'Rabbim' karnımda taşıdığım çocuğu yalnızca sana hizmet etmek üzere adadım Bunu benden kabul buyur Allah'ım sen her şeyi işiten ve bilensin (Âli İmrân, 335) Ve yeniden Hz Meryem'e şöyle hitab edilmişti: İnsanlardan birini görürsen Rahman olan Allah'a konuşmama rucu adadım bugün kimseyle konuşmayacağımde(Meryem, 1926) Yalnız Semâvî dinlerde yok, kısmen semâvî din özelliği ve kalıntıları taşıyan bazı toplum ve dinlerde de adak inancına rastlanmaktadır Yahudi ve Hristiyanların yanısıra eski Çin, Türk ve Arap toplumlarında adakların yapıldığı bilinmektedir
Kur'anı Kerim'de adak ile ilgili olarak bazı hususlar zikredilmişse de bu konuda herhangi bir dikte ya da nehiy mevcut değildir Fakat ileride de ele alınacağı gibi adaklar yapıldıktan sonra mutlaka yerine getirilmesi gerekmektedir Adak, ant keffâreti'nde olduğu gibi yerine getirilmesi kişinin İslâmî hükümlere olan sadakatine bağlıdır Böyle bir adağı yaptıktan sonra onu yapmaması halinde İslâm devleti yetkilileri ibâdeti ihmalkârlık ettiğinden nedeniyle onu bu konuda zorlayamazlar Ancak Cenabı Hakk Kur'anı Kerim'de Nezirlerini edâ etsinler(elHacc, 2229) buyurmaktadır
* Adak Kurbanı:
Adanılan şey ara sıra kurban olabilir Bu durumda şu iki hususa dikkat edilmelidir:
1 Kurban davar, sığır ve deve gibi dört ayaklı hayvanlardan olur
Tavuk, kaz ve hindi gibi iki ayaklı hayvanlardan kurban olmaz
2 Kurbanın etinden onu adayan kimse ile usûl ve füru yiyemezler
Kurbanın eti fakirlere dağıtılır
Olur Ya yerlerse yedikleri miktarın değerini fakirlere vermeleri gerekir *