Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Açıklamalarıyla Atatürk Devrimleri

Açıklamalarıyla Atatürk Devrimleri

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
1 Siyasal Devrimler:

Saltanatın Kaldırılması (1 Kasım 1922)

Kurtuluş Savaşı'nın ilk yıllarında kurulan (23 Nisan 1920) Türkiye Büyük Irk Meclisi, halktan kopuk Osmanlı yönetiminin yanına, halkın içinden seçilen temsilcileriyle halk iradesinin gerçek temsilcisi olmuş, en ince ayrıntısına kadar yıpranmış ve eskimiş kişisel saltanatsa, TBMM'yi, yani ulusun egemenliğini tanımamasının yanı sıra, Sevr Antlaşması'nı imzalamış, düşmanla işbirliği yapıp, çıkarttığı ayaklanmalarla Milli Kurtuluş Savaşı'nı engellemeye çalışmıştı 23 Nisan 1920'den başlayarak ulusal egemenliğe dayalı devletin kurulmasıyla kişisel saltanata kalkmış gözüyle bakan Mustafa Kemal, İtilaf Devletleri'nin Lozan Barışma Konferansı'na Ankara Hükümetinin yanı sıra Osmanlı Hükümeti temsilcileri de çağırmaları üzerine, 1 Kasım 1922'de TBMM'de yaptığı konuşmada ulus'un akla tutarsız olduğunu belirterek, saltanatın kaldırılmasını istedi Milletvekillerinin ateşli konuşmalarla Atatürk'ü desteklemelerinden daha sonra, saltanatın İstanbul'un işgal tarihinden (16 Mart 1920) başlayarak kalkmış olduğu oybirliğiyle kabul edildi Saltanatın kaldırılmasıyla Padişahlık Sıfatı kalkan Mehmet VI Vahdettin de, 17 Kasım günü İngiliz Komutanlığına başvurarak, bir İngiliz zırhlısıyla İstanbul'dan ayrıldı


Cumhuriyetin İlanı (29 Ekim 1923)

Saltanatın kaldırılmasının ve Lozan Uzlaştırma Anlaşması'nın ardındaki TBMM'de en fazla tartışılan konulardan biri, yeni devletin niteliği sorunuydu Kendisi bir hükümet olan TBMM'nin ayrı bir hükümeti ve bu hükümeti yönetecek bir başbakanının bulunmaması, meclis içinden bakanların seçiminde adayların gerekli oyu sağlamakta güçlük çekmeleri, sürekli sorunlara yol açmaktaydı 27 Ekim 1923'te Ali Fethi (Okyar) Bey başkanlığındaki hükümetin istifası ve Cumhuriyet Halk Partisi grubunun yeni hükümet listesi üstünde anlaşmaya varmaması üstüne, Atatürk 28 Ekim gecesi arkadaşlarını toplayarak sorunun reel çözümüyle ilgili düşüncesini açıkladı ve İsmet İnönü'yle o gece, devletin niteliğinin cumhuriyet olduğunu saptayan bir yasa tasarısı hazırladı Ertesi gün TBMM, yapılan işin çoktan doğmuş olan çocuğun adını ayarlamakolduğunun milletvekillerine açıklanmasından sonradan, saat 2030'da Tüzük değişikliğini kabul ederek cumhuriyeti ilan etti ve oybirliğiyle alınan bu karardan sonra cumhurbaşkanı seçimine geçerek, yine oybirliğiyle Gazi Mustafa Kemal Paşa'yı Türkiye Cumhuriyeti'nin birincil cumhurbaşkanı seçti


Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)

Saltanatın kaldırılmasından ve Mehmet VI Vahdettin'in İstanbul'dan ayrılmasından daha sonra, TBMM'nin 18 Kasım 1922'de halife seçmiş olduğu Abdülmecit Efendi, eski rejim yanlılarının tek umudu haline gelmiş; bundan zorlama alan Abdülmecit Efendi de, baştan törenler düzenlemeye, demeçler vermeye bazı İslâm ülkelerinin kendisine bağlılık bildirmeleri üzerine, İslâm dünyasının önderi tavrı takınmaya başlamıştı Bu durumun yeni kurulmuş cumhuriyet yönetimi için tehlikeli olabileceğini kavrayan Atatürk, İzmir'deki ordu tatbikatları esnasında ordu komutanlarına hilafetin kaldırılması konusunda düşüncesini açıklayıp, yasanın meclis gündemine getirilmesini kararlaştırdı 1 Mart 1924'teki bütçe görüşmelerinde halifeye ve Osmanlı hanedanına verilecek ödenek konusunun gündeme getirilmesinden sonradan, 3 Mart 1924'de kabul edilen yasayla, halifelik kaldırılıp, ilerde saltanat ve halifelik iddiasında bulunmamaları için Osmanlı hanedanı üyelerinin de yurt dışına çıkarılmaları kabul edildi



2 Toplumsal Devrimler

Şapka ve Giysi Devrimi (25 Kasım 1925)

Ülke halkını her alanda modern ve medeni düzeye çıkarabilmek için şansın dönmesi tasarlarken, dış görünüşüyle de bunu vurgulaması gerektiğine inanan Mustafa Kemal'in, 25 Ağustos 1925'te Kastamonu'ya yaptığı bir gezide başına şapka giyip, Buna şapka derlerdiye halkı şapka giymeye özendirmesinden sonradan, 25 Kasım 1925'te Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun çıkarılıp, dinsel giysilerle sokakta gezilmesi yasaklandı


Tekke Zâviye ve Türbelerin Kapatılması (30 Kasım 1925)

Başlangıçta sadece din konularıyla ilgilenen, bambaşka fikir sistemleri geliştirerek taraftarlarını çoğaltmaya çalışan tarikatlar, zaman içinde siyasal olaylarda etkin rol oynamaya, çıkarları tehlikeye düştükçe halkı ayaklandırmaya koyulmuşlardı Bu etkinliklerini cumhuriyetin ilanından sonra da sürdürmeye kalkışmaları ve Menemen Olayı, Şeyh Sait Ayaklanması gibi şeriattan yandan ayaklanmalara yol açmaları üstüne Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler memleketi olamaz Türkiye Cumhuriyeti her alanda dürüst yolu gösterecek, uyaracak güçtedir Biz uygarlığın bilim ve fenninden şiddet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz Başka bir şey tanımayızdiyen Atatürk'ün sözleri ışığında harekete geçilerek, 30 Kasım 1925'te çıkarılan yasayla tekkeler ve zaviyeler kapatıldı


Kadınlara Erkeklerle Eşdeğer Haklar Verilmesi (19261934)

Osmanlı toplumunda hemencecik hiçbir toplumsal ve siyasal hakkı bulunmayan kadınlara Medeni Kanun 'la bir takım haklar ünlü olmakla birlikte, siyasal haklar açısından bir değişim yapılmamıştı Atatürk'ün girişimiyle kadınların iktisadi ve siyasal yaşama katılmaları yönünde bir dizi değişiklik yapılarak, 1930'da belediye seçimlerinde seçme, 1933'te çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme, 5 Aralık 1934'te Anayasa 'da yapılan bir değişiklikle de milletvekili seçme ve seçilme haklarının tanınmasıyla, Türk kadını o yıllarda Avrupa devletlerinin çoğundaki kadınlardan daha ileri haklar elde etti ve çok geçmeden toplumda erkeklerin çalıştığı her alanda yerini aldı


Soyadı Kanunu ( 21 Haziran 1934)

Soyadı bulunmamasının jurnal yaşamda yarattığı zorluk ve karışıklıkların önlemek amacıyla 21 Haziran 1934'te çıkarılan yasayla, her Türk kendine uygun bir soyadı almakla sorumlu kılındı 24 Kasım 1934'te çıkarılan bir yasayla da TBMM Mustafa Kemal'e Atatürk soyadını verdi Aynı yıl çıkarılan bir diğer yasayla ayrıcalıkları gösteren eski unvanların yasaklanmasıyla, yasalar önünde eşitlik ilkesinin gerçekleştirilmesinde önemli bir adım atılmış oldu


Milletlerarası Saat, Takvim ve Uzunluk Ölçülerinin Kabulü (19251931)

Cumhuriyet döneminden önce Batı uluslarından ayrı takvim, saat, sayı ve ölçülerin kullanılması, hafta tatillerinin cuma günü olması, takvimin başlangıcı olarak Hazreti Muhammet'in Mekke'den Medine'ye göç ettiği tarih olan 622 yılının alınması (hicri yıllık), rakam olarak eski sayıları, ölçü olarak da okka, dirhem, arşın, endaze, vb ölçülerin kullanılması, Türk toplumu ile Batı toplumları arasındaki ilişkilerde büyük keşmekeş ve güçlüklere yol açmaktaydı 26 Aralık 1925'te miladi takvimin kabul edilip, alaturka saat yerine Batı'da kullanılan alafranga saatin kabul edilmesiyle, 23 Mart 1931'de çıkarılan yasayla da gram, kilogram, ton, metre, kilometre gibi ölçülerin benimsenmesiyle, bir yana Batı ülkeleriyle ilişkiler kolaylaştırılırken, bir yandan da yurdun her yerinde tutarlı bir ölçü ve ağırlık düzeni belirlenmiş oldu


Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934) *
 
858,505Konular
982,687Mesajlar
33,050Kullanıcılar
HelsinkiSon üye
Üst Alt