Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Son konular

Abdullah Bin Abdülaziz (Osman) El-Yuneyni Kimdir, Hakkında Bilgi

Abdullah Bin Abdülaziz (Osman) El-Yuneyni Kimdir, Hakkında Bilgi
0
102

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
58
Abdullah Bin Abdülaziz ElYuneyni hayatı
Abdullah Bin Abdülaziz ElYuneyni kimdir
Abdullah Bin Abdülaziz ElYuneyni hakkında veri

İsmi Abdullah bin Abdülazîz bin Ca'fer elYuneynî'dir Evliyânın büyüklerindendir Künyesi Ebû Osman'dır Doğum târihi bilinmemekle berâber 1136 (H530) senesinden sonra Sûriye'de Ba'lbek beldesine alt Yuneyn köyünde doğduğu kaydedilmiştir 1220 (H617) senesinde vefât etti Ömrü seksen sene civârında idi Defnedildiği yere türbe yapıldı Türbesi Ba'lbek'de olup, istifâde edilen bir ziyâretgâhtır Şam'da zamânının âlim ve velîlerinden ilim ve feyz alarak yetişti Zühd sâhibi, dünyâya düşkün olmayan, devasa, boylu boslu, cesur, iyiliği emreden, kötülükten sakındıran, gecegündüz dîni İslâmı yaymak için uğraşan, Allahü teâlâyı bir an unutmayan, şânı yüksek, kerâmet sâhibi bir zât idi Ba'lbek vâlisi kendisini ziyâret ettiğinde, ona adâletle davranmasını tenbîh eder ve nasîhatta bulunurdu

EsSehâvî şöyle anlatır: Ebû Osman elYuneynî, senede üç dirhem ile geçinirdi Bir dirhemiyle un alır, bir dirhemiyle yağ, bir dirhemiyle de bal alırdı Bunları karıştırıp, dairesel dairesel üç yüz altmış tâne köfte gibi parçalar yapardı Bayram günleri hariç devamlı oruçlu olduğundan her akşam biri ile iftâr ederdi

İbni Şühbe Târihi İslâm adlı eserinde onun için; Ebû Osman, aslenBa'lbek köylerinden olan Yuneyn köyündendir Kerâmet sâhibi bir zât olup, nefsiyle çok mücâdele ederdi Kimseden bir şey almazdı Aza kanâat eden namus sâhibi bir zât ididemiştir

Şeyh Muhammed bin Ebi'lFadl şöyle anlatmıştır: Zamânın sultânı Sultan Îsâ, bir gün Abdullah bin Abdülazîz hazretlerinin huzûruna gelip; Efendim! Bize duâ ve nasîhat edinizdeyince; Ey Sultan! Zulümden, kötülüklerden, şakî olmaktan sakın Babanda bu haller görülmüştü Sen o kadar olma!dedi

Bu sultan da, tebeasına âdil davranmıyordu Bu bakımdan, söylenilen sözlere kulak asmadan kalkıp gittiği gibi Abdullah bin Abdülazîz hazretlerine de bir hîle yapmayı düşündü Üç bin altın götürüp, hediyemizdir, ihtiyaçlarınıza harcayınız diye vererek deneyecek, kabul ederse hemencecik geri alacaktı Ertesi gün hilesini yerine getirmek üzere huzuruna bitmiş gitti Yanına götürdüğü üç bin dirhemi önüne bırakıp; Efendim, bunlar size hediyemizdir Buyurun, dergâhınızın ihtiyaçlarına harcarsınız!dedi Abdullah bin Abdülazîz hazretleri sultana ciddiyet ve heybetle bakıp; Ey câhil! Kalk anında buradan git! Bizi denemeye kalkışıyorsun! Biz Allahü teâlâya duâ edersek yer yarılır seni yutar Bizi parayla değerlendirmek istiyorsun Biz isteyince Allahü teâlânın izniyle şu oturduğumuz seccâdenin altından, birinden gümüş diğerinden altın akan iki çeşme ortaya çıkar! Su gibi altın ve gümüş akardedi

Bu sözleri söyledikten sonra seccâdenin kenarını kaldırdı Huzûrunda bulunanlar iki çeşme gördüler, birincisinden altın diğerinden de gümüş su gibi akıyordu

Abdullah bin Abdülazîz hazretlerinin zamânında Melîk Emced bir imârethâne yaptırıyordu Binânın inşâsında büyük taşlar uygulamak istedi Beldesinde bulunan büyük taşların kırılıp yontulmasını emretti Ancak bu işle uğraşanlar taşları parçalamaya şiddet yetiremediler Ne dek uğraştılarsa da âletleri bu meslek için kâfi gelmedi ve biçare kaldılar Abdullah bin Abdülazîz hazretlerine gidip durumu anlattılar ve takviye istediler O da destek etmeyi kabûl edip taşların bulunduğu yere geleceğini söyledi Beklemeye başladılar Baktılar ki havada yürüye yürüye geliyor Sonradan, gelip havada bütün taşların üzerinde durdu Taşlar onun himmetiyle ve Allahü teâlânın izniyle gözleri önünde istenildiği gibi parça parça ayrıldı Bu hâdiseye çok şaşan işçiler, gidip durumu Melik Emced'e anlattılar Melik buna ayrıca fazla şaşırma etti keza de böylece memnun oldu Anında huzuruna gidip hürmetle elini öperek teşekkür etti

İbni Şühbe şöyle anlatmıştır:
Hanımımın bir örtüye ihtiyâcı vardı Satın almamı istedi Borcum olduğunu, bu sebeple alamayacağımı söyledim O gece uyudum Rüyâda bana; İbrâhim Halîlullah'ı bakmak istersen, Abdullah bin Abdülazîz elYuneynî'ye bak!dendi

Sabah, Abdullah elYuneynî'nin bulunduğu yere gittim Beni görür görmez, beklememi istediler ve evlerine gidip geldiler Berâberlerinde, bir örtü ve borcum değin para vardı Onları bana verdi Alıp evime döndüm

Abdullah bin Abdülazîz hazretlerinin vefâtı şöyle anlatılır:

Bir cumâ günü yıkanmak üzere hamama gitti Cumâ namazı için gusl abdesti aldı Sonradan câmiye gelip, cumâ namazını kıldı Sonradan Dâvûd ismindeki müezzine; Ey Dâvûd! Sen cenâze yıkar mısın? Yarın sabah bak neler olacak!dedi

Müezzin bir şey anlamayıp; Efendim biz sizin emrinizdeyizdiyebildi

Oradan ayrılıp dergâhına geldi Talebelerini, her zaman aşağıda oturduğu ağacın yanında çağırdı ve; Beni, buraya defnedin!diye vasiyet etti O gece tüm talebeleriyle sohbet etti ve onlara ayrı ayrı duâ etti Talebelerinden biri; Efendim zâtı âliniz için, tatlı menbâ suyu getirmişler içer misiniz?diyerek ikrâm etti

Suyu alıp içti Kalanıyla da abdest aldı Sabahtan namazını cemâatle kıldıktan sonradan, defalarca çıktığı minderin üstüne çıkıp, kıbleye dürüst bağdaş kurup oturdu tekrar tekrar olduğu gibi tesbihi elinde idi O hâlde hiç kimse ile konuşmadı Cümbür Cemaat onun uyuduğunu zannedip ağır ağır oradan ayrıldı

Bir ara hizmetçisi bir şey sormak için yanına girdi Uyuyor zannederek geri çıktı Bir süre sonra; Hocamız bu dek geç kalmazdı!diye düşünerek, her tarafta odaya girdi ve; Yâ Seyyidî, ey efendim!diye seslendi Ebû Osman elYuneynî hiç ses vermedi Yanında gidip baktığında, vefât ettiğini fark etti Hemen Melik Emced'e haber verdiler Hemencecik dergâha geldi Ebû Osman Abdullah'ın hiç renginin değişmediğini ve bağdaş kurmuş bir hâlde vefât etmiş olduğunu fark etti Cenâze işlerine başladıklarında Müezzin Dâvûd gelip, Ebû Osman Abdullah'ı yıkadı O vakit Müezzin Dâvûd'a; Yarın sabah bak neler olacakdemesinin, vefâtına işâret olduğunu anladılar Vasiyeti üzere, talebeleriyle aşağı sohbet ettiği ağacın dibine defnedildi sonradan buraya velilerden böylece çok kimse defnedildi

Abdullah bin Abdülazîz elYuneynîhazretleri bir şiiri aralıksız okuyup, ağlardı Bu şiirin mânâsı şöyledir:

Ey benim şefâatçım! Bütün arzum, arzu ve iştiyâkım sizedir Tüm kerîmler, cömertler kendilerinden şefâat istenilince kâbûl ederler Benim özrüm, sizin arzunuzda esir olmaktır Aşk ateşiyle yanıp tutsak olan şahısların boynu bükük olur Benim size olan bu özrümü kâbûl ederseniz ne iyi ve ne güzeldir Eğer kabûl etmezseniz, seven büyük bir siklet yüklenmiştir Size aleyhinde benim sabrım vardır Benim için bu sevgiliye kavuşmak, ulaşmak vardır

BUNLAR ŞARAPTI

Kâdı Yâkûb şöyle anlatır:

Birgün Şam'da bir mescidin kenarındaydım Orada bir köprü vardı Hava çok sıcaktı Abdullah elYuneynî, abdest elde etmek için dereye indi O sırada bir nasrânî, şarap yüklü katırı ile köprüden geçiyordu Katır bir ara ürktü ve yük yere yıkıldı Çevrede diğer kimse yoktu Abdullah elYuneynî, yukarı çıkıp bana; Yükü yüklemeye takviye et!dedi

Nasrânîye yardım ettim ve yükü katıra yükledik Nasrânî, oradan uzaklaşıp gitti Kendi kendime; Bu zât böyle yapmamı niye istedi?diye düşündüm Sonradan nasrânîyi tâkib ettim Nasrânî, katırıyla şarap satan bir dükkânın önüne geldi Katırdaki yükü indirip açtı Hepsi sirke olmuştu Şarap satıcısı; Yazıklar olsun sana! Senden şarap getirmeni istedim Bunlar sirke!dedi

Nasrânî hayretten dona kalmıştı Şaşkınlığından ağlamağa başladı ve; Bunlar şaraptı Lakin niçin sirke oldu sebebini anladım!diyerek hemencecik katırını bir yere bağladı Dürüst Abdullah bin Abdülazîz hazretlerinin dergâhına koştu Huzûruna girer girmez: Eşhedü enlâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve resûlühüdiyerek müslüman oldu ve bundan böyle huzûrundan ayrılmayıp talebeleri arasına girdi

1) Câmiu KerâmâtilEvliyâ; c2, s 110

2) ŞezerâtüzZeheb; c5, s73

3) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c7, s378 *
 

Similar threads

Abdülaziz Bin Ebû Revvad Abdülaziz Bin Ebû Revvad Hayatı Abdülaziz Bin Ebû Revvad Biyografi Abdülaziz Bin Ebû Revvad Kimdir Abdülaziz Bin Ebû Revvad Meşhûr hadîs âlimlerindendir Abdülaziz Bin Ebû Revvad Doğum târihi bilinmemektedir 775 (H159) târihinde vefât etti Aslen Horasanlıdır Sonra...
Cevaplar
0
Görüntüleme
101
Arabi Feştali ElMağribi Yaşam Öyküsü Arabi Feştali ElMağribi Hayatı Arabi Feştali ElMağribi On yedinci yüzyılda Kuzey Afrika'da yetişmiş olan fıkıh âlimlerinden ve evliyâdan İsmi, Arabî Feştâlî olup, Mağribî nisbesiyle bilinir Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir 1679 (H1090) senesinde vefat...
Cevaplar
0
Görüntüleme
97
Abdullah Bin Abdülgani ElMakdisi Abdullah Bin Abdülgani ElMakdisi Hayatı Abdullah Bin Abdülgani ElMakdisi Biyografisi Abdullah Bin Abdülgan Evliyânın büyüklerinden, hadis ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimi Künyesi Ebû Mûsâ olup, ismi, Abdullah bin Abdülganî bin Abdülvâhid bin Ali elMakdisî'dir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
107
Abdullah ElAcemi Kimdir, Abdullah ElAcemi Hayatı Abdullah ElAcemi Biyografisi Abdullah ElAcemi Kimdir, Hakkında Data Abdullah ElAcemi Evliyânın büyüklerinden İsmi, Şeyh Abdullah elAcemî'dir Abdullah ElDeneyimsiz'nin Doğum târihi bilinmemektedir Abdullah ElAcemi Haleb civârında Bire...
Cevaplar
0
Görüntüleme
108
Ata Bin Ebû Rebah Biyografisi Ata Bin Ebû Rebah Kim Hakkında Data Ata Bin Ebû Rebah Tabiinin büyüklerinden, veli, fıkıh ve hadîs alimi Babasının ismi Eslem ya da Salimdir Yemenin Cened bölgesinde 647 (H27) senesinde doğduğu, Mekkeli Cümeh veya Fihr kabîlesinin azadlısı olduğu rivayet edilir...
Cevaplar
0
Görüntüleme
85
858,536Konular
981,823Mesajlar
32,331Kullanıcılar
yunus091Son üye
Üst Alt