Forumda yenilikler devam etmektedir , çalışmalara devam ettiğimiz kısa süre içerisinde güzel bir görünüme sahip olduk daha iyisi için lütfen çalışmaların bitmesini bekleyiniz. Tıkla ve Git
x

Abdülhalık-i Goncdüvani

Abdülhalık-i Goncdüvani

iltasyazilim

FD Üye
Katılım
Ara 25, 2016
Mesajlar
0
Etkileşim
17
Puan
38
Yaş
36
F-D Coin
14
NEFSİN RADİYE KADEMESİ

Fecr suresi 28 Ayeti Kerime kişinin bu noktada Allah’tan razı olduğunu
aynı zamanda Allah’ın da rızasını kazandığını söylüyor

89 FECR28: irci’ıy ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan (Ey ruh) Allah’a geri dönerek ulaş,

Aynı ayeti Kerimeyi Allah’ın da rızasını kazandığımız altıncı nefs kademesinde kullanacağız
Nefsi Radiye; Nefsin doymuş olması, onu RIZA MAKAMINA ulaştırır Bu devrede nefs, iyi ve kötüyü, hayrı ve şerri hasenatı ve seyyiâtı ayırt etmektedir Bunlardan hangisi başına gelirse gelsin, olay iyi ve kötü, zararlı ve faydalı diye ayırabildiği halde, başına geleni tevekkülle kabul eder Rabbinin o olayın başına gelmesinde oynadığı rolü iyi değerlendirir Gerçekten her olay, ya Allah öyle olmasını istediği ve takdir ettiği için veya öyle olmasına müsade ettiği için, belli bir tarzda cereyan eder 3 alternatif yoktur Allah dileseydi olayı değiştirir başka bir tarzda başımıza gelmesini sağlardı Ama, ya öyle takdir etmiş veya müdahale etmemiş ve olay o tarzda oluşmuştur Bir olayın, Allah’ın iradesiyle vücuda gelmesi KADER, insanın iradesiyle oluşması ise KAZA'dır Neticede ister kaza, ister kader olsun her olayda en azından Allah’ın müsadesi vardır Allah haberdardır
İşte RIZA makamındaki kul, her hadisenin en azından Allah’ın müsade etmesi ile gerçekleştiğini bilir ve kendi seviyesindeki ölçülere göre olay kötü de olsa nefsinin itirazını bastırarak razı olur Burada, hem olay'ın kötü veya zararlı oluşu kanaatine varılıyor, hem de tevekkül edilerek razı olunuyor İtiraz ve İsyan yok Bu sebeble bu makama RIZA MAKAMI denir RAZİYE denir

Allah’tan razı olmuş kişiye Allah’u Tealâ bire beşyüz ihsan veriyor
Zikir sebebiyle kalpte %7 daha aydınlanma artarak, kalb %37 oranında aydınlığa kavuşuyor


NEFSİN MARDİYE KADEMESİ

6 nefs kademesi ise Allah’ın rızasının da kazanıldığı kademedir

89 FECR28: irci’ıy ilâ rabbiki râdıyeten mardıyyeh
Allah’tan razı ol ve Allah’ın rızasını kazan (Ey ruh) Allah’a geri dönerek ulaş,

Madem ki, Allahû Tealâ herşeyin en uygununu bize ihsan etmiştir O zaman biz herşey için Allâhû Tealâ'dan razı oluruz O kişi bilecektir ki, Allah'dan razı olduğu anda Allah da ondan razı olmuştur Her ne kadar Tezkiye kademelerinde Allahû Tealâ , “Ey kulum Biz senden razı olduk, sen de Biz'den razı oldun mu? diye sual sorarsa da bu sadece kulunu onore etmek içindir Allahû Tealâ kendisi razı olmuştur ve kulunun da ondan razı olduğunu bilmektedir Ama yine de ona onur vermek için böyle bir suali sorabilir Şimdi bilinmelidir ki, Allah'dan razı olmayan bir kişiye bu sual sorulmaz

NEFSİN TEZKİYE KADEMESİ

Bu kademedeki nefs tezkiyesini tamamlamıştır Ve kişi felâha
ermiş ahiret (cennet) saadetinin sahibi olmuştur
Demek ki, tezkiye olmak, Allah'a varmak, dönmek için bir vasıtadır Kimse bu dünya hayatını yaşarken tezkiye olmadan, nefsini tezkiye etmeden Allah'a vasıl olamaz, dönemez Onun için Allahû Tealâ tezkiyeyi kurtuluş anlamında kullanıyor
91 ŞEMS9: kad efleha men zekkâhâ
Andolsunki nefsini tezkiye eden felâha erer (cennete girer)

buyuruyor

Demek oluyor ki insan bu yedi kademede nefsini tezkiye ederse ruhu için de, ayrı bir olay cereyan eder, vuslat Aynı anda fizik vücudumuz da Fecr Sûresi’nin 29 Âyeti Kerîmesi gereğince Allah’ın kulları arasına girmeye hak kazanır
89 FECR29 : fedhuliy fiy ibâdiy
(ey fizik vücud) o zaman, (nefsini tezkiye ettiğin ve ruhunu Allah’a ulaştırdığın zaman), (bana kul olursun) kullarımın arasına gir

89 FECR30 : vedhuliy cennetiy
Ve cennetime gir

35 FATIR18 : ve lâ tezirû vâziretün vizre uhrâ, ve in tet’u müskaletün ilâ hımlihâ lâ yuhmel minhü şey’ün velev kâne zâ kurbâ, innemâ tünzirülleziyne yahşevne rabbehüm bilgaybi ve ekaâmûssalât, ve men tezekkâ feinnemâ yetezekkâ linefsih, ve ilallâhilmasıyr
Hiç kimse başkasının günahını yüklenmez Eğer (başkasını) çağırırsa yüklensinler diye, hiç biri yüklenilmez Akrabası olsa bile Muhakkakki sen ancak Rabblerine gaybda huşu duyanlar ve namaz kılanları uyarırsın Kim nefsini tezkiye ederse bunu kendi nefsi için yapmış olur ve (ruhu) Allah'a doğru yola çıkar (Allah'a ulaşır)

Yukarıdaki ayetler grubunda görüldüğü gibi Ruh Allah’a vasıl olunca, nefs tezkiye oluyor, fizik vücud Allah’a kul oluyor Ve insan Ahirette cennete sahib oluyor Bu son nefs kademesinde insan %7 daha zikrini arttırarak kalbinin aydınlanma oranını karanlıklardan daha çok arttırmıştır %51 aydınlıkla ruhunun hasletleri, nefsinin afetlerine baskın çıkmıştır Allah’u Tealâ’nın bire yediyüz ihsanının sahibidir Artık Hakk’a ruhu ulaşmış olması sebebiyle Hakk’ı tavsiye eden kişi olmuştur Vel Asr suresindeki hüsrandan kurtulanların ikinci kademesi;

103 VEL ASR SURESİ 3 : illelleziyne âmenû ve amilûssâlihâti ve tevâsav bilhakkı ve tevâsav bissabr
Ama amenu olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar) hariç ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar (ikinci 7 basamağı aşanlar) hariç ve (Allah'a ruhen ulaşıp) Hakkı tavsiye edenler (üçüncü 7 basamağı aşanlar) hariç ve sabrı tavsiye edenler (dördüncü 7 basamağı aşanlar) hariç

AFETLERİN YOK OLMASI, NEFSİ TASFİYE
Tezkiyeden sonra Nefs ile mücadele devam eder Amilüssalihatla insan nefsindeki kontrol altına aldığı afetleri yok etmeye çalışır Tasfiye kademelerine, Velayet kademeleri de denir Her velayet kademesinde %10 aydınlanma olur
Fena Makamı;%51 aydılık olan tezkiye edilmiş kalp %10 daha aydınlanarak %61 e ulaşır
Beka Makamı; Zikir artar ve kalpteki aydınlık %71e ulaşır
Züht Makamı; Zikir günün yarısını aşar kalpteki aydınlanma %81 e ulaşır
Muhsinler Makamı; Zikir daimi zikre yaklaşır Kalpteki aydınlık %91e ulaşır
Ulul Elbab Makamı; Daimi zikre geçilir Kalp %100 aydınlanır
Nefsimizdeki 19 afet tamamen şeytana sığınak olmak vasfindan kurtulmuştur Yani nefs, talepte bulunabilecek melcelerden tamamen kurtulmuştur Bu melceler olmadığı için şeytan onlara sığınamaz ve bize talep de ulaştıramaz Nefsimizden hiçbir negatif talebin yükselmediği bu noktaya, “Nefsimizin Talepsizlik noktası diyoruz Burada 19 afet yok olur ve onların yerlerine, ruhumuzun 19 hasleti fazıllar olarak kalbimize yerleşir Nefsimizin talebi, ruhumuzun talebiyle aynıdır Kalbimizde iki ses yerine tek ses vardır Bu ses Hakk'ın sesidir

RUHUN YARATILIŞI

Ruh üfürülererk yaratılmıştır
32 SECDE9: sümme sevvâhü ve nefeha fiyhi min rûhihî ve ce’ale lekümüssem’a vel’ebsâre vel’ef’ideh, kaliylen mâ teşkürûn
Sonra (Allah) onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik vücudun içine) ruhundan üfürdü ve onu (onun ruhunun kalbine) sem’i (kalbin işitme hassası) basar (kalbin görme hassası) ve fuad (kalbin idrak etme hassası) hassalarına (sahip) kıldı Ne kadar az şükrediyorsunuz

15 HİCR29: feizâ sevveytühü ve nefahtü fiyhi min rûhiy feka’û lehü sâcidiyn
Onu nefsle dizayn edip ve Ruhumdan O’na üfürdüğüm zaman ona secde edin

Allah’u Tealâ önce insanı şekillenmiş bir çamurdan yaratıyor ve onun içine nefs vucudu dizayn ediyor İnsana ruhundan üfürdüğü zaman, insan en üstün mahluk durumuna geliyor Ve bütün meleklere secde emrini veriyor
İnsanı üstün kılan insanın fizik vücudu veya nefsi değil ruhudur Çünkü ruh ahsen olarak yaratılmıştır Yaratılırken 19 hasletin sahibidir Allah’ın bütün emirlerini yerine getirmek üzere, yasak ettiklerini ise yapmamak üzere programlanmıştır Ruh fizik vucudun ve nefsin işlediği hiçbir günaha iştirak etmez Onlardan ayrılır Vazifesi burada bitmez Tekrar onlarla beraber olduğu zaman, onlara işledikleri günah sebebiyle azap uygular Daima Allah’ın güzelliklerini insana telkin eder İnsanın aklını Allah’ın emirleri ve nehiyleri doğrultusunda ikna etmeye çalışır Ruh Allah’ın emrindendir Allah’ın emrinden olan diğer bütün yaratılanlar gibi o da vazifesini tamamlayarak Allah’a geri dönmek üzere programlanmıştır İnsanın üç vucudundan sadece ruh, Allah’ın zatına ulaşabilir Yeryüzündeki herşeyi yaratan Allah, ruhun kendisine ulaşması için, göğüde yedi kat olarak düzenliyor Ruh, 7 kat olarak dizayn edilen gök katlarını aşıp yedinci katın yedi alemini geçerek ademe (boşluk, yokluk)ulaşabilir ve Allah’ın zatında yok olabilir Bu özelliğin sahibidir
İşte Rabbimiz Bakara suresi 29uncu ayette bu sebeble göğün yaratılışını anlatmaktadır

2 BAKARA 29: Hüvellezi halâka leküm ma fil ardı cemi’an sümmesteva ilessemai fe sevvahünne seb’a semavati Ve hüve bikülli şey’in alîm
O (Allah) ki; yeryüzündeki şeylerin hepsini sizin için yarattı, sonra (kudret ve iradesiyle) göğe yönelip, onları da yedi (kat) gök olarak düzenledi O, her şeyi bilen ALÎM’dir

RUH AHSENDİR VE TEK YÖNLÜDÜR
Allahû Tealâ ve Tekaddes Hzleri “İrciî ilâ Rabbiki (Rabbine dön) emrini bütün kulları için vermiştir Allah’ın Zat'ına dönecek ve O'nda fani olacak, yok olacak olan bizim ruhumuzdur Bir tek, ruh, Allahû Zülcelâl Hznin Zat'ına ulaşabilmeye yetkili kılınmıştır Nefis ve ceset, Allah’ın Zat'ına ulaşamazlar Bu sebepledir ki, ruh saf ve temiz olmalı ki, Allah’ın Zat'ına ulaşabilme yetkisi kendisine verilsin
Ruh bir tek yönde Allah’ın Zat'ı hedef olmak üzere istikametlendirilmiştir Kur’ânı Kerîm'imizde Rabbimiz ruhu hep temsilcisi olarak vaz ediyor ve değişik kademelerdeki ruhların varlığı, irşad yolundaki vazifeden kaynaklanıyor Kur’ânı Kerîm'imizde, ruhumuzun da nefsimiz gibi tezkiye ve tasfiyesinin gerekli ve lüzumlu olduğuna dair hiç bir işarete rastlamak mümkün değildir Rabbimiz ruhu şöyle tasvir ediyor:

Kulirrûhu min emri Rabbî
17İsra85
De ki; Ruh, Rabbinin emrindendir

Rabbimizin emrinden olan bu varlığın, Allah’ın bizdeki üç emanetinden sadece birisi olduğunu Rabbimiz, Ahzab Sûresinin 72 Âyeti Kerîme'sinde açıklıyor;

33 AHZAB72: innâ aradnel’emânete alessemâvâti vel’ardı velcibâli fe’ebeyne en yahmilnehâ ve eşfakne minhâ ve hamelehal’insân, innehü kâne zalûmen cehûlâ
Muhakkak ki biz, emaneti göklere, arza ve dağlara teklif ettik de bunu yüklenmekten çekindiler ve ondan korktular Onu insan yüklendi Çünkü o zalim ve cahildir

İşte hiç kimsenin yüklenmediği bu emâneti Allahû Tealâ kendisine iade etmemizi emrediyor

4 NİSA 58: innallahe ye’mürüküm en tüeddûl’emânâti ilâ ehlihâ ve izâ hakemtüm beynennâsi en tahkümû bil’adl, innallahe ni’immâ ye’izuküm bih, innallahe kâne semiy’an basıyrâ
Allah emanetleri sahibine teslim etmenizi emreder İnsanlar arasında hakemlik ettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder Muhakkak ki Allah bununla size bir nimet veriyor Ve Allah işiten ve bilendir

Bu sebeple, Allah’ın emaneti olan ruhu, Rabbimize teslim etmemiz gerek Ruhun da, Allah’ın Zat'ından başka bir istikameti olmadığı gibi talebi de yoktur Buna rağmen Allah’ın emrini yerine getirebilmesi ancak, Allah’ın emirlerinin, vücut ülkesindeki tatbik edilmesine bağlıdır Ancak bu yolla, yani nefsin tezkiyesine paralel olarak hedefine ulaşır Allah’ın Zat’ına vasıl olur
Ruhun, Rabbine dönebilmesi için önce ceset adı verilen bu hapishaneden kurtulması ve Rabbine ulaşması gerekir Mürşide ulaşmayan bir kişinin ruhunun, ceset adı verilen hapishaneden Allah’a ulaşabilecek hüviyette kurtulması mümkün değildir Mürşide ulaşan kişinin ruhu ise Sıratı Müstakiyme ulaşır ve oradan bütün huzur namazlarına ulaşır ve kılar

90 BELED10: ve hedeynâhünnecdeyn
Bir de ona , iki yolu (hak ile batılı) gösterdik

90 BELED11: felaktehamel’akabete
Fakat o , sarp yokuşu aşmaya girişmedi (Kendisine verilen bunca nimetlere şükretmedi)

90 BELED12: ve mâ edrâke mel’akabeh
O sarp yokuşun ne demek olduğunu sen bilirmisin?

90 BELED13: fekkü rekabetin
O kölenin (ruhun) azadıdır

Âyeti Kerîme'lerin ilk bölümü Rabbimize dönecek olan ruhumuzun ceset adı verilen bu hapishaneden kurtulması ile ilişkilidir Sonra üstümüzde yaratılan 7 katlı gök yolculuğunu tamamlaması ile ilgilidir Âyeti Kerîmelerin ikinci bölümü nefsimizin tezkiye vasıtalarından olan zekât ve birr'in toplamı şeklinde ifade edilen, helâl rızıktan hak sahipleri tarafından infak edilmesidir Çünkü ruhun yolculuğu nefsin tezkiyesi şartına bağlanmıştır Nefsi, 7 Tezkiye kademesinde tezkiye olmayan bir cesetteki ruhun Rabbine dönüp, vasıl olması mümkün değildir

RUHUN 19 HASLETİ
1 Sevgi
2 İman
3 Doğruluk
4 Adalet
5 Edeb
6 Kemalat
7 Cömertlik
8 Sukunet
9 İtaat
10 Sabır
11 Tevazu
12 Kanaat
13 Şükür
14 Ketumiyet
15 Hakikat
16 Meziyet
17 Vefa
18 Samimiyet
19 Tevhid

1 SEVGİ
Sevgi Allah’ın insana verdiği hasletlerin en üst seviyesinde olandır Yüce Rabbimiz nasıl kendisinden bize sonsuz bir sevgi akımı varsa bizden de başkalarına sonsuz bir sevgi akışını öngörmektedir

Ha entüm ülâi tühibbûnehüm ve lâ yühibbûneküm ve tü’minûne bilkitâbi küllih
3Ali İmran119
Onlar sizi sevmedikleri halde, siz onları seversiniz ve kitabın butününe imân edersiniz

Görülüyor ki, bizi sevmeyenleri bile sevmek Allah’ın temel görüşüdür Ve bundan 14 asır önce böyle bir toplum oluşmuştur Hayra ulaşan ve saadeti yaşayan bir toplum İşte bu sebeple o devre Asrı Saadet denmiştir Bu âyeti kerîmede saadetin esasının, kitabın bütününe imân etmek, yani sadece İslâm'ın 5 şartıyla değil, nefsimizin, ruhumuzun ve fizik vücudumuzun teslimlerini tamamlayarak, amel etmek olduğu da açıklık kazanıyor

Muhammedün Resûlüllâh, vellezîne meâhu eşiddâü alelküffâri ruhamâü beynehüm
48Fetih29
Muhammed (SAV), Allah’ın Resûlüdür O'nunla beraber olanlar, kâfirlere karşı sert, birbirlerine karşı muhabbetkâr ve merhametlidirler

Lâ yenhââkümüllâhü anillezîne lem yükââtilûûküm fiddîîni ve lem yühricûûküm min diyââriküm en teberrûûhüm ve tüksitûû ileyhim, innellâhe yühıbbülmüksitîîn
60Mümtehine8
Allah din uğrunda sizinle savaşmayan, sizi diyarınızdan çıkarmayan kimselere, iyilik yapmanızı ve adil muamele etmenizi yasaklamaz Çünkü, Allah adil davrananları sever

Vellezîne tebevveüddâra velîmâne min kablihim yühibbûne men hâcera ileyhim
59Haşr9
Bunlardan evvel Medine'yi yurt ve imân evi edinenler kendilerine hicret edenleri severler

2 İMÂN
İslâm olmanın 3 şartından biri tek Allah'a imân etmektir İmân olmadan yolâ çıkmak mümkün değildir

İnnemâ yü'minü biâyâtinellezîne izâ zükkirû bihâ harrû sücceden ve sebbehû bihamdi Rabbihim ve hüm lâ yestekbirûn
32Secde15
Bizim âyetlerimize yalnız o kimseler imân ederler ki, âyetlerimiz hatırlarına gelirse secde ile yere kapanırlar Rab'lerini överek tesbih ve tenzih ederler Ve tekebbür etmezler (büyüklenmezler)

Efemen kâne mü'minen kemen kâne fâsikan, lâ yestevûn
32Secde18
Mü'min fasık gibi midir? Bunlar bir olmazlar

3 DOĞRULUK
Doğruluk her hatanın işlenmesine mani olacak en sağlam haslettir Yalan, işlenen hatanın örtülmesi için, gizlenmesi için başvurulan bir yanlış davranıştır

Afallahü anke, lime ezinte lehüm hatta yetebeyyenelekellezîne sadekû ve ta'lemelkâzibîri
9Tevbe43
Allah seni affetsin, fakat (sadıklar) sence belli olmadan yalancıları (kâzipleri) bilmeden evvel niye onlara izin verdin

Kâle hiye râvedetnî an nefsî ve şehide şâhidün min ehlihâ, in kâne kamîsuhû kudde min kubülin fesadekat ve hüve minelkâzibin
12Yusuf26
“O benden murad almak diledi dedi Kadının ailesinden bir şahit de şehadet etti Eğer Yusuf’un gömleği önünden yırtılmışsa kadın gerçek söylüyor O yalancılardandır

Ya eyyühellezîne amenüttekullâhe ve kulu kavlen sedîdâ
33Ahzab70
Ey imân edenler Allah'dan sakının doğru söz söyleyin

Hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekalmürselûn
36Yasin52
İşte bu Allah’ın vaadettiği, gönderilen peygamberlerin doğruyu (gerçeği) söyledikleri gündür

Kâle senenzuru esadekte em künte minelkâzibîn
27Neml27
Bakalım gerçek mi söylüyorsun yoksa yalancılardan biri misin ?

4 ADÂLET
İnsanlar nefisleri dolayısıyla hata yaparlar Bu hata başkalarına zarar verebilir Böyle bir durumda zarara uğrayanın zararının giderilmesi gerekir ki bu tatbikata, yani hakkın sahibine teslimine adâlet denir

Yâ ülülılmi kaimen bilkıst
3Ali İmran18
Adâleti kaim kılan ilim sahipleri

Ya eyyühellezîne âmenû kûnû kavvâmîne lillâhi şühedâe bilkıst, ve lâ yecrimenneküm şeneânü kavmin alâ ellâ ta'dilû
5Maide8
Ey imân edenler, Allah için adil şahitler olun Bir topluluğa öfkelenmeniz sizi adâlet etmemekle vebale sürüklemesin Adâlet edin

Semmeûne lilkezibi ekkâlûne lissüht fein cauke fehküm beynehüm ev a'rid anhüm, ve in tü'rid anhüm felen yedurrûke şeyen ve in hakemte fehküm beynehüm bilkıst, innallâhe yühibbülmüksitîn
5Maide42
Onlar, yalana kulak verenler, haram mal yiyenlerdir Eğer sana gelirlerse aralarında hükmet veya onlardan yüz çevir Eğer onlardan yüz çevirirsen, onlar sana hiçbir zarar veremezler Şayet aralarında hükmedersen adaletle hükmet Allah adâletle hükmedenleri sever

Kul emera Rabbî bilkıst
7Araf29
De ki, “Rabbim adâleti emreder

Feizâ câe resûlühüm kudıye beynehüm bilkıstı vehüm lâ yezlemûn
10Yunus47
Onlara resullerimiz geldiğinde aralarında adâlet ile hüküm edilir, onlara zulüm yapılmaz

Ve min kavmi Mûsâ ümmetün yehdûne bilhakkı ve bihî ye'dilûn
7Araf159
Musa'nın kavminden bir topluluk Hakk'a ulaştırırlar ve adâletle emrederler

Ve mimmen halâkna ümmetün yehdune bil hakkı ve bihî ya'dilûn
7Araf 181
Bizim yarattıklarımızdan öyleleri vardır ki; Hakka ulaşırlâr ve adâletle hüküm verirler

5 EDEB
Edeb, insanın kendi içinde, diğer insanlarla, mürşidiyle ve özellikle Allah ile ilişkilerinde en saygılı davranış biçimini sergilemesidir Bir kişinin makamının altında davranışı tevazu, makamı seviyesinde davranışı vekar, makamından ötede davranışı kibirdir

Lâ yühibbüllâhülcehra bissûi minelkavli lilâ men zulim, ve kânellâhü semîan alîyma İntübdû hayran ev tühfûhü ev tühfûhü an sûin feinnallâhe kâne afüvven kadîrâ
4Nisa148,149
Allah kötü sözün âşikâr söylenmesini sevmez Meğer ki, söyleyen zulüm görmüş ola Allah işitir, bilir Eğer hayrı âşıkâr veya saklı kılsanız veya bir kötülüğü affetseniz Allah da affeder Çünkü O affeden ve Kâdir olandır

Ve ibadürrahimânillezîne yemşûne alelardı hevnen ve izâ hatebehümülcâhilûne kâlû selâmâ Vellezîne yebîtûne lirabbihîm sücceden ve kıyâmen
25Furkan63,64
Rahmân'ın öyle kulları vardır ki, onlar yeryüzünde tevazu vakar ile yürürler Şayet onlara kendini bilmez kimseler söz atacak olurlarsa incitmeyecek cevap verirler Rabb'leri için geceyi secde ve kıyam içinde geçirirler

6 KEMALÂT
Kemalât, kişinin kemâle ermesi, insanı kâmil olmasıdır Kâmil insanın en alt mertebesi ihlâstır Salâh ise başkalarına kemâl öğretecek Mürşidlerin derecesidir Hiç kimse irşad olmadan ihlâsa ulaşamaz
Ve lâkinnallâhe habbebe ilekümülîymâne ve zeyyenehû fîy kulûbiküm ve kerrehe ileykümülküfre velfüsûka velısyân, ülâike hümürrâşidûn
49Hucurat7
Allah size imânı sevdirdi Kalbinizi onunla (imanla) tezyin etti Fıskı, küfrü, isyanı iğrenç kıldı Onlar irşad olanlardır

7 CÖMERTLİK
İnsanın elindeki imkânı isteyerek, hoşlanarak başkalarına vermesi hali cömertliktir İnsanı yücelten bir haslettir Çünkü Rabbimiz çok infak edenleri velâyetin en üst 2 seviyesine lâyık görüyor İhlâs ve Salâh
Ellezîne yünfîkûne fisserrâi veddarrâ'
3Ali İmran134
Onlar ki, bollukta ve darlıkta infak ederler

Ve câhedü fî sebilillahi bi emvâlihim ve enfüsihim
49Hucurat15
Allah yolunda malllarıyla ve nefisleriyle cihad ederler

Tü’minûne billâhi ve Resûlihî ve tücadihûne fî sebîlillâhi bi emvâliküm ve enfüsiküm, zâliküm hayrun leküm in küntüm ta'lemûn
61Saf11
Allah ve Resûlüne imân sahibi iseniz malllarınızla ve nefsinizle cihad edersiniz Bu sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz

8 SÜKÛNET
Sükûnet, insanın iç dünyasında nefsi ile Ruhu arasındaki kavganın, savaşın bitmesi halidir ki İslâmın 3 üncü ve son faktörüdür Harp bitmiş yerine sûlh ve sükûn gelmiştir

Hüvellezî enzeles sekînete fî kulûbilmü’minîne liyezdâdû îmânen mea îmânihim
48Fetih4
İmân sahiplerinin imânlarına imân katmak için onların kalplerine sükûneti indiren O'dur

Fe enzelelâhü sekînetehû alâ resûlihi ve alelmü'minîne ve elzemehüm kelimetettekvâ ve kânû ehakka bihâ ve ehlehâ
48Fetih26
Allah Resûlüne ve imân sahiplerinin gönüllerine sükûneti indirdi Onların takva sözünü tutmalarını sağladı Onlar bu söze lâyık ve ehil kimselerdi

9 İTAAT
Toplumun dünya üzerinde düzenle yaşaması emirlere itaat ile mümkündür Bu emir verme mertebesinde olanın emri yerine getirilmezse kaos olur, kargaşa olur Allah ile ilişkilerimizde de asıl olan Allah’ın bütün emirlerinin yerine getirilmesidir Yani Allah'a itaattir

Ve mâ erselnâ mîn rasûlin illâ liyütâa biiznillâh
4Nisa64
Biz her Resûlü Allah’ın izniyle itaat olunması için göndeririz

Men yütıırresûle fekad etââallah, ve men tevelIâ femââ erselnââke aleyhim hafîîzââ
4Nisa80
Kim Resûle itaat ederse Allah'a itaat etmiş olur Kim yüz çevirirse seni onların üzerine muhafız göndermedik

Ve etîullâhe ve Resûlehû ve lâ tenâzeû fetefişelû ve tezhebe rîhuküm vasbir, innellâhe meassâbirin
8Enfal46
Allah'a ve Resûlüne itaat edin, kavga (niza) etmeyin yoksa korkarsınız ve kuvvetiniz gider Sabredin şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir

İnnellezîne yübâyiûneke innemâ yübâyiûnellâh
48Fetih10
Şüphesiz Sana biat edenler, Allah'a biat etmiş olur

Ve kerrahe ileykümülküfra velfüsûka velısyân
49Hucurat7
Allah sizden küfrü, fıskı ve isyanı giderdi

10 SABIR
Sabır, tahammül ederek beklemektir Bir zulûm karşısında, hemen intikam almaya teşebbüs etmemek, acıya katlanmak ve beklemektir Allah sabredene mutlaka bir kurtuluş kapısı açar

Ve lemen sabere ve ğaterâ inne zâlike limen azmilümûr
42Şura43
Kim sabreder suç bağışlarsa, bu işlerin en hayırlısıdır

Ve cealnâ ba'daküm liba'dın fitneh, e tesbirûn
25Furkan20
Biz birbirinizi diğerine bela ve fitneye sebep kıldık, bakalım sabredebilecek misiniz?

Veleneblüvenneküm bişeyin minelhavfi vel cûi ve naksin minelemvâli velensüsi vessemarât, ve beşşirissâbirin
2Bakara155
Sizi biraz açlık biraz korku biraz da mallardan, canlardan meyvelerden eksilterek imtihan edeceğiz Sabredenlere müjdele

Ezilletin alelmü'minîne e izzetin alelkâfirîn
5Maide54
Onlar mü’minlere karşı alak gönüllü, fakirlere karşı izzetli

11 TEVAZU
Tevazu bir insanın sahip olduğu makamın altında davranışıdır “Derviş gönülsüz gerek sözü Yunus tarafından tevazuyu da kapsayacak biçimde söylenmiştir

Velâ temşi filardı merahâ, inneke len tahrikalerda velen teblüğalcibâle tûlâ
17İsra37
Yeryüzünde kibir ve azametle yürüme çünkü yeri delemezsin, uzunlukta dağlara erişemezsin

Ve ibâdürrahmânillezîne yemşûne alelerdı hevnâ
25Furkan63
Rahmân'ın kulları yeryüzünde tevazu ile yürürler

12 KANAAT
Muhakkak ki Allah'ın bir kula ihsan ettiği herşey optimaldir En uygun seviyededir İşte Allah’ın verdiği ile yetinmek kanaattir ve Allah'dan razı olmak ancak bununla mümkündür
Lâ yecîdûne fî sudûrihim hâceten min mâ ûtu ve yu'sirune alâ enfüsihim velev kâne bihim hasâsah
59Hicr9
Muhacirine verilen ganimetten dolayı kalblerinde bir arzu duymazlarKendileri ihtiyaç içinde olsalar bile

Ve evfülkeyle izâ kiltüm ve zinû bilkıstâsilmüstakîm, zâlike hayrun ve ahsenu te'vîlâ
17İsra35
Ölçtüğünüz zaman ölçeği yerine getirin, doğru terazi ile tartın Bu hal daha hayırlıdır Akibeti daha güzeldir

13 ŞÜKÜR
Allah’ın bize verdiği nimetlere, fizik nimetlere şükretmek asıldır Şükür kuru kuruya Allah’a şükranlarını sunmak değildir Allah bir para verdiyse o paradan zekâtımızı ve birrimizi verecek ondan sonra Allah’a şükredeceğiz O zaman şükür geçerli olur
Hamd ise Allah’ın ihsan ettiği fizik ötesi nimetler içindir Bu nimetler lâyık olanlara öğretilerek hamd edilir

İnnehü kâne abden şekûrâ
17İsra3
Şüphesiz O (Nuh) çok şükreden bir kulumuzdu

İ’malû alâ Davude şükra, ve kalîlün min ibadiyeşşekûr
34Sebe 13
Ey Davut ailesi nimetime şükredin Kullarımdan şükr edenler azdır

Ve lekad erselnâ Mûsâ biâyâtinâ en ahric kavmeke minezzulümâti ilânnûri vezekkirhüm bieyyâmillâh, inne fî zâlike leâyâtin likülli sabbarin şekûr
14İbrahim5
Biz Musaya kavmini karanlıklardan aydınlığa çıkar onları Allah’ın günleri boyunca zikrettir diye âyetler gönderdik İşte bunda sabır ve şükredenler için ibretler vardır

Ve lekad ateynâ Lukimânelhikmete enişkür lillâh
31Lokmân12
Biz Lokmân'a Allah'a şükret diye hikmet verdik

Kâle Yâ Mûsâ innîstafeytüke alennâsi birisâlâti ve bi kelâmî fehuz mâ âteytüke ve kün mineşşakirîn
7Araf144
Ey Mûsâ Ben seni rîsaletime ve kelâmımla üstün kıldım, seçtim Artık sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol

Mâ yefalüllâhü biazâbiküm in şekertüm
4Nisa147
Şükrederseniz Allah size azab etmez

Lein şekertüm le ezîdenneküm
14İbrahim7
Eğer şükrederseniz ni'metlerinizi artırırız

14 KETUMİYET
Ketumiyet, ketm'etmek, saklamak, sır saklamak anlamına gelir İnsanlar kendilerine emniyet edilerek, güvenerek açıklanan sırları saklamak zorundadırlar

Ve izâ câehüm emrun minelemni evilhavfi ezâu bih, velev raddûhü ilerrasûli ve ilâ ülilemri minhüm lealimehüllezîne yestenbiûnehû minhüm
4Nisa83
Emniyet veya korku haberi geldiği zaman onu açıklarlar, o haberi Resûle ve Ulûlemre bıraksalar ve açıklamasalardı o haberi çıkaranlar ne olacağını elbette onlardan öğrenirlerdi

Lâ yühibbüllâhülcehra bissûi minelkavli lilâ men zulim,
4Nisa148
Allah kötu sözün aşikâr söylenmesini sevmez, meğer ki, söyleyen zulüm görmüş ola

15 HAKİKAT
Hak Allah'tır Allah’ın bir ismidir Bu sebeple Allah’a ulaşmak hakka ulaşmak ve hakikati öğrenmek anlamına kullanılır Hakikate ulaşılamazsa dalâlet söz konusudur Ruhumuzun programlandığı haslet, hakikate yani Allah'a ulaşma hasletidir Hakikat bir de gerçek anlamına gelir Allah’ın indirdikleri ile alâkalıdır


Zâlikelyevmülhakk, fe men şâettehaze ilâ Rabbihî meâbâ
78Nebe39
İşte o gün hak günüdür (Hakka ulaşma günüdür) (Allah’a ulaşmayı) Dileyen kendine Rabbine giden bir yol tutar ve Rabbi onun için bir sığınaktır

Ve min kavmin Mûsâ ümmetün yehdûne bilhakkı
7Araf159
Musa'nın kavminden bir topluluk Hakk'a ulaştırırlar

Ve kezzebe bihî kavmüçke ve hüçvel hakk
6En’am66
Kur’ân hakk iken kavmin onu yalan saydı

Femâ zâ ba'delhakkı illâddalâlü
10Yunus32
Artık haktan sonra dalâletten başka ne vardır

Kulillâhü yehdî lilhak, efemen yehdî ilelhakki ehakku en yüttebea emmen lâ yehiddî illâ en yühdâ, fe mâ leküm keyfe tehkümûn Ve mâ yettebiu ekseruhüm illâ zannâ, innezzanne lâ yüğnû minelhakkı şeyâ
10Yunus35,36
De ki; Allah hakka ulaştırır, acaba hakka ulaştırana mı ittiba daha layıktır, yoksa kendisi hidâyete ulaştırılmadan hakka ulaştıramayan kişiye mi? Size ne oluyor? Nasıl böyle hükmediyorsunuz? Onların pek çoğu zanna tâbî oluyor şüphesiz zan hiç bir zaman hakkın yerini tutamaz
Efemen ya'lemü ennemâ ünzile ileyke min Rabbikel hakku kemen hüve a'mâ
13Rad19
Rabbin tarafından sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse kör gibi midir?
16 MEZİYET
Meziyet ruhumuzun hasletlerinden kullanma alanına girmiş olanlardır Yani hangi hasletleri kullanabiliyorsak biz o seviyedeki meziyetin sahibiyiz demektir

Vellezîne yebîtûne lirabbihîm sücceden ve kıyâmâ
25Furkan64
Rabb'leri için geceyi secde ve kıyam içinde geçirirler

Vellezîne lâ yeşhedûnezzûre, ve izâ merrû billağvi merrû kirâmâ
25Furkan72
O kullar yalan yere şahadet etmezler

Ve zeyyenehû fî kulûbiküm ve kerrahe ileykümülküfra velfilsûka velisyân
49Hucurat7
Kalbinizi müzeyyen kıldı ve küfrü, fıskı ve isyanı size kerih kıldı

17VEFA
Vefa verilen bir söz, bir ahd, bir misak veya bir yeminin yerine getirilmesi, ifa edilmesi halidir Ahde vefasızlık ise sorumluluğu gerektirir Tabii bu husus Allah ile olan ahdlerimizde daha da önem kazanır

Ellezîne yûfûne biahdillâhi velâ yenkudûnel misâk
13Rad20
Onlar ki, ahdlerine vefa ederler ve misaklarını bozmazlar

Ve men evfa bimâ âhede aleyhüllâhe
48Fetih10
Allah'a verdiği ahde vefa edenlere, Allah büyük ecir hazırladı

Ve evfû bilahd, innelahde kâne mesûlâ
17İsra34
Ahde vefa edin Şüphesiz ahidde sorumluluk var

Ve lekâd kânû âhedüllâhe min kablü lâ yüvellûneledbâr ve kâne ahdillâhi mesûlâ
33Ahzab15
Ve andolsun ki bundan evvel arkalarını dönmeyeceklerine dair Allah'a ahd vermişlerdi Allah’a ahd vermek kişiyi mesul eder

Minelmü'minîne ricâlün sadekû mâ ahedüllâhe aleyhi feminhüm men kadâ nehbehû ve minhüm men yentezirû, ve mâ beddelû tebdîlâ
33Ahzab23
Mü’minlerden bazı adamlar, sıdk ile ahidlerine sadık çıktılar Onların bir kısmı ahidlerini yerine getirip şehid oldu Bir kısmı şehadeti bekliyordu, onlar ahidlerinde hiç bir şey değiştirmediler

18 SAMİMİYET
İnsanın Allah’ın emrettiği gibi olması hali samimiyettir İnsan kalben böyle olmadığı halde başkalarına öyle bir görüntü veriyor ise bu samimiyetin olmadığını gösterir

Ellezîne yünfîkûne emvâlehüm fî sebilillâh, sümme lâ yütbiûne min enfekû mennen ve lâ ezen lehüm ecruhüm ınde Rabbihîm, ve lâ havfün aleyhim ve lâ hümyehzenûn
2Bakara262
Onlar ki, mallarını Allah yolunda infak ederler, sonra infak ettiklerini başa kakmazlar, kimseye eziyet vermezler Onların Rab'leri yanında mükâfatları vardır Onlar için korku yoktur Onlar mahzun da olmazlar
Kavlün mâ'rûfün ve meğfiratün hayrun min sadekatin yetbeuhâ ezâ
2Bakara263
Güzel bir söz söylemek, kusuru örtmek, arkasından eziyet gelen sadakalardan hayırlıdır

Yâ ey'ühellezîne âmenû lâ tübtilû sadekâtiküm bilmenni velezâ, kellezî yünfiku mâ lehû riâennâsi ve lâ yü'minü billâhi velyevmilâhir
2Bakara264
Ey imân edenler, Nas'a gösteriş olmak üzere malını harcayan Allah’a ve Ahiret Gününe inanmayan kimseler gibi sadakalarınızı başa kakmak eziyet vermek ile hükümsüz kılmayın
Festekı kemâ ümirte ve men tâbe meake ve lâ tetgav
11Hud112
Emrolunduğun gibi dosdoğru ol ve beraberindekilerle tevbe et, haddi aşmayın

19 TEVHİD
Tevhid Allah’ın tek olduğuna imân etmektir Tevhid aynı zamanda insanların tek bir fırka oluşturmasıdır Yani Sırâtı Müstakîm üzerinde olmalarıdır Yani Hizbullâh olmalarıdır Sadece Allah’ın Ahdini yerine getirmek üzere Sırâtı Müstakîme (Allah'a ulaştıran yola) vasıl olanlar tevhid emrine itaat edenlerdir

Vellezîne keferû ba'duhüm evliyâü ba'd, illâ tefalûhü tekün fitnetün filardı ve fesâdün kebir
8Enfal73
Kâfirler birbirlerinin yardımcılarıdır Siz yardımlaşmazsanız yeryüzünde büyük fesad çıkar

Ve katilûhüm hatta lâ tekûne fitnetün ve yekuneddînü küllühû lillâh, Feinintehev feinnelâhe bimâ ya'melûne basîr
8Enfal39
Hiçbir fitne kalmayıp, bütün din Allah’ın dini oluncaya kadar onlarla kıtalde bulunun (onlarla savaşın) Vazgeçerlerse muhakkak ki, Allah onların amellerini görmektedir

VUSLAT EMRİ

7 ARAF172: ve iz ehaze rabbüke min beniy âdeme min zuhûrihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm alâ enfüsihim, elestü birabbiküm, kaâlû belâ, şehidnâ, en tekuûlû yevmelkıyâmeti innâ künnâ an hâzâ gaâfiliyn
Ve o zamanki (ezelde) Allah Adem oğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini çıkardı (aldı) ve onları nefsleri üzerine şahit tutarak dediki:
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
Dediler ki:
“Evet (Sen bizim Rabbimizsin) Biz şahitleriz
Kıyamet günü: “Muhakkakki biz bundan gafilleriz (bizim bundan haberimiz yoktu) demesinler diye


İşte o gün her üç vucudumuz da Allah’a yemin vermiştir
Fizik vücudumuzun yemini AHD (Fizik vucudun Allah’a kul olacağına dair)
Nefsimizin yeminiYEMİN ( Nefsini tezkiye edeceğine dair)
Ruhumuzun yemini MİSAK ( Ruhumuzu Allah’a ulaştıracağımıza dair)
 

Similar threads

17 YALAN, TEKZİB Bu konudaki Âyeti Kerîme'ler aşağıdadır Fentekamnâ minhüm fenzur keyfe kâne âkibetülmükezzibîn 43Zuhruf25 Bunun üzerine biz onlardan öç aldık, yalancıların sonunun nasıl olduğuna bir bak Ya eyyühellezine âmenû lime tekûlûne mâ li tefalûn Kebüra melden indellâhi en...
Cevaplar
0
Görüntüleme
263
İnsanın bu kademelerde zikir artışıyla birlikte Allah yolunda nefsiyle cihadetmesi gerekiyor Allah’u Teâlâ insanları malları, evlatları ile sınar Onları çeşitli musibetlerle imtihan eder Onlara infak etmeyi öğretir Onlara başka insanları kendilerinden öne geçirmeyi öğretir Sabrı öğretir Onlara...
Cevaplar
0
Görüntüleme
99
34 ALLAH’IN DAVETİ Allahû Tealâ insanları, Nisa Suresi 58 âyeti kerimedeki gibi 3 vücudun teslimine davet eder İslâm olmaya, irşada davet eder Bu teslimler sırayla gerçekleşir Önce ruhun teslimi gelir Allahû Tealâ bütün insanları ruhun teslimine davet eder Allah bütün insanları fizik vücudun...
Cevaplar
0
Görüntüleme
109
NEFS TEZKİYESİ VE RUHUN ALAHA TESLİMİ 15 Basamak 1Nefsi Emmare Mürşidine ulaştıktan sonra kişi zikre başlıyor “Allah, Allah, Allah, Allah diyerek Allah’ın ismiyle zikrediyor Allah’ın katından rahmetle fazl ve rahmetle salavat adlı iki grup nur gelir Rahmetle fazl birinci grup, rahmetle...
Cevaplar
0
Görüntüleme
160
67 MÜLK10: Ve kaâlû lev künnâ nesma’u ev na’kılü mâ künnâ fiy ashâbissa’ıyr Ve derler ki: “Eğer biz işitmiş ve akıl etmiş (idrak etmiş) olsaydık burada ateş ehlinin içinde mi olurduk Burda mefhumu muhalifinden hareketle kesin bir olgu görüyoruz Cehennem bekçilerine ne diyor o insanlar “Eğer...
Cevaplar
0
Görüntüleme
91
858,500Konular
982,396Mesajlar
32,982Kullanıcılar
yeumedısaSon üye
Üst Alt