nicebayan
FD Üye
- Katılım
- Ara 24, 2016
- Mesajlar
- 94,678
- Etkileşim
- 2
- Puan
- 38
- Yaş
- 37
- Web sitesi
- nicebayan.com
- F-D Coin
- 95
ABDÜLEHAD NÛRÎ
İstanbul'da yetişen büyük velîlerden İsmi Abdülehad Nûrî bin Muslîhuddîn Mustafa Safâî bin İsmâil bin Ebü'lBerekât, künyesi Ebü'lMekârim'dir 1594 (H1003) veya 1604 (H1013) senesinde Sivas'ta doğdu Annesi Şemseddîni Sivâsî'nin büyük kardeşi Muharrem Efendinin kızı Safâ Hâtundur Abdülehad Nûrî Efendi ilim tahsîline Sivas'ta başladı İstanbul'da tamamlayıp zâhirî ve bâtınî ilimlerde yüksek derecelere ulaştı 1651 (H1061) senesi Safer ayının birincil Cumâ günü ikindi vaktine yakın vefât etti Cenâze namazı Azîzzâde Şeyh Abdülbâkî Efendi tarafından kıldırılıp Eyüp Nişancası'nda, mürşidi Abdülmecîd Sivâsî hazretlerinin türbeleri karşısına defnedildi Sevenlerinden Yûsuf Ağazâde Mustafa Efendi, kabrinin üzerine bir türbe yaptırdı
Abdülehad Nûrî Efendi, daha üç yaşında iken annesinin amcası büyük âlim Şemseddîn Sivâsî'nin nazar ve feyzine kavuştu Şemseddîn Sivâsî hazretleri vefâtına yakın; Abdülehad'ı bana getirin!buyurdu Abdülehad'ı getirip Şemseddîn Sivâsî'nin kucağına verdiler Şemseddîn hazretleri Abdülehad'ı ilâhî sırlarla dolu göğsüne bastırdı ve bütün bir teveccüh ile teveccühte bulundu Sonra Anne Hâtuna teslim etti Emirleri üzerine, mahremleri olan hanımlar dışarı çıktılar Onlardan sonra içeriye, dışarda bekleyen halîfeleri ve talebeleri girdiler Şemseddîn Sivâsî onlarla birlikte, bir saat dek Allahü teâlânın zikri ile meşgûl oldular daha sonra bir duâ okumaya başladılar ve duânın bitiminde rûhunu teslim ettiler Oradakilerden bâzısı, vefât etti, bâzısı da vefât etmedi diye değişkenlik ettiler En sonunda içlerinden birisi, Şemseddîn Sivâsî'nin yanına varıp, vefatını fark etti, mahzûn ve karamsar bir şekilde diğerlerine bildirdi
Abdülehad Nûrî Efendi hemen şimdi küçük yaşta babasız kaldı Dayısı Abdülmecîd Sivâsî yeğenini himâyesine alarak tahsîl ve terbiyesiyle meşgûl oldu
Halvetiyye yolunun büyüklerinden Şeyh Şemseddîni Sivâsî'nin halîfesi olan Abdülmecîd Efendi, devrin pâdişâhı Sultan Üçüncü Mehmed Han göre dâvet edilince yeğeni Abdülehad Nûrî'yi de berâberinde İstanbul'a getirdi Abdülehad Nûrî bir yana medrese tahsîline devâm ederken bir yanlamasına da dayısından tasavvuf terbiyesi gördü Kırk erbaîn yâni bin altı yüz gün sürekli yalnız olarak bir yerde îtikâf edip ibâdetle meşgûl oldu Mânevî derecelere kavuştu Mürşidi hocası Abdülmecîd Sivâsî'den icâzet, diploma alarak halîfesi olduHocası tarafından insanları içten yola ulaştırmaya memur edildi Yirmi yaşlarında kitap yazmaya başladı
Abdülehad Efendi, Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek işâretleri ile Midilli'ye gönderildi Sırası Gelmişken en kısa zamanda tekrar İstanbul'a döneceğini bildirdi Abdülehad Efendi Midilli'yi teşrif ettiklerinde, yetmiş gayri müslim, onun vâsıtasıyla İslâmiyeti kabûl etti Midilli halkı Abdülehad Efendiyi çok sevdi ve anında hepsi ona talebe oldu Dayısı ve hocası olan Abdülmecîd Sivâsî bu durumu duyunca; Âferin Abdülehad'a! Umduğumuzdan fazla tasarruf kuvvetine sâhipmişbuyurdu O sırada, deniz filosu komutanlarından hayır sâhibi bir zât olan Bâlîzâde Hasan Bey, Midilli'ye gelişinde; câmi, dergâh ve pekçok odalar ve yemekhâneden meydana gelen bir külliye yaptırdı Burayı Abdülehad Efendi ve ondan sonradan gelecek talebelerine tahsîs etti
Zamânın şeyhülislâmı Yahyâ Efendi, Midilli'de Abdülehad Efendinin verdiği vâzları, dersleri ve hizmetleri fazla beğenerek, kalbten bir sevgi beslemeye başladı Bir gün Abdülmecîd Sivâsî'nin ziyâretine giden Yahyâ Efendi ona; Abdülehad Çelebi'yi dâvet edin de, mehmed Ağa dergâhını ona verelim İnşâallah o, İstanbul'da vâzları ve halkı içten yola götürmesi ile, zamânının bir tânesi olacaktırdedi Abdülmecîd Sivâsî bu teklifi kabûl etti Bir mektup yazıp, Abdülehad Efendiyi çağırınca, anında İstanbul'a geldi Sayesinde dayısı ve hocası Abdülmecîd Sivâsî'nin huzûruna girdi Dayısı; Oğul, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi seni ister Varın ziyâret edin Murâdı şerîfleri nedir? Bir görünbuyurdu Yahyâ Efendinin huzûruna varınca, Şeyhülislâm; Abdülehad Çelebi! Sana merhûm Mehmed Ağa dergâhını verdik Burası şerefli bir dergâhtırdedi Abdülehad Efendi, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin bu teklifini kabûl etti ve duâ buyurdu Oradan ayrılıp, hocası Abdülmecîd Sivâsî'nin yanına gitti ve durumu talep etti Dayısı da; Allah mübârek eylesin Midilli'yi, feth ile gönülleri ihyâ ettin İnşâallah İstanbul'da da fazla kimsenin ebedî saâdetine vesîle olursun Hiç durma, yerine bir talebeni tâyin edip, vâlideni ve talebelerinden gelmek isteyenleri alıp gel! Dergâhında talebelerini edep ile meşgûl oldedi Abdülehad dayısı ve hocası Sivâsî'nin emrine uyup, talebelerinden fıkıh ve tasavvuf yolunu iyi haberdar olan, Alîmî Efendiyi yerine bıraktı Vâlidesini ve talebelerinden birkaçını alıp, İstanbul'daki Mehmed Ağa dergâhına yerleşti Burada yirmisekiz yıl vâz ve nasîhatla meşgûl oldu 1635 senesi Rabî'ulâhir ayından îtibâren; Ayasofya, Fâtih ve Sultan Ahmed câmilerinde vâz vermeye başladı *
İstanbul'da yetişen büyük velîlerden İsmi Abdülehad Nûrî bin Muslîhuddîn Mustafa Safâî bin İsmâil bin Ebü'lBerekât, künyesi Ebü'lMekârim'dir 1594 (H1003) veya 1604 (H1013) senesinde Sivas'ta doğdu Annesi Şemseddîni Sivâsî'nin büyük kardeşi Muharrem Efendinin kızı Safâ Hâtundur Abdülehad Nûrî Efendi ilim tahsîline Sivas'ta başladı İstanbul'da tamamlayıp zâhirî ve bâtınî ilimlerde yüksek derecelere ulaştı 1651 (H1061) senesi Safer ayının birincil Cumâ günü ikindi vaktine yakın vefât etti Cenâze namazı Azîzzâde Şeyh Abdülbâkî Efendi tarafından kıldırılıp Eyüp Nişancası'nda, mürşidi Abdülmecîd Sivâsî hazretlerinin türbeleri karşısına defnedildi Sevenlerinden Yûsuf Ağazâde Mustafa Efendi, kabrinin üzerine bir türbe yaptırdı
Abdülehad Nûrî Efendi, daha üç yaşında iken annesinin amcası büyük âlim Şemseddîn Sivâsî'nin nazar ve feyzine kavuştu Şemseddîn Sivâsî hazretleri vefâtına yakın; Abdülehad'ı bana getirin!buyurdu Abdülehad'ı getirip Şemseddîn Sivâsî'nin kucağına verdiler Şemseddîn hazretleri Abdülehad'ı ilâhî sırlarla dolu göğsüne bastırdı ve bütün bir teveccüh ile teveccühte bulundu Sonra Anne Hâtuna teslim etti Emirleri üzerine, mahremleri olan hanımlar dışarı çıktılar Onlardan sonra içeriye, dışarda bekleyen halîfeleri ve talebeleri girdiler Şemseddîn Sivâsî onlarla birlikte, bir saat dek Allahü teâlânın zikri ile meşgûl oldular daha sonra bir duâ okumaya başladılar ve duânın bitiminde rûhunu teslim ettiler Oradakilerden bâzısı, vefât etti, bâzısı da vefât etmedi diye değişkenlik ettiler En sonunda içlerinden birisi, Şemseddîn Sivâsî'nin yanına varıp, vefatını fark etti, mahzûn ve karamsar bir şekilde diğerlerine bildirdi
Abdülehad Nûrî Efendi hemen şimdi küçük yaşta babasız kaldı Dayısı Abdülmecîd Sivâsî yeğenini himâyesine alarak tahsîl ve terbiyesiyle meşgûl oldu
Halvetiyye yolunun büyüklerinden Şeyh Şemseddîni Sivâsî'nin halîfesi olan Abdülmecîd Efendi, devrin pâdişâhı Sultan Üçüncü Mehmed Han göre dâvet edilince yeğeni Abdülehad Nûrî'yi de berâberinde İstanbul'a getirdi Abdülehad Nûrî bir yana medrese tahsîline devâm ederken bir yanlamasına da dayısından tasavvuf terbiyesi gördü Kırk erbaîn yâni bin altı yüz gün sürekli yalnız olarak bir yerde îtikâf edip ibâdetle meşgûl oldu Mânevî derecelere kavuştu Mürşidi hocası Abdülmecîd Sivâsî'den icâzet, diploma alarak halîfesi olduHocası tarafından insanları içten yola ulaştırmaya memur edildi Yirmi yaşlarında kitap yazmaya başladı
Abdülehad Efendi, Resûlullah efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek işâretleri ile Midilli'ye gönderildi Sırası Gelmişken en kısa zamanda tekrar İstanbul'a döneceğini bildirdi Abdülehad Efendi Midilli'yi teşrif ettiklerinde, yetmiş gayri müslim, onun vâsıtasıyla İslâmiyeti kabûl etti Midilli halkı Abdülehad Efendiyi çok sevdi ve anında hepsi ona talebe oldu Dayısı ve hocası olan Abdülmecîd Sivâsî bu durumu duyunca; Âferin Abdülehad'a! Umduğumuzdan fazla tasarruf kuvvetine sâhipmişbuyurdu O sırada, deniz filosu komutanlarından hayır sâhibi bir zât olan Bâlîzâde Hasan Bey, Midilli'ye gelişinde; câmi, dergâh ve pekçok odalar ve yemekhâneden meydana gelen bir külliye yaptırdı Burayı Abdülehad Efendi ve ondan sonradan gelecek talebelerine tahsîs etti
Zamânın şeyhülislâmı Yahyâ Efendi, Midilli'de Abdülehad Efendinin verdiği vâzları, dersleri ve hizmetleri fazla beğenerek, kalbten bir sevgi beslemeye başladı Bir gün Abdülmecîd Sivâsî'nin ziyâretine giden Yahyâ Efendi ona; Abdülehad Çelebi'yi dâvet edin de, mehmed Ağa dergâhını ona verelim İnşâallah o, İstanbul'da vâzları ve halkı içten yola götürmesi ile, zamânının bir tânesi olacaktırdedi Abdülmecîd Sivâsî bu teklifi kabûl etti Bir mektup yazıp, Abdülehad Efendiyi çağırınca, anında İstanbul'a geldi Sayesinde dayısı ve hocası Abdülmecîd Sivâsî'nin huzûruna girdi Dayısı; Oğul, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi seni ister Varın ziyâret edin Murâdı şerîfleri nedir? Bir görünbuyurdu Yahyâ Efendinin huzûruna varınca, Şeyhülislâm; Abdülehad Çelebi! Sana merhûm Mehmed Ağa dergâhını verdik Burası şerefli bir dergâhtırdedi Abdülehad Efendi, Şeyhülislâm Yahyâ Efendi'nin bu teklifini kabûl etti ve duâ buyurdu Oradan ayrılıp, hocası Abdülmecîd Sivâsî'nin yanına gitti ve durumu talep etti Dayısı da; Allah mübârek eylesin Midilli'yi, feth ile gönülleri ihyâ ettin İnşâallah İstanbul'da da fazla kimsenin ebedî saâdetine vesîle olursun Hiç durma, yerine bir talebeni tâyin edip, vâlideni ve talebelerinden gelmek isteyenleri alıp gel! Dergâhında talebelerini edep ile meşgûl oldedi Abdülehad dayısı ve hocası Sivâsî'nin emrine uyup, talebelerinden fıkıh ve tasavvuf yolunu iyi haberdar olan, Alîmî Efendiyi yerine bıraktı Vâlidesini ve talebelerinden birkaçını alıp, İstanbul'daki Mehmed Ağa dergâhına yerleşti Burada yirmisekiz yıl vâz ve nasîhatla meşgûl oldu 1635 senesi Rabî'ulâhir ayından îtibâren; Ayasofya, Fâtih ve Sultan Ahmed câmilerinde vâz vermeye başladı *